Tespit davalarının dinlenebilmesi için genel şartların yanında iki şarta daha ihtiyaç vardır. Bunlar özel dava şartları olup; birincisi tespit davasının konusu yalnız bir hukuki ilişki olup, ikincisi ise davacının bu hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığının hemen tespitinde hukuki bir yararının bulunması gerekliliğidir. Hukuki ilişkiden maksat; bir kimse ile diğer bir kimse veya eşya arasında mevcut olan ve somut bir olaydan doğan hukuki ilişkidir. Her çeşit hukuki ilişki tespit davasının konusunu teşkil edebilir. Buna karşılık bir hukuki ilişki niteliğinde olmayıp maddi vakıadan ibaret olan ilişkilerin tespiti için açılan tespit davası dinlenmez. Somut bir olaya ilişkin olmayan soyut hukuki sorunların tespitini dava etmek de caiz değildir. Hukuki ilişkinin tespit davasının tarafları arasında mevcut olması da şart değildir. 3. kişilere karşı mevcut olan bir hukuki ilişki de tespit davasına konu teşkil edebilir....
DELİLLER: İlk derece mahkemesince alınan 19/10/2023 tarihli bilirkişi raporunda; tespit isteyen tarafa ait ... (1)numaralı tasarım ile aleyhine tespit istenene ait iş yerinde tespit edilen ürün arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığını, bu sebep ile benzer olarak algılandıklarını, tespit isteyen tarafa ait ... (2)numaralı tasarım ile aleyhine tespit istenene ait iş yerinde tespit edilen ürün arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığını, bu sebep ile benzer olarak algılandıklarını, tespit isteyen tarafa ait ... (3) numaralı tasarım ile aleyhine tespit istenene ait iş yerinde tespit edilen ürün arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığını, bu sebep ile benzer olarak algılandıklarını, tespit isteyen tarafa ait ... (4) numaralı tasarım ile aleyhine tespit istenene ait iş yerinde tespit edilen ürün arasında bilgilenmiş...
Kasabası 30.908,41 metrekare yüzölçümlü tarla vasıflı 242 ada 183 parsel sayılı taşınmaz, ... adına tespit edilmiştir. 31. Nevşehir İli ... ilçesi, ... Kasabası 17482,33 metrekare yüzölçümlü tarla vasıflı 241 ada 101 parsel sayılı taşınmaz, ... adına tespit edilmiştir. 32. Nevşehir İli ... ilçesi, ... Kasabası 25.107,63 metrekare yüzölçümlü tarla vasıflı 241 ada 102 parsel sayılı taşınmaz, ... adına tespit edilmiştir. 33. Nevşehir İli ... ilçesi, ... Kasabası 15.721,75 metrekare yüzölçümlü tarla vasıflı 241 ada 142 parsel sayılı taşınmaz, ... adına tespit edilmiştir. 34. Nevşehir İli ... ilçesi, ... Kasabası 9.593,13 metrekare yüzölçümlü tarla vasıflı 241 ada 143 parsel sayılı taşınmaz, ... adına tespit edilmiştir. 35. Nevşehir İli ... ilçesi, ... Kasabası 9.593,13 metrekare yüzölçümlü tarla vasıflı 241 ada 144 parsel sayılı taşınmaz, ... adına tespit edilmiştir. 36. Nevşehir İli ... ilçesi, ......
Davacı vekili, 12/03/2008 tarihli dilekçesinde; davacı ... yönünden, 133 ada 2 sayılı parselin Orman Kanununun 2/B maddesine istinaden orman vasfını yitirmiş yer sayılarak tarla vasfıyla ... adına tespit gördüğünü, ancak taşınmazın 5454 m²lik kısmının davacı ... adına tespit ve tesciline karar verilmesini; davacı ... yönünden 133 ada 1 parsel sayılı taşınmazın davacıya ait olduğu yine 131 ada 7 sayılı parselin, 3573 m² olarak davacı ... adına tespit gördüğünü, bu taşınmaza bitişik olan 131 ada 13 nolu parselin ise okunan vergi kaydındaki miktar fazlası gerekçe gösterilmek suretiyle 2806 m² olarak Hazine adına tespit görmesinin hatalı olduğu davacı ... adına tespit ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Davacıların başlangıçta dava konusu ettiği 133 ada 1 ve 2 sayılı parseller 26/12/2011 tarihinde ifraz görmüş, parseller kullanım kadastrosu çalışması ile kapatılarak yeni parsellere ayrılmıştır....
Gerekçe: Tespit davası açılmasında hukuki yarar olup olmadığı noktasında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 106. maddesine göre, “Tespit davası yoluyla, mahkemeden, bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesi talep edilir. Tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmalıdır. Maddi vakıalar, tek başlarına tespit davasının konusunu oluşturamaz.” Söz konusu düzenleme gereğince, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında tespit davası açılması için hukuken korunmaya değer bir menfaatin bulunması gerekmektedir. Tespit davaları eda davalarının öncüsüdür, bu sebeple eda davası açılmasının mümkün olduğu hallerde, tespit davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığı kabul edilmektedir....
Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının faiz ve ödemeye ilişkin 1.ve 2.bentlerinin tümüyle çıkartılmasına, yerlerine sırasıyla, a)(Davanın kabulü ile; Kamulaştırma bedelinin 54.488,29 TL olarak tespitine, tespit edilen 54.488,29 TL kamulaştırma bedelinden, bozma ilamı öncesi ilk kararla tespit edilen 7.265,89 TL bedelin mahsubu sonrası kalan fark bedel 47.222,40 TL‘nin 3‘er aylık vadeli hesapta işlemiş nemaları ile birlikte davalı tarafa derhal ödenmesine, bu hususta ilgili bankaya müzekkere yazılmasına,) cümlesinin yazılmasına, b)(Bozma ilamı öncesi ilk kararla tespit edilen 7.265,89 TL bedele 25.03.2015 tarihinden ilk karar tarihi 14.07.2015 tarihine kadar faiz işletilmesine, bozma ilamı sonrası tespit edilen bedelden ilk kararla tespit edilen bedelin mahsubu sonrası oluşan fark bedel 47.222,40 TL'ye 25.03.2015 tarihinden, Dairemiz karar tarihi 09.03.2021 tarihine kadar yasal faiz işletilmesine, yasal faizin davacı idareden alınarak davalı tarafa verilmesine ) cümlesinin yazılmasına...
Davacının açtığı dava red edildiğine ve Hazinenin, taşınmazın vasfına yönelik davası da bulunmadığına göre tespit gibi tescil kararı verilmesi gerekirken taşınmazın mera vasfıyla orta malı olarak sınırlandırılmasına karar verilmesi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 2- Dava konusu 102 ada 66 sayılı parsel hakkındaki temyiz itirazlarına gelince; Taşınmaz, kadastro tespitinde verasette iştirak şeklinde ... ... mirasçıları ..., ..., ..., ..., ..., ...,... ve ... adına tespit edilmiştir. Davacı ..., ...'e husumet yönelterek dava açmıştır. Mahkemece tespit maliklerine karşı açılmış bir dava bulunmadığı kabul edilmek suretiyle davanın husumet yönünden reddine karar verilmiş ise de; mahkemenin kabulü dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Zira 06.03.2007 tarihli duruşmaya gelen davalı ..., ... olarak kimliği tespit edilerek beyanı alınmıştır. Böylece dava ...'...
Tespit dışı bırakılan bir taşınmazın TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kanunun 14.maddesi gereğince zilyetlikle edinilebilmesi için ilke olarak tespit dışı bırakıldığı ya da paftasında gösterildiği tarihten dava tarihine kadar diğer kazanma koşulları yanında 20 yıllık kazanma süresinin de geçmiş bulunması gerekir. Davacıların tescilini istediği yer davacılara ait dava dışı 107 ada 8 sayılı parselin güneyinde yer almaktadır. Anılan parselin kadastro tespiti 1.5.2008 tarihinde yapıldığına göre, dava konusu yapılan taşınmaz bölümünün paftasının da bu tarihte düzenlendiğinin, tespit dışı bırakıldığının kabulü gerekir. Ancak, hakkında kadastro tutanağı düzenlenmediğinden böyle bir işlem tespit dışı bırakma işlemi niteliğindedir....
Kural olarak, Kadastro davaları tespit malikine yöneltilmek zorundadır. Somut olayda davacı temyize getirilmeyen taşınmazın tespit malikleri ... ve ... ile Tapu Sicil Müdürlüğünü hasım göstererek miras bırakanı adına tespit edilen 125 ada 50, 51, 52 ve 53 parsel sayılı taşınmazların miktar eksikliğinin tamamlanması istemiyle dava açmış olup, davanın komşu parsellere yönelik olduğunun kabulünde bir isabetsizlik bulunmamakta ise de; başlangıçta askı ilan süresinde doğru kişilere yöneltilmiş bir dava bulunmadığı da kuşkusuzdur....
Gerekçe: Tespit davası açılmasında hukuki yarar olup olmadığı noktasında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 106. maddesine göre, “Tespit davası yoluyla, mahkemeden, bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesi talep edilir. Tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmalıdır. Maddi vakıalar, tek başlarına tespit davasının konusunu oluşturamaz.” Söz konusu düzenleme gereğince, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında tespit davası açılması için hukuken korunmaya değer bir menfaatin bulunması gerekmektedir. Tespit davaları eda davalarının öncüsüdür, bu sebeple eda davası açılmasının mümkün olduğu hallerde, tespit davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığı kabul edilmektedir....