Davada uyuşmazlık; taraflar arasındaki sözleşmenin davalı tarafça feshinin haklı olup olmadığı, fesih haksız ise davacının menfi ve müspet zarar taleplerinin yerinde olup olmadığı ve bu yönde zararlar varsa ne miktarda olduğu hususlarında toplanmaktadır. Müspet zarar; sözleşme tam olarak ifa edilmiş olsa idi alacaklının mal varlığının oluşacağı durum ile sözleşmeden dönülmüş olması durumu ile mevcut durum arasındaki farktır. Dönme ve fesihte kusursuz olan yüklenicinin kusurlu olan iş sahibinden olumlu zarar isteyebileceği kabul edilmekte ve yerleşik içtihat ve uygulamalarında kâr kaybının TBK'nın 480.maddesinin ikinci cümlesi kıyasen kesinti yöntemine göre hesaplama yapılacağı kabul edilmektedir....
gerektiği, halbuki davacının huzurdaki dava ile eksik ifa ile oluşan zararın giderimini talep ettiği, bu talebin niteliği itibariyle sözleşmeden dönme halinde istenilebilecek olan olumsuz (menfi) zarar değil, borcun gereği gibi ifa edilmemesi haline özgü olumlu (müspet) zarar niteliğinde olduğu, davacının, seçimlilik hakkını kullanırken TBK'nın 125/2.madde hükmünce aynen ifadan vazgeçtiğini bildirerek olumlu (müspet) zararın giderini istemediği, aksine sözleşmeden dönme yönündeki seçimlilik hakkını tercih ettiği, yerleşik içtihatlar gereğince TBK'nın 125/son madde hükmünce sözleşmeden dönen tarafın sadece olumsuz zararlarının giderimini talep edebileceği, olumlu zarar kapsamına giren eksik ifadan doğan zararın giderimini talep edemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
kullanılamadığının dosya içeriği delillerden anlaşıldığı, 2 yıl kullanıma dayalı %20 bedel indirimi yapılmasına ilişkin bilirkişi görüşünün yerinde görülmediği, dava konusu yapılan ...-...-... tesisat numaralı ve L1, L2 ve L3 olarak belirtilen 3 adet asansörün davalıya iadesi ile bunlara ilişkin olarak davacı ......
Dairemizin 31.01.2023 tarih, 2022/2093 Esas ve 2023/354 Karar sayılı kararı ile, birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinin sonuç kısmında, müspet ve menfi zararları ile kar kaybını talep etmiş ise de, müspet ve menfi zararlarının nelerden ibaret olduğunun açıklattırılmadığı, mahkemece öncelikle HMK'nın 31. maddesinde düzenlenen hakimin davayı aydınlatma ödevi gereği birleşen davada davacı vekilinin müspet ve menfi zarar taleplerinin neler olduğunun açıklattırılmasından sonra anılan zarar talepleri yönünden konusunda uzman teknik bilirkişi kurulundan rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği, somut olayda davaya konu taşınmazın birleşen davada davalı ... tarafından birleşen davada davalılar ..., ... ve ...’in murisi ...’e 22.08.2019 tarihinde satıldığı, ayrıca muris ...’in 16.10.2014 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin tarafı olmadığı, davaya konu taşınmazın yeni malikinin menfi ve müspet zararlardan sorumlu olmayacağı, birleşen davada davalılar ..., .....
Çünkü sözleşme fesih edilerek hükümsüz olduktan sonra tekrar sözleşmeye dayanarak borcun ifa edilmemesinden doğan zarardan söz edilemez; istenilecek zarar menfi zarardır. Bu tür bir zarar ayrımı, sözleşme sorumluluğunda söz konusu olmaktadır. Genel olarak menfi zarar; sözleşmenin kurulmamasından veya geçerli olmamasından, müspet zarar ise; ifa edilmemesinden doğan zararı ifade eder (Prof. Dr. Fikret Eren, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 8. Baskı, s.482). Menfi zarar, sözleşmenin feshi halinde istenebilir. Sözleşmenin feshi halinde müspet zarar istenemez. Bunun sonucu olarak, aynı davada hem menfi zarar hem de müspet zarar talep edilemez. Somut olayda; davacının satış sözleşmesinin feshini talep etmemesi nedeniyle ancak müspet zararı talep edebileceklerdir. Mahkemece menfi zararların hüküm altına alınması usul ve yasaya uygun olup, davacı vekilinin menfi zararların yanında müspet zararlarında hüküm altına alınmasına ilişkin istinaf talebinin reddine karar verilmiştir....
Hukuk Dairesi 2019/4983 E- 2020/2182 K "Genel itibariyle müspet zarar sözleşmenin ifa edilmemesinden doğan zararı, menfi zarar ise, sözleşmenin kurulmamasından veya geçerli olmamasından kaynaklanan zararı ifade etmektedir.(HGK’nun 29.09.2010 gün ve 2010/14- 386 E. 2010/427 K.). Yani, müspet zarar; borçlu edayı gereği gibi ve vaktinde yerine getirseydi alacaklının mameleki ne durumda olacak idiyse, bu durum ile eylemli durum arasındaki farktır. Diğer bir anlatımla, müspet zarar, sözleşmenin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesinden doğan zarar olup, alacaklının ifadan vazgeçerek zararının tazminini istemesi halinde söz konusu olur; bu durumda sözleşme ortadan kalkmamakta, yalnızca alacaklının ifaya ilişkin talep hakkının yerini müspet zararının tazminine dair talep hakkı almaktadır. Menfi zarar ise, uyulacağı ve yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin hüküm ifade etmemesi ve yerine getirilmemesi yüzünden güvenin boşa çıkması dolayısıyla uğranılan zarardır....
Bu amaca hizmet etmeyen sözleşmenin feshinin tespitine ilişkin mahkeme kararı hatalı olmuş ve bozmayı gerektirmiştir. 2) Menfi (olumsuz) zarar; dayanağını 818 sayılı BK'nın 108/2. madde (TBK 125/3.) hükmünden almakta olup, sözleşmenin, karşı tarafça yerine getirileceğine olan güvenin boşa çıkması nedeniyle uğranılan eylemli zarardır. Başka bir anlatımla, sözleşme yapılmasaydı, uğranılmayacak olan zarardır. Müspet zarar ise, sözleşme nedeniyle cebe girmesi gereken paranın, girmemesi nedeniyle meydana gelen zarardır. Bu niteliği gereği, müspet zarar daima ileriye dönük olup, bir beklenti kaybıdır. Diğer bir ifadeyle müspet zarar, akdin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesinden doğan zarar şeklinde de tanımlanabilir. Somut olayda davacılar vekili inşaatın bitmesi gereken tarihten dava tarihine kadar kira tazminatı, gecekondu yıkımı nedeni ile kira kaybını talep etmiştir. Sözleşme fesholduğunda müspet zararın tazmini talep edilemez, ancak menfi zarar talep edilebilir....
Bu aşamada, müspet ve menfi zarar kavramlarına ilişkin şu genel açıklamaların yapılmasında yarar bulunmaktadır. Müspet zarar; borçlu edayı gereği gibi ve vaktinde yerine getirseydi alacaklının mameleki ne durumda olacak idiyse, bu durumla eylemli durum arasındaki fark müspet zarardır. Diğer bir anlatımla müspet zarar, sözleşmenin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesinden doğan zarardır. Kuşkusuz kâr mahrumiyetini de içine alır. Davacının mamelekinde, sözleşme yerine getirilseydi bulunacağı duruma göre bir azalma olmuştur. İşte müspet zarar bu iki bedel arasındaki farktan ibarettir. Müspet zarar, alacaklının ifadan vazgeçerek zararının tazminini istemesi halinde söz konusu olur. Sözleşme ortadan kalkmamaktadır, yalnız alacaklının ifaya ilişkin talep hakkının yerini müspet zararının tazminine dair talep hakkı olmaktadır. Burada borcun ifa edilmemesinden doğan zararın söz konusu olduğu gözardı edilmemelidir....
Bu tespit dikkate alındığında davacının direkt olarak dava dışı firmadan temin edilen ürün bedeli ile dava konusu sözleşmede belirlenen sözleşme bedelini menfi zarar olarak talep edemeyeceği kanaatine varılmıştır. Davacının ilgili sözleşmenin yerine getirilmemesi nedeniyle kaçırılan fırsat prensibine göre sözleşmede belirlenen ürün ile aynı mahiyetlerde ve özelliklerde ürüne ilişkin eser sözleşmesini makul süre içerisinde başka bir yüklenici ile hangi bedelde gerçekleştirebileceğinin belirlenmesi ile ...... tarihli sözleşmede belirlenen edimin yerine getirilmemesi neticesinde oluşan menfi zararın tespiti gerekmektedir. Davacının dava dışı firmadan ilgili yük asansörü imalatı ve kurulumuna ilişkin edimi ticari defter incelemesi neticesinde dava dışı firma tarafından kesilen ...... tarihli fatura ile sabit olduğu üzere ....... tarihinde gerçekleştirdiği ve bu süre zarfının yeni bir sözleşmenin gerçekleştirilmesi açısından makul bir süre olduğu kabul edilmiştir....
ile müvekkilinin ödemesinin oranlanması suretiyle menfi zarar ve ziyanının saptanarak davalı taraftan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....