Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ve ... ’ye verilmesine;10.000’er TL manevi tazminatın deprem tarihi olan 23/10/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen (diğer olabilecek sorumluların kusurlarından müştereken ve müteselsilen sorumlu olmak kaydıyla ve tahsilde tekerrüre yol açmayacak şekilde) tahsili ile davacılar ... ,... ve... ’ya verilmesine;fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiş,hüküm davalılar Kılıçarslan,... ve ... tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava;deprem nedeniyle davacıların yakınlarını kaybetmelerinden kaynaklı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir....

    Delil tesbiti davalının yokluğunda yapıldığı ve davalı yanca delil tesbit raporuna itiraz edildiğinden delil tesbit raporu ve itiraza rağmen aynı bilirkişilerin mahkemeye dava nedeniyle verdikleri raporun hükme esas alınması mümkün değildir....

      Dava, deprem nedeniyle DASK poliçesine dayanan tazminat istemine ilişkindir. Uyuşmazlık poliçelerin hasardan önce mi sonra mı düzenlendiği, talebin poliçe kapsamında olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır. Davacının maliki olduğu, Kütahya İli, Simav İlçesi, ... Mahallesi ... Sokak, ... Ada, ... nolu parseldeki ......

        Davanın süresinde açıldığı ve toplanan delillere göre binanın deprem nedeniyle ağır hasarlı olması nedeniyle bina girişi izin verilmediği ve davacının 2018-2019 ve 2020 yevmiye defteri, envanter defterini ve defteri kebir ile 2017 yılı açılış onaylı ortaklık pay defteri, genel kurul toplantı ve müzakere defteri ve yönetim kurulu karar defterinin ve 14/04/2017 tarihinde ... Matbaacılık San. Ve Tic. LTD. ŞTİ.tarafından basılan ve davacıya verilen ...-...-... seri ve sıra numaralı irsaliyeli faturanın zayi olduğu kanaatine varılmış, belirtilen faturalar dışındaki alış ve satış belgeleri yönünden söz konusu belgelerin hangi matbaada basıldığına yönelik talebin somutlaştırılamaması nedeniyle bu yöndeki talebin iptaline karar verilemeyeceği kanaatine varılmakla davanın kısmen kabul ve kısmen reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

          İstemin ihtiyati haciz olduğu tartışmasızdır. İDM'ce kabule göre ihtiyati haciz isteminin reddine karar vermesi gerekirken, ihtiyati haciz yerine geçmek üzere ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermesi de hatalıdır. Zira her iki hukuki koruma tedbiri; amaçları, konuları ve sonuçları bakımından birbirinden farklıdır. Biri diğerinin yerine geçmek üzere karar verilmez. Diğer bir anlatımla talep ya ihtiyati haciz ya da ihtiyati tedbir şeklinde nitelendirilip hüküm altına alınmalıdır. Nitekim 6100 Sayılı HMK'nun 406/2. fıkrasında "İhtiyati haciz, muhafaza tedbirleri ve geçici düzenleme niteligindeki kararlar gibi geçici hukuki korumalara iliskin diger kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır." denmiştir....

            Valiliği İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü'nün deprem sonrası evlere "Ağır veya yıkık derecede" hasar gördüğüne ilişkin raporunun bulunduğunu, bu rapora rağmen sigorta acentesi tarafından poliçeye konu evlerin hiç hasarı yokmuş gibi poliçe düzenlendiğini, sigorta şirketinin deprem nedeniyle ortaya çıkan hasarı karşılamak istemediğini, davacının sigorta şirketine tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, ancak davalı şirketin basiretli bir tacir gibi davranmadığı ve Borçlar Kanununun 55. maddesi ve Türk Ticaret Kanunu ilgili hükümleri gereğince davalı şirketin acentesinin kusurundan kaynaklanan zarardan sorumlu olduğunu, davaya konu olay ile ilgili olarak ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/51 Esas, 2013/365 Karar sayılı dosyası ile dava açıldığını, ancak mahkeme tarafından ......

              İtiraz Hakem Heyetince, konusunda uzman 1 jeoloji mühendisi, 1 inşaat mühendisi ve 1 sigorta hukukçusundan oluşan bilirkişi heyetinden (bina yıkım işleminin gerçekleştirilmemiş olması halinde yerinde inceleme de yapılarak), sigortalı konutun riskli ve ağır hasarlı olarak tespitine neden olan hasarlarının, davaya konu deprem olayının doğrudan etkisiyle mi yoksa binanın yapısal özellikleri (yapım eksiği) ile zaman içinde ortaya çıkan yapısal bozulmaları nedeniyle mi meydana geldiğinin tespiti, depremin doğrudan etkisiyle hasarın oluştuğunun saptanması halinde ZDS Genel Şartları ve ZDS poliçesi gereği davacının talep edebileceği tazminat miktarının ne olduğu hususlarında ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık rapor alınıp, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, dosyadan el çekme kararı verilmesi bozmayı gerektirmiştir....

                Yapı Kooperatifi tarafından inşa edilen ve davalının proje müellefi olduğu binada, Van ilinde meydana gelen deprem sonucu hasar meydana geldiğini ve hasarın giderilmesi için tadilat yapmak zorunda kaldığını belirterek, maddi zararının giderilmesi isteminde bulunmuştur. Davalı, sorumluluğu bulunmadığını belirterek davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, alınan bilirkişi raporu benimsenerek istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir. ... ilinde 23/10/2011 tarihinde 7,2 şiddetinde ve 09/11/2011 tarihinde 5,6 şiddetinde iki ayrı deprem meydana gelmiştir. Şu durumda, bina ve eşya zararlarında, depremin şiddeti nedeniyle belirli bir oranda hasar meydana gelmesinin kaçınılmaz olduğu değerlendirilerek, belirlenen tazminattan olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 43. maddesi (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 51.) gereğince uygun tutarda indirim yapılması gerekirken bu hususun gözetilmemiş olması doğru değildir....

                  İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İzmir İli Seferihisar İlçesi açıklarında 30 Ekim 2020 tarihinde meydana gelen deprem afeti sebebiyle ...’nin ticari defterlerinin bulunduğu şirket merkezi, büyük hasara uğradığını, Deprem nedeniyle meydana gelen hasarın giderilmesi amacıyla Müvekkil Şirket işyerinde tadilat çalışmaları yapılmış ve bu sebeple de Müvekkil Şirket personeli, şirket merkezinden ayrılarak başka yerlerde çalışmak zorunda kalarak tadilat bitinceye kadar uzunca bir süre şirket merkezine geri dönemediğini, tadilat çalışmalarının bitmesi üzerine Müvekkil Şirket personelinin şirket merkezine geri dönüşü akabinde halihazırda devam eden Covid-19 salgını sebebiyle işyerinde dezenfektasyon hizmeti verilmiş ve bu işlemler sırasında gerekli dikkat ve özenin gösterilmesine rağmen elde olmayan bir nedenle, müvekkili Şirket pay defterinin deprem nedeniyle yapılan tadilat, ofisten taşınma, dezenfektasyon ve temizlik çalışmaları neticesinde kaybolduğunu, bu nedenle...

                    Sigorta A.Ş. tarafından DASK poliçesi düzenlendiği, poliçe süresi bitiminde poliçenin yenilenmediği anlaşılmış, Van ilinde 23/10/2011 ve 09/11/2011 tarihlerinde meydana gelen deprem nedeniyle dava konusu taşınmaz hasar görmüş; davacı tarafça poliçenin süresinde yenilenmemesinde davalıların kusurlu oldukları iddiası ile dava açılmış; mahkemece talimat yoluyla bankacı ve sigorta uzmanı bilirkişilerden oluşan heyetten alınan 10.12.2013 havale tarihli raporda davalı bankanın Bireysel Kredilerle Bağlantılı Sigortalar Uygulama Esasları Yönetmeliği gereğince yenilemeye ilişkin bildirim ve bilgilendirme yapmaması, diğer davalı sigorta şirketinin ise 587 sayılı Zorunlu Deprem Sigortasına Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin 9.maddesi gereğince yeni bir sigorta yaptırma zorunluluğunu sözleşme sahibine bildirmemesi nedeniyle davalılar ile sigortalı davacının eşit oranda müterafik kusurlu olduğu belirtilmiş; mahkemece bunun üzerine inşaat mühendisi bilirkişiden alınan 10.02.2014 tarihli raporda davacıya...

                      UYAP Entegrasyonu