"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalı bankaya kredi kartı borcunu süresinde ödemesine rağmen davalı tarafından Ordu 1. İcra Müdürlüğünün 2007/3089 Esas sayılı dosyasında icra takibi yaptığını, takibe yaptığı itirazının İcra Hakimliği tarafından kaldırılması üzerine icra tehdidi altında yeniden ödeme yaptığını, Ordu 2....
Açıklanan yasal düzenlemeler kapsamında; davaya konu talebin dayanağı olan kredi sözleşmelerinin tüketici işlemi olması ve tüketici işleminden kaynaklanan bu uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesi tarafından görülmesi gerektiği anlaşılmakla Mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. Nitekim, aynı kredi sözleşmesinden kaynaklı banka tarafından açılan itirazın iptali davasının da ... 6. Tüketici Mahkemesinin ... Esas sayılı dosyası üzerinden yürütüldüğü ve davanın derdest olduğu anlaşılmaktadır. HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere : 1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, HMK 114/1-c ve 115/2 md. uyarınca davanın usulden reddine, 2-HMK 20/1 md....
Açıklanan yasal düzenlemeler kapsamında; davaya konu talebin dayanağı olan kredi sözleşmelerinin tüketici işlemi olması ve tüketici işleminden kaynaklanan bu uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesi tarafından görülmesi gerektiği anlaşılmakla Mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. Nitekim, aynı kredi sözleşmesinden kaynaklı banka tarafından açılan itirazın iptali davasının da ... 6. Tüketici Mahkemesinin ... Esas sayılı dosyası üzerinden yürütüldüğü ve davanın derdest olduğu anlaşılmaktadır. HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere : 1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, HMK 114/1-c ve 115/2 md. uyarınca davanın usulden reddine, 2-HMK 20/1 md....
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının, tüketici kredi sözleşmesinden kaynaklı alacak iddiası ile; Samsun İcra Müdürlüğü 2018/115623 E. sayılı dosyası üzerinden ilamsız takibi yaptığını, Tüketici kredi sözleşmesi yönünden, satıcının, alacağının tümünü talep edebilmesi için, diğer şartlarla birlikte bu hakkı açıkça saklı tutmasının yanında, tüketiciye en az 30 gün süre vererek muacceliyet uyarısında bulunması gerektiğini, Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık faiz oranı mevzuatta bildirilen %9, sözleşmede kararlaştırılacak faiz oranı ise bunun yüzde elli fazlası olan % 13,50 olacağını, somut olayda; temerrüt, takip tarihi itibariyle başladığından takip tarihinden öncesi için temerrüt faizi istenemeyeceği gibi, davalı yan tarafından istenen faizin, TBK 88. Madde kapsamında % 13,50 olarak tatbiki zorunlu olup bu oran üzerinde kalan kısım Yasa’ya aykırı olduğunu, bu anlamda; takip tarihine kadar TBK’nun 88....
Bu açıklamalar ışığında somut olayda dava, davacının ile davalı Banka ile 13/01/2012 tarihli A15621 Kredi Hesap Numaralı Ticari Kredi Sözleşmesinin kefil sıfatıyla imzalandığı, uyuşmazlığın ilgili ticari kredi sözleşmesinden kaynaklandığı ve bu kapsamdan davacının "tüketici" vasfında olmadığı, davacının davalı tarafa anılan sözleşme nedeniyle borçlu olmadığının tespiti için eldeki davayı açtığı, dava konu uyuşmazlık tüketici niteliğinde olmadığından kanunun 73/1. Maddesi kapsamında Tüketici Mahkemeleri görevli olmaması sebebiyle mahkemece verilen görevsizlik kararında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davacının yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK'nın 353/1- b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının, müvekkili davalının bankadan kullanmış olduğu kredi ve ödeme günü itibariyle işlemiş olan faiziyle birlikte davacının ödemiş olduğu 18.000,00 TL'den daha az bir meblağ olduğunu, dava dışı bankanın davalı ve davacı ile diğer kefiller aleyhine takibe koymuş olduğu borcun miktarının gerçekte müvekkili davalının kullanmış olduğu kredi tutarından çok yüksek bir meblağ olduğunu, banka aleyhine menfi tespit ve istirdat davası açacaklarını, menfi tespit ve istirdat davasının eldeki dava yönünden bekletici mesele yapılmasını, haksız olarak açılan davanın reddi ile davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini savunmuştur....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın 2007/503 esas sayılı dosya ile birleştirilmesine ve dosyanın talep halinde 4. Tüketici Mahkemesine gönderilmesine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, kredi kartı üyelik sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine yönelik itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir....
Alınan bilirkişi raporlarından ikinci ve dördüncü raporda davacıdan tahsil edilen 6.225,00 TL'nin davalı bankanın genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan kredi alacağından değil, taşıt kredisi sözleşmesinden kaynaklanan kredi alacağından mahsup edildiği açıkça tespit edilmiştir. Davacının genel kredi sözleşmesinde müteselsil kefil sıfatıyla imzası yer almakta ise de, dosya kapsamında davacının taşıt kredisi sözleşmesinde müteselsil kefil sıfatıyla imzasının yer almadığı anlaşılmıştır. Her ne kadar davalı yan aşamalarda taşıt kredisi sözleşmesinin davacının müteselsil kefaleti bulunan genel kredi sözleşmesi kapsamında akdedildiği savunulmuş ise de, taşıt kredisi sözleşmesi genel kredi sözleşmesinden ayrı olmak üzere davalı banka ile dava dışı asıl borçlu arasında akdedilmekle genel kredi sözleşmesiyle arasındaki kefalet bağlantısı kesilmiştir....
Her ne kadar kredi fon kaynaklı da olsa ortada bir kredi sözleşmesi ve kredi borcu söz konusu olup kredi bedelinin de davacıya veya vekaleti yahut talebi ile üçüncü kişilere verilmesi gerekli olup ancak bu şekilde davacının kredi borcu doğacaktır. Kredi veren alacaklı banka davacıya vermediği kredi bedelinden dolayı borçlu olmayan davacıdan kredi borcunu isteyemez....
Yine anılan Yasanın 73/1. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun göreve ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği hükme bağlanmıştır. Yukarıdaki açıklamalardan sonra somut olaya dönersek, ihtiyati haciz istemi, 02.04.2015 tarihinde yapılmıştır. İhtiyati haciz istemi, kredi kartı üyelik sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Bu durumda mahkemece, tüketici işlemi niteliğindeki kredi kartı üyelik sözleşmesinden kaynaklanan ihtiyati haciz istemiyle ilgili olarak talep tarihi itibariyle tüketici mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek işin esasına girilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....