Diğer taraftan 1 Ocak 2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 sayılı TürkMedeni Kanununun 315. maddesi ile "Evlat edinme kararı, evlat edinenin oturma yeri; birlikte evlat edinmede eşlerden birinin oturma yeri mahkemesince verilir. Mahkeme kararıyla birlikte evlatlık ilişkisi kurulmuş olur." Hükmü getirilerek, evlat edinmeye izin kararı verilmesi usulü kaldırılmış olmasına rağmen mahkemece, davacılarınHasan Yıldıran'ı evlatlık olarak almalarına izin verilmesi şeklinde verilen karar usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: YargıtayCumhuriyet Başsavcılığının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin açıklanan sebeple kabulü ile hükmün 2. bentte gösterilen nedenlerle sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA, sair temyiz isteminin 1. bentte gösterilen nedenlerle REDDİNE, 9/2/2006 oybirliğiyle karar verildi....
Dava, evli olan davacıların, 30.11.1998 doğumlu küçüğü birlikte evlat edinmeleri isteğine ilişkindir (TMK m. 306/1). Evlat edinme, küçüğün ana ve babasının rızasını gerektirir (TMK m. 309/1). Bu yasal hüküm uyarınca küçüğün evlat edinilmesinde ana ve babasının rızasının varlığı asıldır. Hangi hallerde ana ve babadan birinin rızasının aranmayacağı Türk Medeni Kanunu'nun 311. maddesinde gösterilmiştir. Bu haller bulunmadıkça ana ve babanın rızası hilafına evlat edinmeye karar verilemez. Küçüğün ana ve babası, çocuklarının davacılar tarafından evlat edinilmesine rızalarının bulunmadığını duruşmada açıkça ifade etmişlerdir. Davacılar tarafından, evlat edinmede ana ve babanın rızasının aranmamasına ilişkin davadan önce alınmış bir karar bulunmadığı gibi, dava sırasında da mahkemece bu yönde alınmış bir karar ve ana ve babanın küçüğe karşı özen yükümlülüğünü yeterince yerine getirmediklerine ilişkin bir delil ve olgu da bulunmamaktadır....
in evlat edinme sözleşmesi ile ... olan soyadını (babasının soyadı olan ve toplum içerisinde çeşitli kurum ve kuruluşlarda da ... soyadı ile anıldığı hususu gözetilerek soyadına ... soyadının eklenmesi suretiyle) ... (...) olarak düzeltilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilerek davacının soyadı "... ..." olarak düzeltilmiştir. Dosyada toplanan bilgi ve belgelerden, özellikle evlatlık sözleşmesi, evlatlığa izin kararı ve nüfus kayıt suretinden 30.8.1962 doğumlu davacının, 1998 yılında ... ... tarafından evlat edinildiği ve evlat edinilme sırasında ... olan davacının, Türk Medeni Yasasının 314. maddesi (Türk Kanuni Medenisinin 257. maddesi) kapsamında evlat edinen ... ...'nun soyadını aldığı anlaşılmaktadır. Davacının ... iken yasaya dayalı olarak evlat edinenin soyadını kabullendiğine göre bu soyadını taşıması gerekir. Evlat edinilmeden önceki soyadı ile tanınması "..." soyadının yanında "..." soyadını da istemesine haklı neden oluşturmaz....
KARŞI OY YAZISI Türk Medeni Kanununun 320. maddesine dayanılarak çıkarılan “Küçüklerin Evlat edinilmesinde Aracılık Faaliyetlerinin Yürütülmesine İlişkin Tüzük” 15.3.2009 tarihinde yürürlüğe konulmuştur. Dava, bu tarihten sonra açılmıştır. Bakanlar Kurulu, Tüzükle evlat edinmede aracılık faaliyetlerini yürütme yetkisini Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumuna vermiştir. (Tüzük m. 3/1) Kurum ülkelerarası evlat edinmede “merkezi makam” işlevini yerine getirmekle de yükümlüdür. (Tüzük m. 3/2) Tüzük hükümleri , sadece korunmaya muhtaç çocuklarla sınırlı olmayıp, korunmaya muhtaç olmayan küçüklerin evlat edinilmesini kapsamaktadır. (tüzüğün genel gerekçesi) ve Tüzüğe göre , küçüklerin evlat edinilmesinde aracı kuruma başvurma ihtiyari değil zorunludur. Aracılık faaliyetlerini yürütmekle görevli kuruma başvurulmadan ve Tüzükte öngörülen prosedür tamamlanmadan doğrudan mahkemeye dava açılamaz. (Tüzük m. 5 , 13) Davanın reddi bu sebeple sonucu itibariyle doğrudur....
İl Mahkemesinin 15.06.2005 tarih ve 2-605/05 sayılı kararının tenfizine karar verilmesini istediği, mahkemece davanın kabulüne karar verildiği ve hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmaktadır. 2675 Sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanununun 38/c maddesinde tenfizi istenilen ilamın kamu düzenine açıkça aykırı olmaması gerektiği hükme bağlanmıştır. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 308/1. maddesindeki hükme göre evlat edinilenin evlat edinenden en az onsekiz yaş küçük olması şarttır. Evlat edinme ehliyet ve koşulları kamu düzenine ilişkindir. Dosyada mevcut nüfus kayıt örneği ve diğer belgelerden , davacının 10.10.1971 doğumlu olduğu ve evlat edinilen 02.07.1988 doğumlu ... ile aralarındaki yaş farkının onsekiz yıldan az olduğu anlaşılmaktadır....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde, evlilik dışı doğan çocuğun annesi tarafından kuruma bırakılarak evlatlık verilmesinin istendiği belirtilerek, evlat edinmede annenin rızasının aranmasını ve baba rızasının aranmamasını istemiştir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden; 11.06.2013 doğumlu ...'ün 24.10.2014 tarihinde kuruma yerleştirildiği ve bu karardan sonra temyize konu davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanununun 312. maddesinde “Küçük, gelecekte evlat edinilmek amacıyla bir kuruma yerleştirilir ve ana ve babadan birinin rızası eksik olursa, evlat edinenin veya evlat edinmede aracılık yapan kurumun istemi üzerine ve kural olarak küçüğün yerleştirilmesinden önce, onun oturduğu yer mahkemesi bu rızanın aranıp aranmamasına karar verir. Diğer hallerde, bu konudaki karar evlat edinme işlemleri sırasında verilir.” hükmü düzenlenmiştir....
ettiğini, müvekkilinin tüm bakım, gözetim, sorumluluk ve eğitimini kendisinin üstlendiğini, müvekkilinin tüm tatillerini evlat edinen T8 ile birlikte bazen Ankara'da, bazen müvekkiline ait yazlıkta, bazen de evlat edinene ait Kuşadası'ndaki yazlıkta beraber geçirdiklerini, evlat edinen T8 müvekkilimin çocukluğundan başlayarak tüm eğitim (üniversite eğitimi dahil) ve sair ihtiyaçlarını karşıladığını, evlat edinen T8’nun akli melekelerinin yerinde olduğunu ve hiçbir baskı altında kalmaksızın müvekkilini evlat edindiğini, müvekkilinin kendisine çocukluğundan itibaren bakan, gözeten, eğitim ve tüm ihtiyaçlarını karşılayan evlat edinen T8 ile aralarındaki manevi bağ sebebi ile evlat edinenin yaşlılığı sebebi ile ortaya çıkan çeşitli sağlık problemleri ile de yakından ilgilendiğini, davacıların sadece miras sebebi ile evlatlık ilişkisinin iptalini istediklerini, davacıların evlat edinen ve evlatlık arasındaki manevi ilişki ile hiçbir şekilde ilgilenmediklerini, sadece evlat edinenden kalacak...
(TMK. md. 309/1) Kanunda gösterilen, rızanın aranmamasını gerektiren sebepler (TMK. md. 311) ve bu yönde alınmış bir karar bulunmadıkça aslolan, küçüklerin evlat edinilmesinde, evlat edinmeye küçüğün ana ve babasının rıza göstermiş olmasıdır.Ana ve babasının rızası alınmayan küçük evlat edinilemez. Yasal sebep bulunmaksızın rızası gereken kişilerin rızalarının alınmamış olması, evlatlık ilişkisinin kaldırılması sebebi (TMK. md. 317) kabul edildiğine göre ana ve babanın rızasının varlığı evlat edinmenin esaslı unsurudur. Kanun, 310. maddenin (2.) fıkrasında, ana ve babaya verdikleri rızayı bir kez geri alma hakkı tanınmıştır. Rıza, tutanağa geçirilme tarihinden başlayarak altı hafta içinde aynı usulle geri alınabilir....
KARŞI OY YAZISI Dava ergin olmayan kişinin evlat edinilmesine ilişkindir. Evlat edinmeye konu küçük Berkcan Erbay 24.9.1999 doğumludur. Berkcan'ın babası davalılar ... ve ... Kozaklı Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 13.9.2000 tarihinde kesinleşen 08.06.2000 gün 1999/267 esas – 2000/102 karar sayılı kararıyla boşanmış; ortak çocuk Berkcan'ın velayeti davalı baba Bülent'e verilmiştir. Boşanma davasında anne Sefaret'in velayetin babaya verilmesini istemiş olduğu görülmektedir. Velayeti babaya bırakılan çocuk, baba tarafından daha sonra evlat edinilmek üzere babanın kardeşi davacı ... ve eşinin bakım ve gözetimine bırakılmıştır. Davacı evlat edinmek isteyenlerin alt soyunun bulunmadığı görülmektedir. Çocuğun halen ilköğretim 4. sınıfta ve başarılı bir öğrenci olduğu tespit edilmiştir....
II) Soybağı reddedilmeden babalık davası da açılayacağına göre görüldüğü üzere davacının evlat edinme davası açmaktan başka çaresi yoktur. C)DAVACININ EVLAT EDİNME DAVASI DELİLLER TOPLANMADAN SONUÇLANDIRILABİLİR Mİ? Yerel mahkeme babalık davası açabilecekken evlat edinme davası açılamayacağı düşüncesinde olduğundan davacının delillerini toplama gereğini duymamıştır. Oysa mahkemece yapılacak iş; hak düşürücü süreler geçmiş olduğuna göre davacının evlat edinme konusunda göstereceği delilleri toplayarak olumlu ya da olumsuz bir karar vermekten ibarettir. Bu sebeplerle değerli çoğunluğun “farklı görüşüne” katılmıyorum....