Denetim Şirketi’ne yapılan ödemelerin kusur oranına göre yarısının davacıya iadesi gerektiği ileri sürülerek bu kalem alacağa ilişkin olarak fazla haklar saklı tutulmak suretiyle 2.000,00 TL’nin tahsili istenmiş, bilahare 30.11.2010 tarihinde harçlandırılan ıslah dilekçesi ile yapı denetim şirketine ödenen toplam bedelin yarısı 6.730,00 TL olduğu belirtilerek talebin bu miktara çıkarıldığı bildirilmiştir. Yapılan yargılama sırasında inşaatın ayıplı yapılmasından davalı ... şirketinin de aynı oranda kusurlu olduğu saptanmıştır. Davacının talebi ise adı geçen şirkete ödenen bedelin yarısı olmakla talebe uygun şekilde yapı denetim hizmetleri için ödendiği saptanacak bedelin yarısının davacı yararına hüküm altına alınması gerekmektedir. Tarafların dosyaya ibraz ettiği ve çekişme konusu olmayan belgelere göre davacının yapı denetim hizmetlerine karşılık toplam 13.460,00 TL ödeme yaptığı sabittir....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, ayıplı imalat nedeniyle ödenen bedelin iadesi, nakliye ve kontrol masraflarına ilişkin alacak davasıdır. Uyuşmazlık, TBK 470 vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, davacı iş sahibi, davalı ise yüklenicidir. İstinafın konusunu teşkil eden uyuşmazlık ise, geçici hukuki korumadan kaynaklanmaktadır. 2. Ön İnceleme ve İncelemenin Kapsamı İlk derece mahkemesi kararının; kesinlik, süre, istinaf başvuru şartları ve diğer usul konuları yönünden HMK 352. maddesine göre ön incelemesi yapılmış ve eksiklik bulunmadığı anlaşılan dosyanın incelenmesine geçilmiştir. İstinaf incelemesi de, HMK 355. maddesi göz önünde bulundurularak, kamu düzeninden olan hususlar re'sen gözetilmek suretiyle istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır. 3. Değerlendirme 3.1.İİK'nın 257. maddesinde ihtiyati haciz talep edilebilmesinin şartları sayılmıştır....
. - E-TEBLİGAT DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR TARİHİ : 28.04.2023 KARAR YAZIM TARİHİ : 28.04.2023 Eser sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali talepli davada mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili özetle; davalının reklam sektöründe faaliyet gösterdiğini, taraflar arasında birtakım ticari alışverişler olduğunu, müvekkilinin yükümlülüğünü yerine getirdiğini, davalının ise yükümlülüklerini yerine getirmediğini, başlatılan icra takibinin haksız itiraz sonucu durduğunu öne sürerek itirazın iptaline takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir....
Davacı vekilinin 12/04/2018 tarihli dilekçesi ile ön inceleme duruşmasındaki davanın mahkemece nitelendirilmesi birlikte değerlendirildiğinde davacının talebinin davalı T1 Arasında düzenlenen gayrimenkul satış vaadi sözleşmenin feshi ve ödenen bedelin iadesi istemine ilişkin olup tapu iptal ve tescile yönelik herhangi bir talebi bulunmadığı görülmüştür. Dairemizin görev alanı HSK'nın 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanacak kararında belirtilen işlerle sınırlıdır. 01/09/2021 tarihli İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri ve Ceza Daireleri arasındaki iş bölümü kararı gereğince "6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunda düzenlenen abonelik, eser, taşıma, sigorta, bankacılık sözleşmeleri dışındaki sözleşmelerden (devre mülk, devre tatil, paket tur, kapıdan satış gibi) kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar" İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18.-19.-46. Hukuk Dairesinin görev alanındadır....
Eser sözleşmesi nedeniyle fazla ödenen bedele ilişkin iş sahibinin açtığı davada sözleşme dışı fazla iş yapıldığı belirtilerek davaya karşı çıkılması mahsup itirazı niteliğindedir. Mahsup talebi itiraz olup, varlığı halinde mahkemece de gözetilmesi gerekir. Mahsup itirazı yapılmamış ise mahkemenin kendiliğinden mahsup işlemi yaparak davacı alacağından düşmesi mümkün değildir. Tarafların delil tespiti sonucu alınan bilirkişi raporlarına göre yüklenicinin gerçekleştirdiği imalâtın %41,44 seviyesinde olup 33.152,00 TL edeceği, hükme esas alınan bilirkişi raporunda hesaplanan inşaatın zemin dolgusunun yapılması sözleşme kapsamında iş olduğu gibi bunun sözleşme dışı iş olduğu ileri sürülerek mahsup iddiasında da bulunulmadığından mahkemece ödendiği ihtilâfsız olan 40.000,00 TL'den hak edilen 33.152,00 TL imalât bedelinin düşülüp fazla ödenen 6.848,00 TL'nin iadesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır....
Eser sözleşmesinin de kendine özgü olan iki temel unsuru vardır. Bunlar eser ve bedeldir. Bu sözleşme ile bir taraf (yüklenici) istenen özellikle sonucu (eser) meydana getirmeyi, diğer taraf (iş sahibi) ise bu çalışma karşılığında ivaz ödemeyi (bedel) üstlenmektedir. Eser sözleşmesinde tarafların edimleri birbirinin karşılığını oluşturmakta olduğundan tam iki tarafa borç yükleyen sözleşmedir. Ayrıca niteliği itibariyle sürekli bir sözleşme olmayıp ani edimli bir sözleşmedir. Bu sözleşmenin unsuru olan meydana getirilecek eser, aynı zamanda sözleşmenin konusunu oluşturur. Ayırt edici diğer bir temel unsuru ise bedeldir. Meydana getirilecek bir sonuç bulunmasına rağmen bedel ödenmeyeceği kararlaştırılmış ise eser sözleşmesinin varlığından söz edilemez. Bedel, eser sözleşmesinin unsuru ise de tarafların anlaşırken bedeli kararlaştırmamış olmaları sözleşmenin kurulmasına etki etmez....
Davacının, davalıya yaptırdığı prefabrik yapının ayıplı olması sonucu ayıpların giderilmesi veya ödenen bedelin geri tahsilinin istendiği somut olayda, eser sözleşmesinin mevcut olduğu ve eser sözleşmesinin de genel hükümler ve Borçlar Yasasının 355. maddesinde düzenlendiği anlaşıldığından, 4077 Sayılı Kanunun 3/d maddesinde düzenlenen hizmet ve 3/c maddesinde düzenlenen hazır bir mal alımı kavramı kapsamında bulunmayan uyuşmazlığın genel mahkemelerde görülerek çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince Kartal 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 15.04.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davacı tarafça her ne kadar mahkememizde eser sözleşmesinden kaynaklı alacak istemli iş bu dava açılmış ise de; eser sözleşmesinden kaynaklı alacak davalarına ilişkin görev konusunda özel bir düzenleme bulunmaması, davanın konusuna, tarafların hukuki durumuna ( tüketici, tacir, işçi vs ) ve özel kanunlardaki hükümlere göre görevli mahkemenini değişmesi, davalı gerçek kişinin gelen yazı cevaplarına göre tacir olmaması dolayısıyla davanın mahkememiz görevsiz olduğundan dava şartı noksanlığı nedeni ile usulden reddine, talep halinde dava dosyasının görevli ... Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmış, mahkememiz görevsiz olduğundan ön inceleme yapılmamış, aşağıdaki karar verilmiştir....
Taraflar arasında ........2012 tarihinde yoğuşmalı kombi, doğalgaz tesisatı ve demirdöküm petek ve montajına ilişkin eser sözleşmesi imzalanmış olup, sözleşme ilişkisi kurulduğu uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık konusu olan husus, yüklenicinin iş bedelini hakedip etmediği ve iş bedelinden ayıp nedeniyle oluşan zararın düşülüp düşülmeyeceği noktasında toplanmaktadır. Taraflar arasındaki eser sözleşmesi götürü bedelle akdedilmiş olup ....400,00 TL bedelden ....500,00 TL’nin ödendiği, ....900,00 TL bedelin ödenmediği davacının bu alacağının tahsili için takip başlattığı itiraz üzerine eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır. Mahkemece alınan bilirkişi raporu ile, eserin yüklenici tarafından teslim edildiği ne var ki eserdeki ayıp sebebiyle davalı iş sahibinin konutunun zarar gördüğü ve raporda da bu zararın 600,00 TL masrafla giderilebileceği belirtilmiştir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: K A R A R Dava, eser sözleşmesinin ifa edilmemesi nedeniyle ödenen iş bedelinin tahsili için yapılan ilâmsız icra takibine itiraz üzerine, itirazın iptâli ve takibin devamı istemine ilişkindir....