İş Mahkemesi'nin 2011/1138 E. sayılı dosyasında dava açıldığını, davalı şirketin tasfiyesinin kapatılmış olması nedeniyle anılan dosyada Mahkemece, davalı şirketin sicil kaydının ihyası için dava açmak üzere müvekkili kuruma süre verildiğini iddia ederek davalı şirketin tasfiyesinin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar, davanın reddini istemişlerdir. Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar, davalı şirket tasfiye memurunun temyiz istemi üzerine Dairemizin 16.09.2013 tarihli kararı ile onanmıştır....
Temsil yetkisinin kısıtlanması veya müdürlerin azil davasında husumetin azli istenen müdüre yöneltilmesi gerekir. ----- kararıda ------- görülen davada, davacının davalıya karşı azil ve şirkete kayyım atanması talepli dava açtığı, mahkemenin önce Şirketi'nin müdürü olan davalı ---------- dava dışı başka bir şirkette de ortaklar kurulundan izin almadan müdür olarak görev yaptığı, ------------- ana sözleşmesinde de, rekabet konusunda izin verildiğine dair maddenin bulunmadığı, bu açıdan davalının dava dışı şirketteki müdürlük görevinden azli için haklı nedenin oluştuğu, ancak dava dışı şirket davalı olarak gösterilmediğinden, davanın usulden reddinin gerektiği, davanın "tasfiye memurunun azli" davası olarak kabul edilmesi halinde ise tasfiye memuru olarak davalının azlini gerektiren haklı bir nedenin tespit edilemediği anlaşıldığından, davanın usulden reddine dair karar verildiği, kararın, davacı vekilince temyiz neticesinde; ------------sayılı ilamı ile Dava, haklı nedenlerle -----...
tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, davalı şirket aleyhine Aliağa İş Mahkemesinde 2018/127 E. sayılı davayı açmış olduklarını, gelen cevabı yazıda şirketin tasfiye edilmiş olduğunun anlaşılması üzerine şirketin ihyası için taraflarına süre verildiğini ileri sürerek, davalı şirketin ihyası ile tasfiye memuru atanmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı ... temsilcisi, diğer davalı olan şirketin 07.08.2017 tarihinde tasfiyeye girerek 16.08.2018 tarihinde TTK hükümlerine göre tasfiye sonucu terkin edildiğini, davanın açılmasında kusurlarının bulunmadığını, aleyhlerine yargılama gideri ve vekalet ücreti hükmedilmemesi gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir....
İcra Müdürlüğü'nün 2020/2629 E. sayılı dosyasında ise ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlattıklarını, davalı şirketin ticaret sicilinden silindiğini öğrendiklerini beyan ederek, davalı şirketin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili birleşen davada aynı beyanları tekrar ederek davayı Tasfiye Memuru ...'ya yöneltmiş, birleşen davanın eldeki dava ile birleştirilmesine karar verilmiştir. CEVAP : Davalı ... temsilcisi, şirketin tasfiyesinin kanuna uygun olarak gerçekleştirilmesi ve sona erdirilmesinden tasfiye memurunun sorumlu olduğunu, ...'nün yasal hasım konumunda olduğunu, davanın açılmasına sebebiyet vermediğini belirterek, kurum aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesini talep etmiştir. Davalı tasfiye memuru, davalı şirkette muhasebeci sıfatıyla sigortalı olarak çalıştığını, tasfiye sırasında tasfiye memuru olarak görevlendirildiğini, davaya itiraz ettiğini beyan etmiştir....
in ek tasfiye memuru olarak atanmasına, tasfiye memurunun tasfiyeyi usul ve yasaya aykırı olarak tamamlamış olması ve tasfiye edilen şirketin yetkilisi olması nedeniyle tasfiye memuruna ek tasfiye için ücret verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir. Davalı ...'nün yasal hasım olup yargılama giderlerinden sorumlu olmadığı, tasfiye memurunun tasfiyeyi usul ve yasaya uygun olarak yapmaktan sorumlu olup somut olayda yetkilisi olduğu terkin edilen şirketin davacı şirketteki payını tasfiyeye dahil etmesi gerekmesine rağmen tasfiye dışında bırakmak suretiyle tasfiyeyi kapatmasının usul ve yasaya aykırı olduğu, davalı tasfiye memurunun kusurlu davranarak tasfiyeyi sonlandırdığı ve bu nedenle hakkında dava açılmasına sebebiyet verdiği, bunun sonucu olarak yargılama giderlerinden sorumlu bulunduğu dikkate alınarak, davalı tasfiye memuru yargılama gideri ve vekalet ücreti ile sorumlu tutulmuştur. HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Gerektirici Nedenlerle: 1-Davanın KABULÜ İLE; ...'...
in ek tasfiye memuru olarak atanmasına, tasfiye memurunun tasfiyeyi usul ve yasaya aykırı olarak tamamlamış olması ve tasfiye edilen şirketin yetkilisi olması nedeniyle tasfiye memuruna ek tasfiye için ücret verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir. Davalı ...'nün yasal hasım olup yargılama giderlerinden sorumlu olmadığı, tasfiye memurunun tasfiyeyi usul ve yasaya uygun olarak yapmaktan sorumlu olup somut olayda yetkilisi olduğu terkin edilen şirketin davacı şirketteki payını tasfiyeye dahil etmesi gerekmesine rağmen tasfiye dışında bırakmak suretiyle tasfiyeyi kapatmasının usul ve yasaya aykırı olduğu, davalı tasfiye memurunun kusurlu davranarak tasfiyeyi sonlandırdığı ve bu nedenle hakkında dava açılmasına sebebiyet verdiği, bunun sonucu olarak yargılama giderlerinden sorumlu bulunduğu dikkate alınarak, davalı tasfiye memuru yargılama gideri ve vekalet ücreti ile sorumlu tutulmuştur. HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Gerektirici Nedenlerle: 1-Davanın KABULÜ İLE; ...'...
Mahkememizce ---- kararı doğrultusunda ihyası talep edilen, "Tasfiye halinde ---------cevap dilekçesindeki beyanları doğrultusunda dosya incelenmiş, davalı tasfiye memuru------ şirketinde sigortalı olarak çalıştığı tasfiye memurunun çalışmasına ilişkin ------ sigortalı işe giriş bildirgesinin dosya içerisinde mevcut olduğu, bu nedenle davalı tasfiye memurunun işverene bağlılık hükümlülüğü nedeniyle tasfiye görevi yapamayacağını, başka birinin tasfiye memuru olarak atanmasını talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi KARAR İlgili Ticaret Sicil Memurluğu'na yazı yazılarak davalı şirketin son sicil kaydının istenmesi, davalı şirketin faaliyette olup olmadığının, sicilden terkin edilip edilmediğinin sorularak yazı cevabı eklendikten, a) Ticaret Sicil Memurluğunca davalı şirketin sicilden terkin edilmediğinin bildirilmesi halinde, gerekçeli kararın ve davacılar vekilinin gerekçeli temyiz dilekçesinin davalı şirketin ticaret sicilinde kayıtlı en son adresine yöntemince tebliğ edildikten, b) Davalı limited şirketinin tasfiye halinde olduğu bildirildiği takdirde tasfiye işlemi tamamlanmamışsa, tasfiye memurunun kimlik ve adres bilgilerinin sorulması ve gerekçeli kararın ve davacı vekilinin gerekçeli temyiz dilekçesinin tespit edilen tasfiye memuruna yöntemince tebliğ edildikten, c) Tasfiye işlemi tamamlanmış ve tasfiye sonu kararı ile limited şirket ticaret sicilinden terkin edilmiş, tüzel kişiliği son bulmuşsa davalı...
ne ödenen bedeller olduğunu, davacı şirketin fiilen de gayrifaal olmasına rağmen, tasfiye işlemine girişerek mevcut personelini hemen işten çıkarmayan davalı tasfiye memurunun fazla ödenen muhtasar, SGK ve ücretler nedeniyle de şirketi zarara uğrattığını, davalı tasfiye memurunun yapmadığı işleri yerine atanan tasfiye memurunun bu işlemi derhal gerçekleştirdiğini ve bir ay içerisinde tamamlandığını, şirket kayıtları incelendiğinde bu hususun anlaşılacağını, davacı şirketin sayılanlar nedeniyle toplam zararının 292.296,44 TL olduğunu, şirket kayıtlarında yapılan incelemede şu ana kadar toplam tespit edilen zararların bunlar olduğunu ve bunların yaklaşık 948.339,13 TL olduğunu, bu tutarın 947.997,13 TL olarak Beyoğlu 24....
Hukuk Dairesinin 30/01/2014 tarih, 2013/5472 Esas ve 2014/1753 Karar sayılı ilamı ile davalı şirketin dava açılmadan önce tasfiye edilmiş olması nedeniyle şirketin ihya edilmesi gerektiği gerekçe gösterilerek kararın bozulduğu, bu kez dosya 22. İş Mahkemesinin 2014/81 Esas numaralı dosyası ile numara aldığı ve iş bu yargılama sırasında Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 30/12/2014 tarih, 2014/247 Esas v. 2014/503 Karar sayılı ilamı ile ilgili şirketin ihyasına karar verildiği, şirketin ihyası kararı kesinleştiği, ancak Yargıtay 10. H.D.'nin 2017/850 Esas sayılı geri çevirmeye ilişkin ilamı uyarınca davalı şirketin tasfiye memurunun vefatı sebebiyle yeni bir tasfiye memuru atanmasının sağlanması ve tebligatın yeni tasfiye memuruna çıkartılması gerektiğinin hüküm altına alındığı ve ihyası gerçekleşmiş olan ......