HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/1181 KARAR NO : 2022/300 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : BULANIK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 26/05/2021 NUMARASI : 2021/172 ESAS - 2021/368 KARAR DAVA KONUSU : enfi Tespit KARAR : İDDİA : Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin muris T1 mirasçıları olduğunu, murisin 15/09/2017 tarihinde vefat ettiğini, vefatından önce davalı bankadan tarım kredisi kullandığını, kredi kullanırken aynı banka tarafından sigorta şirketi acentesi sıfatıyla 09/03/2017- 28/08/2017 dönemlerini kapsayan hayat sigortası poliçesinin düzenlendiğini, borç devam ettiği sürece davalı bankanın hayat sigortası sözleşmesini yenileme yükümlülüğü bulunduğunu, ancak poliçenin yenilenmediği gibi bilgilendirme yükümlülüğünün de ihlal edildiğini, davalı bankanın iç mevzuatı gereğince 70 yaşın üzerindeki kişilere hayat sigortası yapmaması gerekirken poliçe tarihi itibariyle 70 yaşın üzerinde olan...
03.08.2004'de 1999 olduğunu ve bu şekilde sayaca müdahale edildiğinin tespit edildiğini, bütün bu hususların tutanağa bağlandığını, yapılan tespit sonucu sayacın laboratuvarı sevk edildiğini ve Sanayi Bakanlığı Ölçüler Ayarlar Müdürlüğünce yapılan incelemede sayacın mühürleri ile oynandığının tespit edildiğini, sayacın özel muayenesinde ise sayaç içinde kalıcı bir müdahaleye rastlanmadığının bildirildiğini 30.07.2004 tarihli zabıt sonrası yeniden müdahale edilmemesi için gerek sayaçlara gerekse sayaç dolabına takılan mühürlerin idare teknik ekibinin 02.08.2004 tarihinde sayaç değişim için engellenmesi ve 03.08.2004 tarihindeki değişimde ise gerek sayaç mühürlerinin gerekse dolap mühürlerinin bozulduğu açıkça tespit edildiğinden, davacı tarafından yeni bir müdahale ile düzeltildiğinin ve bu nedenle özel muayenede muntazam olduğunun belirtilmesinin gayet doğal olduğunu, bu muayenede dahi sarfiyatların tetkiki ve incelemeye alınması gerektiğinin bildirildiğini, bu muayeneden önce gerek...
Bunun için, takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir (Baki Kuru, İcra ve İflâs Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s. 233). Menfi tespit davasında ispat yükü, kural olarak davalı alacaklıya düşer; fakat davacıya (borçluya) düştüğü hâller de vardır; davacı (borçlu), davalının (alacaklının) varlığını iddia ettiği hukuki ilişkiyi (meselâ borcu) sadece inkâr etmekle yetinmekte ise, yani bu hukuki ilişkinin (borcun) hiç doğmadığını ileri sürmekte ise ispat yükü davalıya düşer. Çünkü hukuki ilişkinin (borcun) varlığını iddia eden davalı olduğu için, ispat yükü davalı alacaklıya düşer (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) md. 190; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK) md. 6)....
mirasçılarından ...’a, 1959’da ölen ...’ın mirasçılarına, 2014’te ölen ...’ın mirasçılarına, aynı zamanda tespit maliki olan Cafer oğlu ...’ün mirasçılarından Türkan kızı ...’a; 1993’te ölü tespit maliki ...’nın mirasçılarına, 1998’de ölü tespit maliki ...’nın mirasçılarına; Tespit maliki Mehmet ...’ın nüfus kaydı dosya içerisine alınarak sağ ise kendisine, ölü ise mirasçılarına, 2005’te ölü tespit maliki ... mirasçılarından ...’ya; 1980’de ölü tespit maliki Abdullah oğlu ...’ın mirasçılarına; 1960’ta ölü tespit maliki ...’ın mirasçılarına; 1979’da ölü tespit maliki ...’ın ... dışındaki mirasçılarına; 2005’te ölü tespit maliki M. ... ’nın ölü oğlu ...’nın mirasçılarına; Tespit maliki Yusuf oğlu ...’nın nüfus kaydı dosya içerisine alınarak sağ ise kendisine, ölü ise mirasçılarına; 2001’de ölü tespit maliki ... oğlu ...’un ... ve ... dışındaki mirasçılarına Tespit maliki Mehmet Taş’ın nüfus kaydı dosya içerisine alınarak sağ ise kendisine, ölü ise mirasçılarına 7201 sayılı Tebligat...
Mirasçıları adına tapuya tespit ve tesciline, A100 ile gösterilen 261 m² yerin ... adına tapuya tespit ve tesciline, A101 ile gösterilen 884 m² yerin ... adına tapuya tespit ve tesciline, A102 ile gösterilen 496 m² yerin ... adına tapuya tespit ve tesciline, A103 ile gösterilen 1.251 m² yerin ... ve ... adlarına eşit hisselerde tapuya tespit ve tesciline, A104 ile gösterilen 496 m² yerin ... adına tapuya tespit ve tesciline, A105 ile gösterilen 497 m² yerin ... adına tapuya tespit ve tesciline, A106 ile gösterilen 483 m² yerin ... adına tapuya tespit ve tesciline, A107 ile gösterilen 315 m² yerin ... adına tapuya tespit ve tesciline, A108 ile gösterilen 678 m² yerin ... adına tapuya tespit ve tesciline, A109 ile gösterilen 1.155 m² yerin ... adına tapuya tespit ve tesciline, A110 ile gösterilen 400 m² yerin ... adına tapuya tespit ve tesciline, A111 ile gösterilen 518 m² yerin ... adına tapuya tespit ve tesciline, A112 ile gösterilen 382 m² yerin ... adına tapuya tespit ve...
(duruşma gün ve saatinin tebliği için çıkarılan davetiye alıcısı tanınmadığından bahisle iade edilmiş olmasına rağmen ilgilinin adresi araştırılmak suretiyle yeniden davetiye çıkarılmamış); tapu maliki ...’nin ...’den olma kızı tespit maliki ...; tespit maliki ... oğlu ... mirasçılarından ... ve ... mirasçıları; tespit maliki ... mirasçıları; tespit maliki ... oğlu ... mirasçılarından ...; tespit maliki ... mirasçıları; tespit maliki ... mirasçıları; tespit maliki ... oğlu ...; tespit maliki ... mirasçıları; tespit maliki ... oğlu ...; tespit maliki ... oğlu ... mirasçıları; tespit maliki ... kızı ... mirasçıları; tespit maliki ... kızı ... mirasçıları yöntemince davaya dahil edilerek savunmaları alınmamış ve taraf teşkili sağlanmadan hüküm kurulmuştur. Karar verildikten sonra hükmün, davada yer almayan bir kısım tespit malikinin mirasçılarına tebliğ edilmiş olması da taraf teşkili eksikliğini gidermez....
, 2443 parsel sayılı 8.100,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ... ... adına tespit ve 07.09.1980 tarihinde, 2445 parsel sayılı 5.850,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz davalılar ... ..., ......, ... ..., ... ..., ...ile davacılar adına tespit ve hükmen tespit gibi 24.04.2006 tarihinde, 2454 parsel sayılı 4.900,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ... ..., ......, ... ..., ... ... ile Şerife Yörük adına tespit ve hükmen tespit gibi 24.04.2006 tarihinde, 2888 parsel sayılı 4.150,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ... adına tespit ve 07.10.1971 tarihinde ve 3173 parsel sayılı 24,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ... adına tespit ve 07.10.1971 tarihinde tescil edilmiştir....
un kızı ... adına, 3 payının tespit maliki ...'un kızı ...adına, 3 payının tespit maliki ...'un kızı ... adına, 3 payının tespit maliki ...'un kızı A... adına, 3 payının tespit maliki ...'un kızı ... adına, 3 payının tespit maliki ...'un kızı ... adına, 3 payının tespit maliki ...'un kızı ... adına, 3 payının tespit maliki ...'un oğlu ... adına, 3 payının tespit maliki ...'un oğlu ... adına, 3 payının tespit maliki ...'un oğlu ... adına, 3 payının tespit maliki ...'un oğlu ... adına, 3 payının tespit maliki ...'un oğlu ... adına, 3 payının tespit maliki ...'un oğlu ... adına, 3 payının tespit maliki ...'un oğlu ... adına, aynı parsel numarası altında tespitteki vasıflarla tapuya kayıt ve tesciline, parselin krokide (B) harfi ile gösterilen bölümünün 101 ada 92 parselden ayrılarak 101 adadaki son parselden sonraki parsel numarası verilmek suretiyle orman vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir....
Paylı adına tapu siciline tespit gibi tesciline, 580 (yeni 101 ada 386) parselde kayıtlı taşınmazın kadastro tespit tutanağında belirtilen miktar, ölçü ve vasfıyla davalı ... kızı ... Paylı adına tapu siciline tespit gibi tesciline, 579 (yeni 101 ada 377) parselde kayıtlı taşınmazın kadastro tespit tutanağında belirtilen miktar, ölçü ve vasfıyla 3/4 payının .... oğlu ... ve 1/4 payının ... kızı ... Ay olan tespit malikleri adlarında belirtilen pay oranlarına iştirak halinde mülkiyet olarak tapu siciline tespit gibi tesciline, 578 (yeni 101 ada 378) parselde kayıtlı taşınmazın kadastro tespit tutanağında belirtilen miktar, ölçü ve vasfıyla davalı ... oğlu ......
Borçlunun bir alacaklının kendisinden bir hak veya alacak talep etmesi üzerine ileri sürülen hak veya alacağın doğmadığını ve doğduktan sonra sona erdiğini tespit ettirmek amacıyla açtığı tespit davasına menfi tespit davası denir. Menfi tespit davası icra takibinden önce açılabildiği gibi icra takibinden sonra da açılabilir. Takipten önce menfi tespit davası açılabilmesi için borçlunun borcu olmadığının hemen tespitinde korunmaya değer bir hukuki yararı bulunmalıdır. (Kuru Baki; İcra ve İflas Hukukunda Menfi Tespit ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s 24) Borçlu maddi hukuk bakımından ödemekle yükümlü olmadığı bir alacak talebiyle karşılaşmışsa menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunduğu kabul edilmelidir....