Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı, babalarının ikinci defa evlenmeye karar vermesi üzerine davacının davaya konu taşınmazları baskı yaparak ...'tan bedel ödemeden devraldığını, ayrıca 4858 ada 9 parsel üzerinde bulunan fotoğraf stüdyosunun işletme hakkının da kendisine verildiğini, bunun üzerine daha önce temlik aldığı dava konusu taşınmazları bedeli karşılığında satış suretiyle kendisine devrettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...’nun raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 8.20....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık HÜKÜM : Beraat(ayrı ayrı) Dolandırıcılık suçundan sanıkların beraatine ilişkin hükümler katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Katılanın, evlenmek için kız aradığını söylemesi üzerine, sanık ... vasıtasıyla, sanık ... ile katılanın tanıştığı, birbirlerini beğenip evlenmeye karar verdikleri ve resmi nikah yaptıkları, bu tarihten on gün sonra sanık ...’in, eczaneye gideceğini söyleyerek ziynet eşyaları ile birlikte katılanın yanından ayrılarak ortadan kaybolduğu akabinde boşanma davası açarak katılandan boşandığı, böylece sanıkların eylem ve fikir birliği içinde hareket etmek suretiyle dolandırıcılık suçunu işlediklerinin iddia edildiği olayda; 1-Sanık ... hakkında verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz incelemesinde; Sanık, katılan ve tanık beyanları ile dosya kapsamına göre, sanık üzerine atılı suçun yasal unsurlarının oluşmadığı anlaşılmakla bu gerekçelere dayanan...

      ın çalıştığı gazinoda vatandaşlığa geçmek amacıyla Türk'le evlenmek isteyen Rus bayan olduğunu, evlenme gerçekleşince 20.000 TL verileceğini bildirip şikayetçiyi evlenmeye ikna etmeleri sonrasında; evlilik işlemlerinin yürütülüp, tamamlanması için Konsolosluğa, resmi makamlara (Ankara'ya) gidilmesi gerektiği, oradaki harcamalarda kullanılmak üzere paraya ihtiyaç bulunduğu belirtilerek 2009 yılı Kasım ayı içerisinde muhtelif zamanlarda katılandan para alınması suretiyle haksız yarar sağlanması eylemlerinin "dolandırıcılık" suçunu oluşturduğunu takdir eden mahkemenin kabul ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık ... ve sanık ... müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA, 26.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Eşinden boşanan şikayetçinin tekrar evlenmek istediğini anlattığı .... isimli arkadaşı sayesinde tanıştığı sanığın bir süre sonra kendisine evlenebileceği bir bayan bulduğunu haber vermesi üzerine, kim oldukları tespit edilemeyen ... isimli şahısla görüşüp yeğeni olan ... isimli bayanla evlenmeye karar verdiği, ... isimli şahsın ...'nin eşinden boşanması için gerekli olduğunu söylediği 2.000,00 TL parayı şikayetçiden istediği, hep beraber Ünye'ye geldiklerinde, şikayetçinin ... isimli bayana dört tane bilezik aldığı, parayı alan ... ile sanık ...'in olay yerinden ayrıldıkları, ... isimli bayanın ise başının ağrıdığını söyleyip ilaç almasını istediği şikayetçinin eczaneye girmesini fırsat bilip kaçtığı somut olayda; katılanın beyanı, tanıkların anlatımları karşısında dolandırıcılık suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir....

          ın bir başkası ile resmi nikahla evli olduğu halde, dini nikah yaptırarak sanık Gülşen ile birlikte yaşadığı ,bu durumda sanıkların eyleminin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 230/1 ve 230/2. maddesinde düzenlenen suçu oluşturmayıp; 230/5. maddesine uyduğu ancak söz konusu maddedeki evlenme akdi olmaksızın dinsel törenle evlenmeye ilişkin düzenlemenin de Anayasa Mahkemesi'nin 27.05.2015 tarihli ve 2014/36 esas, 2015/51 sayılı kararı ile iptal edilmesi sebebiyle sanıkların eyleminin karar tarihi itibariyle suç oluşturmadığı gözetilerek beraatleri yerine yazılı şekilde mahkumiyetlerine hükmedilmesi, Yasaya aykırı ve Adalet Bakanlığı'nın kanun yararına bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nca düzenlenen ihbarname içeriği bu nedenle yerinde görüldüğünden, Bismil Asliye Ceza Mahkemesi'nin 11.02.2016 gün ve 2015/744 esas, 2016/170 sayılı kararının 5271 sayılı CMK.nun 309/4-d maddesi uyarınca BOZULMASINA, yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmaması nedeniyle sanıkların...

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık Sanığın üzerine atılı dolandırıcılık suçunun 6763 sayılı Kanun'un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nin 253. ve 254. maddeleri gereğince uzlaşma kapsamında olması nedeniyle, dosyanın uzlaştırma bürosuna tevdi edildiği ancak uzlaşmanın sağlanamadığı belirlenerek yapılan içelemede; Katılan ile sanığın aynı işyerinde çalıştıkları ve arkadaş oldukları, sanığın 2008 yılında katılandan 15.000 TL borç para aldığı ve ödemediği, eşinden boşanmasından sonra sevdiğini söyleyerek katılana duygusal yönden yaklaştığı, evleneceğini söyleyerek 2011 yılında maaş kartına el koyduğu ve bu kartla para çekip kullandığı, katılanın kartını geri istediğinde iade etmediği, 16.08.2013 tarihinde evlenmeye karar verdikleri, sanığın katılandan 8.000 TL daha para istediği, katılanın bu parayı vermemesi üzerine sanığın evlenmekten vazgeçtiği, bu şekilde sanığın dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia ve kabul edildiği olayda;...

              un anne - babası olan sanıkları yanlarına çağırması nazara alındığında amacının mağdureyi evlenmeye ikna olduğunun anlaşıması karşısında, a) Sanıklar hakkında TCK 109/5. maddesi uygulanmak suretiyle fazla ceza tayini, b)Sanıklar ...'ın, olay tarihinde mağdureyi birlikte alıkoyarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu işledikleri anlaşılmakla, sanıkların TCK'nın 37. maddesi delaletiyle müşterek fail sıfatıyla cezalandırılmaları yerine, yardım eden olarak kabulü ile TCK'nın 39/2-c maddesi uygulanarak haklarında eksik ceza tayini, Yasaya aykırı, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken CMUK.nın 321. ve sanıklar ... yönünden 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 09.03.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Dava, "eşler arasında evlenmeye engel olacak derecede yakın hısımlık bulunması" (TMK.md.145/4) sebebiyle evliliğin iptali isteğine ilişkin olup, Cumhuriyet savcısı tarafından res'en açılmış, mahkemece; "evliliklerinin iptali talep edilen ... ve ...'nun evliliklerinin, davadan önce ölümle sona erdiği, sona ermiş bir evliliğin butlanının da, Cumhuriyet savcısı tarafından res'en dava edilmeyeceği..." gerekçesiyle dava reddedilmiş, kararı davanamede "davalı" olarak gösterilen İlçe Nüfus Müdürlüğü temyiz etmiştir. Evliliğin iptali, eşler bakımından ileriye dönük hüküm ve sonuç doğurur. Dava sonucunda verilecek iptal hükmü de, nüfus kayıtlarında bir düzeltme niteliğinde değil, hüküm ve sonuçları eşler için geçerli inşai etkiye sahip bir hükümdür. O nedenle bu davalarda nüfus idaresine husumet düşmez. Kişinin, medeni durumundaki değişikliğin resmi sicillerde tevsiki gayesini taşıyan hükmün nüfus kaydına işlenecek olması da, nüfus idaresine husumet yöneltilmesini gerektirmez....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, davalı ile 2006 yılında anlaşmalı olarak boşandıklarını, ancak bir süre sonra pişmanlık duyarak tekrar bir araya gelmek istediğini, davalının, 331 parsel sayılı taşınmazdaki 54 nolu bağımsız bölümün kendisine devredilmesi şartıyla yeniden evlenmeyi kabul etmesi üzerine bağımsız bölümü davalıya satış suretiyle devrettiğini, bir yıl süreyle birlikte yaşamalarına rağmen davalının evlenmeye yanaşmadığı gibi kendisini de evden kovduğunu, taşınmazın hile ile herhangi bir bedel ödenmeksizin davalı tarafından ele geçirildiğini ileri sürerek, tapu iptali ve tescil, taşınmaz el değiştirmişse bedelinin iadesine karar verilmesini istemiştir....

                    Böyle bir davada davacıda mevcut olduğu belirlenen akıl hastalığının evlenmeye engel nitelikte olup olmadığının araştırılmasına da lüzum bulunmamaktadır. Yapılan soruşturma, toplanan delillerle davalı-karşılık davacının eşine fiziki şiddet uyguladığı, hakaret ettiği ve evlilik birliğine ilişkin görevlerini yerine getirmediği anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı-davalı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, davacı-karşılık davalı tarafından açılan davanın kabulü ile boşanmaya (TMK md. 166/1) karar verilecek yerde, davanın niteliği gereği araştırılması gerekmeyen bir konuda kesin mehile uyulmadığından bahisle reddi doğru görülmemiştir....

                      UYAP Entegrasyonu