TEMYİZ EDEN : Davacı-şikayetçi vekili HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: Dava, şikayet yoluyla icra memurluğunca gönderilen muhtıranın iptali ve icranın durdurulması istemine ilişkindir. Mahkemece, şikayetçinin dava konusu ipotekli taşınmazda kiracı sıfatıyla bulunduğu, kira sözleşmelerinin geçerliliğini sürdürdüğü, muhtıraların yasal ve dosya içeriğine uygun olduğu gerekçesi ile davanın reddine ilişkin olarak kurulan hüküm Özel Dairece yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmuştur. Dava konusu ipotekli taşınmaz T....... San.A.Ş.ile davacı şirketin eski ünvanı olan E.......
Dava konusu 120, 216, 488 parsel davadışı pek çok parselle birlikte 31.12.1934 tarih 21 sayılı vd. tapu kayıtlarının revizyonu ile kayıt maliklerinin haricen ifraz ve taksim yaptıkları, davacılar murisinin ilgili parselleri haricen satın aldığı belirtilmek suretiyle 06.10.1983 tarihinde miras bırakan...... adına tespit edilmiş; tespite ...... idaresinin vakıf şerhi konulmadığından itirazı üzerine komisyon kararı ile vakıf şerhi verilmiş; şerhin terkini ve diğer mirasçıların miras paylarını devraldığından bahisle komisyon kararının iptali için davacı ...’nın açtığı dava üzerine ... Kadastro Mahkemesinin 1990/ 385 Esas, 1991/182 Karar ve 2.4.1991 tarihli hükmüyle vakıf şerhinin kaldırılmasına, tespite maliki bakımından itiraz edilmediğinden karar verilmesine yer olmadığına, tespit sonrası miras payının devrine ilişkin davanın görev yönünden reddine karar verilmiş, derecattan geçen hüküm 6.4.1994 tarihinde kesinleşmiştir....
Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dava, muris muvazaası ve vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali-tescil, olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişkindir. Davacılar, dava konusu 40, 41, 42 ve 57 parsel sayılı taşınmazlarda mirasbırakan ...'nın kök mirasbırakan ...dan intikal eden paylarını mirastan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı biçimde davalı Şirkete temlik ettiğini; yine, anılan taşınmazlarda 'dan kendilerine intikal eden payların da vekalet görevinin kötüye kullanılması suretiyle davalı Şirkete devredildiğini ileri sürerek miras payları oranında tapu iptali-tescile, tescilin mümkün olmaması halinde tazminata karar verilmesi istemişlerdir. Davalı Şirket, davanın reddini savunmuştur....
Mahkemece satış vaadi sözleşmesinin belirlilik unsuru taşımadığı nedeni ile dava reddedilmiştir. Hükmü, davacı ile davalılardan ... vekili temyiz etmiştir. 1-Davada 07.02.1977 günlü satış vaadi sözleşmesine dayanılmıştır. Bu sözleşmenin incelenmesinde vaat borçluları olan davalıların ... merkez ... mevkiinde bulunan ve tapunun 556 ada 2 parsel ile 570 ada 3 parsel numaralı taşınmazlarda kendilerine isabet eden veya edecek olan hisselerinden 6000 metrekare miktarını davacı satış vaadi alacaklısına satmayı vaat ettikleri anlaşılmaktadır. Görülüyor ki, satışı vaat olunan taşınmazlar ada ve parsel numarası yazılarak zikredilmiştir. Başka bir deyişle, satış vaadi sözleşmesi konusunda belirsizlik yoktur. Eğer bu taşınmazlar imar uygulaması ile değişik parsellerle tevhit veya ifraz edilmişse sözleşmenin değişen durumlara uyarlanması suretiyle (tahvil kuralı) ifası olanaklıdır....
tarafça LİHKAB teknisyenlerine yaptırılan aplikasyon işleminin, tescile tabi bir işlem olmadığını, davalının yaptırdığı tescile tabi olmayan aplikasyon işleminin, kadastro işleminin ise işin esasına girerek davanın değerlendirilmesi gerektiğini, eğer bir kadastro işlemi değil ise davalının yaptırdığı aplikasyon işleminin yok hükmünde olduğunu, davalının aldığı LİHKAB belgesinin ve sınırlardaki değişikliğin yok hükmünde olduğunu, dava konusu taşınmazın bilinen son 60 yıldır nizasız fasılasız şekilde nasıl kullanılıyor ise o şekilde kullanılmaya devam edilmeli ve müvekkilinin mağduriyeti giderilmesi gerektiğini, davalı tarafın hala ilk kadastro işleminin hatalı yapıldığının ve dava konusu 4 dönümlük yerin kendi sınırları içinde olduğunu iddia ediyor ise, son kadastro işleminin 1970 yılında yapıldığı için asıl davalı taraf adına hak düşürücü sürenin dolduğunu ve davalı tarafın dava konusu yaklaşık 4 dönümlük yeri kullanma hakkı olmadığını, davalı tarafın bu alanı kullanmayı işgal etmeyi bırakması...
DAVA Davacı, kök 882 parsel sayılı taşınmazın Saruhanlı Kadastro Mahkemesinin 28.05.1964 tarih ve 1962/581 Esas, 1964/114 Karar sayılı ilamı ile Hazine adına tescil edildiğini, ifraz ile 7249,7250 ve 7251 sayılı parsellerin oluştuğunu, su kanalı olan 7250 sayılı parselin DSİ, 7249 ve 7251 sayılı parsellerin ise 775 sayılı Yasaya istinaden dava dışı Saruhanlı Belediyesi adına tescil edildiğini, 7249 ve 7251 sayılı parsellerin öncesinde yol, sosyal tesis ve ticari depolama alanı ( kamu hizmeti ) olarak düzenlenmesine karşın yapılan imar çalışması ile "konut dışı kentsel çalışma alanı'' olarak revize edildiğini ve özel şahıslara satış yoluyla devredildiğini, ne var ki satışın Yasaya aykırı olduğunu, 7251 sayılı parselin terk, ihdas ve tevhit işlemleri ile oluşan dava konusu 11223-11224 ve 11225 parsel sayılı taşınmazların davalı adına olan tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescilini istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili; davacının .....köyü 601 ve 612 parsel sayılı taşınmazların maliki olduğunu, davacının idareye yaptığı 29/04/2015 tarihli başvurunun reddine ve taşınmazlarda tahsis olduğuna ilişkin olarak gönderilen 08/06/2015 tarih ve 58760498-03.255.03 sayılı idare işleminin ve söz konusu tahsislerin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sonunda mahkemece; dava konusu işlemin, söz konusu taşınmazların 6292 sayılı Kanun kapsamında bedelsiz olarak iade şartlarını taşıyıp taşımadığının tespitine yönelik idari nitelikte bir ön işlem olduğu, anılan taşınmazların orman sınırı içerisine alınmasına ya da 2/B olarak orman sınırı dışına çıkarılmasına ilişkin olmadığı...
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde, dava konusu taşınmazın bir kısmına yol yapılması amacıyla el atıldığı, üzerinde bulunan ağaçlara da zarar verildiği belirtilerek fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak zemin için 6.000 TL, muhdesat için de 6.000 TL olmak üzere tazminat talep etmiş, yargılama sırasında, dava konusu taşınmazın davacı tarafından üçüncü kişiye satıldığı ve bu kişi tarafından da karayolu olarak el atılan kısmın ifraz edilmesi suretiyle Karayolları Genel Müdürlüğüne devir işleminin yapıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece bu devir işlemi gerekçe gösterilerek, konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmiştir....
VEKİLİ : Av… İSTEMİN ÖZETİ : … ili, … ilçesi, … Mahallesi, … Mevkii, … pafta, … ada, … parsel sayılı taşınmazın maliki olan davacı tarafından, anılan taşınmazın imar planında yeşil alanda kaldığından, 5 yıllık imar programına alınıp alınmadığı ve kamulaştırma işleminin ne zaman yapılacağı yönündeki başvurusu üzerine, dava konusu taşınmaza ilişkin olarak 29.11.1984 tarihli, 2117 sayılı belediye encümeni kararıyla yapılan ifraz ve tescil işleminin, anılan tarihte yürürlükte olan 6785 sayılı Yasanın 39. maddesi ve 3194 sayılı Yasanın 15. ve 16. maddelerine aykırı olduğundan bahisle iptaline ilişkin ...tarihli, ... sayılı belediye encümeni kararının iptali istemiyle iptali istemiyle açılan davada, Danıştay Altıncı Dairesi … tarih ve E:…, K:… sayılı bozma kararına uyularak; dava konusu işlemin iptali yolundaki … ... İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın, usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir....
Tapu iptali ve tescil davaları ile açılan sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak davaları aynı sebebe dayanmakta olup bekletici mesele yapılmasına gerek duyulmamıştır. Davalı kamulaştırma bedelinin ödenip ödenmediğinin sabit olmadığı belirtmiştir. Ancak davaya konu taşınmazın İskenderun Belediyesi adına olan tapusunun iptali ile Hazine adına tesciline karar verildiğini, kararın 01/07/1985 tarihinde kesinleştiği, taşınmaz mülkiyetinin davacıya geçtiği sabit olmakla, artık kamulaştırma bedelinin ödenip ödenmediği iş bu dava açısından sonucu değiştirmeyecektir. Davalı adına tescilli iken 382 parselden ifraz gören ve 1016 ada 65 parsel numarasını alan yerin dava dışı 3. Kişiye devredildiği anlaşılmaktadır. Açıklanan sebeplerle, davalı belediyenin söz konusu parseli dava dışı 3....