Ancak, istisnai durumlarda, henüz zarar doğmadığı halde, yakın gelecekte zarar doğacağı pek muhtemel veya muhakkak ise, davacıya zarar tehlikesinin önlenmesi davasını açma hakkı tanınmalı, zararın doğması beklenmemelidir. Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez. Mahkemece yapılacak araştırmalarda somut olayın özelliği, komşu taşınmazların yerleri, nitelikleri, konumları, kullanma amaçları göz önünde tutularak, normal bir insanın hoşgörü ve tahammül sınırlarını aşan bir elatmanın bulunup bulunmadığı tespit edilmelidir....
Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez. Mahkemece yapılacak araştırmalarda somut olayın özelliği, komşu taşınmazların yerleri, nitelikleri, konumları, kullanma amaçları göz önünde tutularak, normal bir insanın hoşgörü ve tahammül sınırlarını aşan bir elatmanın bulunup bulunmadığı tespit edilmelidir. Davacının sübjektif ve aşırı duyarlılığı ile değil, objektif her normal insanın duyarlılığına göre elatmaya katlanıp katlanamayacağı araştırılmalı; sonuçta katlanılabilir, hoşgörü sınırlarını aşan bir zarar veya elatmanın varlığı tespit edildiği takdirde mülkiyet hakkının taşkın olarak kullanıldığı sonucuna varılmalıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 21.02.2014 gününde verilen dilekçe ile komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi ve kal talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 17.12.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi ve kal istemine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkilinin 13830 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, bitişiğinde bulunan 13838 parsel sayılı taşınmaz üzerinde davalı tarafından taşkın bina yapıldığını, söz konusu binanın imar planına aykırı olarak ve davacı ile ortak sınırdan 5 metrekarelik çekme mesafesine uyulmadan yapıldığını, elatmanın önlenmesini ile taşkın yapının kal’ini talep ve dava etmiştir....
Diğer yandan; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 683. maddesinde; malikin hukuk düzeninin sınırları içerisinde o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, tasarrufta bulunma, yararlanma yetkilerine sahip olduğu, malını haksız olarak elinde bulunduran kişiye karşı her türlü elatmanın önlenmesi davası açabileceği öngörülmüştür. Ayrıca, Türk Medeni Kanununun 724. maddesine dayalı haksız yapılanma sebebiyle temliken tescil isteklerinin müstakil bir davaya konu olması gerektiği halde, taşkın yapı sebebiyle Türk Medeni Kanununun 725. maddesinden kaynaklanan talepler, müstakilen temliken tescil davasına konu yapılabileceği gibi, taşkın inşaatı yapan kişiye karşı açılan elatmanın önlenmesi ve yıkım istekli davalarda savunma yoluyla da ileri sürülebilir. Taşkın yapıyla ilgili davaların kabul edilebilmesi Türk Medeni Kanununun 725. maddesi hükmünde öngörülen koşulların gerçekleşmesine bağlıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen davada; Davacı, 3460 ada 4 parsel sayılı imar parselinin maliki olduğunu, komşu 3 nolu parsel maliki davalıların taşkın inşaat yapmak suretiyle taşınmaza müdahale ettiklerini ileri sürüp, elatmanın önlenmesi ve yıkım istemiştir. Davalılar, davacının parseline elatmalarının bulunmadığını bildirip, davanın reddini savunmuşlar, dahili davalı ... ise, davanın reddini istemiştir. Davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, Dairece; "idari yargı yerinde iptal edilen çap kayıtlarına göre hüküm kurulmasının doğru olmadığı" gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda mahkemece, yeni imar uygulaması nedeniyle davalılara ait binanın davacının taşınmazına tecavüzünün bulunmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla;Tetkik Hakimi ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar, arasındaki elatmanın önlenmesi, kal ve taşkın inşaat nedeniyle tapu iptali ve tescil davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 21.12.2010 gün ve 2010/12328-14470 sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalı/birleşen davacılar tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Mahkemece yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve Dairemizce de benimsenen yerel mahkeme gerekçesine göre hüküm usul ve yasaya uygun bulunmuş, temyiz istemi bu gerekçelerle karşılanarak karar onanmıştır. Dairemiz onama ilamında düzeltilmesi gereken bir yön bulunmadığından, HUMK’nun 440.maddesindeki nedenlerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki taşkın inşaat nedeniyle tescil, birleştirilen dava elatmanın önlenmesi davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 02.11.2012 gün ve 2012/11706-12627 sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı-karşı davalı tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Mahkemece yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve Dairemizce de benimsenen mahkeme kararının gerekçesine göre hüküm usul ve yasaya uygun bulunmuş, temyiz istemi bu gerekçelerle karşılanarak karar onanmıştır. Dairemizin onama ilamında düzeltilmesi gereken bir yön bulunmadığından, HUMK’nun 440.maddesindeki nedenlerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 05.07.2012 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi kal ecrimisil ve ikinci kademede taşkın inşaat nedeniyle tazminat talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına dair verilen 13.11.2018 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi duruşmalı olarak gincelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 17.12.2019 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Av. ... ile karşı taraftan davalı ... geldiler. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı....
Yasal ayrıcalıklar dışında, TMK’nın 684/1 ve 718/2 maddeleri hükümlerine göre, arazinin mülkiyeti ve buna bağlı olan tasarruf hakkı o arazide kalıcı olmak koşuluyla yapılan şeyleri de kapsar TMK’nın 725. maddesinde bu kuralın istisnalarından birisi düzenlenmiş, böylece muhdesatla arasındaki bağlantı kesilmiş bina sahibine bazı koşulların oluşması halinde ayrılmaz parça niteliğindeki taşkın yapı için üzerinde bulunduğu taşınmaza malik olabilme olanağı tanınmıştır. Bunun için, tapuya kayıtlı özel mülkiyete konu bir taşınmaz üzerinde, temelli kalması amacıyla yapılan binanın ayrılmaz parçası yine tapuda kayıtlı üçüncü kişiye ait taşınmaza taşkın yapılmış olmalıdır. Taşkın inşaat, taşkın yapı ile iki komşu taşınmazı fiilen birleştirmekte, ekonomik bir bütünlük oluşturmaktadır. Bu özelliğinden dolayı taşkın yapıya dayanan temliken tescil isteği taşınmaza bağlı kişisel hak niteliğindedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ, YIKIM VE ESKİ HALİ GETİRME Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kayden maliki olduğu 413 ve 481 parsel sayılı taşınmazlara komşu 411 parsel malikleri davalıların taşkın yapılanmak suretiyle müdahale ettiklerini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi, ahırın yıkımı ve taşınmazın eski hale getirilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalılar, taşınmaza ahır yapısını uzun süre önce yaptıklarını, haksız elatmanın söz konusu olmadığını belirterek davanın reddini ve taşkın yapının iyi niyetle inşa edildiğinden bedeli karşılığında taşan kısmın adlarına tescilini savunmuşlardır. Mahkemece, çekişme konusu taşınmazlara davalıların taşkın yapılanmak suretiyle müdahale ettikleri, taşınmazların kadastro sınırının 1975 yılında kesinleştiği, davalıların 2008 yılında taşkın yapılanmalarının iyi niyetli kabul edilemeyeceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....