Turizm Eğitim ve Uygulama Merkezi İktisadi İşletmesi hesabına 16.000,00 TL, ... ... Şubesindeki ... İnşaat hesabından, ... için 22.08.2017 tarihinde ... ... Bankası hesabına 2.450,00 TL, ... ... Şubesindeki ... İnşaat hesabından, ... için 25.07.2017 tarihinde ... hesabına 20.000,00 TL, ... ... Şubesindeki ... İnşaat hesabından, ... için 2.10.2017 tarihinde ... hesabına 1.000,00 TL, ... ... Şubesindeki ... İnşaat hesabından, ... için 26.07.2017 tarihinde ... ... Bankası hesabına 5.000,00 TL, ... ... Şubesindeki ... İnşaat hesabından, ... için 14.08.2017 tarihinde ... ... hesabına 2.000,00 TL, ... ... Şubesindeki ... hesabından, ... için 16.06.2017 tarihinde ... ... hesabına 800,00 TL, ... ... Şubesindeki ... hesabından, ... için 20.06.2017 tarihinde ... ... Bankası hesabına 1.000,00 TL, ... ... Şubesindeki ... hesabından, ... için 20.06.2017 tarihinde ... hesabına 2.000,00 TL, ... ... Şubesindeki ... hesabından, ... için 30.06.2017 tarihinde ... hesabına 3.750,00 TL, ... ......
nun cari hesabına alacak kaydedildiği ve vergi dairesine düzeltme beyannamesinin ibraz edildiği, ...'...
Mahkemece yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacının davalı aleyhine alacağın tahsili için ilamsız takip başlattığı, takibe itiraz edildiği, davacının internet bankacılığı hesabına üçüncü kişilerin girmesi sebebiyle hesaptan üçüncü kişilerin hesabına 124.967,00 TL aktarıldığı, davacı ile davalı banka arasındaki sözleşmenin davacı müşteriye 3. kişilerin hesapla ilgili bilgileri, şifre vs edinmemeleri konusunda özen borcunu yüklediği, özen borcu nedeniyle kusur oranlarının hesaplanıp, buna göre zararın BK’nın 44. maddesi uyarınca paylaştırılması gerektiği, davacı müşterinin sözleşmeden doğan koruma yükümlülüğüne aykırı davrandığı hususunda ispat yükünün davalı bankada olduğu, davacının müterafik kusurundan söz edilebilmesi için davacıya ait şifre gibi bilgilerin davacı kanalıyla ele geçirildiğinin kanıtlanması gerektiği, davacının işlemi öğrenir öğrenmez savcılığa başvurduğu, davalının aksini ispat edemediği gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş,...
Davalı borçlu süresinde verdiği itiraz dilekçesi ile borcu bulunmadığını, kira bedellerinin banka aracılığıyla ödendiğini belirterek borca itiraz etmiştir. Davalı tarafından ibraz edilen banka dekontundan 10/04/2015 tarihinde dava dışı ... hesabına “( ...) - Nisan 2015 kirası zamlı” şerhi ile 2.750,00 TL ödeme yapıldığı görülmüştür. Buna göre takip konusu 2015 yılı Nisan ayına ait kira bedelinin takipten önce ödendiği anlaşılmaktadır. Mahkemece takipten önce yapılan ödeme üzerinde durularak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde 2.750,00 TL üzerinden itirazın kaldırılmasına karar verilmesi doğru değildir....
Dairemizce eldeki davanın sağlıklı bir şekilde temyiz incelemesinin yapılabilmesi için, kamulaştırmayı yapan idare tarafından davalılar hesabına ayrı ayrı yatırılan ve dava konusu yapılan ağaç bedelerini gösterir (davalıların hesabına ayrı ayrı yatırılan ....982,00 TL'yi gösterir banka dekontu) belgenin iş bu dosyaya konularak temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, ....09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İtiraz üzerine yeni heyetten alınan bilirkişi raporunda davacı ... tarafından ... hesabına gönderilen 22.000 TL’nin ... mevduat hesabından EFT açıklaması ile çıktığı, ancak bu hususun davalı ekstre kayıtlarında göründüğü, işlem kaynağına ilişkin banka dekontu ya da fiş ibraz edilmediğinden davalı şirket için kullanıldığından söz edilemeyeceği, 5.590,00 TL ... tarafından ... hesabına gönderilen tutarın A- ... No.lu çek ile davalı Şirket emrine ciro ve devir suretiyle kullanıldığı, yine 5.400,00 TL tutarlı ... tarafından ... hesabına gönderilen tutarın ... No.lu çek ile davalı Şirket emrine ciro ve devir suretiyle kullanıldığı, böylece davacı ... tarafından 10.990,00 TL’nin ... hesabına, bu hesaptan da çek keşide etmek suretiyle davalı ... Aş lehine kullandırıldığı yönünde görüş bildirilmiştir....
Uyuşmazlık Hakem Heyetince; başvuru sahibinin talebinin kabulü ile 139.604,26 TL tazminatın 24/09/2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak başvuru sahibine verilmesine karar verilmiş; karara karşı davalı vekilince İtiraz Hakem Heyeti nezdinde itiraz edilmesi üzerine; İtiraz Hakem Heyetince; davalı tarafın itirazının reddine karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....
cetveline itiraz hakkını ortadan kaldırmayacağı gözardı edilerek yazılı şekilde yanılgılı gerekçeye dayalı olarak hüküm kurulması doğru olmamıştır....
nun yaptığı işlemlerin davalı şirketi bağlamayacağı yönündeki savunmanın daha önce bu kişinin yaptığı işlemlere itiraz etmeyen davalı tarafından sonradan (bu kişinin eylemlerinden haberdar olmayan) davacıya karşı ileri sürülemeyeceği ve bu yöndeki savunmanın yerinde olmadığı, her ne kadar davalı taraf kamyon şoförleri ... ve ... tarafından fatura toplamı 18.840,00 TL olan malların davacıya teslim edildiğini iddia etmekte ise de, bu iddiasını yazılı delillerle ispat edemediğinden ve davacıya teklif etmiş olduğu yemin davacı tarafından eda edilmiş olduğundan, bu malların davacıya teslim edildiği iddiasının kabul edilmediği, mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen 11.04.2011 tarihli raporda belirtildiği gibi davacının teslim aldığı malzeme toplamı 106.865,02 TL'den davalı hesabına gönderilen havale tutarı 73.205,00 TL, davalının hakkında suç duyurusunda bulunduğu personeli hesabına gönderdiği 28.040,00 TL ve personel eşinin hesabına gönderdiği 18.325,00 TL düşüldüğünde davacının...
İİK'nun 265. maddesi uyarınca borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı, yedi gün içinde itiraz edebilir. İtiraz süresi hak düşürücü süre olup mahkemece kendiliğinden dikkate alınmalıdır. Borçlu vekili 15.09.2009 tarihli dilekçesi ile, ihtiyati hazci öğrendiği tarihin 03.09.2009 tarihi olarak belirtmiş olup, itiraz süresinden sonra yapılmıştır. Mahkemece, ihtiyati hacze süresinden sonra itiraz edildiği gerekçesi ile itirazın reddi- ne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı alacaklı Güvence Hesabına geri verilmesine 26.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....