Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Yerel mahkemece davacının davasının kabulü ile; Tarafların boşanmalarına, müşterek çocukların velayetinin anneye verilmesine, baba ile şahsi ilişki kurulmasına, müşterek çocuk Mahmut Can Sönmez için Eğitim tedbiri uygulanmasına, müşterek çocuklar lehine aylık ayrı ayrı 300 TL tedbir/iştirak nafakasına hükmedilmesine, kadın lehine aylık 400 TL tedbir nafakasına hükmedilmesine, davacının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel mahkemece müşterek çocuklarla baba arasında kurulan kişisel ilişki tesisinin hatalı olduğunu, davalının müşterek çocukların fikirlerini etkilemeye ve çocukların fikirleri üzerinde baskı kurmaya çalıştığını, bu nedenle kararın sadece kişisel ilişki tesisi yönünden müvekkili lehine kaldırılmasını talep etmiştir....

SAVUNMA: Davalı vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde ileri sürülen hususların gerçek dışı olduğunu, davalı müvekkilinin anne olup çocuklarını kişisel ilişki tesisi kapsamında görmek için davacıdan almak istediğini ancak davacının çocukları göndermediğini, davacının mahkeme kararına da aykırı davrandığını, davalı müvekkilinin işinde gücünde olan asgari ücretle işçi olarak çalışan bir kişi olduğunu, emeğiyle cüzi ücretle geçinmeye çalıştığı için müşterek çocukların velayetini davacı babaya bıraktığını ancak müşterek çocuklarla ilişkisini, diyaloğunu hiç kesmediğini, onlarla sürekli olarak ilgilendiğini, ihtiyaçlarını da gördüğünü, gece dışarı çıkıp çocuklarını ihmal etmediğini, davalı müvekkilinin telefonunda uygunsuz görüntüler olduğu hususunun da doğru olmadığını, buna dair en ufak bir delil dahi olmadığını, sunulmadığını, davacının müşterek çocukları terk etmediği, anne olan davalı ile müşterek çocukların kişisel ilişki tesisi onların üstün yararına olduğu...

Bu bakımdan, aynı şehir-ayrı şehir ayırımına gidilmeksizin analık duygularını tatmine elverişli, çocukların da anne sevgisi ve şefkatini tatmasına yeterli kişisel ilişki tesisi gereklidir. Çocuklar için haftalık kişisel ilişki kurulması çocukların üstün yararına aykırılık teşkil edecektir. Ayrıca anne ve çocuklar arasında haftalık bir şahsi ilişki kurulmasına karar verilmiş ise de hangi hafta olduğu belirtilmeyerek infazda tereddüt yaratılmıştır. Bu nedenle davacının kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine yönelik talebinin kabulüne dair gerekçe ile; 1- Davacının velayet değişikliği ve iştirak nafakası taleplerinin reddine, 2- Davacının kişisel ilişki tesisine dair talebinin kabulü ile, Tarafların müşterek çocukları T.C....

Davacı kadının bu yöndeki istinaf başvurusunun kabulü gerekmiştir. 3- Kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır. Çocukla ana baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi ana ve baba için bir hak olduğu gibi, çocuk için de bir haktır. Kişisel ilişki kurulmasındaki amaç, analık ve babalık duygularının tatmini yanında çocuğun psikolojik ve sosyal gelişiminin sağlanmasıdır. Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre çocuklarla baba arasında yatısız olarak kişisel ilişki tesis edildiğine göre kişisel ilişkinin bu aşamada tamamen kaldırılmasını gerektirir bir durum görülmemiştir. Kişisel ilişki düzenlemesine ilişkin kararlar kesin hüküm niteliğinde olmayan kararlar olup, durumun değişmesi veya olumsuz durumların cereyan etmesi halinde her zaman yeniden düzenlenmesinin istenmesi mümkün olmakla bu husustaki istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir....

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Tarafların 02.07.2017 tarihinde evlendikleri, 18.12.2019 tarihinde boşandıkları bu evliliklerinden Yiğit isimli çocuklarının olduğu, davacı kadının 01.12.2020 tarihinde Kamil isimli kişi ile evlendiği, bu evliliğinden 1 çocuğunun olduğu, davalının 11.06.2020 tarihinde Ayşe isimli kişi ile evlendiği, bu evliliğinden 1 çocuğunun olduğu, davacı kadının eşinden 8 aydır ayrı yaşadığı, halen çocukları ve ailesi ile aynı evde yaşadığı, ev hanımı olduğu, davalı erkeğin günlük yevmiyeci olarak çalıştığı eş ve çocuğuyla ikamet ettiği, SİR raporunda kişisel ilişkinin artırılması gerektiğinin belirtildiği, davacı kadının müşterek çocukla 2 haftada bir düzenli olarak görüşmesi, SİR raporunda kişisel ilişkinin genişletilmesi gerektiğinin belirtilmesi ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında kişisel ilişkinin genişletilmesi talebinin kabulünün doğru olduğu, ancak davalı tarafın velayeti kullanmasına engelleyecek şekilde kişisel ilişkinin her hafta sonu...

olacak şekilde daha uygun süreyle kişisel ilişki tesisi gerektiği anlaşılmış olup, davalı - karşı davacının müşterek çocukla kurulan kişisel ilişkiye yönelik istinaf isteminin kabulü ile kişisel ilişki konusunda yeniden karar vermek gerekmiştir....

DAVACI-DAVALI : ... DAVALI-DAVACI : ... DAVA TARİHİ : 28.03.2018 - 20.04.2018 KARAR : Esastan ret İLK DERECE MAHKEMESİ : Adana 4. Aile Mahkemesi SAYISI : 2018/275 E., 2018/922 K. Taraflar arasındaki davacı-davalı kadın tarafından açılan kişisel ilişkinin kaldırılması mümkün olmadığı takdirde çocukla kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi, erkek tarafından açılan velâyetin değiştirilmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davalıların 6100 Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 114 üncü ve 115 ... maddeleri gereğince derdestlik dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir. Kararın davacı-davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir....

    Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın asılsız ithamlarda bulunduğunu, müşterek çocuğun annesi ile birlikte gittiğini, kendisine ait odası ve güzel bir yaşamı bulunduğunu, müşterek çocuğa müvekkilinin baktığını ve yanından ayırt etmediğini, müşterek çocuğun sadece teslim günlerinde anneannesine gittiğini ve oradan teslim edildiğini, davacının çalıştığını müşterek çocukla ilgilenmesinin mümkün olmadığını, müşterek çocuğun müvekkilinin eşi tarafından sevilmekte olduğunu ve gerekli ilginin de gösterildiğini, davacının olayın yaşandığı güne kadar çocuğu teslim almaya kendisinin hiç gelmediğini, her geldiklerinde müşterek çocuğu aldıklarını, müşterek çocuğu gelip almadığı günler çok olduğunu, davacının kişisel ilişki günlerine riayet eden bir kişi olmadığını, müvekkilinin hiçbir zaman velayet hakkını kötüye kullanmadığını, aksine davacı tarafın kişisel ilişki hakkını kötüye kullandığını, bu nedenlerden dolayı velayetin değiştirilmesi ve kişisel ilişkinin yönünden de davanın...

    T2 DAVALI-T3 VEKİLİ : Av....

    Kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır. Çocukla ana-baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi ana ve baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu sebeple, kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. Kişisel ilişkiye dair ilamlar maddî anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp, koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir. Kişisel ilişki düzenlenirken çocuğun yüksek yararı, yaşı, anne ve babalık duygusunun tatmini ve infaz edilebilir nitelikte olması hususları birlikte değerlendirilerek, çocuğun kişisel gelişimine en uygun düzenleme tercih edilmelidir....

    UYAP Entegrasyonu