- K A R A R - Davacı şirket yetkilisi, 3 adet iş makinesinin davalı şirketten fatura bedelleri peşin ödenmek suretiyle satın ve teslim alındığını, ancak iş makinelerinin tescil işleminin henüz yapılamadığını, tescilin yapılabilmesi için T.O.B.B ile Maliye Bakanlığı arasında imzalanan 06/08/1985 tarihli protokole göre çıkarılan iş makinelerinin tescili ile ilgili esasların düzenlendiği yönetmelik uyarınca sahiplik belgesi alınmasının gerektiği, sahiplik belgesi temini mümkün olmadığından bu yönetmeliğin 9/4. maddesi uyarınca mahkeme kararı alınmak üzere işbu davanın açıldığını belirterek, davaya konu üç adet iş makinesinin mülkiyetinin davacı şirkete ait olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, dava konusu 3 adet makinenin davacıya satıldığını ve bedelinin de davacı tarafından tamamen ödendiğini, bu makinelerin mülkiyetinin davacıya ait olduğunun tespiti hususunda bir itirazlarının bulunmadığını beyan etmiştir....
ün de iyiniyetli üçüncü kişi olarak kabulünün mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davaya konu aracın davalı ... adına olan tescil kaydının iptaline, davacı taraf adına tesciline karar verilmiştir. Tescil, idari bir işlem olup, trafik kaydındaki tescilin iptali sonucunu doğuracak şekilde, yeni kayıt ve tescile karar verilmesi, idareyi işlem yapmaya zorlayıcı bir karardır. Oysa adli yargı yerinde, idareyi işlem yapmaya zorlayıcı türden bir karar verilemez. Mahkemece, davaya konu aracın mülkiyetinin, davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmekle yetinilmesi gerekirken, aracın davacı adına sicile kayıt ve tesciline karar verilmiş olması doğru değildir. Ne var ki; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438/7. maddesi gereğince kararın düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. SONUÇ....
İlk Derece Mahkemesince, davaya konu...,...ve ... plakalı araçlar taraflar arasında resmi şekilde devredilmediğinden ve taraflar arasındaki protokol hükümlerine dayanarak tescil kararı verilemeyeceğinden davacının davaya konu araçların adına tesciline yönelik taleplerinin reddine, davacı vekilince sunulan protokol incelenmesinde davaya konu... ve ...plakalı aracın borç bakiyesi olan 85.000 EURO’nun davacı ... tarafından ödeneceği yazıldığı, davacının bu ödemeyi yaptığını ispat edemediği ve resmi şekilde yapılmayan satışlarda tarafların ancak sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre verdiklerini isteyebilecekleri, taraflar arasındaki ilişkinin şirket hisse devrine yönelik olduğu gerekçesiyle davacının davaya konu araçların bedellerine yönelik talebinin de reddine karar verilmiş; bu karara karşı davacı vekili istinaf yoluna başvurmuştur....
Bu hükümler karşısında taşınmaz üzerinde bulunan ve bütünleyici parça niteliğindeki bina, ağaç gibi muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemeyeceğinden kural olarak ve aksine bir kanun hükmü bulunmadıkça muhdesatların mülkiyetinin tespiti dava edilemez ve mahkemelerce de anılan kanun hükümleri gözardı edilerek mülkiyet tespitine karar verilemez. Mahkemece, taşınmaz üzerindeki bodrum+zemin kat olmak üzere toplam 5910 m2 miktarındaki AVM (binanın) mülkiyetinin davacı ... Belediyesi'ne ait olduğunun tespitine karar verilmiş olması da usul ve yasaya aykırı olmuştur. Hal böyle olunca, Mahkemece, yapılan açıklamalar gözönünde bulundurularak; davaya konu taşınmaz üzerinde bulunan AVM binasının tamamının davacı ... tarafından sadece kendi emek ve sermayesi ile meydana getirildiği ispatlanamadığı dikkate alınarak karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Davacı tarafından tespit istenilmeyip, tescil kararı istenilmişse de çoğun içinde azın da olduğu ilkesinden hareketle mahkemece, davaya konu aracın mülkiyetinin davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmekle yetinilmesi gerekirken, mevcut trafik tescil kaydının iptali ile davacı adına tescile karar verilmiş olması doğru değildir. Davacı adına tespit kararı verilmemiş olması bozma nedeni ise de bu konuda bir temyiz talebi bulunmadığından bu hususa değinilmekle yetinilmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenle hüküm fıkrasının 3-5-6 paragraflarında yer alan "davalılardan müteselsilen tahsiline" ifadesinin çıkarılarak yerine "davalılardan ...'den alınmasına" kelimelerinin yazılmasına, kararın düzeltilmiş bu biçimi ile ONANMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesi 03/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Diğer davacı ... vekili, benzer beyanlarda bulunarak, ıslah dilekçesi ile davaya konu genel kurul kararının mutlak butlanla malul olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Birleşen dava davacısı ... vekili birleşen davada 20.10.1999 tarihli genel kurulda tüm ortakların daireleri belirlenmiş olduğundan, ortaklara aktarılabilmesi için yönetime yetki verildiğini, buna rağmen asıl davadaki iptal talebine konu genel kurul kararının alınarak müvekkili aleyhine bir durumun oluştuğunu ileri sürerek, taşınmaz üzerinde yapılan inşaattaki dairenin mülkiyetinin müvekkili adına tesciline, bu taleplerinin kabul edilmemesi durumunda 6.000,00 TL tazminatın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Dava dilekçesi davalı kooperatife tebliğ edilmiş, ancak davalı kooperatif davaya cevap vermemiştir....
Gereği görüşüldü: Davacı ..., ortaklığın giderilmesi davasına konu 1637 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 1.kattaki dairenin kendisi tarafından yapıldığının ve mülkiyetinin kendisine ait olduğunun tespiti istemiyle dava açmıştır. Mahkemece davanın kabulüne, 1637 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki binanın 1.katında bulunan dairenin mülkiyetinin davacıya aidiyetine karar verilmiş, hüküm davalılardan ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın mülkiyetinin tespiti istemine ilişkindir. Davaya konu muhdesatın davacı tarafından kendi adına ve hesabına meydana getirildiği, iddia, savunma, dosya içeriğinde toplanıp değerlendirilen delillerle belirlenmiştir. Bu nedenler ve hükümde gösterilen diğer gerekçelere göre mahkemece muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....
Somut olaya gelince, toplanan delillerden davaya konu muhdesatın (B harfi ile gösterilen dükkan) üzerinde bulunduğu 84 ada 2 parsel sayılı taşınmazın 2 kargir bir ahşap dükkan vasfı ile kadastro nedeniyle tarafların mirasbırakanları.... ve ... adlarına paylı olarak 05.06.1971 tarihinde tescil edildiği, 27.04.2015 havale tarihli teknik bilirkişi raporunda, davaya konu ekli krokide sarı renkli boyalı dükkanın, tapu kaydında bulunan ve B ile belirtilen ahşap dükkanın olduğu yerde inşa edildiğinin belirtildiği ve davacı tanıkların beyanlarında da dava konusu yapının yaklaşık 20 yıldır davacı tarafından kullanıldığını bildirdikleri görülmüştür. Dosya kapsamında mevcut ... Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2011/511 Esas, 2011/1609 Karar sayılı dosyasının incelenmesinde, eldeki davanın davalıları olan ..., ..., ..., ..., ...,..., ... ve ... tarafından, aralarında eldeki davanın davacısı olan Recep ...'...
B.. aleyhine 22/05/2014 gününde verilen dilekçe ile araç mülkiyetinin tespiti ve tescili istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davacının tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığından davanın usulden reddine dair verilen 07/05/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, araç mülkiyetinin tespiti ve teslimi istemine ilişkindir. Mahkemece, davacının tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığından davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir....
Mahallinde keşif yapılmak suretiyle iş makinesi yerinde incelenmiş olup, dosya kapsamına alınan 24/10/2022 tarihli heyet raporunda özetle; 2009 Model Bomang marka BW 213 D-4 model 101583081788 şasi nolu asfalt tipi silindirin yerinde görülüp incelendiği, Bomang marka 2009 model silindirin dosya üzerinde belirtilen silindir ile aynı seri nolu silindir olduğunun belirlendiğini, aracın test edilemediği ve çalışma süresinin tespit edilmediği, aracın sağ kapısının sökük olduğu, mali tespitlere göre; davacı tarafından düzenlenen davaya konu makine için düzenlenen 21.08.2020 tarih ve AE52020000000001 no.lu faturanın davacı yasal defterlerinde kayıtlı olduğunun tespit edildiği bildirilmiştir. Dava, davaya konu iş makinesinin mülkiyetinin tespiti istemine ilişkindir. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Yönetim Kurulunun 17.10.2008 tarih ve 113 sayılı kararı ile yürürlüğe konulan iş makinelerinin tescili ile ilgili esasların 9....