Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Aynı Kanunun 19/.... maddesi uyarınca “Yerleşim yeri bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir.” ve aynı Kanunun .... maddesine göre de “Velayet altında bulunan çocuğun yerleşim yeri, ana ve babasının; ana ve babanın ortak yerleşim yeri yoksa, çocuğun kendisine bırakıldığı ana veya babanın yerleşim yeridir. Diğer hallerde çocuğun oturma yeri, onun yerleşim yeri sayılır. Vesayet altındaki kişilerin yerleşim yeri, bağlı oldukları vesayet makamının bulunduğu yerdir.” UYAP’tan alınan nüfus kaydına göre kısıtlı adayının annesinin velayeti altında bulunduğu ve kısıtlı adayının annesinin Bergama Sulh Hukuk Mahkemesinin ....11.2013 tarih ve 2013/481 E. - 2013/546 K. sayılı kararı ile kısıtlandığı anlaşıldığından, vesayet altındaki kişilerin ve onların velayeti altında bulunan küçüklerin yerleşim yeri de vesayet makamının bulunduğu yer olduğundan uyuşmazlığın Bergama Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....

    Aile Mahkemesinin 2021/504 Esas 2021/478 Karar sayılı hükümde çocuk için aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiği, söz konusu nafakanın her yıl ÜFE oranında artırılmasına karar verildiği, boşanmadan sonra tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında belirgin bir artış olmaması, önceki verilen hükümde iştirak nafakasının her yıl ÜFE oranında artırıma karar verilmesi, ÜFE ile ulaştığı miktarın 1.830,00TL ye tekabül ettiği, ÜFE artışı üzerine çıkılabilecek koşulların oluşmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....

    Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerden tarafların 19.07.2017 tarihinde boşandıkları, ortak çocuk Derin'in boşanma kesinleştikten sonra 02.08.2017 tarihinde dünyaya geldiği çocuğun evlilik birliği içerisinde ana rahmine düştüğü dolayısıyla çocuğun evlilik birliği içerisinde doğduğunun kabul edilmesinin gerektiği anlaşılmaktadır. Tarafların boşanma kararı kesinleştikten sonra ortak çocuğun dünyaya gelmesi nedeniyle çocuğun velayeti askıdadır. Anne ya da baba açısından velayetin aidiyetinin çözümlenmesi gerekir. Nitekim Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 2014/18839 esas ve 2015/3027 karar sayılı ilamında da işaret edildiği üzere, evlilik birliği içerisinde doğduğu kabul edilen çocuğun boşanma kararında velayetine ilişkin bir düzenleme yapılmaması durumunda öncelikli olarak velayet hususunun çözümlenmesinin gerektiği, şahsi ilişkinin velayet durumuna göre düzenlenmesinin gerektiği vurgulanmıştır....

    Türk Medeni Kanununun 330.maddesinde; “Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir.” 331.maddesinde de; “Durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır.” hükmü düzenlenmiştir. Bu yasal düzenlemeler uyarınca nafaka miktarı tayin edilirken çocuğun yaşı, eğitim durumu, günün ekonomik koşulları ile küçüğün genel ihtiyaçları ve ana babanın mali durumunun dikkate alınması gerekmektedir. Boşanma davasının kesinleşme tarihi ile bu dava tarihi arasında 4 yıla yakın bir süre geçmiştir. Bu süre içerisinde büyüyen çocuğun ihtiyaçları arttığı gibi, paranın satın alma gücünde düşüş olduğu da bir gerçektir. Her ne kadar, anne de bu süreçte çalışmaya başlamış ise de, bu husus nafakanın artırılması gerekliliğini büsbütün ortadan kaldırmaz....

      Tüm bu bilgiler ışığında somut olay irdelendiğinde; tarafların 25.01.2011 tarihli ilamla anlaşmalı boşandıkları, müşterek iki çocuğun velayetinin anneye verildiği, talep edilmediği için boşanma ilamında çocuklar lehine nafakaya hükmedilmediği, davacı annenin huzurdaki davayı boşanmadan yaklaşık 4,5 yıl sonra 12.08.2015 tarihinde açtığı, 10.01.1999 doğumlu çocuğun Anadolu Lisesi 11. sınıf öğrencisi, 25.07.2006 doğumlu çocuğun ilk öğretim 4. sınıf öğrencisi olduğu, 1977 doğumlu davacı annenin bayan kuaförü olup, aylık 1.500,00-2.000,00 TL arasında aylık kazancının bulunduğu ve çocuklarıyla birlikte kirada oturduğu, 1974 doğumlu davalı babanın oto yıkamacıda çalıştığı, aylık 1.000,00 TL gelirinin olduğu, anne baba ve kardeşleriyle aynı evde yaşadığı anlaşılmıştır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Çocuğun kaçırılması ve alıkonluması HÜKÜM : Beraat Gereği görüşülüp düşünüldü: 5237 sayılı TCK.nın 234/1. maddesinde düzenlenen çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçunda on sekiz yaşını bitirmeyen çocuğun annesi ile babasının çocuk üzerinde sahip oldukları velayet haklarının koruma altına alınması nedeniyle atılı suçun mağdurun anne ile baba olması ve kayden 10.07.2007 doğumlu olup suç tarihinde 18 yaşından küçük olan mağdurun velayet yetkisi elinde bulunan annesinin şikayetinden vazgeçmesi karşısında, mağdura yaş küçüklüğü nedeniyle tayin edilen vekilin hükmü temyize hakkı bulunmadığından, mağdur vekilinin temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK.nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE, 22.04.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması HÜKÜM : Ceza verilmesine yer olmadığına Gereği görüşülüp düşünüldü: 5237 sayılı TCK'nın 234/1. maddesinde düzenlenen çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçunda on sekiz yaşını bitirmeyen çocuğun annesi ile babasının çocuk üzerinde sahip oldukları velayet haklarının koruma altına alınması nedeniyle atılı suçun mağdurunun anne veya baba olması ve çocukların velayet hakkına sahip annesinin, gerekçeli kararın usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen ceza verilmesine yer olmadığına dair hükmü temyiz etmemesi karşısında, mağdurlara yaş küçüklüğü nedeniyle tayin edilen vekilin hükmü temyize hakkı bulunmadığından, vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE, 31/03/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi) SUÇ : Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması HÜKÜM : Beraat Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, dosya incelenip gereği düşünüldü: Çocuğun kaçılması ve alıkonulması suçunda korunan hukuki yarar velinin aile hukukundan kaynaklanan velâyet hakkı olup şikâyet ve temyiz hakkının mağdurenin kanuni temsilcisine ait olduğu, suça konu olayda velâyet hakkı sahibi olan çocuğun annesinin hükmü temyiz etmediği, CMK.nın 234/2. maddesi uyarınca mağdureye yaşı nedeniyle atanan zorunlu vekilin CMK.nın 237 ve devamı maddeleri uyarınca mağdure çocuk adına kamu davasına katılmaya ve kurulan hükmü temyize hakkı bulunmadığından, katılan mağdure vekilinin temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK.nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE, 16.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacının annesi ile 2008 yılında anlaşmalı olarak boşandıklarını, o dönemde davacının velayetinin annesine verildiğini, 2015 yılında yeniden evlendiğini, 2016 yılından itibaren davacının da gelip kendileri ile yaşadığını, Yiğit Ahmet adında bir çocuğu olduğunu, eşi ve çocukları ile birlikte yaşadıklarını, eşinin de davacıyı öz çocuğundan ayırmadığını, davacının birlikte yaşadıkları dönemde 15 günde bir hafta sonları ve tatillerde annesinin yanında kaldıklarını, annesinin yanında döndükten sonra kendisine ve eşine karşı tavırlarının değiştiğini, ancak annesinin yönlendirdiği için kendisinin sessiz kaldığını, en son annesinin yanından döndüğünde oyuncu olmak istediğini söylediğini, okul ve yürütmesinin güç olduğunu belirterek okulu bitirdikten sonra isterse üniversitede oyunculuk bölümünü seçeceğini belirttiğini, ancak davacının okula gitmek istemediğini söylemesine, kendisinin karşı çıktığını, bunun üzerine "sen bana karışamazsın " diye bağırınca misafirlerin...

              OLAY VE OLGULAR Şikayetten vazgeçme dilekçesi içeriği, sanığın aşamalarda değişmeyen ve Mahkemece samimi görülen beyanları, olay tarihinde il dışında bulunan annesinin eve gelmesini sağlamak için mağdurenin bu şekilde sanığa iftira attığına yönelik mağdure ile annesinin dosya kapsamıyla örtüşen samimi beyanları, mağdurenin annesinin olayı öğrenir öğrenmez şikayetçi olduğu, sonradan olayın aslını öğrenince şikayetinden vazgeçtiği kanaatinin Mahkemede oluşması, mağdurenin duruşmada gözlemlenen hal ve hareketlerinin samimiyetine ilişkin şüphe oluşturduğu nazara alınarak sanığın çocuğun cinsel istismarı suçundan beraatine karar verilmiştir. IV. GEREKÇE Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası içeriğine göre, o yer Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır. V....

                UYAP Entegrasyonu