Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, nüfus kaydının gerçek durumu yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirildiği söz konusudur. (HGK 30.01.2008 gün 2008/2-36-47 sayılı kararı) Somut olayda; ... 01/01/1964 doğumlu olarak çocuğu olarak dedesi ... ve babaannesi ... hanesine baba beyanı üzerine 29/07/1979 tarihinde nüfusa tescil edilmiş, çocuğun gerçek baba ve annesi olduğu iddia edilen ... ve ... 11/03/1983 tarihinde evlenmişlerdir. Davacıların iddiasının kabulü halinde çocuk, anne ve babasının evlilik birliğine tescil edilecek, dolayısı ile anne ve baba arasındaki soybağı TMK.nun 282. maddesi gereği kurulacaktır. Davacılar, ana ve baba yönünden ...'ın kaydının düzeltilmesini istemiştir. Davacıların iddialarının kabulü halinde, yukarıda da açıklandığı gibi; ...'ın kayden baba ve annesi görünen ... ve ......

    in davalı ... nüfusundaki kaydının iptali ile davacılar çocuğu olarak tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı...'dan evlilik dışı doğan küçükler ...'in anne ...önceki evliliğine kaydedildiğini bildirerek, yanılış kaydın iptali ile ... ve ... çocukları olarak nüfusa tescilini istemiş; mahkemece, DNA testi yapılmasının zorunlu olduğundan davacıya masrafını yatırması için verilen kesin süreye rağmen gereğinin yapılmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Dava hatalı nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkin olup, kamu düzenine ilişkin olan bu tür davalarda, hâkim maddi olguları re’sen araştırır ve kanıtları serbestçe takdir eder....

      İşte bu noktada, nüfus kütüğünde yer alan doğru olmayan kayıtlar, ilgilileri veya Cumhuriyet savcısı tarafından açılacak olan kayıt düzeltme davası ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak adlandırılmakta olup zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir (YHGK, 11.02.1998, 2- 87/77 sayılı kararı) Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında, nüfus kaydının gerçek durumu yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirildiği söz konusudur....

      konu taşınmazın tapu kaydının iptali ile veraset ilamındaki payı oranında davacılar adına tescili amacıyla işbu davanın açıldığını belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne, tapu kaydının iptali ile mirasçılar adına tesciline karar verilmesini istemiştir. 3....

        Somut olayda, davacı evlilik birliği içinde edinilen taşınmazın muvazaa ile diğer davalıya satıldığı iddiasıyla tapu iptali ve tescili davasını açmış olup, taşınmaz hakkında aile konutu iddiası yer almadığı, taşınmazın tapu kaydının iptali ile ½ payının davacı adına tapuya tescilini istediği anlaşılmaktadır. Uyuşmazlığın katkı payı alacağı istemine ilişkin olmadığı gibi davacının mal rejiminin tasfiyesini amaçlayan bir talebinin bulunmadığı nazara alındığında, davanın muvazaa nedeni ile açılan tapu iptali ve tescil davası olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle Borçlar Kanunu’ndan kaynaklanan uyuşmazlığın genel görevli Asliye Hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nun 21. ve 22. maddeleri gereğince...6. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 27.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/257 KARAR NO : 2022/307 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : KULU ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2021/504 E, DAVA KONUSU : Genel Muvazaaya (BK 19) Dayalı Tapu İptali ve Tescili Davası KARAR : KULU ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'nin 2021/504 Esas sayılı dosyasında 26/10/2021 tarihli kararına karşı davalı T4 istinaf başvurusu üzerine dosya dairemize tevzi edilmekle yapılan ön inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalılardan Tacettin'in 15.07.1997 tarihinde evlendiklerini, evlilik birlikteliği müddetince müvekkili ile Tacettin’in birikimleri ile Konya ili, Kulu ilçesi, Karşıyaka mah. 2 ada, 14 parsel 2....

          Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: Dava, evlilik birliği içinde edinilen taşınmazın tapu kaydının iptali ve davacı adına tescili istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, uyuşmazlığın TMK.'nun 3. kitabından kaynaklandığını belirterek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Aile Mahkemesince; davanın 4721 sayılı TMK.nın yürürlüğe girdiği tarihten önce açıldığı, davacının talebinin 743 sayılı MK ve 818 sayılı BK kapsamında değerlendirilebileceği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. Türk Medeni Yasasının yürürlüğü ve uygulama şekli hakkındaki 4722 Sayılı Yasanın 10. maddesinde “T.M.Y.’nın yürürlüğe girdiği tarihten önce evlenmiş olan eşler arasında bu tarihe kadar tabi oldukları mal rejimi devam eder....

            İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan kooperatif kaydının iptal ve tescili isteğine ilişkindir. 4787 sayılı Aile Mahkemeleri'nin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun'un 5133 sayılı Kanunla değişik 4. maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere aile hukukundan (TMK'nun m. 118-395) kaynaklanan bütün davaların Aile Mahkemesi'nde bakılacağını hükme bağlamıştır. Durum böyle iken, davanın mal rejiminin tasfiyesi talebinin koşulları oluşup oluşmadığı değerlendirilerek sonucuna göre davanın esası hakkında karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile görevsizlik kararı verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil-Aile Konutu Şerhi Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı, aile konutu olarak özgülenen, eşi adına kayıtlı taşınmazın, davalı eşi tarafından birlikte yaşadığı diğer davalıya rızası dışında devredildiğini ileri sürerek, davalılardan ... adına olan tapu kaydının iptali ile davalı eşi adına tescili ve tapu kaydına aile konutu şerhi konulmasını talep etmiştir. Mahkemece, davacı ile davalı eşin uzun süredir ayrı yaşadıkları ve bu nedenle satış sırasında konutun aile konutu vasfında olmadığı gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiştir....

                Türk Medeni Kanunu'nun 292. maddesi gereği evlilik dışı doğan çocuğun ana ve babasının birbirleriyle evlenmeleri ile çocuğun evlilik içi doğum gibi soybağı hükümlerine tabi olur. Çocuğun evlilik birliğine kaydedilmesi için davacılar birlikte Türk Medeni Kanunu’nun 293. maddesi gereğince nüfus memurluğuna bildirmeleri gerekli ve yeterlidir. Üstelik bildirimin yapılmamış olması çocuğun evlilik birliği içinde doğan çocuklara ilişkin hükümlere tabi olmasını engellemez. Öte yandan Türk Medeni Kanunu'nun 36/1. maddesine göre, kişisel durum, bu amaçla tutulan resmi sicille belirlenir. Aynı Kanunun 39 ve Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 35/1. maddeleri uyarınca, kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiç bir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz, ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir....

                UYAP Entegrasyonu