O halde bir çocuğa soyadı verilmesi için o çocuğun doğum tarihinde annesi ile babasının evli olup olmadığına bakmak gerekir. Doğum gününde anne ve baba evli ise çocuk babanın, diğer bir anlatımla ailenin soyadını alacaktır. Çocuğun soyadı bu surette belirlendikten sonra onun soyadını velayet hakkına vesair nedenlere dayanarak değiştirmek Türk Medeni Kanununun 321. maddesindeki düzenleme karşısında mümkün değildir. Ancak çocuk, ergin olduktan sonra Türk Medeni Kanununun 27. maddesindeki koşulların varlığı halinde soyadını her zaman değiştirmek hakkına sahiptir. Velayet hakkı anne ve baba için normal şartlarda çocuğun ergin olmasına yani onsekiz yaşını tamamlamasına kadar devam eden geçici bir haktır. Evliliğin sonradan boşanma gibi nedenlerle ortadan kalkması hallerinde velayet hakkının sırf anneye verilmiş olması onun soyadının değiştirilmesi için haklı bir neden sayılmadığı gibi hukuki mevzuat da buna cevaz vermemektedir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından; kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar ve velayet yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Velayet kamu düzenine ilişkin olup, velayet düzenlemesinde asıl olan çocuğun üstün yararıdır. Ana - baba ve çocuğun yararı çatıştığı takdirde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gerekir. Boşanmanın ileriye yönelik etkilerini hafifletmekte ve çocuğun boşanmadan sonraki hayata alışmasındaki en önemli etken, çocuğun hayatında kararlılık ve sürekliliğin sağlanmasıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun cinsel istismarı HÜKÜM : Çocuğun cinsel istismarı suçundan mahkumiyet İlk derece mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle başvurunun muhtevası ve inceleme tarihine kadar getirilen kanuni düzenlemeler nazara alınarak dosya tetkik edildi, gereği görüşüldü: Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ile kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, Ancak; Resmi nikah olmaksızın haftanın 2-3 günü mağdurenin annesinin evinde kalan sanık ile velayeti babasında olup, zaman zaman annesinin yanına gelen mağdure arasında üvey baba ilişkisi bulunmadığı gözetilmeden sanık hakkında müsnet suçtan belirlenen temel cezada 5237 sayılı TCK’nın 103/3. maddesi ile artırım yapılması suretiyle sonuç cezanın fazla tayini, Kanuna aykırı, sanık...
velayetinin annede bırakılmasının çocuğun menfaatine olacağının tespit edildiği, çocuğun anne yanında kurulu düzeninin oluştuğu, çocuğun yaş itibariyle anne bakım gözetim ve şefkatına muhtaç olduğu dönemde bulunduğu, çocuğun velayetinin annesinde kalmasında üstün menfaatinin olduğu kurulan şahsi ilişkinin yeterli olduğu anlaşıldığından, davalının istinaf itirazlarının reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
velayetinin annede bırakılmasının çocuğun menfaatine olacağının tespit edildiği, çocuğun anne yanında kurulu düzeninin oluştuğu, çocuğun yaş itibariyle anne bakım gözetim ve şefkatına muhtaç olduğu dönemde bulunduğu, çocuğun velayetinin annesinde kalmasında üstün menfaatinin olduğu kurulan şahsi ilişkinin yeterli olduğu anlaşıldığından, davalının istinaf itirazlarının reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Annenin yaşı küçük olup çocuğun velayetini kullanamayacağından, halihazırda çocuğun velisi bulunmamaktadır. Kanun, anne küçük, kısıtlı veya ölmüş ya da velayet kendisinden alınmış ise hâkimin çocuğun menfaatine göre vasi atayacağını veya velayeti babaya vereceği hükme bağlanmıştır (TMK m. 337/2). Soybağı kurulmayan babaya velayetin verilmesi söz konusu olamayacağına göre, küçüğe vasi atanması hususunundaki uyuşmazlığın sulh hukuk mahkemesinde görülüp, çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 29.05.2015 gününde oy birliğiyle karar verildi....
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; halihazırda nüfus cüzdanı olmayan 19/11/2017 doğumlu Yasemin adlı çocuğun müvekkili T1 ile davalı Kazakistan Vatandaşı T4 adlı kadının evlilik dışı birlikteliğinden doğduğunu ancak Serıkbay'ın sınır dışı edildiğinden bu kez Türkiye'ye davalı kardeşi T3 pasaportu ile giriş yaptığından dolayı hastanede doğum sırasında onun pasaportu kullanıldığından çocuğun anne adının Serıkbay yerine Izbayeva olarak yazıldığını bu durumun gerçeği yansıtmadığını, çocuğun nüfus cüzdanı olmadığından mağduriyet yaşadığını, bu nedenlerle müşterek çocuğun annesinin T4 olduğunun tespitinin gerektiğini, doğum belgesinin düzeltilmesini, müşterek çocuğun babasının T1, Annesinin T4 olarak nüfusa tescilini talep ve dava etmiştir. Davalılar duruşmaya gelmedikleri gibi cevap da vermedikleri anlaşılmıştır....
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; halihazırda nüfus cüzdanı olmayan 19/11/2017 doğumlu Yasemin adlı çocuğun müvekkili T1 ile davalı Kazakistan Vatandaşı T4 adlı kadının evlilik dışı birlikteliğinden doğduğunu ancak Serıkbay'ın sınır dışı edildiğinden bu kez Türkiye'ye davalı kardeşi T3 pasaportu ile giriş yaptığından dolayı hastanede doğum sırasında onun pasaportu kullanıldığından çocuğun anne adının Serıkbay yerine Izbayeva olarak yazıldığını bu durumun gerçeği yansıtmadığını, çocuğun nüfus cüzdanı olmadığından mağduriyet yaşadığını, bu nedenlerle müşterek çocuğun annesinin T4 olduğunun tespitinin gerektiğini, doğum belgesinin düzeltilmesini, müşterek çocuğun babasının T1, Annesinin T4 olarak nüfusa tescilini talep ve dava etmiştir. Davalılar duruşmaya gelmedikleri gibi cevap da vermedikleri anlaşılmıştır....
Sanığın üzerine atılı 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (5237 sayılı Kanun) 234 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında düzenlenen çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçunda, on sekiz yaşını bitirmeyen çocuğun annesi ile babasının çocuk üzerinde sahip oldukları velayet hakkının koruma altına alınması nedeniyle, atılı suçun mağdurunun anne ile baba olduğu, çocuğun babasının ölü, annesinin ise sağ olduğu anlaşıldığından velayeti kendisinde olan annesinin davaya katılma hakkının bulunduğu, Buna ilaveten; 6518 sayılı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 22 inci maddesi ile 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanunu'na eklenen 9 uncu maddesinde yer alan "Haklarında korunma, bakım veya barınma tedbiri kararı alınarak Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına ait sosyal hizmet kuruluşlarına yerleştirilmiş olan çocukların, yüksek yararları gözetilmek kaydıyla, eğitimleri...
İstinaf incelemesine gönderilen dosyada, davalı vekilinin ibraz ettiği vekaletnamede çocuğun annesinin soyadını kullanmaya izin davasını takip etmek için özel yetki bulunmadığı, evveliyatla bu hususta vekile (Çocuğun annesinin soyadını kullanmaya izin davası için özel yetki taşıyan) vekaletnamesinin aslını veya onaylı örneğini sunması için kesin süre verilmesi (HMK m. 77), bu süre içinde özel vekaletname verilmez veya davalı asil yapılan işlemleri kabul ettiğini dilekçe ile mahkemeye bildirmez ise vekil tarafından yapılan işlemlerin yapılmamış sayılacağının ihtar edilmesi ve tebligatların bu ikinci halde davalı asile yapılmak sureti ile davalı asile (özel yetkiyi içeren) vekaletnamesi bulunmayan avukat tarafından yapılan işlemleri kabul edip etmediği yönünde beyanda bulunması, beyanda bulunmaz ise vekil tarafından yapılan işlemlerin yapılmamış sayılacağının ihtarını içerir tebligat yapılmasından sonra istinaf incelemesi yapılmak üzere dosyanın Dairemize gönderilmesi için mahalline...