İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir....
olması sebebiyle hakkaniyetli olmadığını, davacının kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat yada ecrimisil talebi arasında seçim yapması gerektiğini, açıklanan nedenlerle kuruluşları aleyhine açılan bu davanın reddini, davanın kabulü halinde kamulaştırılacak olan alanın idareleri adına tesciline karar verilmesini savunmuştur....
de iş yeri doktoru olarak çalıştığını,diğer davalının ise davalı şirketin imza yetkili müdürü olduğunu,davalı şirket tarafından iş aksinin haksız feshedilmesi sebebi ile işçilik alacaklarını talep etmesi üzerine müvekkili aleyhine kendisinden sadır olmamış imzalar bulunan bonolara dayalı olarak icra takibi yapıldığını,müvekkilinin İstanbul 9.İcra Mahkemesi'nin 2010/1207 E.sayılı dosyasından açtığı imzaya itiraz davasından takibin tedbiren durdurulduğunu, ardından müvekkilinin noterden ihtarname keşide ederek kıdem ve ihbar tazminatı gibi sair alacaklarının ödenmesini talep etmesi üzerine,davalı şirketin cevabi ihtarname keşide ederek,müvekkilinin kendilerinde takibe konu edilmemiş toplam 10.000 TL bedelli 4 adet daha bonosu bulunduğunu bildirdiğini,bonolardaki imzanın müvekkiline ait olmadığı gibi müvekkilinin davalılara borcu olmadığı gibi alacaklı olduğunu belirterek,davacı şirketin anılan ihtarnamesine konu bonolardan dolayı davalıya borçlu olmadığının tespiti ile davalı aleyhine %20...
Esas dosyasından kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapıldığını, ilgili takibe yönelik ödeme emri 12/11/2021 tarihinde tarafımıza tebliğ edildiğini, alacaklı olduğunu iddia eden tarafa söz konusu senetlere ilişkin herhangi bir borcu bulunmadığını, söz konusu dosyadaki 340.000,00TL bedelli senedin karşı tarafa teminat amaçlı verildiğini, müvekkil şirket tarafından taahhüt edilen ödemelerin gerçekleştirildiğini, bu nedenle senedin bedelsiz kaldığını, başlatılan icra takibinin devamı halinde müvekkilinin geri dönülemez zararlara uğrayacağını, icra veznesine yatırılacak paranın alacaklıya ödenmemesini ve icra takibinin tedbiren durdurulmasını, müvekkillerinin borçlu olmadığının tespiti amacıyla açılan menfi tespit davasının kabulünü ve borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir....
İcra Müdürlüğünün 2019/10582 sayılı dosyasından icra takibi başlattığını, taraflarına 89/1 haciz ihbarnamesi gönderildiğini, , ardından ikinci haciz ihbarnamesi ve akabinde de 3. haciz ihbarnamesi gönderildiğini, söz konusu haciz ihbarnameleri taraflarına usulsüz olarak tebliğ edildiğini, bu ihbarnamelerden müvekkili şirketin 20/09/2020 tarihinde haberdar olduğunu, usulsüz tebligatlarla ilgili olarak şikayette bulunulduğunu, söz konusu ihbarname ekinde müvekkilinin borçlu olduğunun ispatina yarar hiçbir fatura senet, belge , evrak gönderilmediğini. müvekkili ile borçlu firma arasında herhangi bir akdi ilişki bulunmadığı gibi, borcu da bulunmadığını, müvekkilinin ihbarnamede belirtilen şekilde takip borçlusu yada borçlularına 329.659,29 TL tutarında bir borcu bulunmadığını belirterek müvekkili şirketin dava dışı takip borçlularına herhangi bir borcu olmadığının tespitine ve davalı aleyhinde haksız ve kötü niyetli icra takibi nedeniyle % 40 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesi...
Davacı vekili; çekişmeli taşınmazların Hazine adına tapuda kayıtlı olduğunu, tarafların çekişmeli taşınmazları ekli krokide gösterildiği şekilde bölünmüş olarak kullandıklarını, buna karşın Yağlıdere Kaymakamlığı Milli Emlak Şefliği tarafından davalı adına zilyetlik tespiti yapıldığını ve davalıya ecrimisil tahakkuk ettirildiğini beyanla, çekişmeli taşınmazların krokide gösterilen kısımlarında davacının üstün zilyet olduğunun tespiti ile davalının bu kısımlara yönelik müdahalesinin önlenmesine karar verilmesi istemiyle eldeki davayı açmıştır....
Hüküm yerinde davacının bu talebi hakkında olumlu yada olumsuz herhangi bir karar verilmemiştir. HUMK’nun 388/3 maddesi gereğince hakim kararına iki tarafın iddia ve savunmalarının özeti ile ... ihtilaflı konular hakkında toplanan delileri ve onların tartışmasını ve red yada üstün tutma sebeplerini ayrı ayrı yazmak ve gerekçelerini de göstermek zorundadır. Dava açılırken ödenen ecrimisil bedelinin bakiye borçtan tenzili istenildiğine göre davacının ikinci istemi olan bu konuda olumlu yada olumsuz bir karar verilmemiş olması bozma nedenidir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent uyarınca davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 26.03.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Kabule göre de, hükme esas alınan bilirkişi raporunda; eksik işilik bedelinin kuruma ödendiği konusunda, Kurumun bir kabulünün olmadığının Davalı Kurum vekili tarafından ifade edildiği, davacı şirketce bu bedelin ödeneceğine ilişkin 23.07.2009 tarihli taahhütname dışında bir belge sunulmadığından, dava konusu iş ile ilgili olarak, 1089128 dicil sayılı dosyada, takip tarihi itibariyle, 658,15 TL eksik bildirilen prim borcu ve 344,95 TL gecikme faizi olmak üzere toplam 1.003,10 TL prim borcu olduğu rapor edilmişse de, Mahkemece anılan tutarın ödenip ödenmediği konusunda bir irdeleme yapılmaksızın, karar verilmiş olması hatalıdır. Mahkemenin, yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda inceleme yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O hâlde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....
Spor Kulübü Derneğinden … tarih ve … sayılı ecrimisil ihbarnamesi ile 405.000,00 TL ecrimisil istenildiği; ecrimisil borcunun süresinde ödenmemesi üzerine davacı dernek adına düzenlenen … tarih ve … takip no’lu ödeme emri ile tahsil edilmek istenildiği; bu ödeme emrine karşı ......
Belirleyememe hali, davacının gerekli dikkat ve özeni göstermesine rağmen miktar veya değerin belirlenmesinin kendisinden gerçekten beklenilmemesi durumuna yada objektif olarak imkansızlığa dayanmalıdır. Madde gerekçesinde "Alacaklının bu tür bir dava açması için, dava açacağı miktar ya da değeri tam ve kesin olarak gerçekten belirlemesi mümkün olmamalı yada bu objektif olarak imkânsız olmalıdır. Açılacak davanın miktarı biliniyor yahut tespit edilebiliyorsa, böyle bir dava açılamaz. Çünkü her davada arandığı gibi, burada da hukukî yarar aranacaktır, böyle bir durumda hukukî yararın bulunduğundan söz edilemez....