Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Katılan ile sanığın evlenmeye karar vermeleri üzerine katılanın, yanında tanık ... da bulunduğu halde, taksici ...'a ait araçla sanığın ikamet ettiği...ilçesine giderek, buradan sanığı aldıktan sonra tekrar ...'...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık HÜKÜM : Beraat Dolandırıcılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm katılan tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Sanığın, "Düğün TV" isimli tv kanalında evlenme iradesini ortaya koyduğu, katılanın buna cevap vermesi üzerine birlikte yaşamaya başladıkları, sanığın kandırmaya yönelik eylemleri ile katılana kredi çektirdiği ve kredinin 1.500 TL'sinin sanık tarafından kullanılmak suretiyle katılanı zarara uğrattığı ve bu şekilde sanığın üzerine atılı dolandırıcılık suçunu işlediği iddia olunan olayda; sanığın Düğün TV'ye telefon numarasını da verdiği ilânda emekli albay olduğunu ve evlenmek istediğini belirtiği, telefon numarasını katılanın araması üzerine buluştukları, görüştükleri, mesleğini ve evliliğini gizleyerek emekli albay olduğunu söyleyip katılanda güven telkin ettiği, evlenmeye karar verdikleri, dini nikah yaparak birlikte yaşamaya başladıkları, daha sonra da çeşitli...

      Ancak; 1-Sanığın, katılanı evlenmeye zorlamak için, elinde mevcut olduğunu iddia ettiği katılana ait ... fotoğrafları yakın çevresine göstermek, şeref ve saygınlığına zarar verecek hususları açıklamakla tehdit ettiğinin iddia edilmesi karşısında, eylemin, TCK'nın 107/2. maddesinde yazılı “şantaj” suçunu oluşturup oluşturmadığına ilişkin kanıtları tartışma ve değerlendirme görevinin üst dereceli asliye ceza mahkemesine ait olduğu gözetilip, görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devamla tehdit suçundan hüküm kurulması, 2-Kabule göre de; a-Sanığın, katılana çektiği, “seninle hesabım bitmedi...seni arabaya atıp 3 ... kullanmazsam adam değilim arkadaşlar takipte seni alıp bana getirecekler, ayağıma geleceksin” şeklindeki mesajın, TCK'nın 106/1. maddesinin 1. cümlesinde yazılı tehdit suçunu oluşturduğu gözetilmeden, anılan Kanun maddesinin 2. cümlesi ile hüküm kurulması, b-TCK'nın 53/1-(c) maddesinde yer ... hak yoksunluğunun sanığın kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık HÜKÜM : TCK.nın 157/1, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet Dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Dairemizin bozma ilamı doğrultusunda dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderildiği, ancak; uzlaştırmanın sağlanamadığı belirlenerek yapılan incelemede; Katılanın ...Cumhuriyet Başsavcılığı'nda Denetimi Serbestlik Bürosu’nda hükümlü olarak çalıştığı sırada, sanık ile tanıştığı, bir süre arkadaşlık ettikten sonra evlenmeye karar verdikleri, bu maksatla katılanın sanığa yaklaşık 3.200,00 TL değerinde ziynet eşyasını nişan takısı olarak verdiği, ancak daha sonra sanığa ulaşılamadığı, katılanın yaptığı araştırmada sanığın evli olduğunu tespit ettiği, bu şekilde sanığın dolandırıcılık suçunu işlediği iddia edilen olayda; sanık savunmaları, katılanın aşamalaraki istikarlı beyanları, CD çözümlerini içeren bilirkişi raporu, uzlaştırmanın...

          Dava, "eşler arasında evlenmeye engel olacak derecede yakın hısımlık bulunması" sebebiyle evliliğin iptali isteğine ilişkin olup, Cumhuriyet Savcısı tarafından res'en açılmış; mahkemece; eşleri yakın hısım olarak gösteren nüfus kaydının, mevcut davadan önce Adilcevaz Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/42-76 sayılı kararıyla düzeltilmiş olduğu, bu sebeple yakın hısımlık ilişkisinin kalktığı" gerekçe gösterilerek dava reddedilmiş, kararı davanamede "davalı" olarak gösterilen ilçe nüfus müdürlüğü temyiz etmiştir. Evliliğin iptali, eşler bakımından ileriye dönük hüküm ve sonuç doğurur. Dava sonucunda verilecek iptal hükmü de, nüfus kayıtlarında bir düzeltme niteliğinde değil, hüküm ve sonuçları eşler için geçerli inşai etkiye sahip bir hükümdür. O nedenle bu davalarda nüfus idaresine husumet düşmez. Kişinin, medeni durumundaki değişikliğin resmi sicillere tevsiki gayesini taşıyan hükmün nüfus kaydına işlenecek olması da, nüfus idaresine husumet yöneltilmesini gerektirmez....

            ın anlaşarak evlenmeye karar verdikleri, mağdurenin annesi ... ile sanığın anne ve babası sanıklar ... ve ...'ün ilk olarak sanık ... ve mağdurenin yaşının küçük olması nedeni ile karşı çıktıkları, ancak ısrarlı tutumları üzerine, evden kaçacakları endişesi ile bu durumu kabullenmek zorunda kaldıkları ve ailelerin de katılımıyla düğün yapıp gayriresmî evlenerek karı koca hayatı yaşamaya başladıkları olayda, sanıkla...ve ...'...

              İlçesinde buluştukları ve görüşmeleri sonucunda evlenmeye karar verdikleri, katılanın sanığı kuyumcuya götürerek bir adet burma bilezik ve alyans yüzük satın aldığı, parkta oturdukları sırada sanığın tuvalet ihtiyacı için katılanın yanından ayrılarak ortadan kaybolduğu, sanığın bu şekilde dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda; Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, suça sürüklenen çocuk müdafinin yerinde görülmeyen ve gerekçeye dayanmayan temyiz itirazlarının reddine, ancak; TCK 52/3. maddesine aykırı olarak, hapis cezasından çevrilen gün para cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar verilmesi sırasında adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısının gösterilmemiş olması, Kanuna aykırı sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesine istinaden uygulanması...

                ın sevk ve idaresindeki ... plakalı araca çarpması neticesinde meydana gelen trafik kazasında yolcu konumunda müvekkili yönünden yaralamalı (malulü) trafik kazası meydana geldiğini, kazanın meydana gelmesinde aşırı hızlı dikkatsiz, tedbirsiz hareket etmesi sonucunda ... plakalı araç sürücüsü asli ve tam kusurlu olup; müvekkilinin olaydan da anlaşılacağı üzere bu kazadan dolayı hiçbir kusuru bulunmadığını, müvekkilinin bu kaza neticesinde vücudunun çeşitli bölgelerinden/yerlerinden yaralanmış, ağır travma geçirmiş, uzunca sure hastanede hayati tehlike altında tedavi görmüş, ameliyat olmuş ve müvekkilinin vücudunda kemik kırıkları, çökmeleri ile organ/doku kaybı ve iş gücü kaybı meydana geldiğini, müvekkilinin maluliyeti mevcut olup kaza nedeni ile işgücü kaybı, hareket yeteneğinde kısıtlılığa ve özürlülüğüne neden olunduğunu, müvekkili bu talihsiz kazadan dolayı yaralandığı için kendisi ve ailesi oldukça mağdur durumda kaldığını, davanın kabulüne, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin...

                  a yönelik eyleminden kurulan hüküm yönünden; katılan ... hakkında düzenlenen Mersin Adli Tıp Şube Müdürlüğünce düzenlenen 22.01.2014 tarihli raporda "Sol kururiste açık kırığa neden olan yaralanmasının duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflaması veya yitirilmesi niteliğinde olup olmadığının belirlenebilmesi açısından ortopedi uzmanı tarafından muayene edilerek yaralanmasının iyileşme sürecinin tamamlanıp tamamlanmadığını, kısıtlılığa neden olup olmadığı, olmuş ise eklem hareket açıklıkları ve kas gücü miktarının tespit edilerek sonucu ile birlikte muayene edilmek üzere Mersin Adli Tıp Şube Müdürlüğü’ne gönderilmesi gerektiğini" bildirilmiş olmasına rağmen Mersin Devlet Hastanesi 02.06.2014 Ortopedi Uzmanınca düzenlenen raporda ''kırığın iyileştiği, eklem hareketlerinin iyi, kas gücü için fizik tedavi doktorunun rapor düzenlemesi gerektiği'' yönünden rapor verilmesi karşısında öncelikle katılan ...'...

                    Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine göre sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; Sanığın, suç tarihinde on sekiz yaşından büyük olan katılan mağdureyi evine bırakacağını söyleyerek hile ile aracına bindirdikten sonra O'nu Çelikalan köyüne götürdüğü ve bir süre orada rızası hilafına tutup evlenmeye ikna etmeye çalıştığı, katılan mağdurenin ikna olmadığını görünce sinirlenip kızarak ve mağdureye hakaret ederek alıkonulduğu evde bırakıp oradan ayrıldığı anlaşılan olayda; sanığın eyleminin hile ve zorla mağdurenin hürriyetini tahdit etme suçunu oluşturduğu ve 5237 sayılı TCK'nın 109/2, 109/5. maddeleri uyarınca cezalandırılması gerekirken suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması, Yasaya aykırı, katılan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekili ve sanık ... müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu...

                      UYAP Entegrasyonu