"İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Ceza Mahkemesi Suç : Görevi kötüye kullanma Hüküm : Beraat Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Bitişoğlu İnşaat Malzemeleri Ticaret Limited Şirketinin özel hukuk statüsüne tabi olması nedeniyle Ceza Hukuku uygulamasında "Kamu görevlisi" sayılmayan ve "Kamu görevlisi gibi" cezalandırılması olanağı bulunmayan şirket yetkilisi olan sanığın, borçlu olduğu icra takip işlemlerine yönelik 04/04/2013 tarihinde maaştan kesme emri tebliğ edilmesine rağmen gereğini yerine getirmemesi şeklinde gerçekleşen eyleminin 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 15/3. maddesine göre bir fiil hem kabahat hem de suç olarak tanımlanmış ise, sadece suçtan dolayı yaptırım uygulanabileceği, ancak suçtan dolayı yaptırım uygulanamayan hallerde kabahat dolayısıyla yaptırım uygulanabileceği nazara alındığında; fiilin aynı Kanunun 32. maddesinde düzenlenen emre aykırı davranış niteliğinde olduğu, anılan maddede öngörülen idari para cezasının miktarına göre eylem tarihi ile temyiz...
adına düzenlenen üzerine kendi fotoğrafını yapıştırdığı Eshot Genel Müdürlüğü'ne ait öğrenci kimlik kartı ile belediye otobüsüne binerken yakalandığı, söz konusu kimlik kartının üzerine sanığa ait fotoğrafın dıştan bakıldığında bantla monte edilmiş şekilde yapıştırılması nedeniyle iğfal kabiliyetinin bulunmaması nedeniyle suçun yasal unsurları oluşmadığına yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 17/10/2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanunun 322. maddesi uyarınca bu hususta bir karar verilmesi mümkün olduğundan gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5326 sayılı Kanunun 20. maddesi gereğince sanık hakkında İDARİ PARA CEZASI VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, 05/02/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma HÜKÜM : TCK'nın 155/2,43/1,62/1,52/2 ve 53 maddeleri uyarınca mahkumiyet Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafisi ve katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Sanığın, suç tarihi itibari ile katılan şirketin mali işlerinden, finans ve müşteri cari hesaplarından sorumlu yetkili müdür olarak çalıştığı, aynı zamanda katılan şirkette iki hisse sahibi ortağı olduğu, sanığın katılan şirkette görev yaptığı dönemlerde, katılan şirket yetkilileri ile oluşan ortak irade ve ticari menfaat doğrultusunda zor durumda kalan şirketin alacaklarını, yine şirket yararına kullanılmasını sağlamak için anlaşmak suretiyle davranış sergiledikleri, süreç içerisinde şirketin alacaklarını tam olarak belirlenemeyen bir kısım alacaklılarının verilen temlik yetkisi nedeniyle sanığın hesabına geçirildiği ve sanığın...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ; "...Davacı karşı davalı T1 onur kırıcı davranış nedeniyle açtığı özel boşanma sebepli boşanma davasına göre onur kırıcı davranış için kanıtlanması gereken ağır derecede hakaret olması ve tek bir onur kırıcı davranışın dahi boşanmaya sebep olabilecek şekilde pek kötü davranış olarak nitelendirilmesi gerekmektedir. Bu şekilde açıkça pek kötü onur kırıcı davranış kanıtlanmamıştır....
Uzun süreli akaryakıt sözleşmelerinde taahhüde aykırı davranış nedeniyle her yıl sonunda bir önceki yıla dair ceza koşulunun istenebilmesi için takip eden yılda henüz ifaya başlanmadan önce çekince(ihtirazi kayıt) bildirilmesi veya ihtar çekilmesine bağlı olup bunlar yapılmaksızın müteakip yılın ifası gerçekleşmişse bir önceki yıla ilişkin cezai şart talep edilemez. Somut olayda davalı tarafından asgari alım taahhüdüne uyulmaması nedeniyle sonraki yıllarda mal tedarikine devam edilmiş olmasından dolayı sözleşme hükmüne dayanılarak önceki yıllara ait cezai şart isteminde bulunulamaz. Ancak son yıla ilişkin cezai şart isteminde bulunulabilir. İstinaf mahkemesince son yıla ilişkin cezai şart istenebileceği yönündeki kabulü yerinde ise de buna ilişkin olarak “ Kural olarak sözleşme tarafların yasasıdır. Ve taraflar sözleşme hükümleriyle bağlıdır....
Davacının adli yardım talebinin kabul edilmiş olması nedeniyle ertelenmiş olan temyiz aşamasına ilişkin yargılama giderinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 339. maddesinin birinci fıkrası uyarınca Dairesince davacıdan tahsili için müzekkere yazılmasına, 4. Kesin olarak, 04/02/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Maddesinde “Hekimliğin kötü uygulanması” olarak belirtilmiş ve “Bilgisizlik, deneyimsizlik ya da ilgisizlik nedeniyle hastanın zarar görmesi” tanımlandığını, hekimlerin meslekleri gerekleri dikkatli ve özenli davranmaları gerekmekte olduğunu, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranmaları halinde TCK'nın ilgili maddeleri uyarınca taksirle davranışlarının neticesi olarak cezai sorumluluklarına gidildiğini, Hekimlikte taksirli suçların “hatalı hekimlik uygulaması” olarak tanımlandığını, hekimliğin kötü uygulanması veya yaygın deyişle "malpraktis" olarak nitelendirilmekte olduğunu, daha açık bir tanımla, hekimin tanı ve tadavide standart belirlenmiş davranış biçimlerinden farklı davranması (hatalı davranış) veya görevi ihmal suçu, hastada geçici sağlık bozulmasından ölüme kadar giden değişkenlikte zarara neden olduğunu, yerleşik Yargıtay Kararları ve TCK'nın ilgili maddesi uyarınca; hekimin standart belirlenmiş davranış biçimlerini eksik uygulaması sonucu cezai sorumluluğuna gidileceğinin...
Önlenemezlik unsuru, tamamen davranış normu ve borca aykırılıkla ilgili olup alınabilinecek tüm tedbirler alınmış olunsa dahi bir davranış normunun veya sözleşmeden doğan bir borcun ihlalinin ifadesidir. Yani olay önlenemez olmasına rağmen bir davranış kuralına yada sözleşmeden doğan borca aykırılık önlenebiliyorsa artık kaçınılmazlıktan söz etme imkanı yoktur. Beyin kanaması sonucu gerçekleşen iş kazalarında kaçınılmazlığın söz konusu olmayacağı dikkate alınarak işveren kusuru ile bünyesel faktör arasındaki dağılımın ne miktarda olduğunun tespiti gerekmektedir. Zira, kaçınılmazlıktan farklı olarak bünyesel faktörden davalı işverenin sorumlu tutulması mümkün değildir....
DAVA KONUSU : Tespit (İşe İade İstemli) KARAR : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iş akdinin haklı nedenle feshedildiğini, davacının özen ve sadakat yükümlülüğünü yerine getirmediğini, gözetmekte sorumluluğu bulunan diğer çalışma arkadaşına karşı iş ahlak ve etiğine uymayan davranış ile söylemler ve fiziksel müdahalede bulunduğunu, bu eylemler nedeniyle iş akdinin devamının çekilmez hale geldiğini, 13/10/2021 tarihinde iş yerinde yapılan kontrol ve incelemeler neticesinde babasını çağırmak suretiyle amiri konumunda olan bir diğer çalışma arkadaşına karşı iş ahlakı ve etiğine aykırı davranış ve söylemlerde bulunduğunu, bunun üzerine iş akdinin haklı ve geçerli olarak feshedildiğini, davacı iddialarının yerinde olmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir. İlk derece Mahkemesi tarafından kararda belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı yasal süresi içinde istinaf yoluna başvurmuştur....