Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı ..., yapılan satışın ihtiyaç sebebiyle gerçekleştiğini, boşanma davasında aleyhine hükmedilen tazminatın ödenebilmesi için satmak zorunda kaldığını, satışın gerçek olup, muvazaa söz konusu olmadığını, kaldı ki davacının ev hanımı olup evlilik boyunca gelir getiren işte çalışmadığını, katkısı bulunmadığını bildirmiş, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, satışın gerçek olup muvazaa sözkonusu olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm; davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar 09.01.2001 tarihinde evlenmişler, 23.09.2009 tarihinde açılan ve kabulle sonuçlanan boşanma davasının 15.07.2010 tarihinde kesinleşmesiyle evlilik birliği sona ermiştir. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir (TMK.247.md.). Dava, mal rejiminin boşanma sebebiyle tasfiyesi gereği tapu iptali ve tescili isteğine ilişkindir....

    Bu geçersizliği, rızası gereken eş konutun bu vasfını devam ettirmesi koşuluyla evlilik birliği süresince ileri sürebilir. Evlilik, boşanma ile sona ermiş ise, Türk Medeni Kanununun 194. maddesinin "aile konutuna" sağladığı koruma da sona erer ve diğer eşin rızası alınmadan yapılan tasarruf işlemi yapıldığı andan itibaren geçerlilik kazanır. Toplanan delillerden; davacı erkek ile davalı ...'ın 02.09.2016 tarihinde kesinleşen kararla boşandıkları anlaşılmaktadır. Evlilik boşanma ile sona erdiğine göre dava konusu taşınmaz aile konutu olma niteliğini kaybetmiştir. Türk Medeni Kanununun 194. maddesine dayalı tapu iptal ve tescil ile aile konutu şerhi işlenmesine yönelik dava konusuz kalmıştır. Ne var ki davacı erkek dava dilekçesinde dava konusu taşınmazın tapu iptal ve davalı eş adına tescili ile aile konutu şerhi konulmasını olmadığı taktirde ise bedelinin ödettirilmesini talep etmiştir....

      Tüm bu nedenlerle, davacının resmi olarak evlilik yaptığı dikkate alınarak gerçek durumu yansıtmayan medeni hal kaydının 5490 sayılı NHK 35.maddesi hükmüne göre, mahkemece düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken hukuki yarar dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine kararı verilmesi hukuka ve yasaya uygun görülmemiştir. Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353/1- b-2 maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, "davanın kabulü ile davacının nüfus kaydındaki medeni hal hanesindeki "bekar" kaydının "evli" olarak düzeltilmesine, evlilik vukuatının Eyüp Belediye Başkanlığında düzenlenen 2017/1626 cüzdan kayıt numaralı evlilik cüzdanına esas dayanak belgelere göre nüfusa tesciline", kesin olmak üzere karar verilmiştir. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle: A-Davacı vekilinin istinaf taleplerinin KABULÜ ile; Gaziosmanpaşa 2....

      Tüm bu nedenlerle, davacının resmi olarak evlilik yaptığı dikkate alınarak gerçek durumu yansıtmayan medeni hal kaydının 5490 sayılı NHK 35.maddesi hükmüne göre, mahkemece düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken hukuki yarar dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine kararı verilmesi hukuka ve yasaya uygun görülmemiştir. Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353/1- b-2 maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, "davanın kabulü ile davacının nüfus kaydındaki medeni hal hanesindeki "bekar" kaydının "evli" olarak düzeltilmesine, evlilik vukuatının Eyüp Belediye Başkanlığında düzenlenen 2017/1626 cüzdan kayıt numaralı evlilik cüzdanına esas dayanak belgelere göre nüfusa tesciline", kesin olmak üzere karar verilmiştir. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle: A-Davacı vekilinin istinaf taleplerinin KABULÜ ile; Gaziosmanpaşa 2....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 09.04.2008 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; dava dilekçesinin görev yönünden reddine dair verilen 03.02.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, davalı adına tapuda kayıtlı olan 217 parseldeki 33/2400 payı gerçekte kendisinin satın aldığını ancak isteği üzerine davalı adına tescil edildiğini belirterek tapu kaydının iptali ile adına tescili isteğinde bulunmuştur. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiştir....

        Davacı vekili, dava dilekçesinde mal rejiminin tasfiyesi talebi dışında davalının muvazaalı olarak devrettiğini iddia ettiği davaya konu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davalı eş adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Davacının taşınmazın tapu kaydının iptali ile kendisi adına tesciline ilişkin bir talebi bulunmamaktadır. Muvazaa nedenine dayalı tapu iptali ve tescili davalarında görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Mahkemece davacının tapu iptali ve tesciline ilişkin talebi konusunda görevsizlik kararı vermesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde davacının tapu iptali ve tescili talebinin reddine karar verilmesi doğru olmadığından, davacının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin tapu iptali ve tesciline ilişkin kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle ; 1- Davacının istinaf başvurusunun kararın esası ve davacının istinaf sebepleri incelenmeksizin KABULÜ ile; Şanlıurfa 1....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Evlilik Kaydının İptali Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı dava dilekçesi ile murisi....'nın 24/10/1941 tarihinde öldüğünü, ancak 26/03/1942 tarihinde ....ile evlendiğinin nüfusa kayıt edildiğini, ölü insanın 1 yıl sonra evlenemeyeceğini, sonradan nüfusa yanlış ve gerçek olmayan bir evlilik varmış gibi kayıt yapıldığını, bu evlilik kaydının doğru olmadığını, iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece davacının babası....'nın daha önce vefat etmiş olduğu,...'...

          ın babası Murat'ın ... ile evlilik dışı ilişkisinden doğmuş gibi annesi ... hanesine kaydedildiği oysa gerçek annesinin baba Murat ile resmi evli olan İfakat olduğu ileri sürülerek, davalı ...'ın annesi Şükriye hanesindeki kaydının iptali ile annesi İfakat olarak babası Murat hanesine tesciline karar verilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü ile davalı ...'ın kayden annesi olan Şükriye Hanesindeki kaydının iptaline, adı geçenin annesi İfakat babası Murat olarak tashihen tesciline karar verilmiştir. Dosyada toplanan bilgi ve belgelerden davalı ...'ın gerçek annesinin Şükriye değil, babası Murat'ın resmi eşi İfakat olduğu belirlenmiş olup bu hususa ilişkin mahkemenin tespitinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; Yargılama sırasında getirtilen nüfus kayıtları içeriğinden, davalı ...'...

            in gerçek babası hanesine tescili istemi Türk Medeni Kanunu'nun 301 ve devamı maddelerinde düzenlenen babalığın tespiti istemine ilişkin olup, 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun'un 4. maddesinde 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere (TMK. 118-395) kaynaklanan bütün davalarda aile mahkemesinin görevli olduğunun hükme bağlandığı ve aile mahkemesi kurulmayan yerlerde Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenen asliye hukuk mahkemelerinde davanın aile mahkemesi sıfatı ile görülüp karara bağlanması gerektiği dikkate alındığında, babalık ve nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak davalar tefrik edilip, eldeki davaya babalık davası olarak bakılması ve nüfus kaydının düzeltilmesi davasının bekletici mesele kabul edilmesi, davacının mevcut kaydının iptali ile annesi Fatma üzerine tescili isteminde ise, davanın nüfus kayıtlarındaki düzeltme davası olarak yeni bir esasa kaydedelip asliye hukuk mahkemesinde...

              ın bu doğum ve ölüm kaydının nüfus kütüğüne tescili istenilmiştir. Dosyada toplanan bilgi ve belgelerden özellikle Kütahya Asliye 2. Hukuk Mahkemesinin 2002/321 Esas 2003/1267 karar sayılı ilamı ve buna dayanak yapılan belgeler ile görülmekte olan bu dava dosyasına konulan aile nüfus kayıt tablosu içeriğinden; doğum ve ölüm kaydının nüfus kütüğüne tescili istenilen ... ...'ın ... ... ile ... ...'ın evlilik birliği içerisinde Ocak 1940 tarihinde doğup, baba ...'in 2.5.1940 tarihinde ölümünden sonra Ağustos 1940 tarihinde öldüğü, buna karşın ...'nin gerek doğumunun, gerekse ölüm kaydının nüfuskütüğüne tescil edilmediği bu olgunun esas ve karar numarası belirtilen mahkeme kararı ile tespit edilerek tescil işleminin idari görev olduğunun hüküm altına alındığı anlaşılmaktadır....

                UYAP Entegrasyonu