nedeniyle ... adına tespit ve tescil, 145 ada 13 parsel sayılı 31.794 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tapu kaydı nedeniyle Hazine adına tespit, daha sonra hükmen ... ve müşterekleri adına tescil, 175 ada 82 parsel sayılı 48.083 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tespit, daha sonra satış nedeniyle ... adına tescil, 195 ada 2 parsel sayılı 3.261,92 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tespit, daha sonra satış nedeniyle ... adına tescil, 157 ada 30, 195 ada 6 parsel sayılı 4.498, 368 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tespit, daha sonra hükmen ... ve müşterekleri adına tescil edilmiştir....
Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2010/256 D.İş sayılı dosyasında alınan raporla araçta 99,99 TL hasar, 1.000,00 TL değer kaybı ve 500,00 TL işgücü kaybı zararı olduğunun saptandığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla toplam 1.599,99 TL maddi tazminatın kaza tarihinden; tespit vekalet ücreti ve tespit masraflarının tespit tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiştir. Davalı ..., davanın reddini savunmuş; davalı ..., davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, kararda yazılı gerekçelerle ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kabulü ile 1.000,00 TL araç değer kaybı, 500,00 TL işgücü kaybı ve 99,99 TL hasar bedeli olmak üzere toplam 1.599,99 TL'nin kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, tespit masrafları ve tespit vekalet ücretinin yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
mirasçıları, 201 ada 49 parsel sayılı 24813.71 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ..., 201 ada 51 parsel sayılı 90137.70 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz verasette iştiraken Mustafa Yürük mirasçıları adına tespit edilmiştir. Davacı ..., yasal süresi içinde adına tespit edilen 201 ada 16, 50, 90 ve 103 parsel sayılı taşınmazların dayanak tapu kayıtlarına göre eksik tespit edilen miktarlarının komşu taşınmazlardan karşılanması istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine ve çekişmeli taşınmazların tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemenin kabul ve değerlendirmesi dosya içeriğiyle uyumlu bulunmamaktadır. Davacı, dayanak tapu kayıtları miktarlarına göre, adına tespit edilmiş 201 ada 16, 50, 90 ve 103 parsel sayılı taşınmazların miktarlarında meydana gelen eksilmenin karşılanması istemiyle dava dilekçesinde ve dahili dava dilekçesinde gösterdiği davalılara karşı dava açmıştır....
ibaresinin iptal edilerek beyanlar hanesinden çıkartılmasına, kadastro tespit tutanağının beyanlar hanesine kullanıcısı; verasette iştirak halinde ... mirasçıları; ..., ... olarak beyanlar hanesine kayıt ve tesciline, 179 ada 2 sayılı parselin mülkiyetinin; tarla vasfıyla 2/B arazisi olarak ... adına, mülkiyet sütununa kadastro tespit tutanağının beyanlar hanesine yazılan "Taşınmazın 737,10 m2'lik kısmı ... gölünün su toplama havzası içerisinde kalmaktadır." ibaresinin iptal edilerek beyanlar hanesinden çıkartılmasına, kadastro tespit tutanağının beyanlar hanesine kullanıcısı ... oğlu ......
Bu doğrultuda, davacının bir hakkı veya hukuki durumu güncel bir tehlike ile tehdit edilmiş olmalı; bu tehdit nedeniyle, davacının hukuki durumu tereddüt içinde olmalı ve bu husus davacıya zarar verebilecek nitelikte bulunmalı; yalnız kesin hüküm etkisine sahip olup, cebri icraya yetki vermeyen tespit hükmü, bu tehlikeyi ortadan kaldırmaya elverişli olmalıdır. Davacının tespit davası ile istediği hukuki koruma, diğer dava çeşitlerinden birisi ile sağlanabiliyorsa, o zaman davacının tespit davası açmakta hukuki yararı yoktur. Bu şartların bulunmaması halinde tespit davası dinlenmez, davanın usulden (....) reddi gerekir. Nitekim ... Hukuk Genel Kurulu'nun 22/05/2013 tarihli ve 2013/561 E., 2013/733 K. ile 12/06/2013 tarihli ve 2013/1013 E., 2013/816 K. sayılı ile ... ... Dairesinin 01/10/2020 tarihli ve 2017/27792 E., 2020/10258 K. sayılı kararlarında da aynı ilkeler benimsenmiştir....
Ancak; 1-Acele el koyma kararı ile tespit edilen bedel, bozma ilamı öncesi ilk kararla tespit edilen bedelden daha yüksek olup, bozma ilamı sonrası tespit edilen bedelden acele el koyma kararı ile tespit edilen bedelin mahsup edilmesi gerekirken ilk kararla hükmedilen bedelin mahsubu doğru olmadığı gibi; 2-Anayasa Mahkemesi'nin 27/11/2020 gün 31317 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 16/07/2020 tarih 2018/104 Esas - 2020/39 Karar sayılı kararı ile 7139 sayılı Kanunla Değişik Kamulaştırma Kanunu'nun 10/8. fıkrasının dördüncü cümlesinin; “idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit edilen bedelden az olması durumunda hâkim tarafından tespit edilen bedel, fazla olması durumunda idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedel, peşin ve nakit olarak hak sahibi adına, kalanı ise bedele ilişkin kararın kesinleşmesine kadar üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılmak ve kesinleşen karara göre hak sahibine verilmek üzere” bölümü ile yedinci cümlesinde yer alan “idarenin kıymet takdir...
Somut olayda çekişmeli taşınmazlar, ölü oldukları beyanlar hanesinde gösterilerek, tapu kaydı nedeniyle ... çocukları ... ve soyadı yazılmaksızın ... adına 23.11.1982 tarihinde tespit edilmişlerdir. Tespit maliki ... oğlu ... mirasçıları doğru şekilde davaya dahil edilmiş olup, kızkardeşi ...’nın mirasçıları olarak, bu şahsın kimliğinin tespitine ilişkin düzenlenen “Jandarma Araştırma Tutanağı” nda belirlenen ... mirasçıları davaya dahil edilmiş ise de, davaya dahil edilen bu kişilerin tespit maliki ...’nın mirasçıları olup olmadığı konusunda tereddüt hasıl olmuştur. Şöyle ki, mirasçıları davaya dahil edilen ...’un nüfus kayıt örneği incelendiğinde, tespit tarihinden sonra 06.11.1997 tarihinde öldüğü, baba adı ... olmakla birlikte ...’in baba adının ... olduğu görülmekte olup; oysa ki tespit maliki ... ve ...’nın baba isimlerinin de ... olduğu, ancak ...’in baba adının ... olduğu dosya arasındaki nüfus kayıt örneklerinden anlaşılmaktadır....
in sosyal güvenliğe ilişkin haklarını da ilgilendirdiğinden Mahkemece, fiilen çalışmadığı tespit edilen ...'...
raporlarını da irdeler şekilde, tespit tarihine en yakın tarihli (renkli) uydu fotoğrafı da değerlendirilerek, taşınmazın tespit tarihindeki niteliğini bildiren, gerekçesi ile birlikte eylemli orman sayılıp sayılamayacağını açıklayan şekilde denetime elverişli rapor alınması, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi" gereğine değinilmiştir....
Nitekim itirazın kaldırılması kararıyla birlikte hükmedilen icra inkar tazminatı infazının açılan menfi tespit davasının sonuna kadar tehir edileceği Kanun hükmüdür. Menfi tespit davasının kabulü halinde borçlu aleyhine daha önce hükmolunan icra inkar tazminatının kalkacağı, reddi halinde ise infaz edileceği açıktır. Açılan menfi tespit davası nedeniyle tedbiren takibin durdurulması durumunda alacaklının zarar edeceği ve bu zararın %40'tan az olamayacağı düzenlenmiştir. Menfi tespit davasında hakimin belirlediği zararın alacağın %40'ı oranında olması durumunda, itirazın kaldırılmasına ilişkin karar ile alacaklı lehine verilen icra inkar tazminatının bu zararı karşılayacağı nazara alındığında, menfi tespit davasının reddi ile ayrıca davacı alacaklı lehine tazminata hükmedilmesi doğru olmaz....