Gerek ilk davada gerekse davalı kadın tarafından açılan tedbir nafakası talebine yönelik ... 1. Asliye (Aile) Hukuk Mahkemesinin 2013/453 esas ve 2014/190 karar sayılı dosyası ile temyize konu bu davada toplanan delillerle davacı erkeğin evi terk ederek gittiği ve birlik görevlerini yerine getirmediği anlaşılmaktadır. İlk davanın açılmasından sonra tarafların biraraya geldikleri iddia edilmediği gibi, fiili ayrılık döneminde kadından kaynaklanan ve ona kusur olarak yüklenebilecek yeni bir maddi olayın varlığı da kanıtlanamamıştır. Öyleyse davalı kadına bir kusur yüklenemez. Bu durumda; evlilik birliğinin sarsılmasını gerektiren olaylarda, ilk davayı da açarak boşanma sebebi yaratan davacı erkek tamamen kusurludur. Durum böyleyken; mahkeme gerekçesinde davalı kadın tarafından “Süresinde tanık bildirilmediğinden kusurun belirlenemediği” tespiti hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. 3-Davalı kadın tahkikat aşamasında maddi ve manevi tazminat (TMK m. 174/1-2) talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Tedbir Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı erkek tarafından birleşen tedbir nafakası davasında kadın lehine hükmedilen vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı erkek tarafından açılan boşanma davası, kadının açtığı bağımsız tedbir nafakası davası (TMK md 197) ile birleştirilmiş, mahkemece erkeğin boşanma davasının kabulüne, birleşen tedbir nafakası davasının ise, boşanma dosyasında tedbire karar verildiğinden konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davacı-davalı erkek tarafından birleşen tedbir nafakası davasında kadın lehine verilen vekalet ücrcti yönünden temyiz edilmiştir....
250 TL tedbir nafakası ödenmesine, davalı-karşı davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, davalı-karşı davacı kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan asıl ve birleştirilen boşanma davalarında kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, ortak çocuk lehine tedbir ve iştirak nafakası, davacı kadın lehine tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevi tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı, birleştirilen davada davalı erkek aleyhine hükmedilen yargılama giderleri noktasında toplanmaktadır. 2....
Y A R G I T A Y K A R A R I Davada, davalının evi terk etmesi nedeniyle davacı kadın ve müşterek çocuk için tedbir nafakası talep edilmiş, mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir. HUMK'nun 176/3.maddesinde "Herçeşit nafaka davaları adli ara vermede bakılır" hükmü gereğince, tedbir nafakası talebine ilişkin davanın adli tatilde görülen dava ve işlerden olduğu açıktır. Bu nedenle nafaka davalarında HUMK'nun 177.maddesi hükmü uygulanmaz. Davacı vekili 09.08.2010 tarihinde tebliğ edilen hükmü HUMK'nun 432.maddesinde belirlenen 15 günlük süre geçtikten sonra 13.09.2010 tarihinde temyiz etmiştir. Bu durumda temyiz süresi geçmiş olduğundan 01.06.1990 gün ve 1980/3 E.,1990/4 K.sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca temyiz isteminin REDDİNE, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 01.02.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen tedbir nafakası davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava; tedbir nafakası istemine ilişkin olup, mahkemece; davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dosya kapsamından; davalı ...'in.....2. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 22.07.2009 tarih, 2008/1024 E.; 2009/933 K. sayılı ilamı ile TMK'nın 405. maddesi gereğince kısıtlandığı, annesi ...'...
nafakanın her yıl TUİK'in belirlediği ÜFE oranında artırılmasına, fazlaya ilişkin taleplerin reddine, (asıl davada hükmedilen tedbir nafakası ile mükerrer ödemeye neden olmayacak şekilde), birleşen davada kadın lehine takdir edilen aylık 300,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, karar kesinleştikten sonra aylık 350,00- TL'ye çıkartılarak yoksulluk nafakası olarak devamına, davalı-birleşen davalıdan alınarak davacı-birleşen davacı kadına verilmesine, bu nafakanın her yıl TUİK'in belirlediği ÜFE oranında artırılmasına, fazlaya ilişkin taleplerin reddine, (asıl davada hükmedilen tedbir nafakası ile mükerrer ödemeye neden olmayacak şekilde), TMK 174/1 maddesi uyarınca belirlenen 10.000,00TL maddi tazminatın karar kesinleşme tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile davalı-birleşen davalı kocadan alınarak davacı-birleşen davacı kadına verilmesine,fazlaya ilişkin talebin reddine, TMK 174/2 maddesi uyarınca belirlenen 8.000,00TL manevi tazminatın karar kesinleşme...
nafakası, ortak çocuk yararına aylık 750,00 TL tedbir nafakası ile birleşen boşanma davasının reddine karar verilmiştir....
Davanın açıldığı 05.08.2011 tarihi itibariyle de taraflar evli bulunduğundan davacının talebinin ayrı yaşamada haklılık nedenine dayalı tedbir nafakası olarak nitelendirilmesi gerektiği açıktır. Somut uyuşmazlıkta davacı; dilekçesinde türünü belirtmeksizin talebini nafaka olarak ifade etmiş, mahkemece duruşma sırasında tefhim edilen kısa kararda davacı için aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasının hükmün kesinleşme tarihinden itibaren davalıdan tahsiline dair hüküm kurulmuş, gerekçeli kararda ise; gerekçe kısmında tedbir nafakasına ilişkin açıklamalara yer verilerek "yoksulluk nafakası" ibaresi yerine "tedbir nafakası" ibaresi yazılmıştır. 1-)Temyizen incelenmesi istenen eldeki davada talep edilen nafaka, dava dilekçesinin içeriğine göre ve dosya kapsamındaki diğer delillere göre, tedbir nafakasıdır. Bu haliyle mahkemece; kısa kararda davanın nitelendirmesinde hataya düşülerek karar verilmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı-davalı kadın vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; Kusuru, asıl davanın reddini, karşı davanın kabulünü, kadın için maddi - manevi tazminat verilmemesini, erkek için maddi tazminat verilmesini, kadın için verilen tedbir nafakası miktarını, kadın için yoksulluk nafakası verilmemesini, çocuk için verilen tedbir - iştirak nafakası miktarını istinaf etmiştir....