durumunda boşanmadan sonra beklenmeyen ve ciddi derecede bir düşüşün meydana gelmesi gerektiğini, oysa davacının belirtmiş olduğu bu hususlar zaten müvekkil ile davacının boşanmalarına karar verildiği Samsun 1....
boşanmasından sonra müvekkili ile hiç ilgilenmediğini, ve hiçbir maddi desteği olmadığını, davalının boşanmadan sonra yeniden evlendiğini ve ikinci evliliğinden de bir çocuğunun bulunduğunu, davalının devlet memuru olduğunu, Tekirdağ Kapaklı İlçe Devlet Hastanesinde çalıştığını, buna rağmen davalının cüz'i miktarda olan nafakayı ödemediğini, birikmiş nafakayı Amasya İcra Müdürlüğünün 2018/1857 Esas sayılı dosyasıyla cebri icra yoluyla tahsil edildiğini, müvekkilinin bugüne kadarki eğitim ve zorunlu ihtiyaçlarının annesi tarafından karşılandığını, enflasyon nedeniyle annesinin artık bu ihtiyaçlarını tek başına karşılamasının mümkün olmadığını, müvekkilinin özel bir lisede okuduğunu ve evde özel ders aldığını, annesiyle yaşadığı evlerinin kira olduğunu, annesinin asgari ücretle çalıştığını, müvekkilinin ergin olması ve eğitiminin devam etmesi nedeniyle işbu davayı açtıklarını, bu nedenlerle aylık 750,00 TL yardım nafakasının davalı babadan alınarak davacı müvekkiline ödenmesine, nafakanın...
Buna göre; taraflar arasındaki uyuşmazlık, evlilik birliği içinde doğan çocuğun, evlilik içinde doğumla kazandığı soyadının, davacı annesinin soyadı ile değiştirilmesinin mümkün olup olmadığı noktasındadır. Çocuğun soyadı TMK'nun soybağının hükümleri başlıklı beşinci ayırımda yer alan 321 ve devamı maddelerinde, velayet hakkı ve kapsamı ise, 6. ayırımda yer alan 335 ve devamı maddelerinde düzenlendiğine göre, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi mi, yoksa Aile Mahkemesi mi olduğu hususunun öncelikle çözümlenmesi gerekir. Göreve ilişkin sorunun çözümü; çocuğa soyadını kazandıran pozitif hukuk normlarıyla ve çocuğun doğumla kazandığı soyadını belirleme hakkının velayet hakkının kapsamında bulunup bulunmadığıyla yakından ilgilidir....
Annesi ve babası 8.2.2002 tarihinde boşanmış, boşanma kararıyla velayeti anneye bırakılmış, anne 6.3.2002 tarihinde, boşandığı kocası (çocuğun babası) tarafından öldürülmüş, baba, bu sebeple uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı cezaya mahkum olmuş, cezaevinden çıktıktan sonra da 24.7.2014 tarihinde ölmüştür. Çocuk, annesinin babası ...'ın vesayeti altındadır. Mahkeme, "‘çocuğun babaannesiyle görüşmesinin babasına olan öfkesini, bu güne kadar kendisiyle iletişime geçmeyen babaannesi ve diğer aile bireylerine aktarabileceği, öfke ve stresin çocuğun zihinsel gelişiminin yanısıra duygusal gelişimine de zarar verelebileceği izlenimi edinildiği, bu sebeple davacı ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasının çocuğun yüksek yararına uygun olmayacağı kanaatindedir.” Dosyaya alınan rapora göre, çocuğun, %70 oranında zihinsel engelli olduğu görülmektedir....
CEVAP: Davalı cevap dilekçesinde özetle; protokol ile boşanmadan 8 ay sonra nafakanın kaldırılması ya da indirilmesi istemenin hakkın kötüye kullanılması olduğunu, davacı aleyhine nafaka borcunun ihlali davası açıldığını, davacının işsiz olmasının kendi kusurundan kaynaklandığını, ortak çocuğun velayetinin davalı annede olup dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu ve de astım nedeniyle tedavi gördüğünü, tedavi, terapi ve eğitim giderlerinin olduğunu, özel okula gittiğini, ayrıca doktor tavsiyesi ile spor yaptığını, hafıza eğitim kursuna gittiğini, bu nedenle harcamalarının yüksek olduğunu, her zaman kontrolü gerektiğini, davacının bildirdiği taşınmazın davalının ailesine ait olduğunu, kardeşinin yurt dışından gönderdiği para ve annesinin Isparta'daki evinin satışından elde edilen para ile satın alındığını, bu taşınmazın gelirinin ortak çocuğun masrafları için kullanıldığını, hali hazırda da küçüğün geri kalan masraflarının anneannesi ve dedesi tarafından karşılandığını, taraflar boşanırken...
"İçtihat Metni"Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçundan sanık ...'nın yapılan yargılaması sonunda; atılı suçtan mahkûmiyetine dair ......
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 18/03/2021 NUMARASI : 2020/579 ESAS - 2021/218 KARAR DAVA KONUSU : Boşanmadan Sonra Açılan (Çocuğun Annesinin Soyadını Kullanmaya İzin) KARAR : Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükme karşı davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere mahkememize gönderildiği ve istinaf isteminin süresi içerisinde yapıldığı anlaşılmakla, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosya incelendi, işin gereği görüşülüp düşünüldü: GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; velayeti anneye verilen müvekkilinin soyadının annesinin soyadı olan Aydoğan olarak değiştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, davalı cevap dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davanın reddine karar verilmiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 18/03/2021 NUMARASI : 2020/579 ESAS - 2021/218 KARAR DAVA KONUSU : Boşanmadan Sonra Açılan (Çocuğun Annesinin Soyadını Kullanmaya İzin) KARAR : Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükme karşı davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere mahkememize gönderildiği ve istinaf isteminin süresi içerisinde yapıldığı anlaşılmakla, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosya incelendi, işin gereği görüşülüp düşünüldü: GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; velayeti anneye verilen müvekkilinin soyadının annesinin soyadı olan Aydoğan olarak değiştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, davalı cevap dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davanın reddine karar verilmiştir....
olduğunu, müvekkilinin annesinin fenalaştığını, müvekkilinin bayıldığını, davalının, müvekkiline bir süre ailesinin yanında kalması gerektiğini söylediğini, müvekkilinin bir ay ailesinin yanında kaldığını, bu zaman zarfında davalının Kıbrıs'a kumar oynamaya gittiğini, müvekkilini hiç aramadığını, davalının ikinci çocuğu da istemediğini, müvekkilinin 4.5 aylık hamileyken bile çocuğun alınmasını, alınamıyor ise, doğduktan sonra yetimhaneye bırakılmasını istediğini, bu nedenle müvekkilini dövdüğünü, müvekkilinin düşük tehlikesiyle hastaneye kaldırıldığını, müvekkilinin stresten uzak durması gerektiğinden davalının, bu durumu fırsat bilerek müvekkilini yine ailesinin yanına gönderdiğini, müvekkilini arayıp sormadığını, müvekkilinin hamileliği ve bebek doğduktan sonra kırkı çıkana kadar ailesinin yanında kaldığını, davalının ise Kıbrıs'da hayatına başka kadınlarla devam ettiğini, doğum zamanı da eşinin yanında olmadığını, doğumdan sonra çocuğun sarılık geçirdiğini, müvekkilinin ailesinin, müvekkiline...
a gittiğini bu süreçte müvekkilin çocuğun temel ihtiyaçları mama, bez vs.gibi alınmasını istediğinde davalı ve erkeğin annesinin kavga çıkarttığını, ortak çocuğun bir daha Denizli'ye gelmediğini hep ...'...