Taraflar arasındaki çocuğun annesinin soyadını kullanmasına izin davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı ...'ın boşandıklarını, tarafların ortak çocuğu ...'nın velâyetinin annesine verildiğini, anasınıfına giden çocuğun kendi soyadıyla annesinin soyadının farklı olması sebebiyle sorunlar yaşadığını, bu durumun çocuğun gelişimini olumsuz etkilediğini, davalı ...'...
Taraflar arasındaki çocuğun annesinin soyadını kullanmaya izin davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
a gönderdiği, hatta çocuğun anılan şahısla müstehcen görüntülerini kayda aldığının tespit edildiği, dinlenen tanık beyanları ve ceza dosyası içeriğinden anlaşılacağı üzere çocuğun yaşadığı travma sebebiyle psikolojik destek almak zorunda kaldığı ve hala yaşadıklarını atlatamadığı, annesinin ceza evinde olduğunun da çocuğa söylenmediği, çocuğun annesinin ikiz kız kardeşi olduğu ve çocuğun davacılarla görüştüğünde annesinin ikizi ile de görüşme ihtimali bulunduğu, bu durumun tedavi aşamasında bulunan çocuğun durumunu olumsuz etkileyebileceği, her ne kadar sosyal inceleme raporunda kişisel ilişkinin refakatçi eşliğinde kurulabileceği belirtilmiş ise de çocuğun üstün yararı gerektirdiğinde bilirkişi raporunun aksi yönde karar verilmesinin mümkün olduğu, refakatçiyle kişisel ilişkinin taraflar arasında yaşanan sorunlar göz önüne alındığında gerçekleşmesinin olanaklı olmadığı ve çocuğun menfaatine uygun olmayacağı, ileride şartların değişmesi halinde kişisel ilişki davasının her zaman açılabileceği...
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinde özetle: İlk derece mahkemesinin kararından sonra cocuğun kendisini telefon ile aradığını babası ve babannesinin kendini tehdit ettiğini söylemesi üzerine annesinin jandarmayı aradığını, jandarmadan alınarak teyzesine teslim edildiği, bu konuda Düzce Cumhuriyet Başsavcılığı'na şikayette bulunulduğunu, çocuğa bulaşıkları yıka o.... dedikleri, bir daha okula göndermeyeceklerini söyleyerek odaya kilitlediklerini, halen çocuğun annesinin yanında olduğu ve bu soruşturma dosyasında Pelin' in üvey babasının cinsel taciz iddiasını babasının yönlendirmesi ile söylediğini beyan ettiği, bu nedenle duruşma açılarak ve sosyal uzmangörüşü alınarak kararın kaldırılmasını istemiştir. Müşterek çocuğun babası ile kalmak istemediğini, annesinin yanında hayatına devam etmek istediğini, duruşma açılarak müşterek çocuktan tekrar görüş alınması gerektiği, mahkeme kararının kaldırılarak istinaf taleplerinin kabulünü istemiştir....
TL manevi tazminata, müşterek çocuğun velayetinin anneye verilmesi ile müşterek çocuk için aylık 750 TL, müvekkili için aylık 750 TL nafakaya hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık HÜKÜM : Mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Suça sürüklenen çocuğun aşamalardaki savunmalarında, "İşyerini açtıktan sonra daha önce öğrendiği annesinin rahatsızlığı nedeniyle işyerini kilitlemeden çıktığını..." bildirmesi ve katılanın, "sabah 08.00'de işyerine geldiğinde işyeri kapısının açık olduğunu ve bilgisayarın çalınmış olduğunu farkettiğini..." bildirmesi ile olaydan sonra suça sürüklenen çocuğun işyerine ve kaldığı yurda bir daha dönmemesi karşısında; mahkemenin kabulü ve takdirinde isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamedeki bozma düşüncesine katılınmamıştır. Yapılan duruşmaya toplanan delillere, gerekçeye, hakimin kanaat ve takdirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükmün isteme aykırı olarak ONANMASINA, 29/04/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık HÜKÜM : Beraat Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Tüm dosya kapsamına göre, müştekinin telefonu çalındıktan sonra telefona ilk olarak suça sürüklenen çocuğun annesinin adına kayıtlı fakat aşamalarda kendi kullandığını beyan ettiği hattın takıldığı, suça sürüklenen çocuğun savunmasında suça konu telefonu adres ve kimlik bilgilerini bilmediği... isimli kişiden aldığı yönündeki beyanının kendini suçtan kurtarmaya yönelik olduğu, bu suretle suça sürüklenen çocuğun eylemine uyan hırsızlık suçunu işlediğinin sabit olması karşısında; mahkumiyeti yerine delillerin takdirinde hataya düşülerek beraatine karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 13/03/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması HÜKÜM : Hükümlülük Gereği görüşülüp düşünüldü: Kart sahibi ... ile sanığın olay tarihinden iki ay önce boşandıkları, boşanmalarından 2 ay sonra ...'ın vefat ettiği, sanık ile ...'ın olay tarihinde 13 yaşında olan müşterek çocukları ...'ın bulunduğu, tanık ... ... 'ün beyanlarından da tarafların boşanmadan sonra da görüşmeye devam ettikleri, UYAP'tan yapılan sorgulamada ... ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 08.06.2010 tarihinde kesinleşen boşanma kararına göre tarafların anlaşmalı olarak boşandıkları ve yaşı küçük müşterek çocuğun velayetinin sanık ... ...'a verildiği, ayrıca müşterek çocuk nedeniyle sanık lehine 1000 TL nafakaya hükmedildiği anlaşılmakla, sanık savunması, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamına göre ...'...
ın aşamalardaki beyanında suça sürüklenen çocuğun kendisinden para istediğini, para bulamadığı takdirde annesinin altınlarını satmasını söyleyerek öldürmekle tehdit ettiğini, bir keresinde bıçak çektiğini defalarca kendisini tehdit etmesi nedeniyle annesinin altınlarını aldığını ve suça sürüklenen çocukla birlikte kuyumcuda sattıklarını en son suç tarihinde de kendisini dövdüğünü belirtmesi karşısında, sübutu halinde suça sürüklenen çocuğun eyleminin yağma suçunu oluşturup oluşturmadığına ilişkin kanıtları takdir ve tartışma görevinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, duruşmaya devamla yazılı şekilde hükümler kurulması, Bozmayı gerektirmiş, katılan ... vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin bu sebepten dolayı BOZULMASINA, 05/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği düşünüldü. Davada, davalı ile boşanma sırasında 1999 yılında bağlanan 15,00 TL yoksulluk nafakasının 200,00 TL'ye ve 5,00 TL iştirak nafakasının ise 150,00 TL'ye yükseltilmesi ile davalı ile tekrar birarada yaşadıkları dönemde 2004 yılında doğan Irmak için ise 150,00 TL iştirak nafakasının tahsili istenilmiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile yoksulluk nafakası 150,00 TL ve iştirak nafakaları Sinan için 100,00 TL ve Irmak için 80,00 TL olarak belirlenmiştir. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, davacı ile davalı 1999 yılında boşanmışlar, küçük Irmak, boşanmadan çok sonra 29.07.2004 tarihinde dünyaya gelmiştir. Bu durumda çocuk evlilik haricinde doğmuştur. Evlilik haricinde doğan çocuk için babanın nafakayla yükümlü tutulabilmesi için, çocukla babası arasında soybağının kurulmuş olması zorunludur....