Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

S/3 kanunilik ilkesi güvencesine ve ceza adaletine de uygun olacağı, nitekim bir çok olayda, evlenmek için kaçırılan mağdurelerin razı olmamaları nedeniyle sanıklar tarafından herhangi bir cinsel istismarda bulunulmaksızın serbest bırakıldığının tespit edildiği bu olayda sanıklarında mağdureyi evlenmeye ikna etmek amacıyla eylemi gerçekleştirdikleri ancak salt evlenmeye ikna amacıyla kaçırmalarının cinsel amaç olarak geniş yorumlanmaması gerektiği, sanıkların dışa yansıyan cinsel içerikli bir davranışlarının olmadığı gözetildiğinde cinsel amaçla hareket ettikleri ve istismarda bulunacakları yönünde her türlü şüpheden uzak somut bir delil bulunmayan sanıklar hakkında TCK 109/5 maddesi gereğince artırım yapılarak verilen mahkumiyet hükmünün onanması kararına katılmadığımı saygıyla arz ederim. 25.05.2022 ......

    Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 2014/3123 Esas 2014/4804 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere TMK 405 maddesi kapsamında akıl hastalığı nedeni ile kısıtlanan davalı tarafın davranışlarının iradi kabul edilemeyeceği, bu itibarla kendisine kusur da yüklenemeyeceği, şayet akıl hastalığına dayalı TMK 165 maddesi uyarınca açılmış bir boşanma davası yok ise, boşanmaya da karar verilemeyeceği izahtan varestedir. Sonuç itibari ile, davalı akıl hastası olup, TMK'nun 405.maddesi uyarınca kısıtlı olduğundan kusur kabiliyetinin bulunmaması nedeniyle, akıl hastalığına dayalı açılmış bir boşanma davası bulunmadığı da gözetilerek, " gerekçesi ile Türk Medeni Kanunu'nun 166.maddesine dayalı olarak açılan Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma davasının reddine karar verildiği görülmüştür....

    Uyuşmazlık; iş arama izin ücretinin reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmemesi karşısında Özel Dairenin bu talebe ilişkin bozmasının ilamının maddi hataya dayalı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Somut olayın incelenmesinde, yerel mahkemenin iş arama izin ücretinin reddine ilişkin kararının davacı vekili tarafından temyiz edilmeksizin kesinleştiği, dolayısıyla davalılar yararına bu yönde usuli kazanılmış hak oluştuğu, Özel Dairenin hakkında hiçbir hesaplama yapılmaksızın reddine karar verilen ve temyiz edilmeksizin kesinleşmiş olan iş arama izin ücreti konusunda hesaplama yönteminin yanlışlığı konusunda bozmasının açıkça maddi bir hataya dayalı olduğu anlaşılmaktadır. Açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle iş arama izin ücretinin reddine ilişkin kararın kesinleşmiş bulunması karşısında Özel Dairenin bozma ilamının maddi hataya dayalı olduğu anlaşıldığından usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekir....

      Anılan sebeple, davacı asilin beyanı değerlendirilerek, yıllık izin talep formu mahiyetindeki belgelerde gösterilen izin sürelerinin kullanılıp kullanılmadığı noktasındaki uyuşmazlık çözümlenmeli ve neticeye göre davacının kullanmadığı bakiye izin süresinin kaç gün olduğu ile toplam yıllık izin ücreti alacağının ne miktarda olduğu hususları gerekçede açıkça belirtilmek suretiyle, dava dilekçesindeki talep miktarıyla bağlı kalınarak hüküm tesis edilmelidir. 3-Dairemizin 13/12/2016 tarihli bozma ilamında; “Fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarında, tanık anlatımlarına dayalı olarak hesaplanan kısım açısından, takdir edilecek uygun bir oranda indirim yapılması gerekliliğinin gözardı edilmesi bir diğer hatalı yöndür.” denilmiştir. Mahkemece, bozmadan sonraki hüküm gerekçesinde, fazla çalışma ücreti alacağı bakımından yüzde otuz oranında indirim uygulanması gerektiği belirtilmiştir....

        Ancak karar gerekçesinde, yıllık izin talep formu mahiyetindeki belgelerde gösterilen izin sürelerinin kullanılıp kullanılmadığı noktasındaki uyuşmazlığın nasıl çözümlendiği bakımından bir açıklama yapılmadan, hüküm sonucunda dava dilekçesindeki talep miktarıyla bağlı kalınarak 100,00 TL yıllık izin ücreti alacağına hükmedilmiştir. Bu yön, ileride açılması muhtemel ek dava bakımından tereddüt oluşturacak nitelikte olması sebebiyle yerinde değildir....

          Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için ... sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada, sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı sebebe dayanıp dayanmadığının önemi bulunmamaktadır. Somut olayda, davalı ... veren tarafından dosya içerisine yedi adet davacının imzasını taşıyan yıllık izin talep formu ibraz edilmiştir. Mahkemece, davacının tüm çalışma süresi boyunca hiç izin kullanmadığı kabul edilerek hüküm kurulmuştur. Davacının onüç yılın üzerinde kıdemi bulunduğu ve her yıl yeniden aynı formaların davacı tarafından imzalandığı da dikkate alındığında, yıllık izin talep formalarının değerlendirmeye tabii tutulmamış olması hatalıdır. Öncelikle, bu formalara ilişkin davacının beyanları tespit edilmeli gerekirse yemin deliline de başvurularak sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Eksik incelemeye dayalı karar verilmesi isabetsiz olup kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir....

            in kızı ... ile berdel yapmak suretiyle evlenmeye karar verdikleri, ancak mağdurelerin yaşlarının küçük olması nedeniyle olay tarihine kadar bekledikleri, bu süreçte mağdurelerin ve annelerinin rızalarının bulunmadığını sanıklara ilettikleri, ayrıca aile ve yakın çevreleri tarafından da olayın vehametine ilişkin uyarılmalarına rağmen eylemlerinde ısrar ettikleri, olay günü berdel usulünü gerçekleştirmek üzere sanık ...'ın kızı ... ...'i yanına alarak, sanık ...'in evine getirdiği, bir kaç saat burada kaldıktan sonra ... ...'i sanık ...'in evinde bırakıp, diğer ... ...'ı da alarak ayrıldığı, aynı gece jandarmaya yapılan ihbar neticesinde olayın sonlandığı tüm dosya içeriğinden anlaşılmakla; sanıkların uzun bir süre bu olayı planlayıp, mağdurelerin yaşlarının büyümesini bekledikten sonra, fikir ve eylem birliği içerisinde, olay tarihinde henüz on sekiz yaşını doldurmayan mağdurelere karşı, zorla ve cinsel amaçla, birlikte gerçekleştirdikleri gözetilerek, sanık ...'ın kızı ... ...'...

              Katılanın önce internet ortamında tanışıp bir süre sonra da yüz yüze görüşmeye başladığı sanık ile evlenmeye karar verdiği, sanığın gerçek ismini gizleyip kendisini ... olarak tanıttığı, ... isimli İsveçli bir aydınlatma şirketinin yetkilisi olduğunu söyleyerek İsveç'e atandığını, evlenmek istediğini beyan edip çeşitli bahanelerle katılandan borç paralar aldığı, düğün yeri olarak ...'...

                Sanığın, daha önce çalıştığı bara müşteri olarak gelmesi nedeniyle tanıdığı katılanı cep telefonundan aradığı, konuşmak üzere Salihli'ye çağırdığı, katılanın bu çağrı üzerine aynı gün Salihli ilçe merkezine geldiği, tarafların Salihli garajında buluştukları, garaj içerisinde bir süre oturdukları, konuşup evlenmeye karar verdikleri, bu karar üzerine katılanın, 13/02/2008 tarihinde şüpheliye 175 TL tutarında yiyecek malzemesi, 450 TL tutarında giyim eşyası ve 180 TL değerinde bir adet yüzüğü hediye ettiği, bir sonraki gün nikah işlemlerini yapmak üzere karar alıp ayrıldıkları, söz konusu eşyaları alan sanığın cep telefonunu kapattığı, nikah işlemleri için katılanın yanına gitmediği, bu şekilde izini kaybettirmeye çalıştığı, böylece katılanı evlenmek vaadiyle dolandırdığının iddia edildiği olayda, sanığın hileli hareketlerle, haksız menfaat temin ettiğine dair yeterli delil bulunmaması karşısında, bu gerekçeyle verilen beraat kararında bir isabetsizlik bulunmamıştır Yapılan yargılamaya,...

                  Katılanın internet üzerinden tanıştığı ve evlenmeye karar verdiği kim olduğu tespit edilemeyen ... isimli kişi aracılığıyla sanık ... ile tanıştığı, katılanın İstanbul'da bulunduğu sırada Ankara iline gidecek olan ......

                    UYAP Entegrasyonu