Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

a kullandırılan 21/02/2007 tarihli 50.000,00 TL'lik konut kredisinden dolayı 29.564,43 TL. borçlu olmadığının tespitine, dava açılmakla birlikte ödememe yönünde ihtirazi kayıt konulduğu ve yargılama sırasında ödendiği ve bu nedenle fazlaca ödendiği tespit edilen 11.736,67 TL'nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı bankadan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, murisinin davalı bankadan konut kredisi kullandığını, kredi sırasında hayat sigortası yapıldığını ve söz konusu hayat sigortasından davalı bankanın kredinin tamamını tahsil etmesi gerektiğini, bu nedenle bakiye kredi borcu miktarından borçlu olmadığının tespiti ile, murisinin vefat tarihinden itibaren davalı bankaya ödenen miktarın davalı bankadan tahsiline karar verilmesini istemiştir....

    -KARAR- Dairenin 12.05.2014 tarihli ve 2014/1984-Esas,2014/9671-Karar sayılı kararı ile dosyanın "dava konusu 1458 ada 3 ve 4 parsel sayılı taşınmazların imar parseli olup olmadığının ilgili merciilerden sorulması, taşınmazlar imar parseli ise imar dosyalarının ve taşınmazlara ilişkin tüm dayanak kayıtlarının getirtilerek evrakına eklenmesi" için geri çevrildiği ancak dosyaya imar uygulamasına ilişkin herhangi bir kaydın getirtilmediği, gönderilen belediyenin cevabi yazısı ve yapı ruhsatlarından dava konusu taşınmazların imar parseli olup olmadığının anlaşılamadığı görülmekle; Yargılamanın sürüncemede bırakılmamasına yönelik gerekli dikkat ve özen gösterilerek, bu defa talep bizzat mahkeme hakimince ele alınarak taşkınlığın imar uygulaması ile oluşup oluşmadığının tespiti bakımından, dava konusu 1458 ada 3 ve 4 parselin imar parseli olup olmadığının başka bir ifadeyle imar uygulamasına tabi tululup tutulmadığının sorulması, imar uygulaması yapılmışsa tam olarak ne zaman yapıldığını...

      Taraflar arasındaki ilişki vekalet sözleşmesine dayanmakta olup, vekalet sözleşmesinin en önemli unsurları arasında; vekilin talimata uygun hareket etme borcu, özen borcu ve hesap verme borcu gelmektedir. Vekalet sözleşmesinde vekilin hesap verme borcu vekalet sözleşmesinin kurulmasıyla birlikte doğup; işin vekil tarafından yürütülmesi sırasında ve sona ermesinde de devam etmektedir. BK.nun 392.maddesi hükmü gereğince vekil, talep üzerine yaptığı işin hesabını vermeye ve müvekkili nam ve hesabına edindiği herşeyi iade etmeye, iade edinceye kadar da almış olduğu şeyleri saklamaya zorunludur. Bu nedenle de vekilin aldıklarını geri verme borcunda zamanaşımı vekalet ilişkisi sürdükçe işlemez. Bir başka deyişle zamanaşımı vekalet ilişkisinin istifa azil, ölüm vs. gibi sebeplerle son bulması yada vekilin hesap vermesi ile işlemeye başlar....

        İlk Derece Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre; davalı ... bakımından davanın 35.000,00 TL'lık miktar bakımından kabulü ile davacının 35.000,00 TL borçlu olmadığının tespitine, davalı ... bakımından ise pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince; kararın gerekçesinde her ne kadar, davalı ...'in çek keşide etme yetkisinin genel kurul kararı ile kendisine verildiği yazılmış ise de bu tespitin hataen yazıldığı, davalı ...'e çek hesabı açma ve çek keşide etme yetkisinin verilmediği sabit olup, davalı ...'in yönetim hesabına gönderdiği 75.000,00 TL'nın, yönetimin harcaması için yada yönetime olan borcu nedeniyle gönderilmediği, ... ile olan şahsi para ilişkisi nedeniyle gönderdiği, o dönemde yönetici olan ...'in ise ileri tarihli olarak yönetim hesabından aynı miktarlı çek keşide ederek, ...'den aldığı borcu ödemek amacıyla hareket ettiği, davalı ...'...

          TL borç para aldığını, borcuna karşılık teminat olarak davalıya açık senet verdiğini, borcunu 19.11.2008 tarihinde havale yoluyla postaneden ödediğini, davalının buna rağmen senedi kendisine aide etmeyerek 10.000.00.TL bedel doldurmak suretiyle icra takibine koyduğunu ileri sürerek davalıya borçlu olmadığının tespiti ile %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara katılmadığı gibi beyanda da bulunmamıştır. Mahkemece, davacının takibe konu senede ilişkin olarak davalıya 1.500.00.TL havale yaptığı, bu havale makbuzu haricinde borcu olmadığı ve borcu ödediğine dair yazılı delil ibraz edemediği gibi yemin teklifinde de bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile takibe konu senetten dolayı davacının, davalıya 1.500.00.TL. borcu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir....

            İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir....

              İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir....

                Esas dosyasından kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapıldığını, ilgili takibe yönelik ödeme emri 12/11/2021 tarihinde tarafımıza tebliğ edildiğini, alacaklı olduğunu iddia eden tarafa söz konusu senetlere ilişkin herhangi bir borcu bulunmadığını, söz konusu dosyadaki 340.000,00TL bedelli senedin karşı tarafa teminat amaçlı verildiğini, müvekkil şirket tarafından taahhüt edilen ödemelerin gerçekleştirildiğini, bu nedenle senedin bedelsiz kaldığını, başlatılan icra takibinin devamı halinde müvekkilinin geri dönülemez zararlara uğrayacağını, icra veznesine yatırılacak paranın alacaklıya ödenmemesini ve icra takibinin tedbiren durdurulmasını, müvekkillerinin borçlu olmadığının tespiti amacıyla açılan menfi tespit davasının kabulünü ve borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir....

                  de iş yeri doktoru olarak çalıştığını,diğer davalının ise davalı şirketin imza yetkili müdürü olduğunu,davalı şirket tarafından iş aksinin haksız feshedilmesi sebebi ile işçilik alacaklarını talep etmesi üzerine müvekkili aleyhine kendisinden sadır olmamış imzalar bulunan bonolara dayalı olarak icra takibi yapıldığını,müvekkilinin İstanbul 9.İcra Mahkemesi'nin 2010/1207 E.sayılı dosyasından açtığı imzaya itiraz davasından takibin tedbiren durdurulduğunu, ardından müvekkilinin noterden ihtarname keşide ederek kıdem ve ihbar tazminatı gibi sair alacaklarının ödenmesini talep etmesi üzerine,davalı şirketin cevabi ihtarname keşide ederek,müvekkilinin kendilerinde takibe konu edilmemiş toplam 10.000 TL bedelli 4 adet daha bonosu bulunduğunu bildirdiğini,bonolardaki imzanın müvekkiline ait olmadığı gibi müvekkilinin davalılara borcu olmadığı gibi alacaklı olduğunu belirterek,davacı şirketin anılan ihtarnamesine konu bonolardan dolayı davalıya borçlu olmadığının tespiti ile davalı aleyhine %20...

                    nin kamu borcu nedeniyle kamu borçlusu Vatan akaryakıt tarafından alacaklı bulunduğu 3. kişileri bildirmemesine ,vergi dairesince müvekkilinin nezdinde borçlunun bir alacağının olmamasına rağmen ,ihtimali bir alacak olabileceği zannıyla müvekkilinin sanki borçlu imişçesine ödeme emri gönderildiğini, ödeme emrinde belirtilen meblağın vergi dairesince belirlenmiş keyfi bir tutar olduğunu, ödeme emrinin tebliği tarihi itibariyle müvekkilinin kamu borçlusu nezdinde herhangi bir borcu söz konusu olmadığını, söz konusu kamu borçlusunun şirketinden müvekkilince yakıt alındığını, alınan yakıtların da karşılığının nakit yada kredi kartı yada çek ile ile anında ödendiğini, müvekkilinin araçlarına haksız olarak haciz konulduğunu, müvekkilinin aracını satamadığını, zarar ettiğini belirterek müvekkilinin Vatan Akaryakıt'a borçlu olmadığının tespiti ile alacağın %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu