Malik hanesinin boş bırakılmasına esas olan Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2010/27-66 Esas-Karar sayılı dava, kamulaştırma nedeniyle bedel tespit ve tescil istemine ilişkin olup hükümde 53 sayılı kamulaştırma parselinin Hazine adına tesciline karar verilmiş, 153 ada 34 sayılı kadastro parseli hakkında tescil hükmü kurulmamış ve tapuya işlenmemiştir. Davaya konu kadastro parseli hakkında henüz tapu kaydı oluşmadığına göre sicilin oluşturulması görevi Kadastro Mahkemesine ait olduğundan, sicil oluşturularak mülkiyetin tespiti konusunda karar verme yetkisi de Kadastro Mahkemesine ait bulunmaktadır. Hal böyle olunca; temyize konu eldeki dava yönüyle mahkemece görevsizlik kararı verilerek davanın Kadastro Mahkemesine aktarılmasının sağlanması gerekirken işin esasına girilerek hüküm kurulması isabetsiz olup, hükmün BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 27.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Şu halde, davacılar tarafından davaya konu 81 ada 143 parsel sayılı taşınmazda davalıya ait 1/3 hissenin iptali ve adlarına tescili yönünden usulüne uygun açılmış bir dava bulunmadığı ve eda davası açma imkanı mevcut iken tespit davasının dinlenemeyeceği gözönünde bulundurulduğunda taşınmazın tamamının mülkiyetinin davacılara ait olduğunun tespiti istemi yönünden de davanın reddine karar verilmesi gerekeceği kuşkusuzdur. Hal böyle olunca, dosyanın içeriğine, toplanan delillere ve tanık beyanlarına göre dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan binanın, tarafların ortak katkısı ile meydana getirildiğinin belirlendiği, az yukarıda zikredildiği üzere davacıların taşınmazın tamamının mülkiyetinin tespitine karar verilmesini istemelerinde hukuki yarar bulunmadığı anlaşıldığından, Mahkemece davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir....
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama, toplanan delillere göre; İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne ve Türkiye Noterler Birliği'ne yazılan yazı cevaplarından davaya konu 34 XX 361 plaka sayılı aracın davacı adına kayıtlı olduğu, bu nedenle davacının davaya konu aracın mülkiyetinin kendisine ait olduğunun tespiti ve tescili istemekte hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle; "davanın hukuki yarar yokluğundan reddine" karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir....
ya devredildiğinin öğrenildiğini, davalıların işbirliği içinde birlikte hareket ederek müvekkilini dolandırdıklarını belirterek, hile nedeniyle davaya konu aracın satışının iptalini talep etmiştir. Davalılar, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuşlardır. Mahkemece, davalılar ..., ... ve ... arasında yapılan satışların danışıklı olduğu, dosya kapsamına göre davalı ...'nın da iyiniyetli üçüncü kişi olarak kabulünün mümkün olmadığı gerekçeleriyle davanın kabulüne, davaya konu aracın davacı adına sicile kayıt ve tesciline karar verilmiştir. Tescil, idari bir işlem olup, trafik kaydındaki tescilin iptali sonucunu doğuracak şekilde, yeni kayıt ve tescile karar verilmesi, idareyi işlem yapamaya zorlayıcı bir karardır. Oysa adli yargı yerinde, idareyi işlem yapmaya zorlayıcı türden bir karar verilemez....
plakalı aracın satışının ve buna istinaden trafiğe yapılan tescilin iptali ile davacı ... adına yeniden kayıt ve tesciline karar verilmiştir. Tescil, idari bir işlem olup trafik kaydındaki tescilin iptali ile yeni kayıt ve tescile karar verilmesi, idareyi işlem yapamaya zorlayıcı bir karardır. Oysa adli yargı yerinde, idareyi işlem yapmaya zorlayıcı türden bir karar verilemez. Mahkemece, davaya konu aracın mülkiyetinin, davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmekle yetinilmesi gerekirken, trafik tescil kaydının iptali ile yeni kayıt ve tescile karar verilmiş olması doğru değildir. Ne var ki bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasası'nın 438/7. maddesi gereğince kararın düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. b) Mahkemece yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmiştir. Davalı ...'...
ün kullandığı... plakalı araca ait motorlu araç trafik belgesindeki muayene pulunun sahte olduğunun iddia olunması, 08.04.2010 tarihli uzmanlık raporunda “Tetkike konu, Motorlu Araç Trafik Belgesinin arka yüzünde-3. "ARACIN MUAYENESİ" bölümünde herhangi bir mühür izinin mevcut olmadığı müşahede edilmiş, bahse konu bölümde yapışık vaziyette bulunan hologram üzerinde yapılan inceleme neticesinde, inceleme konusu hologramın içeriğinde T.C. ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI" ibarelerinin yazılı olduğu tespit edilmiştir. Yukarıda belirtilen bulgu doğrultusunda, inceleme konusu belgenin 3....
bunu kabul etmediğini, davalının davaya konu 34 XX 172 ve 34 XX 773 plakalı araçları satma girişiminde bulunduğunu, araçların devrinin yapılması durumunda müvekkilinin geri dönüşü olmayan zarara uğrayacağını belirterek, davaya konu araçların 3.kişilere devir ve temlikinin önlenmesi amacıyla araçların kayıtlarına tedbir konulmasına, davaya konu 34 XX 172 ve 34 XX 773 plakalı araçların müvekkili adına tesciline, bu olmadığı takdirde belirlenecek bedelin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Davaya konu edilen ve özellikleri belirtilen iş makinesinin dava dışı .....A.Ş. tarafından davalıya, davalı tarafından da davacıya satışının yapıldığı ve tescil işleminin yapılmadığı dosya içerisinde yer alan bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu, 18.07.1997 tarih ve 23053 mükerrer sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Karayolları Trafik Yönetmeliği, 8/11/1983 tarih ve 18215 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 04/11/1983 tarih ve 2941 sayılı Seferberlik ve Savaş Hali Kanunu ve bu Kanun uyarınca çıkarılan 16/7/1990 tarih ve 20576 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 24/5/1990 tarih ve 90/500 sayılı Seferberlik ve Savaş Hali Tüzüğü ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Maliye Bakanlığı arasında imzalanan 06.08.1985 tarihli protokol dayanak alınarak hazırlanan İş Makinelerinin Tescili İle İlgili Esasların 9. Maddesinde iş makinelerinin tescili istenen belgeler tek tek sayılmış, aynı maddenin 4....
Çatak yolunun geçtiği yerde tapu dışı bırakılarak yola terk edilen kısımların da kendisine ait olduğunu, kadastro çalışmaları yapılırken yol olarak bırakılması nedeniyle mülkiyetinin üzerine yapılmadığını ileri sürerek mülkiyet iddiasına konu olan kısmın m2 sinin hesaplanmasına, yol altında olan kısımların mülkiyetinin kendisine ait olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Gıda ve İhtiyaç A.Ş. tarafından yapılması planlanan davaya konu binanın henüz taşınmaz maliki Belediyeye devri gerçekleşmeden önce Hazinenin binanın yapıldığı 171 m2'lik kısımda hak sahibi olduğunun belirlendiği, Hazinenin paydaş olmasından sonra davaya konu binanın kira ücretlerinin hissesi oranında Hazineye de ödendiği gözönünde bulundurulduğunda davaya konu binanın paydaşlardan sadece belediyeye ait olduğunun kabulünün doğru olmadığı, kabule göre de taşınmaz üzerinde bulunan ve bütünleyici parça niteliğindeki bina, ağaç gibi muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemeyeceğinden kural olarak ve aksine bir Kanun hükmü bulunmadıkça muhdesatların mülkiyetinin tespiti dava edilemeyecek olduğundan dava konusu binanın mülkiyetinin davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğuna işaret edilerek bozulmuş; bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda taşınmaz üzerinde bulunan ve bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların...