İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekilinin sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin gerekçesinde belirttiği Yargıtay kararının taleplerine örnek teşkil edemeyeceği, kararın şirketin feshine ilişkin olduğu, taleplerinin şirketin feshine ilişkin olmayıp, tasfiye halindeki şirkete önceden atanan tasfiye memurunun vefatı nedeniyle yeniden tasfiye memuru atanmasına ilişkin olduğu, tasfiye memurunun vefatı nedeniyle şirketi temsil edebilecek kimsenin bulunmadığı, bu nedenle şirketin davalı gösterilmesinin yasal dayanağının bulunmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve şirkete Hilmi Bostanlı'nın tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmesini istinaf ettiği görülmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; tasfiye halindeki kollektif şirketin, tasfiye memurunun vefatı nedeniyle yeniden tasfiye memuru atanması talebine ilişkindir. İstinaf incelemesi HMK 355....
Şirket ortaklarınca alınan 30.01.2013 tarihli kararda, şirketin tasfiyesine karar verilmiş ve davalı tasfiye memuru olarak atanmıştır. Tasfiye ilanından sonra alacaklıların gerekli ilamlarla çağrıldığı, şirketin tasfiye bilançosunun düzenlendiği belirtilerek oy birliği ile tasfiyenin kapanmasına karar verilerek 05.06.2014 tarihli sicil gazetesinde yayınlanan ilanda şirketin tasfiyesi kapatılmıştır. Bu durumda, 13.02.2013 tarihli ticaret sicil gazetesindeki karara göre davalının münferit imzayla tasfiye memuru olarak atandığı sabittir. Davalının şirketin ortağı, yöneticisi ve tasfiye memuru olduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır. TTK'nın 644/1.a maddesi uyarınca limited şirketlerin tasfiye memurları yönünden TTK'nın 553.maddesi uygulanır....
Ek tasfiye işlemlerinin de aynı tasfiye memuru tarafından yapılması uygun görülmüş ve yeni bir tasfiye memuru atanmamıştır. Davalı ---- yasal hasım konumunda olup, tasfiyenin usulsüz kapatılmasından dolayı kusur ve sorumluluğu bulunmamaktadır. Bu nedenlerle, bu davalı harç, yargılama giderleri ve karşı yan vekalet ücretinden sorumlu tutulmamıştır. Diğer davalı tasfiye memurunun sorumluluğuyla ilgili olarak yapılan incelemede davalı tasfiye memurunun ihya davası açılmasına sebebiyet verdiği anlaşılmakla, harç, yargılama giderleri ve karşı yan vekalet ücretinden sorumlu tutularak, davanın ve birleşen dosya davasının kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
ın da tasfiye memuru atandığının anlaşıldığını, ödeme emrinin davalı tasfiye memuruna 06.02.2013 tarihinde tebliğ edildiğini, icra takibine konu cari hesap alacağının ve esasında faturalara dayanan alacağın şirketin tasfiyesine karar verilmeden önce doğduğunu, davalı ...'ın tasfiye memuru olarak ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi KARAR 1- Davalı şirketin son sicil kaydının istenmesi, faaliyette olup olmadığının, sicilden terkin edilip edilmediğinin sorularak yazı cevabı eklendikten, a) Ticaret Sicil Memurluğunca davalı şirketin sicilden terkin edilmediğinin bildirilmesi halinde, gerekçeli kararın ve davacı vekilinin temyiz dilekçesinin davalı şirketin ticaret sicilinde kayıtlı en son adresine yöntemince tebliğ edildikten, b) Davalı şirketinin tasfiye halinde olduğu bildirildiği takdirde tasfiye işlemi tamamlanmamışsa, tasfiye memurunun kimlik ve adres bilgilerinin sorulması ve gerekçeli kararın ve davacı vekilinin temyiz dilekçesinin tespit edilen tasfiye memuruna yöntemince tebliğ edildikten, c) Tasfiye işlemi tamamlanmış ve tasfiye sonu kararı ile şirket ticaret sicilinden terkin edilmiş, tüzel kişiliği son bulmuşsa davalı şirketin ihyasının sağlanması ve tasfiye memurunun atanması...
Şti.’nin 30.05.2014 tarihli genel kurul toplantısında 01.06.2014 tarihi itibariyle şirketin tasfiyesine ve davalı ...’ın tasfiye memuru olarak atanmasına karar verildiğini, tasfiye kararı verildikten sonra TTK’nın 287. maddesi uyarınca envanter ve bilanço hazırlanarak tasfiye işlemlerine başlanıldığını, ancak tasfiye memuru davalı ile şirket ortağı davacı arasındaki uyuşmazlığın zaman içinde arttığını, tasfiye halindeki şirketin ve davacının haklarını tehlikeye atacak boyuta geldiğini, tasfiye memuru olan davalının tasfiye halindeki şirkete karşı sorumluluğunun bulunduğunu, müvekkilinin, tasfiye halindeki şirketin ortağı olarak şirket menfaatleri doğrultusunda davalıyı bilgilendirdiğini, davalının tasfiye memuru olarak yerine getirmesi gereken görevleri ihlal ettiğini, TTK’nın 286. maddesinde anılan basiretli bir iş adamı gibi davranarak gerekli önlemleri alması gerekirken bu yönde hareket etmediğini, temlik aldığı bir alacak ile ilgili olarak yürütülen takipte tasfiye memuru ile arasında...
SAVUNMA Davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü temsilcisi, davacının işbu davayı açmakta hukuki menfaatinin bulunmadığını, TTK'nın ek tasfiye başlıklı 547.maddesine göre tasfiye kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunluğu olduğu anlaşılırsa son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklıların şirketin yeniden tescilini isteyebileceklerini, son tasfiye memurları veya yeni bir veya birkaç tasfiye memurunun mahkemece atanabileceğini, daha önce atanan tasfiye memuru ile ilgili verilen kararın kesinleştiğini belirterek hukuki yarar ve dava şartı yokluğundan davanın reddine, müdürlüğün yasal hasım olması nedeniyle aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemesine karar verilmesini istemiştir. HUKUKİ GEREKÇE Dava, tasfiye memurunun değiştirilmesi talebine yöneliktir....
Bu durumda, münferit yetkili tasfiye memurunun ek tasfiye için yeniden atanmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Diğer taraftan, yargılama giderleri, tasfiye giderlerine eklenebileceğinden ve HMK'nın 326. maddesi uyarınca yargılama giderlerinden aleyhine hüküm verilen taraf sorumlu olduğundan ve ayrıca davalı ... yasal hasım olup yargılama giderlerinden sorumlu olmasını gerektirir bir durum bulunmadığından, davalı tasfiye memurunun yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasında da bir isabetsizlik bulunmamaktadır.Açıklanan bu gerekçelerle, ilk derece mahkemesinin gerekçesi ve kararı isabetli olmakla, davalı tasfiye memurunun istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
TTK'nın 536 (3) maddesinde şirketin feshine mahkemenin karar verdiği hallerde tasfiye memurunun mahkeme tarafından atanacağı, 537. maddenin 2. fıkrasında pay sahiplerinden birinin istemi ile ve haklı sebeplerin varlığında mahkemenin tasfiye memurlarını görevden alabileceği ve yerlerine yenilerini atayabileceği düzenlenmiştir. Yargıtay .......
Somut olayda, derdest bir davada taraf teşkilinin sağlanması için sicilden terkin edilen dava dışı şirketin ihya edilmesinde tasfiye memuru atanan o davaya münhasır olarak atanan tasfiye memurunun sağlık nedenleri ileri sürülerek tasfiye memurluğunu değiştirilmesi talebinin reddine ilişkin istinafa konu karar ek karar niteliğinde olup, şirketin ihyası ve tasfiye memuru atanmasına ilişkin esas karar kesinleşmiş ve istinafa konu edilmemiştir. Tasfiye memurluğundan affı istenen tasfiye memurunun bu talebinin reddine ilişkin ek karar nihai bir karar olmadığı gibi HMK 341 maddesinde talep edilen istinaf yolu caiz olan kararlardan değildir....