WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bilindiği üzere ve kural olarak kadastro çalışmalarında tespit dışı bırakılan bir yer için tespit öncesi zilyetlik hukuksal nedenine dayanılması halinde tespit dışı bırakılma tarihinden davanın açıldığı tarihe kadar makul sürenin geçirilmemesi gerekir. Tespit sonrası imar-ihya ve zilyetlik nedenlerine dayalı tescil isteklerinde ise, tespit dışı bırakıldığı tarihten davanın açıldığı tarihe kadar, öncelikle imar ve ihyanın tamamlandığı tarihten itibaren 20 yıllık sürenin aralıksız çekişmesiz davacı yararına gerçekleşmesi zorunludur. Somut olaya gelince, dava konusu taşınmaza komşu ve davacı adına tespit ve tescil edilen 189 ada 39 ve 40 sayılı parsellerin tespit tutanaklarından anlaşıldığı üzere kadastro tespiti 24.07.2000 tarihinde yapılmış, eldeki dava ise 19.04.2011 tarihinde açılmıştır. Bu durumda Dairemizin kararlılık kazanmış içtihatlarına göre tespit tarihinden itibaren benimsenen makul süre geçmiştir....

    adına tespit edilmiştir. Davacı ... , yasal süresi içinde adına tespit edilen 102 ada 35 sayılı parsele dahil bir kısım yerlerinin davalılara ait taşınmazlara dahil edilerek tespit edildiği iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın hukuki yarar yokluğundan reddi ile 102 ada 35 sayılı parselin tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, taşınmaz davacı adına tespit gördüğünden dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; değerlendirme dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Davacı dava dilekçesinde ... ve ...'a husumet yönelterek kendi adına tespit edilen 102 ada 34 sayılı parselin yüzölçümünün eksik tespit edildiği, taşınmazının bir kısmının davalılar adına tespit edilen parsellere katıldığı iddiasına dayanarak, davalıların taşınmazında kalan yerlerinin adına tescilini istemiştir....

      Tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmalıdır. Maddi vakıalar, tek başlarına tespit davasının konusunu oluşturamaz.” hükmü getirilmiştir. Yine 107. Maddenin 3. Fıkrasında "Ayrıca kısmi eda davasının açılabildiği hallerde tespit davası da açılabilir ve bu durumda hukuki yararın var olduğu kabul edilir." hükmü yer almış ise de bu tür davalara, yani belirsiz alacak davasına yer veren bir sistemde değer veya miktarı henüz tespit edilemeyen talepler için de eda davası açılabileceği için kural olarak ayrı bir tespit davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır Somut olayda, davacı kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, 4 ay boşta geçen süre ücreti ile 5 ay işe başlatmama tazminatının tespitini talep etmiştir. Davacının talebi bir edayı içermemekte, tespit mahiyetindedir....

        Bu korunma ihtiyacı doğmadan (yani bu hukuki korunma ihtiyacının gelecekte duyulacağından bahisle) tespit davası açılamaz. Bir hukuki ilişkinin tespit edilmesinde hukuki yararın bulunması da şu üç şartın birlikte varlığına bağlıdır: 1-Davacının bir hakkı veya hukuki durumu güncel (halihazır) bir tehlike ile tehdit edilmiş olmalı, 2-Bu tehdit nedeniyle, davacının hukuki durumu tereddüt içinde olmalı ve bu husus davacıya zarar verebilecek nitelikte bulunmalı, 3-Yalnız kesin hüküm etkisine sahip olup, cebri icraya yetki vermeyen (icraya konulamayan) tespit hükmü, bu tehlikeyi kaldırmaya elverişli olmalıdır. Kural olarak da gelecekteki yararlara veya zararlara dayanılarak tespit davası açılamaz. Tespit davalarında hukuki ilişki ve hukuki yarar dava şartıdır. Hakim, bir tespit davasında bu iki şartın da var olup olmadığını yargılamanın her safhasında re'sen gözönünde bulundurmakla görevlidir....

          TL'ye 13.07.2012 tarihinden ilk karar tarihi olan 08.02.2013 tarihine kadar, ikinci karar ile tespit edilen bedelden ilk karar ile tespit edilen bedelin mahsubu ile fark 6.279,16 TL bedele 13.07.2012 tarihinden ikinci karar tarihi olan 05.12.2019 tarihine kadar kadar yasal faiz işletilmesine,) ifadesinin yazdmasına, c) 1-c-son paragrafının çıkartılarak, yerine; (Bozma öncesi ilk karar ile tespit edilen 43.089,81 TL'ye 13.07.2012 tarihinden ilk karar tarihi olan 08.02.2013 tarihine kadar, ikinci karar ile tespit edilen bedelden ilk karar ile tespit edilen bedelin mahsubu ile ÇL bedele 13.07.2012 tarihinden ikinci karar tarihi olan 05.12.2019 tarihine kadar kadar yasal faiz iletilmesine,) ifadesinin yazılmasına, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 11/05/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Mahkemece kadastro tutanağında ölü olduğu açıkça belirtilen tespit malikine karşı ölü olduğu belirtilmeden ya da mirasçıları denilmeksizin dava açılmış olduğu gerekçesi ile dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine ve çekişmeli taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş ise de; mahkemenin kabulü dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. 3402 sayılı Yasa'nın 29/2. maddesinde; mirasçılarının tespit edilememesi nedeniyle ölü kişi adına tespit yapılması halinde açılacak davanın tespit malikinin mirasçılarına yönetilmesi gereğine değinilmiştir. Her ne kadar çekişmeli 108 ada 34 parsel sayılı taşınmaz, ölü olduğu beyanlar hanesine şerh verilerek davalı ... adına tespit edilmiş davacı Hazine tarafından da dava ölü tespit malikine yöneltilmek suretiyle açılmış ise de, mahkemece yargılama aşamasında tespit malikinin mirasçıları davaya dahil edilmek suretiyle bu eksiklik giderilmiş ve taraf koşulu sağlanmıştır....

              İcra İflas Kanununun 72.maddesinde tespit davasından söz edilmiş, ayrıca bazı hallerde maddi hukuk tespit davasını bizzat düzenlemiş olabilir. Bu hallerde tespit davası yasal düzenlemedeki koşullarda incelenerek sonuçlandırılır. Açıklanan bu ayrık durumlar dışında, davalının bir şey yapmaya, vermeye veya belirli şeyleri yapmamaya mahkum edilmesi istemli eda davaları ile davacının mevcut bir hukuki durumunun değiştirilmesi, kaldırılması veya yeni bir hukuki durumun yaratılmasını istediği inşai davalara ilişkin yasal düzenlemeler pozitif hukukumuzda yer almasına rağmen, tespit davalarına ilişkin genel bir yasal düzenleme Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunumuzda yer almaması nedeniyle tespit davalarının dinlenip dinlenemeyeceği uygulamada ve doktirinde tereddütlere yol açmıştır (Saim Üstündağ, Medeni Yargılama Hukuku, İstanbul, 2000 s.324 vd. Baki Kuru, Tespit Davaları, Ankara 1963 s.12 vd.)....

                Mahkemece dava esasa kaydedilerek ve tespit davası olarak görülerek, yapılan yargılama sonucunda tespit hükmü tesis edilmiştir. Tespit davasının şartı, hukuki yarardır. Yani, davacının tespit davasına konu yapılan hukuki ilişkinin hemen tespit edilmesinde hukuki yararının bulunması şarttır. Bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığı veya yokluğu, tespit davası açılabilmesi için tek başına yeterli değildir. Davacının tespit davası ile istediği hukuki koruma diğer dava çeşitlerinden biri ile sağlanabiliyorsa, o zaman davacının dava açmada hukuki yararı yoktur. Buna göre eda davası açması mümkün olan davacının, aynı konuda tespit davası açmakta hukuki yararı yoktur. Somut olayda, davacı delil tespiti isteminde bulunmuş olup, derhal eda davası açmasının mümkün olmasına göre, tespit davası açmakta hukuki yararı yoktur....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tespit davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde tespit isteyen vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Tespit isteyen vekili, aleyhine tespit istenene ait aracın müvekkiline ait araca çarparak hasara neden olduğunu ve kaza yerini terk ettiğini ileri sürerek, müvekkilinin haklarını kullanabilmesi için olaydaki kusur oranının tespit edilmesini talep etmiştir. Mahkemece, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK'nun 400/2. maddesi gereğince, hukuki yarar koşulu bulunmadığından talebin reddine karar verilmiş; hüküm, tespit isteyen vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: 1- Davacı ... adına tespit edildiği anlaşılan ... Köyü 104 ada 27 parsel sayılı taşınmaza ait kadastro tespit tutanağı örneği ile tespit sırasında uygulanmış ise tespit dayanağı kayıt ve belgelerin tesisinden itibaren tüm tedavülleri ile birlikte, 2- Dava konusu ... 150 ada 1 parsel sayılı taşınmaza komşu ......

                      UYAP Entegrasyonu