Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

olarak yapıldığı ispatlanmadığından ve davalı şirket takip alacaklısı olmadığından davacının tazminat isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....

    Bu nedenle mahkemece alınan bilirkişi raporunda da ticari defterler ve kayıtlar incelendikten sonra davacının gerek banka kredi borcu gerekse şirket borcu ve başkaca bir borcunun bulunmadığı ve çeklerin krediye teminat maksadıyla düzenlendiği ve bu nedenle bedelsiz bulunduğu, hamillerin ise ... Limited Şirketinin ortağı olan Mithat Sencer ile yine Mithat Sencerle organik bağı bulunan Alsa Limited Şirketi olması nedeniyle şahsi definin onlara karşı da ileri sürülebileceği belirtilmiştir. Gerek dosya içindeki delillerden ve gerekse bilirkişi raporlarından mahkemece davanın kabulü yönünde verilen hükmün onanması gerektiği görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun bozma gerekçesine katılmıyorum. KARŞI OY 1- Asıl ve Birleşen dava, icra takibinden sonra keşideci tarafından çek hamiline karşı açılan menfi tespit istemine ilişkindir. 2- Davacı, tanzim tarihinde ortağı olduğu ......

      "İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Tarih : 08/11/2007 Nosu : 707/419 Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde taraflardan kimse gelmemiş olduğundan incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, davacı şirketin keşideci olduğu davalı şirket ortağı ... emrine düzenlenen 10.07.2002 tarihli 25.000.000.000 TL’ lik çek ile borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davalı cevap dilekçede çekin şirkete verilen para karşılığı düzenlenip verildiğini belirterek davanın reddine istemiştir....

        Mahkemece iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre,dava tarihi itibariyle davalıların yerleşim yerlerinin mahkemenin yargı yetkisi alanı içinde bulunması nedeniyle davalılar vekilinin yetki itirazı ve aynı zamanda ödemenin yapıldığı tarih, açılan ceza davasının tabi olduğu zamanaşımı ve tüm bunlara göre dava tarihi itibari ile zaman aşımı süresinin dolmadığı gerekçesiyle zamanaşımı def'inin reddi gerektiği, davacının sessiz ortağı olduğu şirketin topladığı paraların davalı şirkete aktarıldığı, bu paralarla davalı şirketin de payı bulunmayan şirketlere kaynak sağlandığı, böylece sessiz ortaklara paylarının geri verilmesinin engellendiği, ... Holding ile davacının ortağı olduğu şirket arasında bir bağın varlığının inkar edilemeyeceği ve bu durumda her iki şirketin perdenin aralanması ilkesi uyarınca bir şirket olarak değerlendirilmesinin gerektiği, davalı holdingin yönetim kurulu başkanı olan diğer davalı ...'...

          Esas sayılı takip dosyasında mübrez 30.03.2016 tarihli haciz zaptının tek başına, İİK'nun 143. maddesi anlamında kesin aciz belgesi niteliğinde olduğunun tespit ve tasdik edildiğini, Özen borcunu gereği gibi yerine getirmeyen yönetim kurulu üyesinin, ortaklığa, ortaklara ve ortaklık alacaklarına karşı akde aykırılık sebebiyle sorumlu olacaklarını, davalıların bu sebeplerle, borçlu şirket alacaklısı olan müvekkili şirkete karşı, kendi mal varlıkları ile de müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını, Borçlu şirket ortağı ...'...

            kıymetli evraka dayandırabilir, temelde yatan asıl borç ilişkisinin varlığını ve mahiyetini ispat zorunda olmadığı, davacıların dava dilekçesinde beyan etmiş oldukları üçüncü kişilerle olan ilişkisi davalı şirketin hak ve menfaatini etkileyecek nitelikte olmadığı, davalı şirket tarafından ciro ile kendisine geçen bir çek kapsamında çekin karşılıksız kalması sebebiyle keşideci ve ciranta sıfatlarına sahip -------- dosyası ile kambiyo takibi başlattığı, davalı şirket adına başlatılan bu takip sonrasında--------- kapsamında takibin durdurulduğuna dair bir karar alındığı ve icra dosyasına gönderildiğinin tespit edildiği, davalı şirkete takip dosyasında borçlu olan ------------- açılan bir menfi tespit davası olduğunun görüldüğü, davalı şirketin taraf olmadığı bir menfi tespit davasında davanın tarafı gibi tedbir kararının yasaya aykırılığı görülmekle HMK 394 maddesi kapsamında kararı veren --------- itiraz edildiği ve itirazın kabul edilerek tedbir kararının kaldırıldığını, bahse konu dava...

              Şu halde açıklanan yasa hükümleri gereğince murisin; "ortağı" ve "temsilcisi" olduğu şirketlerin, şirketin malvarlığından tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan vergi borcundan, şirket ortağı olarak "koyduğu sermaye hissesi oranında" doğrudan doğruya; "temsilcisi" olarak da şahsi sorumluğu söz konusudur....

                Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nın Belirsiz Alacak ve Tespit Davası başlıklı 107/3. maddesinde "Kısmi eda davasının açılabildiği hâllerde, tespit davasının da açılabileceği, bu durumda hukuki yararın varlığının kabul edileceği" düzenlenmiştir. Davacı, diğer taleplerinin yanında ortağı olduğu şirketin uğradığı zararın tespiti ile zarar miktarının davalı şirket müdüründen alınarak Kepez Halı Saha ve Sos. Tes. İnş. Nak. Tur. Gıda Taah. San. Tic. Ltd. Şti.’ne verilmesini de istemiştir. Davacının, davalı şirketin müdürüne yönelttiği bu dava dolaylı sorumluluk davası niteliğinde olup mahkemece, davalı şirket müdürünün davacının ortağı olduğu şirkete zarar verip vermediği, vermiş ise zararın miktarının tespiti gerekirken sorumluluk davasının reddi sonucuna yola açan yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın davacı yararına bozulmasını gerektirmiştir....

                  Davacı, dava dışı şirkete ait olan fatura alacağı için davalıya borçlu olmadığının tespiti ile kötü niyet tazminatını talep etmiştir.Mahkemece davanın kabulü ile davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmiştir.İİK 72/6 maddesi hükmü gereğince davalı aleyhine tazminata hükmedilebilmesi için kötü niyetli olduğunun ispat edilmiş olması gerekmektedir. Somut olayda dava dışı şirketin ortağı ve müdürü olan davalınn kötü niyetli olarak takip yaptığı ispat edilemediğinden, aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmemesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Ne var ki yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK 438/7 maddesi hükmü gereği mahkeme kararının aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir....

                    Şti'nin ortağı olduğunu, şirket müdürü olan ... ve ... tarafından, diğer davalıların alacaklıymış gibi gösterilerek şirketin borçlandırıldığını, davalılar tarafından şirket aleyhine başlatılan takipler nedeniyle şirketin herhangi bir borcunun bulunmadığını ileri sürerek şirketin anılan icra dosyalarından borçlu olmadığının tespitini ve davalılar aleyhine tazminata hükmedilmesini talep etmiştir. II. CEVAP 1.Asıl davada davalılar vekili cevap dilekçesinde; davanın usul ve esastan reddini istemiştir. 2. Birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın usul ve esastan reddini istemiştir. III. MAHKEME KARARLARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ A. Mahkemece Verilen İlk Karar Mahkemece 24.01.2018 tarih, 2016/671 E. ve 2018/38 K. karar sayılı kararı ile asıl ve birleşen davaların kabulüne karar verilmiş, asıl ve birleşen davalarda davacı vekili ile asıl davada davalılar vekili ve birleşen davada davalı ... vekilince temyiz edilmiştir. B....

                      UYAP Entegrasyonu