Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Mahkemece verilen hükme karşı, taraf vekillerince istinaf yoluna başvurulmuş olup, Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin yaklaşık 20- 25 yıldır başka bir kadınla yaşadığının tüm aile ve çevrede bilindiğini, aynı binada olmaları sebebiyle davalının bu hususu bilmediğinin iddia dahi edilmediğini, bu şartlarda mevcut evliliğin devamının mümkün olmadığının tüm şartlarla belli olduğunu, davacının burada davanın reddini talep etmesinin ''hakkın kötüye kullanılmasıdır'' olarak telaki edilmesi gerektiğini, evliliğin yeniden hayat bulmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığını, 25 yıldır ayrı yaşayan, karı-koca ilişkisi olmayan, davalı tarafından dava konusu dahi yapılmayan birlikteliğin herkesçe kabullenilmiş bir durum olduğunu, evliliğin sadece kağıt üzerinde kaldığını, evliliğin fiili olarak sona erdiğini, karı-koca ilişkisi kalmadığını ve bu hususun taraflarca da kabullenildiğini, tüm tanıkların aynı binada oturulduğunu, 25 senedir ayrı...

Türk Medeni Kanununun 166. maddesinde "evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerin her birinin boşanma davası açabileceği" hükme bağlanmıştır. Bu hükmü, tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlamak ve değerlendirmek doğru değildir. Çünkü böyle bir düşünce, kimsenin kendi eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği yönündeki temel hukuk ilkesine aykırı düşer. Diğer taraftan gene böyle bir düşünce tek taraflı irade ile sistemimize aykırı bir boşanma olgusunu ortaya çıkarır. Boşanmayı elde etmek isteyen kişi karşı tarafın hiçbir eylem ve davranışı söz konusu olmadan, evlilik birliğini devamı beklenmeyecek derecede temelinden sarsar, sonra da mademki birlik artık sarsılmış diyerekten boşanma doğrultusunda hüküm kurulmasını talep edebilir....

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı olan boşanma davasında (TMK m.166/1) davalı taraf; kararın tamamı yönünden süresinde istinaf talebinde bulunmuştur....

geçiminin sağlanmasını beklediğini, yaşananlar sonrasında davacının evliliğin dördüncü ayında işe başlamak zorunda kaldığını, davacı kadının çalışıp kazandığı paralara davalı erkeğin el koyduğunu, aşırı kıskançlık ve kısıtlama huyu olduğunu, evliliğin 7. ayında köye ailesinin yanına giderek onlarla birlikte kalmaya davacı kadını da zorladığını, orada 2 ay kaldıklarını, ancak geçimsizliğin hat safaya ulaştığını, davalının fiziksel şiddet uygulamaya başladığını, davalı erkeğin ailesinin de evliliğin bitmesi yönünde tavır sergilediğini, davalının annesinin davacı kadının annesini arayarak " kızının biletini alıp İstanbul'a yollayacağım " dediğini, taraflar iki ayın sonunda İstanbul'a döndüklerinde davalı erkeğin boşanma konusunda baskılarının devam ettiğini, Ağustos ayı sonunda da davacı kadın evliliği kurtarma ümidiyle karşı çıkmasına rağmen davalı erkeğin davacının parmağından yüzüğünü zorla çıkararak, elinden anahtarı da alarak hiçbir kişisel eşyasını almasına izin vermeden zorla...

AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 10/06/2022 NUMARASI : 2020/458 ESAS 2022/469 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Çekişmeli)) KARAR : Av. SÜLEYMAN YILMAZ-[16602- 06388- 69216] UETS Av....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı kadının boşanma davasının reddine ilişkin temyiz itirazları yersizdir. 2- Davacının mal rejiminin tasfiyesine dair talebi bulunmaktadır. Mal rejimi sona ermeden tasfiyeye gidilemez. Rejim ise, evliliğin boşanma veya iptal kararıyla sona ermesi halinde buna ilişkin davanın açıldığı, ölümle sona ermesi halinde, ölüm tarihinden, mal ayrılığına geçilmesi kararı verilmesi halinde ise, buna ilişkin dava tarihinden geçerli olmak üzere sona erer (TMK m. 225)....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı olan Karşılıklı boşanma davasında (TMK m.166/1) davacı-davalı taraf, nafaka ve tazminat miktarları yönünden, davalı-davacı taraf; reddedilen boşanma davası, delillerinin toplanmaması, kusur tespiti, davacı lehine hükmedilen nafakalar ve tazminatlar ile vekalet ücreti yönünden süresinde istinaf talebinde bulunmuştur....

    ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla birlikte edinilen konuta yapılan katkı bedelinin tespiti ile şimdilik 20.000,00 TL'nin faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir....

      a)BOŞANMA SEBEBİYLE AÇILACAK DAVALARA YÖNELİK DÜZENLEMEYE AYKIRILIK Katılma alacağı (TMK m. 231) boşanma davalarının feri niteliğinde değildir. Ancak, TMK m. 178 hükmüne göre, evliliğin boşanma sebebiyle son bulmasından doğan dava hakları, boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden "bir yıl geçmekle" zamanaşımına uğradığı da bir gerçektir. Bir yıllık süre için madde gerekçesinde; "Madde, boşanma sebebiyle açılacak davaların, evliliğin boşanma nedeniyle son bulmasından itibaren bir yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğunu hükme bağlamaktadır. Bu hüküm sayesinde, evliliğin boşanma nedeniyle son bulmasına rağmen eşlerin 'yıllar sonra' maddi ya da manevi tazminat ya da ilk kez istenilen yoksulluk nafakası dolayısıyla karşı karşıya gelmeleri önlenmek istenmiştir. Bütün alacak istemleri gibi boşanmadan doğan tazminat ve yoksulluk nafakası istemlerinin de bir zamanaşımı süresinin olması gerekir....

        Bu yasal düzenleme uyarınca, sağ kalan eşin, evliliğin akdi sırasında iyi niyetli olup olmadığının tespiti gerekir. Evliliğin iptaline karar veren A... 11. Aile Mahkemesi miras bırakan İsmail in evlilik sırasında 86 yaşında yaşlı, demans ve parkinson gibi akıl hastalıklarına düçar bir kişi olduğunu, yakın komşusu olan Pakize nin bunu bilerek evlendiğini ve bu evliliğin kurulmasında Pakize 'nin iyi niyetli olmadığını kabul ederek evliliğin iptaline karar verdiği, Aile Mahkemesinin bu kararının Yargıtay denetiminden de geçerek kesinleştiği anlaşılmaktadır. Bu olgu gözetildiğinde evlenmenin yapıldığı sırada iyi niyetli olmayan sağ kalan eşin mirasçı olamayacağı kuşkusuzdur. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2011/7-695 E.K sayılı kararında da Dairemizin bu yöndeki görüşü benimsenmiştir....

          UYAP Entegrasyonu