Yukarıda değinilen üç koşulun yanı sıra, yapının bulunduğu arazi parçası davalıya ait taşınmazın bir kısmını kapsıyor ise tescile konu olacak yer, inşaat alanı ile zorunlu kullanım alanını kapsayacağından mahkemece iptal ve tescile karar verebilmek için bu kısmın ana taşınmazdan ifrazının da mümkün olması gereklidir. Somut olayda; davacı, 115 parsel sayılı taşınmazında davalıların murisi ile yapılan taksime uygun olarak bina yaptığını ancak davalılara ait 114 parsel sayılı taşınmaza 542 m2'lik elatmasının bulunduğu iddiasıyla aleyhine elatmanın önlenmesi davası açıldığını, kendisinin gerekli özeni gösterdiğini ve iyiniyetli olduğunu ileri sürerek temliken tescil, mümkün olmadığı takdirde irtifak hakkı tesis edilmesini istemiştir. Davacının, davalının taşınmazına 54 m2'lik taşkın inşaat yaptığı konusunda bir çekişme bulunmamaktadır. Çaplı taşınmazlara taşkın inşaat yapılması halinde kural olarak iyiniyet iddiası dinlenmez....
Yukarıda değinilen üç koşulun yanı sıra, yapının bulunduğu arazi parçası davalıya ait taşınmazın bir kısmını kapsıyor ise tescile konu olacak yer, inşaat alanı ile zorunlu kullanım alanını kapsayacağından mahkemece iptal ve tescile karar verebilmek için bu kısmın ana taşınmazdan ifrazının da mümkün olması gereklidir. Somut olayda; davacı, 115 parsel sayılı taşınmazında davalıların murisi ile yapılan taksime uygun olarak bina yaptığını ancak davalılara ait 114 parsel sayılı taşınmaza 542 m2'lik elatmasının bulunduğu iddiasıyla aleyhine elatmanın önlenmesi davası açıldığını, kendisinin gerekli özeni gösterdiğini ve iyiniyetli olduğunu ileri sürerek temliken tescil, mümkün olmadığı takdirde irtifak hakkı tesis edilmesini istemiştir. Davacının, davalının taşınmazına 54 m2'lik taşkın inşaat yaptığı konusunda bir çekişme bulunmamaktadır. Çaplı taşınmazlara taşkın inşaat yapılması halinde kural olarak iyiniyet iddiası dinlenmez....
Hükmü 8253 parsel maliki davacı Mülazım Yılmaz temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davacının diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş reddi gerekmiştir. 2- Karşı davadaki istem taşkın inşaat nedeniyle kayıt iptali ve tescile ilişkindir. Gerçekten karşı davacıların maliki olduğu 8252 parsel üzerindeki yapının bir bölümü davacıya ait 8253 parsel üzerindedir. Bu haliyle karşı davacıların arsasındaki esas inşaat ile davacıya ait 8253 parsel üzerindeki taşan kısım fizik ve ekonomik olarak birbirine bağlanmıştır. Taşkın yapı sebebiyle karşı davacıların bir zaruret içersinde bulundukları da gerçektir. Türk Medeni Kanununun mülkiyetin kapsamını belirleyen 683.maddesine istisna teşkil eden bu durum koşulların varlığı halinde taşkın yapı sahibine binasından ötürü binanın bulunduğu arazinin mülkiyet hakkını isteme yetkisi tanır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ, YIKIM, ECRİMİSİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kayden maliki olduğu 1843 parsel sayılı taşınmaza, komşu 1844 parsel maliki davalılar tarafından taşkın bina yapılmak suretiyle müdahale edildiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi, yıkıma ve ecrimisile karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuş, aksi halde taşkın kısmın bedeli karşılığında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir....
Ancak, zarar henüz doğmadığı halde, zararın doğacağı muhakkak ve pek muhtemel ise veya beklenen taşkın kullanma ile ileride telafisi mümkün olmayacak zarar meydana gelecekse, davalının alacağı önlemlerle zararı önleme ihtimali yoksa, zarar verme tehlikesi taşıyan eylem ve işlemler hakkında davacıya zarar tehlikesinin önlenmesi davasını açma hakkı tanınmalı, zararın doğması beklenmemelidir. Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez....
(Objektif koşul) c) Üçüncü koşul ise taşkın inşaat yapanın, taşınmaz malikine bu bedeli ödemesidir. d)Yukarıda değinilen üç koşulun yanısıra, mahkemece iptal ve tescile karar verilebilmesi için taşkın yapının zeminindeki arazi parçasının ana taşınmazdan ifrazının da mümkün olması gereklidir. Arsasına taşılan ve bu nedenle taşkın yapıdan zarar gören komşu, zamanında ve geçerli olarak itiraz etmişse, artık “iyi niyet” ve “halin icabı” koşullarının bulunup bulunmadığının araştırılmasına gerek yoktur. Bu durumda, taşkın yapı sahibi TMK'nun 725/2. maddesindeki talep hakkından yani temliken tescil talebinden (tapu iptal ve tescil) yoksundur. Bu halde arsasına taşılan komşu, taşkın yapının kaldırılmasını her zaman sağlayabilir. Ancak itirazın yapılmaması, taşkın yapıya rıza göstermek anlamına gelmez. Nitekim susma bir hukuki işlem de değildir. Sınır taşkınlığının bilinmemesi nedeniyle itirazda bulunmamak, hiçbir zaman komşu arsa sahibi aleyhine sonuç doğurmaz....
ve tecavüzlü olduğunu iddia etmiş, davalılara ait binanın taşkın inşaat nedeniyle davacılara ait taşınmaza vaki tecavüz ve müdahalenin önlenmesine, taşkın inşaat nedeniyle tecavüzlü kısmın kal'i için iş bu men i müdahale ( el atmanın önlenmesi) ve kal davasını açmak gerektiğini tüm bu nedenlerden dolayı davanın kabulüne karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Asıl davada; davacı vekili, müvekkilinin 885 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, komşu 884 parsel maliki olan davalının kötüniyetli olarak müvekkilinin taşınmazına taşırarak inşaat yaptığını ileri sürerek elatmanın önlenmesine, inşaatin kal’ine, bunlar mümkün olmazsa arsa bedelinin ve arsanın bütünlüğünün bozulması nedeniyle kaybettiği değerin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Somut olayda; 27.02.2012 tarihinde yapılan keşif sonucu düzenlenen 04.04.2012 tarihli fen bilirkişi raporu ve krokisinde davalının 8 ada 3 parsel sayılı taşınmaza yaptığı evinin saçak payının 0,30 metrelik bölümünün davacının hissedarı olduğu 8 ada 4 parsel sayılı taşınmaza taşkın olduğu, 10.07.2972 tarihli davacı ile davalı arasında imzalanan anlaşmaya göre 0,30 metrelik boşluğun davalı kullanımına bırakıldığı belirtilmiştir. Ne var ki, davacının dava açtığı tarihte bu muvafakatını geri aldığının kabulü gerekir. Dosya kapsamına göre, davalının, davacının hissedarı olduğu parsele 0,30 metre tecavüzünün olduğu sabittir. Ancak, 12.04.2012 tarihli inşaat mühendisi raporunda saçak payının komşu parsele taşkın kısmın yıkımı halinde ana yapıya zarar verip vermeyeceği, yıkılarak tecavüzün ortadan kaldırılmasının mümkün olup olmadığı, taşkın kısmın bedeli tespit edilmemiştir. Bu nedenle uzman bilirkişilere bu hususlar açıklattırılarak sonucuna göre bir karar verilmelidir....
İş. sayılı dosyasındaki bilirkişi raporunda bir kısım müdahalenin tespit edildiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesi,yıkım, eski hale getirme ve masraflarının tahsili isteğinde bulunmuştur. Davalı,Bodrum Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/215 D. İş. sayılı dosyasındaki keşif neticesinde tanzim edilen heyet bilirkişi raporunda 4,50 m2 lik taşkın duvar tecavüzünün sonlandırıldığının ve 143, 156, 3190 ve 3191 parsellerdeki tel çitlerin söküldüğünün tespit edildiğini, dolayısıyla dava tarihinden önce elatmanın son bulduğunu belirtip davanın reddini savunmuştur....