Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ve tazminatların reddi, yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davacı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2- Dava; kadın tarafından açılan Türk Medeni Kanunu'nun 166/1. maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davası olup ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadın lehine tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminata karar verilmiş, karar davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, nafakalar ve...
CEVAP Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul ettiğini, davacı ile anlaşamadıklarını, aralarında şiddetli geçimsizlik olduğunu, bu aşamadan sonra da bir araya gelmelerinin imkansız olduğunu, kendisinin de boşanmak istediğini, bu hususta da anlaştıklarını, ortak çocuğun kendisinin yanında olduğunu, velâyetinin tarafına verilmesini istediğini, velâyeti tarafına verilecek olan ortak çocuklar için davacının aylık 500,00 TL, dava tarihinden itibaren tedbir, boşanma kararının kesinleşmesinden sonra iştirak nafakası ödemeyi ve kendisi için aylık 1.500,00 TL, dava tarihinden itibaren tedbir, boşanma kararının kesinleşmesinden sonra yoksulluk nafakası ödemeyi kabul ettiğini, kendisinin de kabul ettiğini, bunların dışında boşanma davası nedeniyle davacı taraftan herhangi bir şekilde 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları gereği maddî ve manevî tazminat, ev eşyası, çeyiz eşyası, takı alacağı, mal rejiminden kaynaklanan alacak talebinin olmadığını...
ve yoksulluk nafakası ile maddi-manevi tazminatların miktar itibariyle az olduğu sonuç ve vicdani kanaatine varılmakla, davacı vekilinin hükmedilen maddi ve manevi tazminatların miktar itibariyle fazla oluşuna yönelik istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nun 353/1- b-1 m.sine göre esastan reddine; davalı vekilinin hükmedilen iştirak ve yoksulluk nafakaları ile maddi-manevi tazminatların miktar itibariyle az oluşuna yönelik istinaf başvurusunun kabulüne, bunlarla ilgili ilk derece mahkemesinin gerekçeli kararının " ... boşanma ilamının kesinleşmesinden itibaren nafakanın iştirak nafakası olarak devamına" şeklindeki 4 nolu hüküm fıkrasının, "...boşanma ilamının kesinleşmesinden itibaren nafakanın yoksulluk nafakası olarak devamına" şeklindeki 3 nolu hüküm fıkrasının ve 5 ve 6 nolu hüküm fıkralarının kaldırılmasına, 6100 sayılı HMK'nun 353/1- b-2 m.si gereğince bu konuda yeniden düzenleme yapmak gerektiğinden takdiren ortak çocuklar 2009 d.lu Asya ve 2011 d.lu Ediz yararına aylık 1000'...
ve yoksulluk nafakası ile maddi-manevi tazminatların miktar itibariyle az olduğu sonuç ve vicdani kanaatine varılmakla, davacı vekilinin hükmedilen maddi ve manevi tazminatların miktar itibariyle fazla oluşuna yönelik istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nun 353/1- b-1 m.sine göre esastan reddine; davalı vekilinin hükmedilen iştirak ve yoksulluk nafakaları ile maddi-manevi tazminatların miktar itibariyle az oluşuna yönelik istinaf başvurusunun kabulüne, bunlarla ilgili ilk derece mahkemesinin gerekçeli kararının " ... boşanma ilamının kesinleşmesinden itibaren nafakanın iştirak nafakası olarak devamına" şeklindeki 4 nolu hüküm fıkrasının, "...boşanma ilamının kesinleşmesinden itibaren nafakanın yoksulluk nafakası olarak devamına" şeklindeki 3 nolu hüküm fıkrasının ve 5 ve 6 nolu hüküm fıkralarının kaldırılmasına, 6100 sayılı HMK'nun 353/1- b-2 m.si gereğince bu konuda yeniden düzenleme yapmak gerektiğinden takdiren ortak çocuklar 2009 d.lu Asya ve 2011 d.lu Ediz yararına aylık 1000'...
Mahkemece yapılan yargılama sonunda: "davanın kabulü ile tarafların T.M.K. 166/1 maddesi uyarınca boşanmalarına, Göktürk Rüzgar'ın velayetinin anneye verilmesine, küçük ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile müşterek çocuk için dava tarihinden itibaren hükmün kesinleşmesine kadar geçerli olmak kaydıyla aylık 1.200,00 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, tedbir nafakasının hükmün kesinleşmesinden itibaren iştirak nafakası olarak devamına, fazlaya dair istemin reddine, davacının tedbir, yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, TMK 174. Madde kapsamında davacı lehine hükmün kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte 20.000,00 TL maddi tazminatın ve hükmün kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte 35.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine" karar verilmiştir....
Boşanmanın fer'ileri ile ilgili temyiz dilekçemiz var dedi. Beyanı okundu, imzası alındı. Karşı taraf tebligata rağmen gelmedi. Gelenin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalının aşağıdaki bent dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı dava dilekçesinde, dava bittikten sonra bir yıl süreyle yoksulluk nafakası talebinde bulunmuş olduğu halde süreyle sınırlı ve geçerli olmak üzere yoksulluk nafakasına hükmetmek gerekirken istek dışına çıkılarak bu süreyle bağlı kalınmaksızın nafaka taktiri usul ve yasaya aykırı ise de; bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün bu yönden düzeltilerek onanması gerekmiştir....
diğer dava sebebinin değerlendirilmediği bu itibarla ilk boşanma davasının reddi kararının kesinleştiği tarihten sonra yasal süre içerisinde ortak hayatın yeniden kurulamadığı anlaşılmakla her iki davacı tarafından açılan boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, Nafaka ve tazminat talebi açısından boşanmanın meydana gelmesindeki olaylarda tarafların kusur tespitine ilişkin yapılan incelemede: Taraflar arasında görülen Samsun 2....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından, yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: İlk derece mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'ilerine karar verilmiş, davalı tarafından yoksulluk nafakası yönünden istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, görevli ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi tarafından, 11.04.2018 tarih, 2018/102 esas ve 2018/356 sayılı kararla, davalının istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmiştir. Davacı kadın temyiz aşamasında 11.01.2019 tarihli dilekçesiyle yoksulluk nafakası talebinden feragat ettiğini bildirdiğinden, yoksulluk nafakası talebinden feragat beyanı gözetilerek bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir....
Mahkemece, davacı kadın tarafından Türk Medeni Kanunu’nun 166/4. maddesine dayanılarak açılan davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, davacı kadının tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm kusur, tazminatlar, yoksulluk nafakası ve vekalekt ücreti yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davacı-davalı kocanın aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Türk Medeni Kanununun 174/1-2 maddeleri uyarınca boşanmanın eki niteliğinde takdir edilen tazminatlar boşanma hükmünün kesinleşmesiyle ödenebilir hale gelir. Faizede boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren hükmedilmesi gerekirken,boşanma davasının açılma tarihinden itibaren hükmedilmesi doğru değilsede, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanması gerekmiştir....