Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil K A R A R Genel mahkeme tarafından kurulan hüküm, evlilik birliği içerisinde edinilen taşınmazın mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak yapılan satışın geçersiz olduğu iddiasına dayalı tapu kaydının iptali ile önceki maliki olan davalı adına tescili isteğine ilişkin bulunduğuna göre, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 10.01.2013 tarih 1 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 21.01.2013 tarih 1 nolu Kararı ile kabul edilen ve 26.01.2013 tarih 28540 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (14.) Hukuk Dairesi'ne ait olması icap eder....

    İlki mevcut nüfus kaydındaki baba kaydının iptali, ikincisi ise genetik baba olan ... üzerine kayıt istemidir. Nüfus kaydının düzeltilmesi davası, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30.01.2008 tarih 2008/2-36-47 sayılı içtihadında açıklandığı üzere, resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi nedeniyle, mevcut kaydın düzeltilmesi davasıdır. Böyle bir dava sonucunda, kaydının düzeltilmesi istenen kişinin, o tarihe kadar kayıtlı olduğu haneden çıkıp, başka bir haneye tescil edilecek olması da, davayı soybağı davası haline dönüştürmez. Bu nedenle davacının birinci talebi, gerçeğe aykırı beyanla baştan beri yanlış olan sicilin düzeltilmesi niteliğinde olup, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunun 36. maddesi kapsamına giren nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Ancak, davacının genetik baba hanesine kayıt istemi, anne ve baba olduğu iddia edilen kişiler arasında evlilik ilişkisi bulunmadığından, baba yönünden soybağının düzeltilmesi talebidir....

      İlki mevcut nüfus kaydındaki anne ve baba kaydının iptali, ikincisi ise gerçek anne ve baba üzerine kayıt istemidir. Nüfus kaydının düzeltilmesi davası, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30.01.2008 tarihli ve 2008/2-36-47 sayılı içtihadında açıklandığı üzere, resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi nedeniyle, mevcut kaydın düzeltilmesi davasıdır. Böyle bir dava sonucunda, kaydının düzeltilmesi istenen kişinin, o tarihe kadar kayıtlı olduğu haneden çıkıp, başka bir haneye tescil edilecek olması da, davayı soybağı davası haline dönüştürmez. Bu nedenle davacının birinci talebi, gerçeğe aykırı beyanla baştan beri yanlış olan sicilin düzeltilmesi niteliğinde olup, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesi kapsamına giren nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Davacının gerçek anne ve baba hanesine kayıt istemi de anne yönünden yine nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır....

        İlki mevcut nüfus kaydındaki anne ve baba kaydının iptali, ikincisi ise gerçek anne ve baba üzerine kayıt istemidir. Nüfus kaydının düzeltilmesi davası, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30.01.2008 tarih 2008/2-36-47 sayılı içtihadında açıklandığı üzere, resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi nedeniyle, mevcut kaydın düzeltilmesi davasıdır. Böyle bir dava sonucunda, kaydının düzeltilmesi istenen kişinin, o tarihe kadar kayıtlı olduğu haneden çıkıp, başka bir haneye tescil edilecek olması da, davayı soybağı davası haline dönüştürmez. Bu nedenle davacıların birinci talebi, gerçeğe aykırı beyanla baştan beri yanlış olan sicilin düzeltilmesi niteliğinde olup, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi kapsamına giren nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Davacının gerçek anne ve baba hanesine kayıt istemi de anne yönünden yine nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır....

          ın nüfustaki evlilik tarihi kaydının iptalini istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Nüfus müdürlüğünün ihbarı üzerine ... davaname ile müteveffa ...'ın nüfus kayıtlarında 21.05.1973 tarihli ölüm, 16.06.1974 tarihli evlenme kaydının bulunduğunu, buna göre bir kimsenin ölümünden sonra evlenemeyeceğinden nüfustaki evlenme kaydının iptalini istemiştir. Mahkemece davanın kabulü ile 16.06.1974 tarihli evlenme kaydının iptaline karar verilmiştir. Davaname ile evlilik tarihinin iptali istenmiş ise de, davaname içeriğine göre istemin evlilik tarihinin yanlış yazılması nedeniyle düzeltilmesi olarak değerlendirilmesi gerektiği, çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince iptal isteminin düzeltmeyi de kapsadığı dikkate alınarak öncelikle, verilecek karardan hukukları etkilenecek olan ...'...

            Davacı, 1986 yılında ölen kardeşinin Fatma adındaki eşiyle resmi nikahlı olarak evliyken öldüğünü, kendisinin Fatma ile evlilik dışı olarak yaşamaya başladığını ve 2009 yılında evlendiğini, fiili birliktelik döneminde evlilik dışı olarak 1990 doğumlu Habibe, 1994 doğumlu Mustafa adlı çocuklarının olduğunu; Fatma'nın nüfusa bildirimi üzerine çocukların evlilik dışı olarak Fatma hanesine tescili gerekirken; ölen kardeşi Kazım'ın Fatma ile evliliğinden olmuş gibi Kazım'ın nüfus hanesine tescil edildiklerini bildirerek; çocukların nüfus kayıtlarının gerçeğe uygun hale getirerek düzeltilmesini talep etmiştir. Çocukların doğum tarihi gözönüne alındığında Kazım-Fatma evliliğinden olmuş gibi nüfusa tescil edilmeleri mümkün değildir. Mevcut şekilde tescil açıkça kayıtlar arasında çelişki oluşturmaktadır. Kayıtlar arasındaki bu çelişkinin giderilmesi soybağının düzeltimi işlemi niteliğinde değildir. Nüfus idaresi doğru sicil oluşturmakla yükümlüdür....

              Türk Medeni Kanunu'nun 292. maddesi gereği evlilik dışı doğan çocuğun ana ve babasının birbirleriyle evlenmeleri ile çocuğun evlilik içi doğum gibi soybağı hükümlerine tabi olur. Çocuğun evlilik birliğine kaydedilmesi için davacılar birlikte Türk Medeni Kanunu’nun 293. maddesi gereğince nüfus memurluğuna bildirmeleri gerekli ve yeterlidir. Üstelik bildirimin yapılmamış olması çocuğun evlilik birliği içinde doğan çocuklara ilişkin hükümlere tabi olmasını engellemez. Öte yandan Türk Medeni Kanunu'nun 36/1. maddesine göre, kişisel durum, bu amaçla tutulan resmi sicille belirlenir. Aynı Kanunun 39 ve Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 35/1. maddeleri uyarınca, kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiç bir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz, ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir....

              nın kendi çocuğu olduğunu, dava dışı İbrahim ile evliyken, ... ile evlilik dışı ilişkisinden dünyaya geldiğini ileri sürmektedir. Davalılar ... ve eşi ...; duruşmadaki beyanlarında "küçük ... isimli çocuğun, davacı ...'nın ... ile evlilik dışı ilişkisinden doğduğunu, ... o tarihte evli olduğu için, evlilik dışı ilişkisinden dünyaya gelen bu çocuğu nüfusa kaydettiremediğini, çocuğun mağdur olmaması için kendi çocuklarıymış gibi gerçeğe aykırı beyanla üzerlerine kaydettirdiklerini, çocuğun kendi çocukları olmadığını" kabul etmişlerdir. Davalılar ... ve ...'in bu beyanlarına göre, dava iki yönlüdür. Birincisi; küçük ...'nın davalılar ... ve ...'in üzerindeki kaydının, gerçeğe aykırı beyanla oluştuğu iddiasına dayanan nüfus kaydının düzeltilmesi; İkincisi ise, çocuğun babasının ... olduğunun tespiti ile ...in nüfusuna tescili isteğidir. Küçük ...'nın, ... ve ...’in üzerindeki kaydı iptal edilmedikçe, babalığa ilişkin ikinci isteğin incelenmesi hukuken mümkün değildir....

                Nüfus kaydının düzeltilmesi davası, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30.01.2008 tarihli 2008/2-36-47 sayılı içtihadında açıklandığı üzere, resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi nedeniyle, mevcut kaydın düzeltilmesi davasıdır. Böyle bir dava sonucunda, kaydının düzeltilmesi istenen kişinin, o tarihe kadar kayıtlı olduğu haneden çıkıp, başka bir haneye tescil edilecek olması da, davayı soybağı davası haline dönüştürmez. Bu nedenle davacının birinci talebi, gerçeğe aykırı beyanla baştan beri yanlış olan sicilin düzeltilmesi niteliğinde olup, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesi kapsamına giren nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Davacının gerçek anne ve baba hanesine kayıt istemi de anne yönünden yine nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmaması, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur....

                  Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, davalı tarafından evlilik birliğinden önce hileli davranışlarla davacıya aldırıldığı ileri sürülen ev ve araç kaydının iptali ile kendi adına tescili istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, uyuşmazlığın aile hukukuna ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Aile Mahkemesi ise, davacının malvarlığı rejiminin tasfiyesine ilişkin bir talebi olmadığı, uyuşmazlığın genel hükümlere göre çözümlenmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda davacı ile davalı evli olup, aralarında görülmekte olan bir boşanma davası da bulunmamaktadır....

                    UYAP Entegrasyonu