Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Şu halde; Mahkemece bozma kararına uyulduğuna göre, bozma ilamında ayrıntılı şekilde açıklandığı üzere, Mahkemece öncelikle davalının kullandığı kısım nedeniyle ecrimisilden sorumlu olacağı gözetilerek, taşınmazların tamamının davalı şirket tarafından kullanılıp kullanılmadığının, bazı bölümlerinin yeşil alan olup olmadığının duraksamaya yer vermeyecek şekilde saptanması, böyle bir saptamanın yapılamaması halinde ise davalının 20.02.2014 tarihli dilekçesinde taşkın olarak kullandığını açıkladığı miktarların esas alınarak, emsal araştırması da yapılarak, taşınmazların boş arsa olarak dava konusu edilen ilk dönemde getirebileceği kira parasının rayice göre belirlenmesi, sonraki dönemler için de ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktarın (temyiz edenin sıfatı da gözetilerek) hüküm altına alınması gerekirken,uyulan bozma ilamına göre gerekli araştırmalar yapılmadan, dava konusu taşınmazların davalı şirketçe kullanımlarının kapsamı...

    Hukuk Dairesi 06.10.2020 tarihli ve 2018/5078 Esas, 2020/5847 Karar sayılı kararıyla, paydaşlar arası ecrimisilden kaynaklanan itirazın iptali davasındaki somut olayda dava konusu taşınmazda davacının da kullanımında olan bölümler olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olmasını doğru görmeyerek hükmü bozmuştur. B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararıyla; bozma kararına uyulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B. Gerekçe ve Sonuç 1. Dairemizin 25.10.2022 tarihli ve 2022/1877 Esas, 2022/6217 Karar sayılı ilamıyla hüküm onanmıştır. VI. KARAR DÜZELTME A....

      Hukuk Dairesi'nin 10/11/2022 tarih ve 2021/6409 esas, 2022/6814 karar sayılı emsal kararına uygun biçimde gerekçeli karar yazılması gerektiği, 2- Eldeki dava Kamulaştırma Kanunu'nun Geçici 6.maddesinden kaynaklanmakla dava konusu taşınmaza fiilen el atma tarihinin tespiti zorunludur. Yasal düzenlemeye göre taşınmaza 04/11/1983 tarihinden önce el atıldığının tespiti halinde el atma tarihindeki taşınmazın niteliğinin (arsa mı, arazi mi olduğu, arazi ise sulu-kuru niteliğinin) araştırılıp tespitinden sonra belirlenen niteliğine göre dava tarihi esas alınarak değer tespiti gerekir. Fiili el atma belirtilen tarihten sonra gerçekleşmişse taşınmazın dava tarihindeki niteliğine göre değer tespiti yapılmalıdır....

      Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2010/1266-1529 E.K. sayılı kararı ile kısıtlanmasına karar verilerek kendisine vasi atandığını, davalı bankanın aynı alacağın tahsili amacıyla daha önce de muris aleyhine takipler yaptığını, itirazlar üzerine açılan davaların reddine karar verildiğini ve Yargıtay denetiminden geçerek onandığını, anılan dosyalarda aldırılan Adli Tıp Kurumu Raporunda murisin 03/12/2009 ve 02/12/2009 tarihlerinde fiil ehliyetine haiz olmadığının tespit edildiğini ileri sürerek, ... 3. İcra Müdürlüğü’nün 2010/8806 Es. sayılı dosyasında senet nedeniyle başlatılan takipte davacının borçu olmadığının tespitine ve davalı bankanın %20 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        Somut olaya gelince; davalı şirketin çekişme konusu taşınmazda kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının olmadığı ve pay ve paydaş çoğunluğunu sağlamayan, başka bir ifadeyle, geçerli bir kira sözleşmesi olmaksızın taşınmazı kullandığı dosya kapsamı ile sabittir. Öyle ise davalı şirketin taşınmazda fuzuli şagil olduğunun kabulü ile ecrimisilden sorumlu tutulması gerekir. Ayrıca, mahkemece ecrimisile karar verilen her bir dönem için dönem sonlarından itibaren ayrı ayrı yasal faize hükmedilmesi gerekirken bütün dönemler için ilk işgal tarihinden itibaren faize hükmedilmesi de doğru değildir. Öte yandan, davacılar dava konusu taşınmaz üzerinde bulanan dükkanın, davalı ......

          Davalı vekili, müvekkilinin davacıya danışmanlık hizmeti verdiğini, hizmet karşılığı fatura kestiğini, müvekkilinin hesabına yatırılan 12.000,00 TL nin cari hesaba aktarıldığını, verilen danışmanlık hizmeti karşılığında hesaptan peyderpey düşüldüğünü, tarafların ticari defterleri incelendiğinde müvekkilinin borçlu olmadığının anlaşılacağını savunarak, davanın reddini istemiştir....

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda;kararda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin yetkisizliğine dair verilen hükmün,süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi,gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalı tarafça müvekkili aleyhinde başlatılan icra takibinin, ödeme emri usulsüz tebliğ edildiğinden süresinde itiraz edilmeyerek kesinleştiğini, müvekkilinin borçlu olmamasına rağmen ödeme yaptığını belirterek, borçu bulunmadıklarının tespiti ile ödenen 3.079.40 YTL’nin 09.04.2004 tarihinden itibaren faiziyle birlikte davalıdan istirdadını talep etmiştir. Davalı vekili, davacının kamyonu ile seyir halinde iken, müvekkiline ait tellere takılıp ana trafoyu yaktığını bildirerek davanın reddini istemiştir....

              in kendilerine olan kira borçu karşılığında işyerini devraldıklarını beyan etmesi karşısında; 1- Söz konusu devrin alacaklı tarafı zarara sokmak amacıyla yapılıp yapılmadığnın tespiti açısından borçlu sanığa ve anılan şirkete ait defter ve belgeler üzerinde karşılaştırmalı bilirkişi incelemesi yaptırılarak, gerçek bir alacak borç ilişkisinin bulunup bulunmadığı saptanmadan, 2- Borçlu ... hakkında aciz belgesi alınıp alınmadığı araştırılmadan, 3- Borçlu sanık ...'ın borcu karşılamaya yetecek başkaca mal varlığının bulunup bulunmadığı konusunda icra takip dosyasında yapılan araştırma ile yetinilmeyerek yargılama aşamasında da söz konusu inceleme yapılıp sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının tayini yoluna gidilmeden, Eksik soruşturma ile sanıkların beraatine karar verilmesi isabetsizdir. Bu nedenle hükmün istem gibi BOZULMASINA, 31.12.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                ün bir kullanımı yoksa ecrimisilden sorumlu tutulamayacağı kuşkusuzdur. Ne var ki, bu yönde hükme yeterli bir araştırma yapıldığını söylemek mümkün değildir. Hal böyle olunca, davalı ...'ün taşınmazda kullandığı bir bölüm olup olmadığının incelenmesi, bu yönde daha önce bildirdiği delillerin toplanması, tanıklarının dinlenilmesi varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, noksan soruşturma ile yetinilerek davalı ... hakkındaki davanın kabul edilmiş olması doğru değildir. Kabule göre de; davalı ...'ün aleyhine hükmedilen ecrimisil oranında yargılama giderinden sorumlu tutulması gerekirken diğer davalılar ile müşterek ve müteselsilen sorumlu tutulmuş olması, davacı 539,00 TL peşin harç yatırdığı halde davalının 5339,00 TL harçtan sorumlu tutulmuş olması da isabetsizdir. Davalı ...'ün, temyiz itirazları yerindedir....

                  İlçesinde bulunan ve taraflar ile dava dışı kardeşlerine ait olan iki işyeri, bir ev ve deponun davacı tarafından kiraya verilerek kullanıldığını savunmuş olup mahkeme gerekçesinde de belirtildiği gibi elatmanın önlenmesi bakımından parsellerin paylaştırılması şeklindeki taksime itibar edilemez ise de bu savunmanın doğru olması halinde kötüniyetli zilyedin ödemekle yükümlü olduğu ecrimisilden davalıların sorumlu tutulamayacağı açıktır. Hal böyle olunca, ... İlçesinde bulunan ve davalıların savunmasında söz edilen taşınmazların kayıtlarının getirtilmesi, bu taşınmazlarda tarafların paydaş olup olmadığının açıklığa kavuşturulması, paydaş iseler daha önce dinlenen tanıkların bilgisine başvurularak Pazar İlçesindeki taşınmazların davacı, çekişme konusu taşınmazların ise davalılar tarafından kullanıp kullanılmadığı yönünde tekrar beyanlarının alınması ve buna göre karar verilmesi gerekirken savunma üzerinde durulmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir....

                    UYAP Entegrasyonu