Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

uzun süredir aynı okula devam ettiğini, Bolu'da bir arkadaş ve okul çevresi olduğunu, çocuğun velayetinin davacıya verilmesinin çocuğun menfaatlerine aykırı olduğunu, şuan velayet hakkı davalıda olmakla beraber davalı cezaevinde bulunduğundan dolayı en azından dava sonuçlanıncaya kadar tedbiren, müşterek çocuğun yaşadığı çevreden ve okulundan ayırmamak adına davalının da vasisi bulunan şuan müşterek çocuğun beraber yaşadığı ve alışkın olduğu babaannesi T6 müşterek çocuğa vasi olarak atanmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

daha önce ne tür ilaçlar kullandığını, kendisinin neden haberinin olmadığını sorduğunu, karşı davalının ve ailesinin hiçbir cevap vermediğini, karşı davalının annesinin ''Pınar 2- 3 gün kafasını toplasın'' diyerek kızlarını götüreceklerini söylediğini, karşı davacının çocuğunu emzirmesi karşılığında izin verdiğini, ancak bir kaç saat sonra karşı davacının annesinin arayarak çocuğu bırakıp gittiklerini söylediğini, karşı davalının bu tarihten sonra da müşterek konuta bir daha dönmediğini, çocuğunu da arayıp sormadığını, son olayın akşamında çocuğun tekrar rahatsızlandığını, o gece hastanede bir gün gözetim altında tutulduğunu, çocuğun anne sütüne muhtaç olması nedeniyle karşı davacının eşini aradığını ancak karşı davalının çocuğa halası ve babaannesi baksın dediğini, bu olaydan sonra karşı davacının bir daha karşı davalıyı aramadığını, bu süreçte karşı davacının annesinin de rahatsızlandığını, karşı davacının hem çocuğu hem annesi ile ilgilenmesinden dolayı işini aksatmak zorunda kaldığını...

Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanmadan Sonra Çocuğun Annenin Soyadını Kullanmaya İzin Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı ... Nüfus Müdürlüğü tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 09.03.2020 (Pzt.)...

    ile çocuğun soyadının farklı olmasını diğer çocukların sorulduğunda çocuğun olumsuz etkilendiğini, ve üzüldüğünü, çocuğun ad ve soyadının değiştirilmesinde çocuğun menfaatine olacağı, tüm bu nedenlerle çocuğun Keziban Erva olan isminin Erva olarak Cerit olan soyadının annesinin soy adı olan Kula olarak değiştirilmesini talep etmiştir....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Yerel mahkemece davacının davasının kabulü ile Müşterek çocuk Doruk Berk Durmuş’un nüfustaki “Durmuş” olan soyadının “Ağır” olarak değiştirilmesine ve bu şekilde nüfusa tesciline, davacı tarafın mahkememizden alacağı resmi yazı ile hüküm özetinin mahalli bir gazetede ilanına, gazete ilanının ve makbuzun dosyamız arasına sunulduktan sonra kararın kesinleştirilmesine, karar verildiği görülmüştür. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, çocuğun üstün menfaati gözetildiğinde verilen kararın yerinde olmadığını, davacının müşterek çocuğu babasından uzaklaştırmak için uğraştığını bu nedenle yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava; Boşanmadan Sonra Açılan (Çocuğun Annesinin Soyadını Kullanmaya İzin) talebine ilişkindir....

    in aynı köyde oturup evlerinin karşı karşıya olduğu, suça sürüklenen çocuğun annesinin zaman zaman mağdureye suça sürüklenen çocuğun küçülen tişörtlerini verdiği, olay günü 14:30 sıralarında mağdurenin köy yolundan evine doğru giderken suça sürüklenen çocuğun yanına gelerek "daha çok küçülen tişörtüm var bizim eve gelirsen sana veririm" diyerek yanından ayrıldığı, mağdurenin sanığın evine gitmeyerek kendi evine gittiği ve annesinin tarlada işçi olarak çalışmasından dolayı yalnız olarak kaldığı, suça sürüklenen çocuğun bu defa mağdurenin evinin önüne gelip "tişört almaya gelmeyecek misin" şeklinde ısrarı üzerine, mağdurenin evden çıkarak birlikte suça sürüklenen çocuğun evine gittikleri, dolaptan kıyafet almak için yatak odasına girip, mağdurenin yatağın köşesinde oturup cep telefonu ile uğraştığı, suça sürüklenen çocuğun dolaptan kıyafet çıkardığı esnada aniden arkasını dönüp mağdureyi yatağa itip üzerine abanıp bacaklarını ve kalçasını tutup sıktığı, mağdurenin çığlık atıp sıyrılarak yataktan...

      Velayet düzenlemesi yapılırken; göz önünde tutulması gereken temel ilke, çocuğun "üstün yararı" (BM Çocuk Haklarına Dair Sözleşme m. 3; Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi md. 1; TMK m. 339/1, 343/1, 346/1; Çocuk Koruma Kanunu md. 4/b)'dır. Çocuğun üstün yararını belirlerken; onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gereklidir. Ana ve babanın yararları, ahlaki değer yargıları, sosyal konumları gibi durumları, çocuğun üstün yararını etkilemediği ölçüde göz önünde tutulur....

      anlaşılması karşısında, yaşı 18'den büyük olduğu anlaşılan suça sürüklenen çocuğun kararı temyiz etmesi gerektiği, annesinin temyize yetkili olmadığı anlaşıldığından, 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi aracılığı ile 1412 sayılı CMUK'nun 317. maddesi gereğince suça sürüklenen çocuğun annesi ...'...

        baktığını, çocukların yerleşim yerinin davalı annede olsa da, davalının çocuklarını anne gibi değilde bir yakını gibi alıp götürdüğünü ve geri getirdiğini, davalının şu anda bayan kuaförü olarak çalıştığını ve müşterek çocuklar ile ilgilenebilecek ve bakabilecek durumunun bulunmadığını, davalının kendi annesi ile görüşmediğinden, çocuklara bakabilecek bir yakınının da bulunmadığını, müşterek çocukları yanında işe götürmesinin de mümkün olmadığını, müvekkilinin annesinin, müşterek çocukların giyimleri, bakımları, temizlikleri gibi tüm kişisel ihtiyaçları ile ilgilendiğini, davalının ise müvekkilinin annesine asılsız iftiralar attığını, müşterek çocuklar için nafaka talep ettiğini, müvekkilinin, erkek kardeşi ile birlikte işlettiği fırınında eve yakın olmasından dolayı müvekkilinin devamlı müşterek çocukların yanlarında olduğunu, müşterek çocukların okullarının da eve ve müvekkilinin iş yerine 100 metre mesafede olduğunu, davalının çocuklarına karşı ilgisiz olduğunu, boşanmadan sonra çocuklarını...

        Dosya kapsamında tarafların 1999 yılında boşandıkları, çocuğun velayetinin anneye verildiği, taraflar arasında 11/09/2002 tarihinde nafaka, eğitim giderleri konusunda özel PROTOKOL düzenlendiği, protokol gereği ödenmeyen çocuğun okul taksitleri için icra takibi yapıldığı anlaşılmaktadır. Somut olayda; uyuşmazlığın temeli, boşanmadan sonra düzenlenen nafaka ve eğitim giderine yönelik olup, temelde nafaka hususu tartışma konusu olacağından nafakayla ilgili hükümlerin de T.M.Y.nın 2. kitabında yer aldığı anlaşılmakla, 4787 Sayılı Aile Mahkemeleri Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Yasanın 4. maddesine göre davanın Aile Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince Ankara 6. Aile Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 07/02/2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          UYAP Entegrasyonu