Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

SAVUNMA Davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü temsilcisi, davacının işbu davayı açmakta hukuki menfaatinin bulunmadığını, TTK'nın ek tasfiye başlıklı 547.maddesine göre tasfiye kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunluğu olduğu anlaşılırsa son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklıların şirketin yeniden tescilini isteyebileceklerini, son tasfiye memurları veya yeni bir veya birkaç tasfiye memurunun mahkemece atanabileceğini, daha önce atanan tasfiye memuru ile ilgili verilen kararın kesinleştiğini belirterek hukuki yarar ve dava şartı yokluğundan davanın reddine, müdürlüğün yasal hasım olması nedeniyle aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemesine karar verilmesini istemiştir. HUKUKİ GEREKÇE Dava, tasfiye memurunun değiştirilmesi talebine yöneliktir....

    Somut olayda, derdest bir davada taraf teşkilinin sağlanması için sicilden terkin edilen dava dışı şirketin ihya edilmesinde tasfiye memuru atanan o davaya münhasır olarak atanan tasfiye memurunun sağlık nedenleri ileri sürülerek tasfiye memurluğunu değiştirilmesi talebinin reddine ilişkin istinafa konu karar ek karar niteliğinde olup, şirketin ihyası ve tasfiye memuru atanmasına ilişkin esas karar kesinleşmiş ve istinafa konu edilmemiştir. Tasfiye memurluğundan affı istenen tasfiye memurunun bu talebinin reddine ilişkin ek karar nihai bir karar olmadığı gibi HMK 341 maddesinde talep edilen istinaf yolu caiz olan kararlardan değildir....

      Bu durumda, münferit yetkili tasfiye memurunun ek tasfiye için yeniden atanmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Diğer taraftan, yargılama giderleri, tasfiye giderlerine eklenebileceğinden ve HMK'nın 326. maddesi uyarınca yargılama giderlerinden aleyhine hüküm verilen taraf sorumlu olduğundan ve ayrıca davalı ... yasal hasım olup yargılama giderlerinden sorumlu olmasını gerektirir bir durum bulunmadığından, davalı tasfiye memurunun yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasında da bir isabetsizlik bulunmamaktadır.Açıklanan bu gerekçelerle, ilk derece mahkemesinin gerekçesi ve kararı isabetli olmakla, davalı tasfiye memurunun istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

        Sayılı kararlarında da bu hususun belirtildiği) buna göre davacının iş bu davayı açmakta hukuki yararı bulunduğu anlaşılmıştır.TTK. 547/2 Maddesinde;'' Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir,'' hükmü düzenlenmiş olup son tasfiye memurunun davalı ... olduğu, buna göre TTK. 547/2 Maddesi uyarınca son tasfiye memurunun tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmesi yerinde görülmüştür.Davalı tasfiye memuru şirketin tasfiye işlemlerini tamamlamadan eksik bırakarak, tasfiye işlemlerini sonlandırarak şirketin ticaret sicilden terkinine neden olarak bu davanın açılmasına sebep olduğundan yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Davalı tasfiye memuru, şirket genel kurulunun aldığı kararla tasfiye memuru olarak atanmıştır....

          taktirde davalı şirketin feshine ve mahkemece belirlenecek tasfiye kurulu ile şirketin tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            taktirde davalı şirketin feshine ve mahkemece belirlenecek tasfiye kurulu ile şirketin tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

              Karar sayılı dosyasında tasfiye memuru atanarak ihyasına karar verildiği, verilen kararın kesinleştiği, ancak Mahkemece atanan tasfiye memurunun vefat ettiği, bu nedenle davacı tarafça şirketin yeniden ihyasına karar verilerek vefat eden tasfiye memuru yerine yeni tasfiye memuru atanmasına ilişkin eldeki davayı açmış ise de; şirketin terkinden önceki hali ile devamı söz konusu olduğundan atanan tasfiye memurunun vefat etmesi durumunda ihyasına karar veren Mahkemeden tasfiye memurunun değiştirilmesini veya yeniden atanmasını aynı dosya üzerinden talep edebileceği ve Mahkemece bu hususta ek karar ile karar verilebileceği Mahkemenin yerleşik uygulamasıdır. Bu nedenle davacının yeniden ihya ve tasfiye memuru atanmasına ilişkin dava açmasında hukuki menfaat oluşmadığı Mahkememizce benimsenmiş olmakla; 6100 sayılı HMK'nun 114/1-h maddesi uyarınca dava şartı olup mahkememizce yargılamanın her aşamasında resen gözetilmelidir....

                İş Mahkemesinde) devam eden davanın bulunduğu ve şirketin ihyasında hukuki yararının tespit edildiği, bu nedenle davalı gösterilen ve fakat sicilden silinmiş olan ...’nin ihyasına karar vermek gerekmiştir. Aynı zamanda dava konusu şirketin ihyası ile birlikte yapılan yargılama giderlerinin de bu davada (İzmir ... İş Mahkemesi’nin ... – ... Karar sayılı) verilecek hükmün Tasfiye Halinde ...’ne rücu edileceği ve bu dava sonucunda şirketin sorumlu olabileceğini ihbar olunan olarak ... ve tasfiye memurunun ön görmesi gerektiğinden tasfiye gerçekleşerek bu davadan önce şirketin sicilden silinmesi sonucunu doğuracak işlem yapılması nedeniyle tasfiye memurunun yargılama giderlerinden sorumlu olmasına karar vermek gerekmiştir. Yine diğer davalı olarak Tasfiye Halinde ... ne karşı husumet yöneltilmiş ise de bu şirketin sicilden silindiği, tüzel kişiliğinin ortadan kalktığı, davalı sıfatının bulunmadığı tespit edilmiş olmakla bu davalı yönünden açılan davanın reddi gerekmiştir....

                  Bölge Adliye Mahkemesince tüm dosya kapsamına göre; dava, şirketin ihyası istemine ilişkin olduğu, davalı şirketin genel kurulu 10/12/2015 tarihinde 2015/2 sayılı kararla tasfiye kararı aldığı, şirketin 11/12/2015 tarihi itibariyle tasfiye nedeniyle sicilden terkin edildiği, ihyası istenen şirket hakkında ... 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/23 Esas sayılı dosyasında dava açıldığı, açılan dosyanın derdest olduğu, davalı tasfiye memurunca bu davanın akıbeti beklenilmeden şirketin tasfiyesinin gerçekleştirildiği, bu hale göre davacının asliye hukuk mahkemesinde açtığı derdest davasından ötürü şirketin ihyasını istemekte hukuki yararı bulunmakta olduğu, şirketin ihyasının gerektiği, açılan davanın limited şirketin ihyası davası olup tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun şirket tasfiye memurunda olduğu, vekalet ücreti ve yargılama giderinden davalı şirket tasfiye memurunun sorumlu tutulması gerektiği, davalı tasfiye memurunun istinaf başvuru dilekçesinde ileri sürdüğü istinaf sebeplerinin...

                    CEVAP : Davalı -------- çerçevesinde işlem yapıldığını, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun şirketin tasfiye memurunda olduğunu, henüz muaccel olmayan veya hakkında uyuşmazlık bulunan borçların notere tevdii ya da kafi bir teminat ile karşılanması gerektiğini,bu yapılmadan,şirketin tasfiye süreci sonuçlandırılıp, bakiyeler, mevcut pay sahiplerine dağıtılmış ve şirket kaydı sicilden terkin edilmiş ise; terkin işleminin iptali ile şirket tüzel kişiliği ihya olunarak tasfiye sürecine yeniden geçileceğini, tasfiye memurunun iddia edilen eksik işlemlerini, müvekkilinin tespit etmesinin mümkün olmadığını, olağan tasfiye sürecinden kaynaklanan tasfiye sürecini eksik/erken sonuçlandıran tasfiye memurunun kusurundan dolayı------ sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığını, bu sebeple yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını belirterek davanın reddini talep etmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu