Davalı karşı davacı kadının tedbir nafakası miktarına yönelik istinaf talebinin reddine, yoksulluk nafakası miktarına yönelik istinaf talebinin kısmen kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının 2.bendinin "yoksulluk nafakasına ilişkin kısmının kaldırılmasına, davalı karşı davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin kısmen kabulü ile, boşanma kararının kesinleştiği tarihten geçerli olmak üzere aylık 750,00 TL yoksulluk nafakasının erkekten alınarak kadına verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. TMK'nun 174.madesinde; mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu tarafın kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceği, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan tarafın kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebileceği hükme bağlanmıştır....
Türk Medeni Kanunu'nun 166/1 maddesine dayanan işbu boşanma davalarında, ilk derece mahkemesince verilen karar boşanma yönünden kesinleşmediği gibi boşanma davalarında tarafların kusurlarının belirlenmesi, boşanmanın eki niteliğinde bulunan tazminatlar, yoksulluk nafakası ve velayet gibi taleplerin sağlıklı değerlendirilerek doğru karar verilebilmesi, bu davaların birlikte görülmesi ve delillerin birlikte değerlendirilmesiyle mümkündür. Yukarıdaki açıklamalar kapsamında aralarında bağlantı bulunduğu anlaşılan, kadın tarafından açılan zina nedenine dayalı boşanma davasının işbu dosyalar ile birleştirilerek, deliller birlikte değerlendirilip, gerçekleşecek sonucu uyarınca bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir....
Dairemizin 25.09.2019 tarihli kararıyla hüküm sadece manevi tazminat, iştirak nafakası, ziynet alacağı ve tazminatlara faiz işletilmesi yönlerinden bozulmuştur. Hüküm diğer yönlerden kesinleşmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak verilen kararda velâyetin anneye verilmesine, kadın ve ortak çocuk lehine nafakalara ve kadın lehine tazminatlara hükmedilmiştir. Velâyet düzenlemesi, tedbir nafakaları, yoksulluk nafakası ve maddi tazminat yönünden karar dairemiz ilamıyla onanarak kesinleşmiştir. Mahkemece sadece bozulan yönlerden hüküm kurulması gerekirken kesinleşen hususlar yönünden yeniden hüküm kurulması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir. 3-Boşanmanın eki niteliğindeki tazminatlar boşanma hükmünün kesinleşmesi ile muaccel (ödenir) hale gelir....
, kararın kesinleşmesinden itibaren aylık 3.000,00 TL yoksulluk nafakasının erkekten alınarak kadına verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir....
Bu bakımdan sayın çoğunluğun, boşanmanın esasına ilişkin bir temyizin varlığına karşın, yoksulluk nafakasının temyizin şümulü dışında olduğunu kabul eden görüşüne katılamıyorum. Davacı-karşı davalı (kadın)'ın yoksulluk nafakası talebiyle ilgili olumlu veya olumsuz bir hüküm tesis edilmesi gerekirken, bu hususun nazara alınmaması doğru bulunmamıştır. Hükmün bu sebeple bozulması gerekir. Bu bakımdan sayın çoğunluğa iştirak etmiyorum....
fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadının maddî tazminat, manevî tazminat ve yoksulluk nafakası talebinin reddine; erkeğin sair, kadının ise tüm istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir....
Anlaşma boşanmanın fer'i hükmü yoksulluk nafakası yönünden çekişmenin sürdüğünü kabul edip sanki böyle bir çekişme yokmuş gibi temyiz istemini sadece yoksulluk nafakası ile sınırlayarak hükmün boşanma bölümünün kesinleşmesine sebebiyet vermek açık bir çelişki oluşturmaktadır. Anlaşmalı boşanma kavramında yer alan "anlaşma" kavramı ile böyle bir uygulama bağdaşmamaktadır. Bu uygulama ile hükmün boşanma bölümü kesinleşmiş duruma getirildiğine göre yoksulluk nafakası yönünden çekişmenin sürüyor olması da bir anlam taşımamaktadır. Davacı bu çekişmeye rağmen "anlaşmalı boşanma" kararını elde etmiş durumdadır. Davacının bu aşamada kalan davadan feragat etmesi durumunda davalının karar düzeltme yoluna başvurması dahi mümkün olamayacaktır....
bozulmasına karar verilmekle, mahkemece bu defa kadın yararına 500 TL yoksulluk nafakası ile, 25.000 TL maddi ve 20.000 TL manevi tazminata hükmedilmiştir....
Boşanma kararı tarafların anlaşmalarına dayandığına göre, davacının boşanmadan sonra, boşanma sebebiyle artık manevi tazminat ve yoksulluk nafakası talep etmesi mümkün değildir. Taraflar arasında anlaşmalı olarak boşanmaya karar verilmiş olması durumunda, boşanmanın mali sonuçlarına ilişkin aralarındaki ihtilafı nihai olarak çözdükleri ve ilişkilerini tasfiye ettiklerinin kabulü gerekir. Bu itibarla anlaşmalı boşanmadan sonra artık boşanma sebebiyle manevi tazminat ve yoksulluk nafakası istenemeyeceği nazara alınmadan, davacı yararına manevi tazminata (TMK m. 174/2) ve yoksulluk nafakasına (TMK m. 175) hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. 3-Tarafların müşterek çocuğu M. R. 02.02.1995 doğumlu olup karar tarihinde ergin durumdadır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince; tarafların üç yıldan fazladır bir araya gelmediği, davalının ailesinin evlilik birliğine müdahalelerinin, davalının evlilik birliğinin kendisine yüklediği yükümlülükleri yerine getirmekten kaçınmasının ve davalının davacıya aleni olarak hakaretlerinin etkili olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin anneye verilmesine, baba ile şahsi ilişki kurulmasına, çocuk için aylık 450 TL iştirak nafakası ödenmesine, davalının yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı kadın vekili süresinde verdiği istinaf dilekçesiyle; kusur tespiti, iştirak nafakası miktarı, yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddi ile reddedilen kısım yönünden vekalet ücreti takdir edilmemesi nedeniyle kararın bu yönlerden kaldırılmasını istemiştir....