WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

a ait olup olmadığının belli olmadığı gibi kooperatiflerde yetkisiz temsilci olarak ortaklık devri yapılması mümkün olmadığından ve davacı kooperatifte ortaklığın devrinin kabul edildiğine dair herhangi bir yönetim kurulu kararı ibraz edemediğinden, geçersiz bu devirde ortaklığın eski ortak adına devam ettiği, kooperatif üyesi olmayan davalının 2012 yılına ait genel kurulunda alınan kararlar gereğince borçu olmadığı gerekçesiyle itirazın iptali davasının reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 07.02.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

    Hukuk Mahkemesinin 2008/196 Esas, 2010/379 Karar sayılı, kesinleşen mahkeme ilamı ile en son 15/03/2006- 30/07/2008 dönemi için davalı tarafın ecrimisilden sorumlu tutulduğu, eldeki dava da ise 31/07/2008 ila 30/07/2012 tarihleri arası için ecrimisil talep edildiği, mahkemece yapılan keşifte çekişmeye konu taşınmazların halen Aile Hekimliği olarak kullanıldığının saptandığı anlaşılmaktadır. Bu saptama karşısında davacıya ait 24 ve 25 parsel sayılı taşınmazlar bakımından davalı tarafın ecrimisilden sorumlu tutulmuş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Ne var ki; davalı savunmasında 30/10/2010 tarihinden itibaren taşınmazların Aile Hekimliği tarafından kullanıldığı, Aile Hekimliği Uygulama Yönetmeliğinin 25. maddesinde; ".......

      Hal böyle olunca, dava konusu taşınmazdan geçirilen yolun ana arter mi olduğu ya da ara sokak mı olduğunun, bir başka ifade ile ecrimisilden Büyükşehir Belediyesi'nin mi yoksa İlçe Belediyesi'nin mi sorumlu olacağının açıklığa kavuşturulması, varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, bu konuda yeterli inceleme ve araştırma yapılmaksızın ecrimisilin hüküm altına alınmış olması doğru değildir.” denilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyulduktan sonra yapılan yargılamada; tüm dosya kapsamından; dava konusu taşınmazdan geçirilen yolun ana arter listesinde olmadığı ve davalı ... Belediyesinin ecrimisilden sorumlu olmadığı gerekçesine dayalı olarak davanın reddine dair verilen hüküm süresinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1. Somut olayda Mahkemece bozma gerekleri yerine getirilmeden karar verildiği anlaşılmaktadır....

        Mahkemece davalı yanın savunması karşısında yeterli araştırma ve inceleme yapılarak, yetki ve sorumluluğun davalı belediyede bulunmadığının tespiti durumunda, HMK'nin 124. maddesinin 3. ve 4. bentlerinde yazılı olduğu şekilde, davacı tarafça ecrimisilden hangi idarenin sorumlu olacağının bilinmemesi, davalı tarafın yanlış gösterilmesinin dürüstlük kuralına aykırı olmadığı, kabul edilebilir bir yanılgıya dayanmakta olduğu, karşı tarafın rızası olmaksızın talep halinde hakim tarafından taraf değişikliğinin kabul edilebileceği hususları gözetilerek dosyanın esası hakkında karar verilmesi gerekirken, eksik araştırmayla karar verilmesi doğru değildir....

          MAHKEMESİ Dava, ecrimisilden doğan itirazın iptali talebine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi ... ....... Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere ... ....... Dairesine gönderilmesine, ....04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            İcra Dairesi'nin 2014/34842 Esas sayılı dosyasından dolayı borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir. Yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu icra takibine konu senetlerdeki borçlu Mehmet Erdem adına atfen atılmış imzaların Mehmet Erdem'in eli ürünü olduğu tespit edilmiştir. Yine, İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2015/346 esas sayılı dosyasında muris Mehmet Erdem hakkında Adli Tıp Kurumu'ndan aldırılan raporda muris Mehmet Erdem'in fiil ehliyetinin bulunduğunun tespit edildiği, davacı tarafın iddiasını ispat edemediği anlaşıldığından davacı tarafın icra takibine konu senetlerden dolayı borçlu olmadığının tespiti yönündeki davasının reddine, icra dosyasında ihtiyati tedbir kararı uygulandığından İİK 72/4 maddesi gereğince alacağın yüzde yirmisi oranında tazminatın davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine" karar verilmiştir....

            Bu durumda mahkemece Harçlar Kanunu'nun 28-a maddesi gereğince borçu olunmadığının tespiti talep edilen senet miktarları üzerinden alınması gereken 1/4 peşin nispi ilâm harcı hesaplanıp bundan peşin yatırılan ilâm harcı düşüldükten sonra eksik yatırılan harç miktarı tespit edilip Harçlar Kanunu'nun 30, 32. maddeleri gereğince davacıya noksan harcı tamamlamak üzere bir sonraki duruşmaya kadar süre verilerek, tamamlanması halinde yargılamaya devam edilmesi, ikmâl edilmemesi durumunda 30. maddenin son cümlesi uyarınca işlem yapılması gerekirken bu husus gözden kaçırılarak Harçlar Yasası'nın 32. maddesine aykırı olarak yargılamaya devamla davanın sonuçlandırılması doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Uyuşmazlık, haksız işgal tazminatından(ecrimisilden) kaynaklanmaktadır. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 1.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 1.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 18.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                ye ait aynı yer 2962 ada, 39 parsel sayılı taşınmazdaki 05/09/2013 tarihinden itibaren 36 aylık işgalin karşılık ecrimisilden 50.000,00- TL+KDV'nin 05.09.2013 tarihinden başlayarak her bir aylık kiraya tahakkuk tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile yargılama ve vekalet ücretlerinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Dava mülkiyet hakkına dayalı ecrimisil alacağından kaynaklanan tazminat istemine yönelik olup, davaya bakan İstanbul 17. Asliye Hukuk Mahkemesi davanın reddine karar vermiş, bu karar istinaf edilmiştir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri arasındaki işbölümüne göre davanın konusu gereği dosyayı incelemenin dairemizin görevi dahilinde olmadığı, 1.ve2. Hukuk Dairelerinin görev alanında kaldığı anlaşıldığından dosyanın görevli daireye gönderilmesine karar vermek gerekmiştir....

                Şöyle ki, bozma ilamında davalıların ortaklığın giderilmesi davasının açılış tarihi itibariyle ecrimisilden sorumlu olacakları tespit edildiğine göre, Mahkemece 08.09.2011- 09.10.2012 arası dönem için ecrimisile hükmedilmesi gerektiği halde, talep gibi 5 yıl için hükmedilmesi doğru olmamıştır. 2. Tazminat istemine yönelik davanın temyiz incelemesinde; Dava konusu taşınmaza davalıların verdikleri zarardan dolayı davacılarca tazminat istenmiş, Mahkemece yargılama aşamasında zararın tespiti için keşfe katılan bilirkişilerden raporlar aldırılmış; bozma öncesi aldırılan 24.09.2013 tarihli raporda eski hale getirme bedelinin 768,00 TL, bozma sonrası aldırılan ve Mahkemece hükme esas alınan raporda ise 10.308,84 TL olduğu bildirilmiştir. Buna göre, Mahkemece sözkonusu iki rapor arasındaki çelişki giderilmeden son rapor üzerinden davanın kabul edilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu