Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile taşınmazın 213,82 m2'lik kısmına yapılan el atmanın önlenmesine ve 64,92YTL ecrimisil bedelinin davalıdan alınmasına karar verilmiş, hükmü davacı temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Dava, çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi, kal ve ecrimisil istemine ilişkindir. Mahkemece, el atmanın önlenmesi ve ecrimisil istemi hakkında karar verilmiş, kal istemi ile ilgili bir karar verilmemiştir. HUMK.nun 74. maddesi gereğince hakim tarafların iddia ve savunmaları ile bağlı olup ondan fazlasına veya başka bir şeye hüküm veremez. Mahkemece, HUMK.nun 74. maddesindeki taleple bağlılık kuralına aykırı davranılarak, davacının kal istemi hakkında olumlu yada olumsuz bir karar verilmemesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....

    Ancak; 1-Arsa niteliğindeki taşınmaza ecrimisil belirlenirken taşınmazın bulunduğu bölgede benzer taşınmazların ne şekilde kullanıldığı, kira gelirine ilişkin var ise emsal kira sözleşmeleri de getirtilerek elde edilecek kiranın somut bulgularla tesbit edilmesi gerektiğinden, davacı tarafa, emsal kira sözleşmelerini ibraz etmesi için süre verilerek, yada re'sen Belediye, Maliye gibi kurumlardan kira sözleşmesi olup olmadığı araştırılmalı ve ibrazı halinde bu sözleşmelere göre ecrimisil belirlenmesi, ibraz edilememesi halinde ise ecrimisil talebi yönünden davanın reddedilmesi gerektiği gözetilmeden, belirtilen esaslara uygun şekilde inceleme ve araştırma yapılmadan soyut belirlemelere dayalı bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması, 2- Kabule göre de; Tazminat ve ecrimisil bedeli toplamı üzerinden davacı yararına nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi, Doğru görülmemiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, emekliliğe hak kazandığının tespitiyle emekli aylığı bağlanmasına, prim borcu olmadığına karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R Dava, Davacının 01.01.2001 tarihinden 2009 yılına kadar Bağ-Kur prim borcu olmadığının ve yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile "davacıya tam yaşlılık aylığı bağlanmasının hukuken mümkün olmadığına, ancak kısmi yaşlılık aylığı bağlanabileceğinin ve dava konusu edilen 01.01.2001-2009 u kapsar şekilde bağ-kur prim borcu olmadığının tespitine" karar verilmiştir....

        - K A R A R - Davacı vekili, davalı kooperatif yönetim kurulunca 04.11.2010 tarihli ihtarla aidat, şerefiye ve faiz borcu bulunduğu gerekçesiyle müvekkilinden 109.902,63 TL ödenmesinin istendiğini, müvekkilinin gerçekte 36.834,00 TL aidat borcu olduğunu belirterek şimdilik talep edilen alacağın 10.000,00 TL'sinden borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiş 12.04.2012 tarihli ıslah dilekçesiyle, ihtarla istenen 13.927,16 TL şerefiye, 6.703,99 TL şerefiye faizi, 26.842,00 TL aidat ve faizi nedeniyle müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir....

          Belirleyememe hali, davacının gerekli dikkat ve özeni göstermesine rağmen miktar veya değerin belirlenmesinin kendisinden gerçekten beklenilmemesi durumuna yada objektif olarak imkansızlığa dayanmalıdır. Madde gerekçesinde "Alacaklının bu tür bir dava açması için, dava açacağı miktar ya da değeri tam ve kesin olarak gerçekten belirlemesi mümkün olmamalı yada bu objektif olarak imkânsız olmalıdır. Açılacak davanın miktarı biliniyor yahut tespit edilebiliyorsa, böyle bir dava açılamaz. Çünkü her davada arandığı gibi, burada da hukukî yarar aranacaktır, böyle bir durumda hukukî yararın bulunduğundan söz edilemez....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 22/12/2009 gününde verilen dilekçe ile ecrimisil alacağı nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne, davacı ve davalının tazminat talebinin reddine dair verilen 29/04/2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, onama harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 28/06/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

              DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ-ECRİMİSİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, davalılar ile paydaş oldukları 47 parsel sayılı taşınmazdaki 9, 7, 4 ve 3 nolu bağımsız bölümleri 1977'den beri fiilen yada kiraya vererek davalıların tasarruf ettiğini, kullanımını engellediklerini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğinde bulunmuş, 03.12.2007 tarihli ıslah dilekçesi ile ecrimisil miktarını arttırmıştır. Davalı ..., karşı davasında davacı ile paydaşı olduğu 9 parsel sayılı taşınmazın gelirini davacının tahsil ettiğini, kullanımına engel olmadığını bildirerek, payına vaki elatmanın önlenmesi ve ecrimisil talep etmiş; aleyhine açılan davanın reddini istemiştir. Davalı ..., davanın reddini savunmuştur....

                Sanığın yetkilisi olduğu şirketin 2005 takvim yılında sahte fatura düzenlediğinin kabul edildiği olayda; sahte fatura düzenleme suçunda suçun maddi konusunun fatura olması, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 227. maddesinin 3. fıkrasındaki ''Bu kanuna göre kullanılan veya bu Kanunun Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır'' şeklindeki düzenlemeye göre de suça konu faturaların Vergi Usul Kanunu'nun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içermesinin gerekmesi karşısında, dosya içerisinde faturaların asıl yada onaylı suretlerinin bulunmadığı görülmekle; suça konu faturaların asıl yada onaylı suretleri getirtilip incelenerek, kanunda öngörülen şekil şartlarını taşıyıp taşımadığının tespit edilmesi, unsurların tam olduğunun tespiti halinde; sahte olduğu iddia olunan faturaları kullanan ...... hakkında inceleme yapıldığı...

                  Mahkemece taraflar arasındaki 15.05.2008 tarihinde hafriyatın kaldırılacağına dair sözleşme gereğince bu tarihten sonraki dönem için ecrimisil hesaplanmış ise de, bozma ilamı ile tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde verilen hüküm yerinde değildir. Öncelikle, elatma, haksız bir eylem olup varlığının ve haksız eylemi kimin yaptığının ispatı iddia eden kişiye aittir ve her türlü delille ispatlanabilir. Ankara 7. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/552 Değişik İş sayılı delil tespiti dosyasında 01.06.2009 tarihinde yapılan keşif neticesinde alınan bilirkişi raporunda “temel kazısından ve diğer yıkıntılarından çıkan toprak, moloz ve inşaat artıklarının serpilmiş olduğunun”, Ankara 8....

                    Noterliğinin 02/03/2006 tarih ve 2631 yevmiye numaralı sözleşmesi ile 290.000,00 TL ye davalıya satışının vaad edildiğini ve zilyetliğinin devrolunduğunu, ancak davalının protokole uymadığını, taksit tutarlarını ödemediğini, temerrüde düşmesi nedeniyle noterlik kanalıyla ihtarname keşide edildiğini ve protokolün feshedilerek gayrimenkulun tahliyesi ve ecrimisil talebine ilişkin ihtarnamenin davalıya tebliğine rağmen davalının ihtarnameye uymadığı ve ecrimisil bedellerini ödemediğinden ve haksız işgaline devam ettiğinden bahisle haksız müdahalenin kaldırılarak taşınmazın tahliyesine, ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 7.200,00 TL kullanım bedeli ve 300,00 TL işgal tazminatının vade tarihinden itibaren işleyecek % 45 temerrüt faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı cevap dilekçesi ile toplam 197.000,00 TL ödemede bulunduğunu, kalan borcu ise ödemeyemediğini beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece; gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine...

                      UYAP Entegrasyonu