Devamla 20.09.2010 tarihli kontrol memurunun tuttuğu tutanakta davacı beyanında; eşiyle anlaşmalı olarak boşandıklarını, boşanma sonrası birlikte yaşamak için plan yaptıklarını müteveffa babasından ölüm maaşı bağlanması için boşandıklarını boşanmadan sonra bir süre birlikte yaşadıklarını ancak eşiyle kavga ettiklerini polis geldiğini ancak son zamanlarda görüşmediklerini eşinin annesinin yanında kaldığını söylemiştir. Kontrol memurlarınca yapılan çevre soruşturmasında da komşuları ile görüşülmüş eşlerin birlikte yaşadıklarını, boşanmadan habersiz olduklarını, eşler arasında çıkan kavga sonucu polis geldiğini olaydan sonrada eşinin zaman zaman geldiğini söyledikleri anlaşılmaktadır. Somut olayda; Davacının kendi beyanına göre maaş almak için boşandığı sabittir....
, suça sürüklenen çocuğun kanuni süre geçtikten sonra ileri sürdüğü temyiz isteminin 1412 sayılı CMUK'un 317. maddesi gereğince istem gibi REDDİNE, 02.05.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi....
in gerçek annesinin kendisi olduğunun tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde; 08.08.2011 tarihinde doğan ...'in gerçek annesinin kendisi olduğunu, çocuğun maddi hata ile doğum için hastanede yanında refakatçi bulunan ...'ın öz annesi gibi işlem yapıldığını ve nüfus kayıtlarına bu şekilde geçtiğini, ...'in gerçek annesinin kendisi olduğunun tespitine ve nüfus kayıtlarına tesciline karar verilmesini istemiş; mahkemece, davaya konu olayda tanıma olduğu, davalı ... çocuğun babası olarak tanıma yaptığı, tanımanın iptali yapılmadan ana adının tashihinin mümkün bulunmadığı, tanıma ile de aile mahkemesinin görevli bulunduğu, anne adının tashihi istenen 09.08.2011 doğumlu ...'...
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı babanın beyin neoplazmı hastası olduğundan akli bir maluliyetinin bulunmadığını fakat bedensel hareketlerinin sınırlı olduğunu, çocuğun kanser hastası olan annesinin ölümüne tanıklık ettikten sonra babasının hastalığını görmesini istemeyen davalının iyi niyetle çocuğun bakımını teyzelerine bıraktığını, Çekmeköy'deki taşınmazda çocuğun anneden gelen hissesinin bulunmadığını, tapu iptali ve tescil davası açısından Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunu, bu davanın husumet açısından da reddi gerektiğini, taraflar arasında görülen başka davaların da bulunduğunu, davalının kira ihtarı çekmesinden sonra bu davanın açıldığını, davalının çocuğun hisselerini devretmediğini, çocuğun mal varlığında menfaatine aykırı tasarrufta bulunmadığını, aksine davacı tarafın çocuğun hissedar olduğu taşınmazı ipotek verdiğini, kira gelirlerini çocuğun ihtiyaçlarına harcadığını, anneden gelen sigorta bedelinin bir kısmının davalıya ait olduğunu, çocuğa düşen kısmı...
in annesinin soyadını merak etmeyecekleri, soyadını bilse bile anne ile çocuk arasındaki soyadı farkının günümüzde boşanmaların artmış olması nedeni ile sık karşılaşılan bir durum olduğundan anlayabileceklerinin açık olduğu, çocuğun babadan ilgi görmediği, anne akrabaları, dede ve dayı ile zaman geçiriyor olup onların soyadından farklı soyadı olduğu için üzüldüğü hususu, soyut bir beyan olup çocuğun şu anda anlamasa bile ileride anlayıp, öyle olduğu için mutlu olacağı bir durum olduğu, zira çocuğun baba soyadından da soyutlanmasının, çocuğun baba ile bağının sembolü niteliğindeki addan uzaklaşmasının, babanın manevî varlığını da kayıp etmesi anlamına geleceğini ki bunun çocuğun manevî bütünlüğü için olumsuz etki yaratacağı, annenin babaya kızgın olup çocuğun soyadını değiştirmesinin, çocuğun ileride babaya manevî ihtiyaç duyması halinde babasına ulaşmasında arada manevî bir kırgınlık yaratabileceği, bu dönem baba çocukla ilgilenmiyorsa ileride ilgilenmeyeceği, ileride çocuğun babası...
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dilekçesinde; anlaşmalı boşanma ile hükmedilen 150 TL iştirak nafakasının, çocuğun özel ders alması ve ihtiyaçlarına yetmemesi nedeniyle 2.000 TL'ye çıkartılmasını istemiştir.Davalı vekili cevabında, anlaşmalı boşanmadan sonra işleri bozulan davalının borçları nedeniyle kendi ihtiyaçlarını dahi karşılayamadığını belirterek davanın reddini dilemiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; boşanmadan sonra 2017 yılına kadar davacının çocuklarla birlikte davalıya ait konutta ikamet ettiklerini, davacının bütün ihtiyaçlarının bu süreçte davalı tarafından karşılandığını ve davalının davacıya çocuklar için her ay düzenli olarak 1.500 TL'ye kadar maddi destekte bulunduğunu, davacının 2017 Temmuz ayında evin içindeki eşyaları da alarak evi terk ettiğini, müşterek çocuk Hasan Samed'in bu süreçte davalı babasıyla birlikte ikamet ettiğini, pandeminin başlamasıyla birlikte çocuğun isteği ve müvekkilinin muvafakati doğrultusunda çocukların anneleriyle birlikte kalmaya başladıklarını, şiddete ilişkin iddiaların doğru olmadığını, haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Tarafların anlaşmalı olarak boşanmış olmaları, boşanma davasında davalının başkası ile ilişkisi ve çocuğun gerçek babasının davacı olmadığına ilişkin bir beyan ve kabulün olmaması, keza, boşanma protokolünde de bu konuya değinilmiş olmaması, davacının boşanma kararından sonra soybağının reddi davası açıp resmen çocuğun babasının kendisinin olmadığını anlamış olması, dinlenilen davacı tanıkları ile davalı tanıklarından ...'...
ya çocuğu hazır etmesi konusunda usulüne uygun şekilde meşruhatlı davetiye tebliğ edilip çocuğun hazır edilmesi halinde alınacak rapor da gözetilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği dikkate alınmadan çocuğun hazır edilmesi için davalı ...'ya tebligat yapılamadığı, dava nesebin tashihi niteliğinde olmadığından DNA testine gidilmesinin de zorunlu olmadığı gerekçesiyle davanın kabulü, 2-Kabule göre de; Anne adının düzeltilmesi istenen ... babasının hanesinde nüfusa kayıtlı olduğundan, küçüğün nüfus kaydındaki anne adının iptali ile gerçek annesinin tespiti ve gerçek annesinin nüfus kaydıyla irtibatının sağlanmasına karar verilmesiyle yetinilmesi gerekirken ...'un anne hanesine kayıt edilmesine karar verilmiş olması, Doğru görülmemiştir. ../.....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık HÜKÜM : Mahkumiyet Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, kararın nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü: Tebliğ tarihinden önce 18 yaşını doldurmuş bulunan suça sürüklenen çocuğun, Türk Medeni Kanunu'nun 11. maddesine göre... olduğu, suça sürüklenen çocuğun annesi ...'in onun kanuni temsilcisi olmadığı, bu nedenle suça sürüklenen çocuğun başvurmaya hakkı olduğu, annesinin kanun yollarına başvuramayacağı anlaşılmakla; suça sürüklenen çocuğun annesi ...'in temyiz isteminin CMUK'nın 317. maddesi uyarınca, isteme aykırı olarak REDDİNE, 22/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....