WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda; 23.11.1998 tarihli Bakanlar Kurulu kararı ile Türk vatandaşlığından çıkmasına izin verilen ancak teslim tarihi dosyadan içerisinden belli olmayan 08.09.2006 tarihinde yeniden Türk vatandaşlığına kabul edilen ve borçlanma talebine istinaden, 10.02.1982 - 23.11.1998 ve 08.09.2006 - 31.12.2006 tarihleri arasındaki yurtdışında geçen süreleri borçlandırılmış olan davacının, davası; mahkemece, davacının, Türk vatandaşı olmadığı dönemi de kapsayacak şekilde tümden kabul edilmiştir....

    Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacının Bakanlar Kurulunun izniyle Türk vatandaşlığından 11/06/2003 tarihinde çıktığı, öte yandan davacının eşi olan Mehmet Yıldırım'ın 01/07/2012 tarihinde vefat ettiği, davacının eşi olan muris Mehmet Yıldırım'ın 1977- 2012 arası yurtdışı çalışma kaydının bulunduğu, davacının vefat eden eşinin yurt dışında geçen çalışma sürelerini borçlanmak için Kuruma müracaat ettiği, Kurumunda bu talebi davacının Türk Vatandaşı olmadığı gerekçesi ile reddettiği anlaşılmaktadır. Kurum her ne kadar davacının vefat eden eşinin hizmetlerini borçlanma talebini davacının Türk vatandaşı olmadığı gerekçesi ile reddetmiş ise de reddetme işlemi hatalı olmuştur. Çünkü 3201 sayılı Yasanın 1.maddede Türk vatandaşları ile doğum ile Türk vatandaşı olupda çıkma izni almak sureti ile Türk vatandaşlığını kayebedenlerin yurt dışındaki sigortalılık sürelerini borçlanabileceği ortadadır....

    Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle; doğumla Türk vatandaşı olup da çıkma izni almak suretiyle Türk vatandaşlığını kaybeden davacının, on sekiz yaşını doldurduktan sonra Türk vatandaşı olarak yurt dışında geçen ve belgelendirilen sigortalılık süreleri ve bu süreleri arasında veya sonunda her birinde bir yıla kadar olan işsizlik sürelerini, 3201 sayılı Kanun kapsamında borçlanabilecek olmasına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 02.07.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle; doğumla Türk vatandaşı olup da çıkma izni almak suretiyle Türk vatandaşlığını kaybeden davacının, on sekiz yaşını doldurduktan sonra Türk vatandaşı olarak yurt dışında geçen ve belgelendirilen sigortalılık süreleri ve bu süreleri arasında veya sonunda her birinde bir yıla kadar olan işsizlik sürelerini, 3201 sayılı Kanun kapsamında borçlanabilecek olmasına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 02.07.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle; doğumla Türk vatandaşı olup da çıkma izni almak suretiyle Türk vatandaşlığını kaybeden davacının, on sekiz yaşını doldurduktan sonra Türk vatandaşı olarak yurt dışında geçen ve belgelendirilen sigortalılık süreleri ve bu süreleri arasında veya sonunda her birinde bir yıla kadar olan işsizlik sürelerini, 3201 Sayılı Kanun kapsamında borçlanabilecek olmasına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 18.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          İnceleme konusu olayda; davacının, Türk vatandaşlığını Bakanlar Kurulu izniyle 07.12.1993 tarihinde kaybettiği, yeniden 07.08.2002 tarihinde Türk vatandaşlığına alındığı, 26.11.2012 tarihli borçlanma talebi ile 1985-2004 arası süreyi borçlanmak istediği ve Kurumca 01.05.1985-30.07.1996 arası 4050 gün yurtdışı süresinin borçlandırıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, davacının Türk vatandaşı olmadığı yurtdışı sürelerini borçlanma hakkı bulunmadığı gözetilerek, yurtdışı borçlanma gün sayısı ve yaşlılık aylığı hesabının buna göre yapılması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Kabule göre de; davacının tüm talepleri yönünden olumlu karar verilmesine rağmen davanın tam kabulü yerine kısmen kabulüne karar verilmiş olması isabetsizdir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın, eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma gerekir....

            SONUÇ: 1-Hükmün 1 no’lu fıkrasının tamamen silinerek, yerine, “1-Davanın KABULÜNE” sözlerinin yazılmasına, 2-Hükmün 1 no’lu fıkrasının a ve b alt bentlerinin tamamen silinerek, yerine, “a)Davacının, 17.10.1988 tarihinden, Türk Vatandaşlığını kaybettiği 21.12.2004 tarihine kadar, yurt dışında geçen borçlanmaya esas süreleri 3201 sayılı Yasa kapsamında borçlanabileceğinin tespitine” b)Borçlanma bedelinin, borçlanma talep tarihinde geçerli olan prime esas asgari kazanç üzerinden hesaplanması gerektiğinin tespitine” sözlerinin yazılmasına ve bu şekliyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 04.07.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi. ................

              K A R A R Dava, davacının Almanya'da rant sigortasına girdiği 28.10.1985 tarihinin ülkemizde sigortalılık başlangıç tarihi olarak kabulü ile davacının yurt dışında geçen 28.10.1985-31.01.2013 tarihleri arasındaki süreyi borçlanma hakkı bulunduğunun tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacının Türk vatandaşlığından çıktığı 11.05.1999 tarihinden önce yurt dışında geçen çalışmalarını borçlanma hakkı bulunduğunun tespitine ,davacının 12.05.1999 ve 31.01.2013 tarihleri arasında geçen çalışmalarını borçlanma talebinin reddine ,davacının sigortalılık başlangıç tarihinin 28.10.1985 olarak tespitine yönelik talebi hakkında esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....

                Vatandaşlığını kaybettiği 4/12/2008 tarihine kadar olan borçlanma isteğinin kabulüne, 3201 sayılı Yasa kapsamında borçlanma talebin 5510 sayılı Yasanın 4/I-a maddesi kapsamında değerlendirilmesi talebinin ise yerinde olmadığından reddine karar verilmiştir. Somut olayda, doğumla Türk vatandaşı olan davacının 22.05.2001 tarihinde izinle Türk vatandaşlığını kaybettiği, 04.12.2008 tarihinde yeniden vatandaşlığa alındığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, davacının Türk vatandaşlığından izinle çıktığı 22.05.2001 tarihine kadar yurt dışında çalıştığı süreyi borçlanma hakkı bulunduğunun tespitine karar verilmesi gerekirken Türk vatandaşı olmadığı 23.05.2001-03.12.2008 tarihleri arasındaki dönemi de kapsar biçimde borçlanma hakkı bulunduğunun tespitine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK’un 438/7. maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı, düzeltilerek onanmalıdır....

                  in 1971 yılında vatandaşlığını kaybettiğini, bu nedenle Nihat'ın yerine Hazine'nin mirasçı olması gerektiğini bildirerek mirasçılık belgesinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir. Muris H... M... Ö... 01.12.2000 tarihinde vefat etmiştir. Mirasçılardan N.. Ö... 1971 yılında 403 Sayılı Tük Vatandaşlığı Kanununun 25/ç maddesi uyarınca Türk vatandaşlığını kaybetmiştir. Türk vatandaşlığını kaybedenler yabancı muamelesine tabi tutulurlar. (TVK m. 29) Mahkemece N... Ö..'in hangi ülke vatandaşı olduğu tespit edilerek mensubu bulunduğu ülke ile murisin ölüm tarihi (mirasın intikal tarihi) esas alınarak karşılıklılık mevcut olup olmadığı tespit edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken belirilen hususlar gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

                    UYAP Entegrasyonu