Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

./01/2012 tarih ve 2010/162-2012/... sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı, davalı şirketin ortağı iken, eşinin işlerinin bozulması ve kendisinin de eşi lehine kefalet vermesi nedeniyle şirket hisselerinin alacaklılarca haczedilmesinin önlenmesi amacıyla davalıların ısrarı üzerine hisselerinin tamamını 04.09.2007 tarihinde davalı şirket ortağı ...'...

    de şirket ortağı olduğunun bilirkişi kurulu raporu ile sabit olduğu, davalıların haksız fiillerinin yani hata ve hileye yönelik eylemlerine ilişkin iddianın yasal delillerle ispatlanamadığı gibi zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin geçtiği, davalı ....'nin, davacının parasını yatırdığı... ile aynı çatı altında faaliyet gösteren bağlantılı şirketler olduğu düşünülse bile pay sahibince verilen sermayenin geri isteyemeyeceği, yurt dışında kurulan yabancı şirket ile davacı şirket arasında hukuki bir irtibatın bilirkişilerce tespit edilemediği, davacı tarafça da yabancı şirket ile davalı şirketlerin irtibatlı olduklarına ilişkin bir delil sunulamadığı, davalı ...'ın haksız eylemine ilişkin iddianın yasal delillerle ispatlanamadığı gerekçesiyle, subut bulmayan davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir....

      e ciro ettiğini ve senedin icra takibine konulduğunu, iddia ederek müvekkilinin davalılara borçlu olmadığının tespiti ile davalıların tazminata mahkum edilmelerini talep ve dava etmiştir. Davalı ... vekili, müvekkilinin büyük ortağı ve temsilcisi olduğu dava dışı ... Ltd. Şti. ile ... adlı firmanın yetkili temsilcisi olduğunu iddia ederek ... şirketi adına hareketle davacının sözleşme imzaladığını ancak davacının şirket yetkilisi olmadığını, sözleşmenin kurulmaması nedeniyle müvekkilinin yaklaşık 3.500.000,00 TL zararının olup, bu zararın davacı yanca ödenmesi gerektiğini, davacının bu nedenle senedi müvekkiline verdiğini savunarak davanın reddi ile lehlerine tazminata karar verilmesini istemiştir. Diğer davalı davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre, bono altındaki imzanın davacıya ait olduğu ve davacının ... Ltd. Şti.'nin yetkilisi olmadığı, davacının dayandığı sözleşmenin ... Ltd. Şti. ile ...Ltd. Şti. arasında imzalandığı, ...Ltd....

        şirket ortağı yapılmasının mümkün bulunmadığını, şirket yönetim kurulu üyelerinin yürütülen bu faaliyetler nedeniyle defalarca yargılandıklarını ve mahkum edildiklerini, yapılan bu yargılamalar neticesinde şirket defterlerinde bulunan kayıtların gerçeği yansıtmadığının tespit edildiğini, TTK'nın 336. maddesi uyarınca davalı ...'...

          davalı şirket kayıtlarında gözüken -----borçlu olmadığı; bu yönden menfi tespit talebinin kabulü gerektiği; Ancak, kalan 267.395,60 TL yönünden davanın reddi gerektiği bilirkişi raporundan anlaşılmıştır....

            Mahkemece taraflar arasında mal siparişi için yazılı bir sözleşme yapılmadığı, davalı şirketin bu mallarla ilgili olarak bir fatura ve sevk irsaliyesi düzenlemediği, sipariş edilen malların davacıya teslim edilmemiş olduğu, davalı şirketin sahibi olan davalı .'ın çeki diğer davalı .'ya ciro ettiği, onun da 9.11.2004 tarihinde aldığı ihtiyati haciz kararı ile çeki icra takibine koyduğu oysa, bilirkişi raporunda belirtildiği üzere dava açıldıktan sonra 26.11.2004 tarihinde yaptırılan tespit işleminde bu çekin halen davalı şirketin portföyünde bulunduğu ve 3.kişilere ciro edildiğine ilişkin bir kayıt bulunmadığının tespit edildiği, diğer yandan davalıların ciro nedeni olarak gösterdikleri şirket devri sözleşmesinin aylar önce 28.4.2004 tarihinde dava dışı . İzalasyon Ltd.Şti'nin ortağı olan . ile ... ... arasında yapıldığı ve sözleşmeye göre devir bedelinin peşinen ödenmiş olduğu, bu nedenle davalı .'...

              ın 2010 yılında davacı şirketin %51 oranında hissesini alarak ortak olduğunu ve müdür tayin edildiğini, önceki yöneticiler tarafından müvekkil şirketin zarara uğratıldığını bu nedenle aleyhine davalar açıldığını, daha önceki dönemde eski yönetici olan davalıların şirketi borçlandırdığını ve ... lehine düzenlenen 16.04.2010 tarihli ve 22.11.2010 vade tarihli bir bono nedeniyle davacı şirket aleyhine icra takibi yapıldığını, davalıların şirket adına müdür sıfatıyla bonoyu imzaladıklarını, icra emrinin tebliğ edilmesi üzerine borçtan haberdar olunduğunu ve bu konuda şirket defterlerinde borca dair herhangi bir belgeye ulaşılamadığını, bunun üzerine menfi tespit davası açıldığını, ancak davanın reddedildiğini, dilekçe ekinde sunulan duruşma zaptından görüleceği üzere ...'...

                CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde, aynı işyerinde çalışan davalı ile dava dışı ... ve ... tarafından birlikte organik gübre işi yapmak üzere ...'ın kızı ... adına ve tek ortak olacak şekilde davacı şirketin kurulduğunu, gerekli masrafların karşılanması için davalının payına düşen miktarı bankadan çekerek şirket adına açılan hesaba yatırdığını, davanın ve icra takibinin özünün davalının davacı şirketin ortağı olduğu/olacağı inancıyla şirketin kuruluşu ve iştigalinin devam edebilmesi için davacı şirket hesabına yatırılan para olduğunu, şirket yetkilisi ve tek ortağı olan dava dışı ... tarafından şirketin üç hissedarı olan davalı ile dava dışı ...'a ve ...'e şirket adına tam yetki veren vekaletname düzenlenmiş ise de, davalı ile dava dışı ...'in daha sonra vekaletten azledildiklerini, bu durumda şirket adına tek yetkili hale gelen dava dışı ...'ın davalının ve dava dışı diğer hissedar ...'...

                  Ayrıca Limited Şirketlerde şirket ortağının şirket tüzel kişiliğine sermaye koyma borcu olması ve şirket tüzel kişiliğinin şirket ortağında mal hak ve alacağının bulunması halinde şirketin alacaklıları tarafından İİK mad. 89 uyarınca bu alacak kalemlerinin haczinin mümkün olduğu, şirket ortağının şirket tüzel kişiliğine karşı üçüncü kişi konumunda olduğu, bu durumda haciz ihbarnamesinin şirket ortağına da gönderilebileceği anlaşılmıştır. Dosyadaki verilere göre davacının borçlu şirket ortağı olması dava dışı şirkete sermaye koyma borcunun bulunması ve davacının davalı şirkete herhangi bir borcunun olmadığı yönünde iddiasını ispatlar delillerin tespit edilememesi nedeni ile davacı tarafın üçüncü haciz ihbarnamesi nedeni ile borçlu olmadığının tespiti isteminin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmış aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

                    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava,TTK 553 md kapsamında şirket kurucuları ve yöneticilerinin sorumluluğuna ilişkindir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık; " davalı ...San ve Tic Ltd Şti nin eski ortağı ve eski münferiden temsile yetkili müdürü ( 13/07/2020 tarihine kadar) ..., kurucu ve halen ortağı ... ve halen münferiden temsile yetkili müdürü -ortağı ... ün; şirket mallarını, parasını, araçlarını, öz sermayesini, gelirlerini kendi şahsi işlerinde kullanmaları nedeniyle şirket zarara uğradığından TTK 553 md gereğince belirsiz alacak olarak 10.000 TL nin dava tarihinden itibaren ticari faiziyle davalılardan tahsil edilerek davacı Adi şirket ortaklarına 1/2 oranında ödenmesi istemi"olarak tespit edilmiştir. Tarafların bildirdikleri deliller toplanmış, dosya kapsamı deliller ile tarafların ticari defter ve kayıtlarının incelenerek davacıların alacağının varlığı ve miktarının belirlenmesi bakımından bilirkişiler Prof....

                      UYAP Entegrasyonu