Evlendirme memuru, belediye bulunan yerlerde belediye başkanı veya bu işle görevlendireceği memur, köylerde muhtardır.”, “Yönetmelik” alt başlıklı 144. maddesinde ise “Evlenme işlemi, evlenme kütüğü, evlenmeye ilişkin yazışma ve evlenme ile ilgili diğer konular yönetmelikle düzenlenir.” hükümlerine yer verilmiştir....
TMK.nun vasinin kısıtlı adına yapacağı işlemlerde vesayet makamından izin alması gereken işlemlerinin sıralandığı 462. maddesinin 8. fıkrasında "Acele hâllerde vasinin geçici önlemler alma yetkisi saklı kalmak üzere, dava açma, sulh olma, tahkim ve konkordato yapılması" sayılmış, vasinin kısıtlı adına dava açabilmesi vesayet yani kısıtlılığa karar veren Sulh Hukuk Mahkemesinden izin ve yetki alması şartına bağlanmıştır. Davalı-karşı davacı erkek yargılamanın devamı sırasında Kayseri 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin 12/05/2022 tarihinde kesinleşmiş olan 2022/990 Esas, 2022/1853 Karar sayılı ilamı ile kısıtlanmış ve tarafına vasi tayin edilmiştir. Davalı-karşı davacının vasisi davaya devam etmiş ve davalı-karşı davacının mevcut vekiline usulüne uygun vekaletname vermiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kayden 1/2 pay maliki olduğu dava konusu 241 ada, 6 parsel sayılı taşınmazdaki yarı payını davalıya evlenme vaadi karşısında 22/09/2003 tarihinde rücuu koşullu bağışladığını, davalı ile bir süre resmi nikah olmadan birlikte yaşadıklarını, kanser tedavisi gördüğünü, davalının hastalığı ile ilgilenmediği gibi evlenmeye de yanaşmadığını ileri sürerek davalı adına olan kaydın iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı, iddiaların yersiz olduğunu, dul maaşının kesileceği endişesi ile resmi nikâha yanaşmadığını, köydeki evin tamir ve tadilatı karşılığında pay temliki yaptığını, 10.000,00.-TL. masrafın karşılanması halinde payı devredeceğini belirterek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; bağıştan rücuu koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....
ın evine gittikleri, tanığın katılanın rızası dışında evine geldiğini öğrenmesi üzerine, soruşturma başladıktan sonra, katılanı ... ilçesinde emniyete teslim ettiği anlaşılan olayda, sanıkların eyleminin, 5237 sayılı TCK.nın 109/2. maddesinde düzenlenen cebir ve tehdit kullanmak suretiyle kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde TCK.nın 109/1. maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesi, 2-Kaçırma olayı süresince, mağdura yönelik cinsel hiçbir davranışta bulunulmadığı ve sanıkların savunmaları ile katılanın anlatımından, sanıkların katılanı alıkoyma amaçlarının, sanık ... ile katılanın evlenmeye ikna edilmesini sağlamak olması karşısında, mağdura yönelik cinsel bir amacın bulunmadığı halde sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK.nın 109/5. maddesi uyarınca artırım yapılarak fazla ceza tayini, Yasaya aykırı, sanıklar müdafii ile Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan...
nın katılanı ... isimli kızla tanıştırdığı, kızın babasının olmadığını söyledikleri, katılanın karşı tarafla konuştuktan sonra evlenmeye karar verdiği, bu esnada sanığın katılana başlık parası olarak kızın ailesinin 17.000 TL istediğini söylediği, katılanın yanında bulunan 1.000 TL'yi elden verdiği, akabinde Tavşanlı’ya döndükleri ve sanığın adına havale ile farklı zamanlarda iki seferde16.500 TL daha yatırdıkları ancak sanığın türlü bahanelerle katılanı oyalayarak kızı getirmediği bu suretle dolandırdığı, tarafların uzlaşamadıkları dosya kapsamından anlaşılmakla, mahkemenin kabulünde isabetsizlik bulunmamıştır. Katılanın farklı zamanlarda sanığa toplam 17500TL vermiş olması karşısında TCK 43. maddesi gereği zincirleme suç hükümlerinin uygulanmaması aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen davada; Davacı, çekişme konusu 382 ada 80 sayılı parselde 1/38 payı satın almasına yardımcı olan emlakçı vasıtasıyla tanıştığı davalı ile evlenmeye karar vendiğini, ancak davalının güvence olarak dava konusu taşınmazdaki payın yarısını istediğini, 21.07.2010 tarihinde davalıya yarı payı devrettiğini ve 26.07.2010 tarihinde de evlendiklerini, ancak davalının 10 gün sonra evi terk ettiğini ileri sürerek davalı adına olan kaydın iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı, dava konusu payın kendisine düğün hediyesi olarak verildiğini, davacının iddia ettiği gibi evi terk etmediğini, davacının kusurlu hareketleri ile evliliklerinin yürümediğini belirterek davanın reddini savunmuştur....
DAVALILAR : VASİ KAYYUM DAVA TÜRÜ : Mutlak Butlan Nedeniyle Evliliğin İptali Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olmasına, delillerin takdirinde bir yanlışlık bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Evliliğin evlenmeye engel olacak derecede akıl hastalığı olması nedeniyle mutlak butlan sebebiyle iptaline karar verilmiştir (TMK 145/3). Bu halde çocuklar ile ana ve baba arasındaki ilişkilere boşanmaya ilişkin hükümler uygulanır (TMK m. 157/2). Evlilikleri iptal edilen davalıların nüfus kayıtlarına göre 3 ortak çocukları olduğu görülmektedir....
Mahkemece, davacının evlenme aktinin yapıldığı 19.10.2010 tarihinde sürekli bir sebeple ayırt etme gücünden yoksun olup olmadığı ve evlenmeye engel olacak derecede akıl hastalığının bulunup bulunmadığı hususu tıbben belirlenip sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalı kadının sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 28.11.2019 (Prş.)...
KARŞI OY Sanık ... ve onunla birlikte eyleme katılan sanıkların olay günü saat 12:45'de yolda yürümekte olan mağdurenin rızası olmaksızın, yörenin törelerine göre evlenmeye mecbur bırakmak amacıyla zorla arabaya bindirerek kaçırdıkları ve bu sırada mağduru basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde yaraladıkları, eylemlerinin kendi rızaları ile değil, suçu ihbar eden vatandaşların bildirimi üzerine kolluk görevlilerince sonlandırıldığı dikkate alındığında Kanunda 2 yıldan ya da 7 yıla kadar ceza öngörülen bu suç için, suçun işlenme biçimi, amacı ile işlendiği yer ve zaman itibarıyla temel cezanın 3 yıl olarak belirlenmesinde hukuka aykırılık görülmemiştir. Bu nedenle hükmün onanması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun görüşüne iştirak etmiyorum. 11.03.2021...
un evine getirdikleri, tüm sanıkların katılanı zorla evde tuttukları ve gitmesine izin vermedikleri, katılanın fırsatını bularak evden kaçtığı ve mısır tarlasının içine saklandığı, her üç sanığın katılanı yakalayıp geri getirmek için peşinden koştukları, ancak yakalayamadıkları, katılanın bağırarak çevreden yardım istediği, sanık ...'ın katılanı mısır tarlasının içinde bulduğu, katılan ...'nın sanık ...'a "abi beni bırak, benim o çocukla evlenmeye gönlüm yok" dediği, katılanın kaçırıldığı ihbarını alan Çaycuma İlçe Jandarma Komutanlığı görevlilerinin ... Köyüne gelerek katılanı kurtardıkları olayda, sanıklar ..., ... ve ...'ın katılana yönelik eylemlerinin cebir kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu oluşturduğu ve 5237 sayılı Kanunun 109/2, 109/3-b, 109/5 maddeleri uyarınca cezalandırılmalarına karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin yazılı şekilde beraat hükümleri kurulması hukuka aykırı bulunmuştur. V. KARAR Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Çaycuma 1....