Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yine anne her ne kadar çocuğu ile aynı soyadı taşımak istediğini, babanın çocuğu görmeye dahi gelmediğini belirtmiş ve çocuğun soyadının ÖZKAN olarak değiştirilmesini istemiş ve alınan tanık beyanlarında çocuğun annesinden farklı soyisim taşımasının okulda ve resmi işlemlerde karışıklığa ve sıkıntıya verdiğini ifade etmişler ise de nüfus kayıtlarıyla anne ve babanın boşanmış olduğu, çocuğun babanın soyadını taşıdığının herkes tarafından bilinebileceği, tanık beyanlarıyla ve davacı tarafından resmi işlemlerde nasıl bir karışıklık olduğu somut olarak ispatlanamamış olup, boşanmanın kesinleşmesinden bu davanın hemen sonra açıldığı, kısa süre zarfında soyadı değişikliğinin istenmesinin çocuğun üstün yararına da olmadığı anlaşılmıştır."gerekçesi ile; "Davanın REDDİNE,"karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı kadın vekili; hükmün tümü yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı erkek istinaf yasa yoluna başvurmamıştır....

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği düşünüldü. Davacı, davalı eş ile boşandıklarını, müşterek çocuğun velayetinin kendisinde olduğunu, çocuğun ihtiyaçlarının arttığını öne sürerek, çocuk için aylık 650 TL iştirak nafakasının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece TMK'nın 177. maddesi uyarınca mahkemenin yetkisizliğine, yetkili mahkemenin Salihli Aile Mahkemesi (davacının ikametgahı) olduğuna karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. TMK'nın 177. maddesinde "Boşanmadan sonra açılacak nafaka dava larında nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir" düzenlemesi ile zayıf durumda bulunan davacıyı koruma amacı taşıyan genel yetki hükmü getirmekle davacıya seçimlik hak tanınmıştır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi SUÇ : Mala zarar verme HÜKÜM : Ceza verilmesine yer olmadığına Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Suça sürüklenen çocuk müdafinin yüzüne karşı tefhim olunan 20.12.2011 tarihli ceza verilmesine yer olmadığı hükmüne yönelik, suça sürüklenen çocuğun kanuni temsilcisi olan annesinin yasal süresi geçtikten sonra yaptığı, 31.01.2012 tarihli temyiz inceleme başvurusunun, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE, 16.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Aile Mahkemesinin 2015/276 esas sayılı dosyasında anlaşmalı olarak boşandıklarını, boşanma kararında müşterek çocuklarının 9 yaşında olduğunu, müşterek çocuklarının velayetinin kendisine verildiğini, davalının müşterek çocuğu görmesine karar verildiğini, müşterek çocukla 4 ay görüştükten sonra çocuğun evde bir yabancı insanın olduğunu ve annesi ile görüşmek istemediğini kendisine defalarca söylediğini, aradan geçen 5 yılı aşkın süredir davalının şimdi ise 15 yaşındaki müşterek çocuğu ile görüşmek için Samsun'da icra takibi başlattığını, müşterek çocuğun annesi ile görüşmek istemediğini, görüşmek istememesinin sebebinin ise kendilerinin evliyken bu adamın eve gelip evde bu adamı görmesi, ve annesinin hayalet gördün diye çocuğunu kandırıp korkutmasından ibaret olduğunu, çocuğun annesi ile görüşmek istemediğini, psikolojisinin bozulduğunu davanın kabulüne karar verilmesi talebiyle dava açmıştır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi Gereği görüşülüp düşünüldü: 5237 sayılı TCK'nın 234/3. maddesinde düzenlenen çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçunda on sekiz yaşını bitirmeyen çocuğun annesi ile babasının çocuk üzerinde sahip oldukları velayet haklarının koruma altına alınması nedeniyle atılı suçun mağdurun anne ile baba olması ve çocuğun velayet hakkına sahip annesinin duruşmada alınan ifadesinde şikayetçi olduğunu beyan etmesine karşın yüzüne karşı okunan hükmü temyiz etmediği anlaşıldığından, mağdura yaş küçüklüğü nedeniyle tayin edilen vekilin hükmü temyize hakkı bulunmadığından, vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE, 07.12.2020 günü oybirliğiyle karar verildi....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Çocuğun kaçırılması veya alıkonulması HÜKÜM : Beraat Gereği görüşülüp düşünüldü: 5237 sayılı TCK.nın 234/1 maddesinde düzenlenen çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçunda on sekiz yaşını bitirmeyen çocuğun annesi ile babasının çocuk üzerinde sahip oldukları velayet haklarının koruma altına alınması nedeniyle atılı suçun mağdurun anne ile baba olması ve kayden 18.08.2011 doğumlu olup suç tarihinde 18 yaşından küçük olan mağdurenin velayet yetkisi elinde bulunan annesinin şikayetinden vazgeçmesi karşısında, mağdura yaş küçüklüğü nedeniyle tayin edilen vekilin hükmü temyize hakkı bulunmadığından, vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK.nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE, 16.11.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Aynı Yasanın 336/3 maddesine göre de "Velâyet, ana ve babadan birinin ölümü hâlinde sağ kalana, boşanmada ise çocuk kendisine bırakılan tarafa aittir." hükmü yer almakta ise de, çocuğun annesinin reşit olmadığı anlaşılmaktadır. Somut olayda, küçüğün adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresinin “... Mahalle Güven Sokak No:10/A ... -... ” olarak gösterildiği anlaşıldığından davanın Kozan Sulh Hukuk Mahkemesi'nde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nun 21. ve 22. maddeleri gereğince Kozan Sulh Hukuk Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 11.9.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi Gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Suça sürüklenen çocuğun annesinin velayeten temyiz isteminin incelemesinde; Kayden 01.01.1997 doğumlu olan suça sürüklenen çocuğun, yargılama aşamasında 18 yaşını ikmal etmiş olması karşısında, annesinin velayeten temyiz hakkı bulunmaması nedeniyle, temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK.nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE, 2- Suça sürüklenen çocuk müdafi ve katılan vekilinin temyiz istemlerine gelince; Suç tarihi itibariyle 15 yaşını doldurup 18 yaşını doldurmayan suça sürüklenen çocuğa yüklenen suçun yasa maddesinde öngörülen cezasının türü ve üst sınırı itibariyle 5237 sayılı TCK.nın 66/1-e ve 66/2. maddelerinde belirlenen 5 yıl 4 aylık olağan dava zamanaşımı süresinin karar tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış ve suça sürüklenen çocuk müdafinin ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmekle sair yönleri...

              Türk Medeni Kanunu'nun 327/1. maddesinde çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderlerin anne ve baba tarafından karşılanacağı hükme bağlanmıştır. Aynı yasanın 328/1. maddesi hükmü gereğince ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir.( TMK. nun 329/1. maddesi ) Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de gözönünde bulundurulur. ( TMK. nun 330/1. maddesi ) Somut olayda yapılan ekonomik ve sosyal durum araştırmasında; davalı annenin lise mezunu olduğu, çalışmadığı, aylık 250,00 TL yetim aylığı aldığı, annesi ve kız kardeşi ile birlikte yaşadığı, annesinin yıkama ve ütü salonunu işlettiği; davacının ise İstanbul'da yaşadığı, ailesinin yardımı ile geçindiği anlaşılmıştır....

                Hukuk Dairesinin bozma kararı üzerine dosya esasa kaydedilerek yapılan açık yargılamanın sonunda; İDDİA VE SAVUNMA İLE İLK DERECE YARGILAMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2015 yılında evlendiklerini, müşterek bir çocuklarının olduğunu, çocuk doğduktan sonra davalının annesinin tarafların özel hayatlarına çok fazla müdahale ettiğini, huzursuzluk çıkardığını, evlerinin çok yakın olması nedeniyle annesinin uygunsuz vakitlerde habersiz olarak çokça geldiğini, davalı erkeğe müvekkili hakkında yakınmalarda bulunduğunu, davalının da annesine inanarak müvekkiline kötü davrandığını, müşterek çocuk ile beraber kendisini evden kovduğunu, davalının annesinin çocuğa bakmayacağını söylemesi üzerine müvekkilinin annesinin baktığını, hafta içi taraflarda kalıp hafta sonu ilçedeki köyüne döndüğünü, müvekkilinin annesinin çocuk için kalmasına davalının annesinin bozulduğunu ve davalı erkeği doldurduğunu, evde huzursuzluk çıktığını, davalının bir seferide müvekkilini gece...

                UYAP Entegrasyonu