Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sözleşmenin davalı şirket tarafından haksız feshedilmiş olması nedeniyle ariyet konusu malların davacı yana aynen teslim ve iade edilmesi gerektiği, aynen teslim mümkün olmadığı takdirde ise karar vermeye uygun bilirkişi raporuna göre amortisman bedelleri düşüldükten sonra bulunan 5.772,17 TL 'nin davacı yanca dava tarihinden itibaren yukarıda açıklanan Akaryakıt Bayilik Sözleşmesinin 42/2 maddesi uyarınca merkez bankasınca belirlenen avans faiz oranlarına 20 puan eklenmek suretiyle işletilecek faiziyle beraber talep edilebileceği, aynen teslim ve iadeden mümkün olmadığı takdirde tespit edilen bedelden, davalı şirketin sözleşmelerin tarafı olması nedeniyle, diğer davalı ...'ın ise yukarıda açıklanan sözleşme maddeleri uyarınca Akaryakıt bayilik sözleşmesindeki Garantör olarak imzasının bulunmasından dolayı sorumlu oldukları değerlendirilmiştir....

    Davalı vekili, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin haklı nedenle feshedilerek, davacının gönderdiği malları geri alması için ihbarda bulunulmasına rağmen davacının malları teslim almadığını, bu nedenle müvekkilinin sorumlu olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, tarafların ticari defterlerine göre davacının davalıdan 10.668. TL alacaklı olduğunun anlaşıldığı, bu miktardaki malın davalıya teslim edilmesine rağmen bedelinin ödenmediğinin taraf beyanları ile de sabit olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Bayilik sözleşmesinin haklı nedenle feshi halinde davalının dava konusu malların bedelini ödemek yerine bu malları davacıya iade etme hakkı vardır....

      . - K A R A R - Davacı vekili; davalı tarafın 24/11/2005 tarihinde imzalamış olduğu sözleşme ile müvekkilin bayiliğini yaptığını, taraflar arasında imzalanan sözleşme süresinin ilk gaz alım tarihinden başlamak üzere 5 yıl olduğunu, davalının gönderdiği ihtarname ile kira sözleşmesinin sona erdiği gerekçe gösterilerek süresinden önce bayilik sözleşmesinin feshedildiğinin bildirildiğini, davalının fesih gerekçesinin haksız olduğunu ve müvekkili şirketin zarara uğradığını belirterek fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydı ile şimdilik 15.000,00 TL kar kaybı ve 15.000,00 TL cezai şart olmak üzere toplam 30.000,00 TL'nin sözleşmenin fesih tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili; taraflar arasında imzalanan sözleşmenin müvekkil şirket tarafından haklı ve geçerli nedenle feshedildiğini, bu itibarla cezai şart ve kar mahrumiyeti taleplerinin yerinde olmadığını, bayilik sözleşmesinin 32. maddesine göre, bayinin sözleşmeye aykırı...

        nin yetkili acenta/bayisi konumunda olduğu, akdedilmiş bayilik sözleşmesi uyarınca bayilerin yeniden satıcılara satış yapmama yükümlülüğü bulunmakta olduğu, aksi durumun sözleşmenin feshi ile bayilik iptaline sebebiyet verdiği, davacının, şirketin bayilik sözleşmesinin feshine sebebiyet verecek ve şirketi zarara uğratacak nitelikte iş sözleşmesine ve görev tanımlarına aykırı iş ve işlemler yaptığının dosya kapsamında ispat edildiği, davacının yeniden satıcılara araç satışı yaptığı ve bu satışların bir kısmınında başka satış danışmanları üzerinden faturalandırıldığı yeminli tanık ifadeleri ile ispat edildiği, bu durumun dahi doğruluk ve bağlılığa uymayan davranış kapsamında davacının iş akdinin haklı feshi için yeterli olduğu, davanın reddinin gerektiğinden bahisle istinaf yasa yoluna başvurmuştur....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kayden maliki olduğu 1874 ada 3 parsel sayılı taşınmaz ile ilgili olarak davalı ile kira sözleşmesi yaptıklarını, ancak taşınmazda meydana gelen yangın sonrasında davalının gönderdiği ihtarname ile kira akdinin feshedildiğini bildirildiğini, buna rağmen davalının taşınmazı teslim etmeyip işgale devam ettiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve ecrimisile karar verilmesini istemiştir. Davalı, çekişme konusu yerin davacı tarafa fiilen teslim edildiğini belirtip, davanın reddini savunmuştur....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi gereğince davalı bayiye ---olarak verilen menkul malların istirdadı davasıdır. Davacı şirket ile birleşen ---- davalı arasında ---- tarihinde imzalanan ----.maddesinde, "---- teslim alınan --- tahliye etmesi, bayilik sözleşmesine son verilmesi veya sözleşmenin fiilen veya hukuken imkansız hale gelmesi durumunda, mevzuattan kaynaklanan yükümlülük süreleri sona erdikten en geç 15 gün içinde, bayi tarafından masrafları kendine ait olmak üzere sökülerek----göstereceği adrese teslim edileceği kararlaştırılmıştır....

            CEVAP : Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle: taraflar arasında 31/08/2009 tarihli bayilik sözleşmesi ve 20/08/2009 tarihli kullandırma sözleşmesi bulunduğunu, bayilik sözleşmesinin sonlandırılmasını davacının talep ettiğini ve 31/12/2014 tarihinde tahliye ve teslim edeceğini taahhüt ettiğini, bayiye teslim edilen mağaza ilişkin müvekkili ve dava dışı şirket arasındaki kira sözleşmesinin 06/11/2014 tarihi itibariyle fesh edildiğini, dava dışı şirketin müvekkili şirkete 92.880,00TL bedelli faturayı yansıttığını, faturanın 20/08/2009 tarihli kullandırma sözleşmesinin 7.b maddesine göre davacıya yansıtıldığını, davacının mali sıkıntılardan kaynaklı nedenlerle sözleşmeyi fesh edeceğini açıkladığını, sözleşmenin feshine sebebiyet verdiğinden kira sözleşmesinin bu nedenle feshedildiğini belirterek asıl davanın reddine ve %20'den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına ve karşı dava olarak 21.689,92TL alacağının dava tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte karşı davalından...

            Mahkemece, yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafça dava sebeplerinin haklı feshe dayanan tazminat davası olmadığı, Rekabet Kurulu'nun kararı nedeniyle, sözleşmenin 17 yıl süreceği inancıyla bayilik hizmet bedeli ödedikleri ancak Rekabet Kurulu'nun kararı nedeniyle işlemeyecek süreye isabet eden kısmın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre tahsili talep edildiği, taraflar arasında düzenlenen bayilik sözleşmesinin 5 yıllık süreli olduğu, Rekabet Kurulu kararı nedeniyle, sözleşme tarihinin 18.09.2005 tarihinden sonra olması nedeniyle, 12.12.2006 olan sözleşme tarihine 5 yıl ilave edildiğinde bitmesi gereken tarihin 12.12.2011 olmasına rağmen davacı tarafça bu süre beklenilmeden sözleşmenin 18/06/2011 tarihinde feshedildiği, bu nedenle davacı tarafın Rekabet Kurulu kararına dayanarak sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre talepte bulunması mümkün bulunmadığı, gerekçesiyle davasının reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

              K. sayılı kararı ile “…Taraflar arasında ana şirket-bayii ilişkisinin olduğunun ileri sürüldüğü ancak taraflar arasında imzalanmış herhangi bir sözleşmenin bulunmadığı, davalı şirketin davacı dışında başka şirketlere de yurt dışından ithal ettiği tıbbi ürünleri sattığı, taraflar arasında düenlenen bayilik sözleşmesinin 31/12/2011 tarihinde sona ermesinin kararllaştırıldığı, dava konusu dönemde taraflar arasında bayilik ilişkisinin bulunmadığı, taraflar arasındaki ilişkinin ticari mal satımına ilişkin olduğu, bayilik sözleşmesinin bulunmadığı bu nedenle ihalenin feshi sebebiyle davalıdan zararın tazmininin talep edilemeyeceği..” değerlendirilerek davanın reddine karar verilmiştir. Söz konusu karar; İstanbul BAM ...... HD.nin ....... E. ve ............

                - K A R A R - Dava, bayilik sözleşmesinin haksız feshine dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davalı vekili, yetki ilk itirazında bulunarak yetkili mahkemenin ... Ticaret Mahkemesi olduğunu savunmuştur. Mahkemece sözleşmedeki yetki koşulu, davalının ikametgahı ve sözleşmenin ifa edildiği yer dikkate alınarak dava dilekçesinin yetki yönünden reddine dosyanın görevli ve yetkili ... Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Taraflar arasında imzalanan bayilik sözleşmesinin 3.maddesi yollaması ile sözleşmenin 4 nolu eki gereğince bayinin anlaşma bölgesi ve satış mahallinin ... ili içinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Dava niteliği itibariyle sözleşmenin haksız fesih edildiği iddiasına dayandığına göre HUMK.nun 10.maddesi uyarınca ... Mahkemelerinin yetkili olduğunun kabulü gerekir....

                  UYAP Entegrasyonu