Davacının talebi el atmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil olduğundan dava değeri el atılan yerin değeri, yıkımı istenen şeyin değeri ve ecrimisil toplamıdır. El atmanın önlenmesi ve yıkım istemli davada yıkımına karar verilen yerin değeri ile zemin değeri değeri üzerinden harç alınması gerekmekte olup, yerin ve yıkılacak şeyin değeri tespit edilip eksik harç tamamlattırılmadan karar verilmesi de doğru olmamıştır....
Mahkemece taraflar arasındaki 15.05.2008 tarihinde hafriyatın kaldırılacağına dair sözleşme gereğince bu tarihten sonraki dönem için ecrimisil hesaplanmış ise de, bozma ilamı ile tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde verilen hüküm yerinde değildir. Öncelikle, elatma, haksız bir eylem olup varlığının ve haksız eylemi kimin yaptığının ispatı iddia eden kişiye aittir ve her türlü delille ispatlanabilir. Ankara 7. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/552 Değişik İş sayılı delil tespiti dosyasında 01.06.2009 tarihinde yapılan keşif neticesinde alınan bilirkişi raporunda “temel kazısından ve diğer yıkıntılarından çıkan toprak, moloz ve inşaat artıklarının serpilmiş olduğunun”, Ankara 8....
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan araç satın alması konusunda anlaştıklarını, alınacak aracın bedelini hemen ödemeyeceğinden, müvekkiline ait ticari otonun teminat olarak gösterildiğini, davalının başlattığı takibe istinaden çıkarılan ödeme emri üzerine borcu kabul ettiğini, ancak davalı ile aralarında araç satışı gerçekleşmediğini, buna rağmen icra takibinin devam ettiğini beyan ederek, müvekkilinin araç satışından borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davacının icra dosyasına verdiği 18.10.2001 tarihli beyanı ile borcu kabul ettiğini ve tüm itirazlarından feragat ettiğini belirterek,davanın reddi gerektiğini savunmuştur....
Kurumdan yaşlılık aylığı alan davacıya, şirkete ortaklığının süregeldiği gerekçesiyle davalı Kurumca sosyal güvenlik destek primi borcu tahakkuk ettirilerek, ayrıca şirketin prim borçları nedeniyle hakkında ödeme emri gönderilmek suretiyle takip başlatıldığı ve aylıklarından kesinti yapılması sebebiyle anılan işleminin iptali, borçlu olmadığının tespiti ve kesintilerin iadesi istemi ile dava açıldığı, Mahkemece, şirketin 2008 yılı sonuna kadar faaliyette buluduğu gerekçesiyle sosyal güvenlik destekleme prim borcu olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, şirket prim borcuna ilşkin ödeme emri yönünden herhangi bir değerlendirme yapılmadığı anlaşılmaktadır....
Sanığın yetkilisi olduğu şirketin 2005 takvim yılında sahte fatura düzenlediğinin kabul edildiği olayda; sahte fatura düzenleme suçunda suçun maddi konusunun fatura olması, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 227. maddesinin 3. fıkrasındaki ''Bu kanuna göre kullanılan veya bu Kanunun Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır'' şeklindeki düzenlemeye göre de suça konu faturaların Vergi Usul Kanunu'nun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içermesinin gerekmesi karşısında, dosya içerisinde faturaların asıl yada onaylı suretlerinin bulunmadığı görülmekle; suça konu faturaların asıl yada onaylı suretleri getirtilip incelenerek, kanunda öngörülen şekil şartlarını taşıyıp taşımadığının tespit edilmesi, unsurların tam olduğunun tespiti halinde; sahte olduğu iddia olunan faturaları kullanan ...... hakkında inceleme yapıldığı...
Hukuk Dairesince "...Hükme esas alınan raporda 2009, 2010 ve 2011 yıllarına ilişkin ecrimisil hesabı yapılmıştır. Kamulaştırmasız elatma sebebiyle ecrimisil, davalı idare tarafından kamulaştırma bedelinin tespiti davasının açıldığı tarihe kadar istenebilir. Somut olayda, eldeki dava 23.05.2012 tarihinde açılarak 2009, 2010 ve 2011 yılları için ecrimisil talep edilmiş, kamulaştırma davası ise 03.11.2010 tarihinde açılmıştır. Hal böyle olunca; kamulaştırma davasının dava tarihi olan 03.11.2010 tarihinden geriye doğru hesaplanacak ecrimisile hükmedilmesi gerekirken bu tarihten sonrasını da kapsayan bilirkişi raporuna göre karar verilmesi yerinde değildir....
"İçtihat Metni" Taraflar arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti ve ecrimisil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince taleplerin tefrikine karar verilerek yapılan yargılama sonucunda ecrimisil isteminin reddine karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Asıl dava, kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan tazminat ve ecrimisil istemine ilişkin olup, birleşen dava ise, davaya konu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili istemine ilişkindir. Mahkemece asıl dava kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan tazminat ve ecrimisil isteminin 13/12/2021 tarihli bilirkişi kurulu raporu doğrultusunda kabulüne, birleşen kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili istemine ilişkin davanın ise reddine karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme, izlenen usul hüküm kurmaya elverişli bulunmamıştır....
Mahkemece, davacının kambiyo senedine dayanan borcun ödendiğini yada ortadan kalktığını aynı değerdeki bir senetle yada yazılı belgelerle ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı tarafın yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 25.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 22/12/2009 gününde verilen dilekçe ile ecrimisil alacağı nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne, davacı ve davalının tazminat talebinin reddine dair verilen 29/04/2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, onama harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 28/06/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi....