Sayılı dosyası yönünden; evlat edinmede TMK' nın 311/2. maddesi gereğince baba rızasının aranmamasına dair karar verilmesi, Asıl dava yönünden ise; davacılar T1 ve T2'ın 04/11/1997 tarihinden bu yana evli oldukları, bu evlilikten çocuklarının olmadığı, küçük T9'ün 07/07/2015 doğumlu olup 04/09/2015 tarihinde davacıların yanına yerleştirildiği, tarafların 04/09/2015 tarihli evlat edinme öncesi geçici bakım sözleşmesi ile küçük T9'ü teslim aldıkları, çocuğa yaklaşık dört yıldan beri davacıların baktıkları, o tarihten bu tarihe kadar küçüğün her türlü bakımı ile davacıların ilgilendikleri, davacıların küçük T9'ü evlat olarak kabul ettikleri, evlat edinecek kişilerin 30 yaşını doldurmuş oldukları, evlat edinilen ile evlat edinilmek istenilen çocuğun yaş farkının 18 yaştan fazla olduğu, evlat edinmek isteyen kişiler ile evlat edinilmek istenilen çocuğun aynı evde ikamet ettikleri, küçüğün evlat edinenler tarafından bir yıl süre ile bakılmış ve eğitilmiş olması koşulunun oluştuğu, küçüğün...
nin davacı tarafından evlat edinilmesine karar verilmesinin istendiği, mahkemece davanın kabulüne karar verildiği ve hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmaktadır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun evlat edinme kararı vermeden önce hakime araştırma yükümlülüğü getiren 316. maddesinin 1. fıkrasında evlat edinmeye ancak esaslı sayılan her türlü durum ve koşulların kapsamlı biçimde araştırılmasından, evlat edinen ile edinilenin dinlenmelerinden ve gerektiğinde uzmanların görüşünün alınmasından sonra karar verileceği belirtilmiştir. Mahkemece, yukarıda açıklanan hüküm uyarınca evlat edinen ile evlat edinilen dinlenmeleri ve kapsamlı bir araştırma yapılmadan davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin açıklanan sebeple kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA, 18.04.2005 oybirliğiyle karar verildi....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Evlat Edinme Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, evlat edinme istemine ilişkindir. Evlat edinme davalarında, evlat edinilecek olan küçüğün anne ve babasının rızası gerekir (TMK m.309). Ancak küçüğün evlilik birliği içerisinde doğmadığı ve annesinin nüfusuna kayıtlı olduğu durumlarda sadece annenin rızası gerekli ve yeterlidir. Somut olayda, evlat edinilecek olan küçük evlilik birliği içinde doğmadığından küçük annesi nüfusuna kaydedilmiştir. Baba olduğu iddia edilen kişi ile küçük arasında hukuken bir bağ bulunmamaktadır. O hâlde evlat edinme davasında baba olduğu iddia edilen davalı ...’in bu davada taraf sıfatı bulunmamaktadır....
Daire, Türk Medeni Kanununun 312/1. maddesinde yer alan hükme dayanarak "evlat edinmede ana ve babanın rızasının aranmaması kararının çocuğun kuruma yerleştirilmeden önce alınması gerektiğini, çocuk kuruma yerleştirildikten sonra, artık rızanın aranmaması kararının ilerde açılabilecek evlat edinme davası içinde istenebileceğini, çocuk kuruma yerleştirildikten sonra rızanın aranmaması kararının evlat edinme kararından bağımsız olarak istenmesinin mümkün olmadığını, bu sebeple davanın dinlenebilme koşulları bulunmadığını, verilen red kararının bu itibarla sonucu bakımından doğru olduğunu" belirtmiştir. Bu görüşe aşağıdaki sebeplerle katılmak mümkün olmamıştır. 1-Kuruma, Bakanlar Kurulunca, 15.3.2009 tarihinde yayınlanan ve aynı tarihte yürürlüğü konulan Tüzükle evlat edinmede aracılık faaliyetlerini yürütme yetkisi verilmiştir....
evlat edinmeye rızalarının bulunmadığını bildirdikleri anlaşılmaktadır. 34....
Türk Medeni Kanununun 320. maddesine dayanılarak çıkartılan “Küçüklerin Evlat Edinilmesinde Aracılık Faaliyetlerinin Yürütülmesine İlişkin Tüzük” 15.3.2009 tarihinde yürürlüğe konulmuş, dava bu tarihten sonra 27.5.2009 tarihinde açılmıştır. Bakanlar Kurulu, Tüzükle küçüklerin evlat edinilmesinde aracılık faaliyetlerini yürütme yetkisini Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumuna vermiştir (Tüzük m.3). Tüzüğün genel gerekçesinde “Tüzük hükümlerinin sadece korunmaya muhtaç küçüklerin evlat edinilmesiyle sınırlı olmadığı, korunmaya muhtaç olmayan küçüklerin evlat edinilmesinin de Tüzüğün kapsamında olduğu” belirtilmektedir. Tüzüğün yasal dayanağını oluşturan Türk Medeni Kanununun 320. maddesinde yer alan düzenleme emredici niteliktedir. İster, kurumda koruma altına alınmış (korunmaya muhtaç) olsun, isterse koruma altında bulunmasın veya bu nitelikte olmasın, küçüklerin evlat edinilmesinde aracı kuruma başvuru ihtiyari değil, zorunludur....
Türk Medeni Kanununun 312. maddesinde “Küçük, gelecekte evlat edinilmek amacıyla bir kuruma yerleştirilir, ana ve babadan birinin rızası eksik olursa, evlat edinenin veya evlat edinmede aracılık yapan kurumun istemi üzerine ve kural olarak küçüğün yerleştirilmesinden önce, onun oturduğu yer mahkemesi bu rızanın aranıp aranmamasına karar verir. Diğer hallerde, bu konudaki karar evlat edinme işlemleri sırasında verilir.” hükmü getirilmiştir. Çocuk hakkında koruma kararı alınıp kuruma yerleştirildiğine göre, ana ve baba rızasının aranmamasının evlat edinme davası içinde değerlendirilmesi, açılan davanın açıklanan gerekçelerle reddine karar verilmesi yerine davanın kabulü nedeniyle hükmün bozulması gerektiği anlaşıldığından, onama kararının kaldırılarak hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir....
Türk Medenî Kanununun 315/1. maddesinde, “Evlat edinme kararı, evlat edinenin oturma yeri; birlikte evlat edinmede eşlerden birinin oturma yeri mahkemesince verilir. Mahkeme kararıyla birlikte evlatlık ilişkisi kurulmuş olur...” hükmüne yer verilmiştir. Dosya kapsamında davacının güncel MERNİS incelemesinde yerleşim yeri adresinin ".../..." olduğu anlaşıldığından uyuşmazlığın ... 1. Aile Mahkemesince çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... 1. Aile Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 10/12/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Evlat Edinme Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacılar vekili dilekçesinde, küçük ...'in evlat edinilmesine karar verilmesini istemiş; mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; davacıların, evlat edinilmek istenen 20.07.2001 doğumlu ...'i doğumundan sonra yanıltıcı beyanla kendi nüfuslarına kaydettirdikleri, davalıların ... Asliye Hukuk Mahkemesine açtıkları dava sonunda verilen 2011/392 - 2013/196 sayılı karar ile ...'...
yı evlat edindiğini, evlat edinmede usul ve esas yönünden noksanlıklar bulunduğunu, ayrıca evlat edinenin ehliyetsiz olduğunu ileri sürerek evlatlık ilişkisinin kaldırılmasını istemiş; mahkemece, dava şartlarının bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Türk Medeni Kanunu'nun 15. maddesinde "Kanunda gösterilen ayrık durumlar saklı kalmak üzere, ayırt etme gücü bulunmayan kimsenin fiilleri hukuki sonuç doğurmaz" hükmüne yer verilmiştir. Davacının Türk Medeni Kanunu'nun 317 ve devamı maddelerine yönelik iddiaları yanında ehliyetsizlik iddiası da bulunmaktadır. Davacı evlat edinenin yeğeni olup, evlat edinenin, evlat edinilen dışında altsoyu bulunmamaktadır. Türk Medeni Kanunu'nun 318. maddesi uyarınca ilgili olarak dava açma hakkına sahiptir. Öte yandan davacı vekilinin sunduğu vekaletname hakkında Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 115. maddesine göre süre verilmesi imkanı da mevcuttur....