a)BOŞANMA SEBEBİYLE AÇILACAK DAVALARA YÖNELİK DÜZENLEMEYE AYKIRILIK Katılma alacağı (TMK m. 231) boşanma davalarının feri niteliğinde değildir. Ancak, TMK m. 178 hükmüne göre, evliliğin boşanma sebebiyle son bulmasından doğan dava hakları, boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden "bir yıl geçmekle" zamanaşımına uğradığı da bir gerçektir. Bir yıllık süre için madde gerekçesinde; "Madde, boşanma sebebiyle açılacak davaların, evliliğin boşanma nedeniyle son bulmasından itibaren bir yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğunu hükme bağlamaktadır. Bu hüküm sayesinde, evliliğin boşanma nedeniyle son bulmasına rağmen eşlerin 'yıllar sonra' maddi ya da manevi tazminat ya da ilk kez istenilen yoksulluk nafakası dolayısıyla karşı karşıya gelmeleri önlenmek istenmiştir. Bütün alacak istemleri gibi boşanmadan doğan tazminat ve yoksulluk nafakası istemlerinin de bir zamanaşımı süresinin olması gerekir....
un anlatımları, davalının delil listesi ekinde sunduğu mesaj kayıtları ile fotoğraflar birlikte ele alındığında erkeğin evliliğin son dönemlerinde bu kapsamda erkeğin kadına nazaran daha ağır olduğu, ağır kusurlu olmasına rağmen hakkın kötüye kullanılması yasağına aykırı olarak davacının kendi ağır kusurunun varlığına karşın işbu boşanma davasını dercettiği, ancak bu haliyle açılan davanın reddinin gerektiği, kadının usulüne uygun açtığı karşı dava veya birleşen boşanma talepli davasının bulunmaması nedeniyle taleple bağlılık ilkesi gereğince davacının daha ağır kusuruna rağmen tarafların boşanmalarına hükmedilemeyeceği, daha hafif kusurlu davalının davacının açtığı boşanma davasına itiraz hakkı bulunduğu gerekçesi ile açılan boşanma davasının reddine, yasal koşulları oluşmadığından davacının maddî ve manevî tazminat talebinin reddine, davacının yoksulluk nafakası talebi bulunmaması nedeniyle bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, dosyanın boşanma ile sonuçlanmaması ve cevap dilekçesi...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı kadının boşanma davasının reddine ilişkin temyiz itirazları yersizdir. 2- Davacının mal rejiminin tasfiyesine dair talebi bulunmaktadır. Mal rejimi sona ermeden tasfiyeye gidilemez. Rejim ise, evliliğin boşanma veya iptal kararıyla sona ermesi halinde buna ilişkin davanın açıldığı, ölümle sona ermesi halinde, ölüm tarihinden, mal ayrılığına geçilmesi kararı verilmesi halinde ise, buna ilişkin dava tarihinden geçerli olmak üzere sona erer (TMK m. 225)....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı olan boşanma davasında (TMK m.166/1) davalı-karşı davacı taraf; kusur tespiti, kadının kabul edilen davası, reddedilen talepleri yönünden, davacı-karşı davalı taraf; erkeğin kabul edilen davası, kusur tespiti, reddedilen talepleri yönünden süresinde istinaf talebinde bulunmuştur. Evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ve ferilerine ilişkin (TMK m.166/1) eldeki davada, resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf sebepleriyle sınırlı olarak (HMK md. 355) mahkememizce yapılan inceleme sonucunda; mahkemece sık sık evi terk eden geri dönmesi karşılığında maddi menfaat ileri süren kadın ile eşine harçlık vermeyen erkeğin kusurlu olduğunu, kusurlarının eşit olduğuna karar vermiştir....
ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla birlikte edinilen konuta yapılan katkı bedelinin tespiti ile şimdilik 20.000,00 TL'nin faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir....
nun 166/1 maddesine dayalı evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma talebine ilişkindir....
Davalı (erkek )vekili cevap dilekçesinde özetle; tarafların evliliğin başında kısa bir süre davalının ailesiyle birlikte yaşadıklarını, sonrasında bağımsız yaşadıklarını, davalının kız kardeşinin davacının ağabeyiyle evli olduğunu, evliliğinde yaşadığı sorunlar nedeniyle davalının kız kardeşinin intihar ettiğini, bu nedenle tarafların evliliklerinde de sorunlar olduğunu, 1997- 1998 arası davalının boşanma davası açtığını, ancak davacının ısrarı, boşanırsa ortada kalacağını söylemesi, çocukların büyümesini beklemesini istemesi, kağıt üzerinde evliliğin devam etmesi talebi üzerine davalının davacıyı dinleyerek davasından vazgeçtiğini, evliliğin kağıt üzerinde devam ettiğini, ailelerinin birbirlerine düşman olması, davacının davalıya bir kadın bir eş gibi davranmaması, davalı nefret ettiği halde ısrarla sigara içmesi, kilo konusunda davalının uyarılarına rağmen sinirlenip üstüne daha dikkatsiz ve sağlıksız beslenmeye devam etmesi nedeniyle boşanma konusunu dile getirdiğinde de yine aynı...
Davalı (erkek )vekili cevap dilekçesinde özetle; tarafların evliliğin başında kısa bir süre davalının ailesiyle birlikte yaşadıklarını, sonrasında bağımsız yaşadıklarını, davalının kız kardeşinin davacının ağabeyiyle evli olduğunu, evliliğinde yaşadığı sorunlar nedeniyle davalının kız kardeşinin intihar ettiğini, bu nedenle tarafların evliliklerinde de sorunlar olduğunu, 1997- 1998 arası davalının boşanma davası açtığını, ancak davacının ısrarı, boşanırsa ortada kalacağını söylemesi, çocukların büyümesini beklemesini istemesi, kağıt üzerinde evliliğin devam etmesi talebi üzerine davalının davacıyı dinleyerek davasından vazgeçtiğini, evliliğin kağıt üzerinde devam ettiğini, ailelerinin birbirlerine düşman olması, davacının davalıya bir kadın bir eş gibi davranmaması, davalı nefret ettiği halde ısrarla sigara içmesi, kilo konusunda davalının uyarılarına rağmen sinirlenip üstüne daha dikkatsiz ve sağlıksız beslenmeye devam etmesi nedeniyle boşanma konusunu dile getirdiğinde de yine aynı...
İncelemeye konu dosyada; davalı erkek tarafından davacı kadın aleyhine Savaştepe Asliye (Aile) Hukuk Mahkemesinin 2020/86 Esas sayılı dosyasında 21/07/2020 tarihinde boşanma davası açıldığının anlaşılması üzerine, mahkemece, daha sonra 24/08/2020 tarihinde davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında davalı erkeğin HMK'nun 166/2 maddesi uyarınca boşanma davasının daha önce kendisi tarafından Savaştepe Asliye (Aile) Hukuk Mahkemesinde açılan boşanma davası ile birleştirme kararı verilmesi talebi uyarınca mahkemece aralarındaki bağlantı nedeniyle davaların birleştirilmesine karar verildiği, her iki dava arasında fiili ve hukuki bağlantı bulunup, mahkemece usulüne uygun yapılan birleştirme talebi uyarınca eldeki davanın ilk dava olan Savaştepe Asliye (Aile) Hukuk Mahkemesinde derdest bulunan erkeğin açtığı boşanma davası ile birleşitrilmesine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmakla, davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi...
Türk Medeni Kanununun 166. maddesinde "evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerin her birinin boşanma davası açabileceği" hükme bağlanmıştır. Bu hükmü, tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde, edebileceği biçiminde yorumlamak ve değerlendirmek doğru değildir. Çünkü böyle bir düşünce, kimsenin kendi eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği yönündeki temel hukuk ilkesine aykırı düşer. Diğer taraftan gene böyle bir düşünce tek taraflı irade ile sistemimize aykırı bir boşanma olgusunu ortaya çıkarır....