"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ, ALACAK -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava, bayilik sözleşmesinden kaynaklanan elatmanın önlenmesi, alacak istemine ilişkindir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 14.02.2011 tarih ve 27846 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 09.02.2011 tarih ve 6110 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 8.maddesi ile 2797 Sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesinde yapılan değişiklik uyarınca, Yargıtay Başkanlar Kurulunun 11.04.2011 tarih ve 14 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 12.05.2011 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 02.06.2011 tarih ve 27952 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 13.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır....
Mh. ... ada ... parselde kayıtlı taşınmazın müvekkili şirkete 06/01/2017 tarihinde 5 yıl süre ile kiralanmasına ilişkin kira sözleşmesi akdedildiğini ve kira sözleşmesinin tapuya şerh edildiğini, sözleşme gereğince dava konusu taşınmazın her türlü kullanım hakkının 5 yıl süre ile müvekkili şirkete bırakıldığını, davalının bayilik anlaşmaları kapsamında kurulan ticari ilişkiden ve akdedilen protokollerden kaynaklanan muaccel olan borçlarını ödemekte temerrüde düştüğünü, ayrıca yakıt ikmalini de durdurduğunu, davalının sözleşme hükümlerini yerine getirmemesi üzerine müvekkili şirket tarafından alacakların ödenmesi amacıyla ihtarname gönderildiğini, ancak herhangi bir sonuç alınamadığını, bunun üzerine müvekkili şirket tarafından davalı şirkete bayilik sözleşmesinin feshedildiğinin bildirilerek dava konusu taşınmazın müvekkili şirkete teslim edilmesi için ihtarname gönderildiğini, ancak davalı tarafından alacağın ödenmediği gibi taşınmazın da müvekkiline teslim edilmediğini belirterek; dava...
Sözleşmenin feshi durumunda, BAYİ ile ... arasında işbu sözleşme kapsamında bulunan münferit otogaz bayilik sözleşmeleri de bayi ile ... arasındaki koşullara bakılmaksızın kendiliğinden sona ermiş olacaktır. Taraflar bu hususta tamamen mutabıktır. ..., en geç fesih tarihinden sonraki 6 (altı) aylık periyot sonunda, sözleşme kapsamındaki tüm bayilere yönelik ikmali kesmeyi ve usulüne uygun düzenlenmiş bayilik sözleşmesinin feshine ilişkin belgeleri ...'e teslim etmeyi kabul, beyan ve taahhüt eder. Bu durumda dahi ..., ikmali durduruncaya kadar yapmış olduğu ikmal miktarı üzerinden, işbu sözleşme kapsamında belirlenen oranlarda kar payı ödemeye devam edecektir" şeklinde bir düzenlemeye yer verilmiştir. Anılan sözleşme hükmü uyarınca dava dışı ... Petrolcülük A.Ş. tarafından davacı şirkete 04.08.2010 tarihli fesih ihbarnamesi gönderilmiş ve bu ihbarnamenin tebliğinden itibaren 3 ay sonra sözleşmenin feshedilmiş sayılacağı bildirilmiştir....
Davalı şirket vekili davacının sözleşmeye aykırı davrandığını, verdiği çeklerin karşılıksız çıktığını; bunun üzerine müvekkilinin sözleşmeyi tek taraflı olarak feshettiğini; davacının kendi kusuruna dayalı olarak tazminat talep edemeyeceğini; taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin ise bayilik sözleşmesinin teminatı olmayıp, bağımsız bir sözleşme olduğunu bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Birleşen ferağa icbar davasında taşınmaz satış vaadi sözleşmesi gereği tapu kaydının iptali ile davalı-birleşen dosya davacısı şirket adına tescili talep edilmiştir....
Sulh Hukuk Mahkemesine ait 2010/1723 Esas sayılı davada kira sözleşmesinin feshine, tahliye talebinin reddine dair 01.10.2010 tarihinde verilen kararın davalıya tebliği ile davalının temyiz kanun yoluna başvurmamasını, kararın kesinleşmesi olarak kabul etmiştir. 4. Davacı ile davalı arasındaki Ankara 10. Sulh Hukuk Mahkemesinin kira sözleşmesinin feshine ilişkin 2010/1723 Esas sayılı kararının kesinleşip kesinleşmediği, karar hakkında kesinleşme şerhi tanzim edilip edilmediği tespit edildikten sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde araştırma yapılmaksızın hükmün temyiz edilmemesi nedeniyle kesinleştiğini kabul eden bilirkişi raporuna itibarla hüküm kurulması doğru değildir. VI....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 28.06.2013 gününde verilen dilekçe ile sözleşmenin tek taraflı feshi nedeniyle elatmanın önlenmesi ve tahliye talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 07.04.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, mülkiyet hakkına dayanan müdahalenin önlenmesi ve tahliye istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki elatmanın önlenmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın yetki yönünden reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R Davacı vekili, müvekkili şirketin bayisi olan davalının taraflar arasında imzalanan sözleşmeyi tek taraflı ve haksız yere feshetmesi nedeniyle müvekkili şirketin intifa hakkı sahibi olduğu taşınmazda haksız işgalci konumuna düştüğünü ileri sürerek müvekkili şirkete ait taşınmaza haksız elatmanın önlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, yetki itirazında bulunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, taraflar arasında imzalanan Bayilik Sözleşmesi'nde ......
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde, vekiledeninin davacı yanın iddialarını dayandırdığı 18.09.2010 tarihli otogaz bayilik sözleşmesinden öncesine dayanan bayilik sözleşmesi ile dava dışı Milangaz LPG Dağıtım A.Ş....
karşılığı inşaat sözleşmesinin feshine ve devredilen taşınmaz payının iptali ile tesciline karar verildiği ve kararın 20.11.2001 tarihinde kesinleştiği, dolayısıyla yüklenicinin edimini yerine getirmediğinden yaptığı satış işlemlerinin geçerli olmadığı bu nedenle yükleniciden pay alanların arsa sahiplerine karşı açtığı davanın sonucunun beklenilmesine yer olmadığı, davalının yüklenici tarafından kendisine teslim edilen dava konusu taşınmazı uzun süre kullandığı, her ne kadar kullanım süresinin tek başına davacıların rızasına karine teşkil etmese de davalının taşınmazı kullanmaya başladığı tarihte iyiniyetli olduğu, inşaat sözleşmesinin feshine ilişkin davada taraf olmaması ve kararın kesinleştiği tarihten itibaren kullanımına karşı çıkılmayıp uzun süre sessiz kalınmış olması sebebiyle kullanımının muvafakate dayalı olduğu, eldeki davanın açıldığı tarihe kadar iyiniyetli zilyet olarak kabulü gerektiği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına...
Noterliği’nin 09/04/2013 tarih ve 09501 yevmiye numaralı ihtarnamesi içeriğinden, taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin başlangıcının 12/05/2008 tarihli alt kira sözleşmesi olarak kabul edildiği ve bu tarihten itibaren Rekabet Kurulu Kararı gereği işleyecek beş yıllık yasal sürenin dolduğu belirtilerek 13/09/2010 tarihli bayilik sözleşmesinin sonlandırıldığı, Rekabet Kurulu kararlarına uygun şekilde akdedilen bayilik sözleşmesinin sona ermesi gereken sürenin 18/09/2015 tarihi olduğu, davalının Rekabet Kurulu kararlarını gerekçe gösterek 12/05/2008 tarihli alt kira sözleşmesi için beş yıllık sürenin dolduğundan bahisle ayrı bir sözleşme olan bayilik sözleşmesini süresinden önce feshetmesinin haksız fesih mahiyetinde olduğu, taraflar arasında imzalanan bayilik sözleşmesinde, sözleşmenin bayi tarafından haksız feshi halinde, 50.000 USD cezai şart ödeneceğinin kararlaştırıldığı, kararlaştırılan ceza-i şart tutarının davalının ekonomik mahvına sebebiyet vermeyeceği bilirkişi raporu ile tespit...