Davada; davacı ... ile küçük çocuk .... için tedbir nafakası; 27.02.1993 doğumlu ... için yardım nafakası talep edilmiş; mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı ... için talep edilen nafaka niteliği itibari ile yardım nafakası olup, mahkemece hükmedilen nafakanın iştirak nafakası olarak nitelendirilmesi doğru görülmemiş ancak bu husus sonuca etkili olmadığından bozma sebebi yapılmamıştır. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 18.02.2013 günü oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, iş bu dava tarihi olan 24/07/2015 tarihinden itibaren takdiren aylık 250-TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından sadece vekalet ücreti yönünden temyiz edilmiştir. Dava,tedbir nafakası talebine ilişkindir. 6100 sayılı HMK 326 maddesi uyarınca, "Yargılama giderleri, kural olarak, davada haksız çıkan yani aleyhine hüküm verilen tarafa yükletilir". Davayı kazanan taraf davasını bir vekil vasıtası ile takip etmiş ise, haksız çıkan (davayı kaybeden) taraf yargılama gideri olarak vekalet ücretine de mahkum edilir. (HMK 323 1/ğ)....
Temyiz Sebepleri Davalı vekili temyiz başvuru dilekçesinde, istinaf dilekçesinde belirttiği aynı sebeplerle boşanma davasının kabulü, kusur tespiti, kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat ile nafakalar ile birleşen davada kabul edilen tedbir nafakası yönünden temyiz yoluna başvurmuştur....
400 TL yoksulluk nafakasının karar kesinleştikten itibaren davalıdan tahsiline karar verildiği, verilen kararın davalı/karşı davacı koca tarafından temyizi üzerine dairemizin 14.09.2010 tarihli kararı ile hükmün, gerek nafakaya ilişkin bağımsız açılan davada gerekse boşanma davasında davacı/karşı davalı kadının yoksulluk nafakası talebi olmadığı, nafaka dosyasında davacının talebinin tedbir nafakası olduğu gözetilerek dava tarihindeki tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınarak davacı kadının ihtiyaçlarını giderecek uygun bir miktarda tedbir nafakasına karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile bozulmasına, yerel mahkemece de bozma ilamına uyulmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.O halde mahkemece, dairemiz bozma ilamında belirtildiği üzere davacı/k.davalı kadın tarafından davanın açıldığı tarihte tarafların halen evli olup davalı/k.davacı koca tarafından 2006 ylılnda açılıp redle sonuçlanan boşanma davası neticesinde tarafların halen fiilen ayrı yaşadıkları gözetilerek davacının...
Davada davalının, evlilik birliği gereklerini yerine getirmediği ileri sürülerek tedbir nafakası istenilmiş; mahkemece, eş için istemin reddine çocuk için kısmen kabulüne dair verilen ilk karar davacı tarafından temyiz edilmiş, temyiz üzerine Dairemizin 8.10.2009 ... ve 13881 E., 15286 K.sayılı ilamı ile özetle davacı eşin ayrı yaşamada haklı olduğu , bu nedenle eş yönünden tedbir nafakası isteminin tümüyle reddinin doğru olmadığı gerekçesiyle bozulmuş, bozma üzerine yerel mahkeme, bozmaya uyulup uyulmaması yönünde bir karar vermeden, evlilik birliğinin korunmasına yönelik önlemler konusunda yetkili mahkemenin taraflardan herhangi birinin yerleşim yeri (TMK.md.201) olduğu, işbu davanın taraflarının davanın açıldığı ... İlçesinde ikamet etmediği gerekçesiyle görevsizlik şeklinde dava dilekçesinin reddine karar verilmiştir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından asıl davada aleyhine hükmedilen maddi ve manevi tazminat ile birleşen davada kadın lehine hükmedilen tedbir nafakasının kabulü yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı kadın tarafından Türk Medeni Kanunu’nun 197. maddesi kapsamında açılan bağımsız tedbir nafakası davasına yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde; 6100 sayılı HMK’nın 362. maddesinin 1. fıkrasının b bendi uyarınca “Miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dâhil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar” temyiz edilemez. 02.12.2016 tarihli 6763 sayılı Kanun’un 44. maddesi ile de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen ek madde 1 uyarınca temyiz parasal sınırlarının (HMK m. 341, 362) Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298. maddesine göre her yıl tespit ve ilan...
Yargılama dosyasına konu istemler , mahiyeti itibariyle iştirak nafakası niteliğinde olduğundan Yargıtay'ın ve doktrinin benimsediği şekilde iştirak nafakası olarak nitelendirme yapılıp hüküm kurulması gerekirken; mahkemece, yanlış nitelendirme sonucu tedbir nafakası olarak hüküm oluşturulması doğru değildir. Ancak, bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği ve "hakimin takdir yetkisi kapsamında" kalmadığından; hükmün düzeltilerek onanması HMUK’un 438/7 maddesi gereğidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından, ortak çocuklar lehine takdir edilen nafakaların ve tazminatın miktarları, yoksulluk nafakasının reddi ve kendisi için talep ettiği tedbir nafakası yönünden, davalı-karşı davacı erkek tarafından ise, kusur belirlemesi, nafakalar, tazminatlar ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bentler dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalı-karşı davacı erkek tarafından işbu davadan önce 12.09.2011 tarihinde boşanma davası açılmış, davacı-karşı davalı kadın tarafından 25.08.2011 tarihinde açılan bağımsız tedbir nafakası davasının erkek tarafından 12.09.2011 tarihinde...
, İlk Derece Mahkemesi karar gerekçesinin yukarıda belirtildiği şekilde düzeltilmesine, asıl davanın kabulü ile tarafların eylemli ayrılık hukuki sebebine dayalı olarak boşanmalarına, kadının tedbir nafakası ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, kadın yararına 100.000,00 TL maddî tazminat, 100.000,00 TL manevî tazminat, birleşen dava yönünden ise yasal koşulları oluşmadığından kadın yararına tedbir nafakası takdirine yer olmadığına ve birleşen davada kadının yoksulluk nafakası ve tazminat talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına, taraf vekillerinin diğer yönlere ilişkin istinaf itirazlarının ise ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir....
Karşı davanın reddi açısından: Geçimsizliğe sebep olan olaylarda erkeğin ağır kusurlu, kadının az kusurlu olduğu, evliliğin devamında taraflar açısından her hangi bir yarar kalmadığı, karşı davanın reddinin hatalı olduğu anlaşıldığından davalı-davacı kadını vekilinin istinaf talebinin kabulü ile davalı-davacı kadının asıl davada hükmedilen boşanmaya yönelik istinaf talebi bulunmadığından asıl boşanma davasında verilen boşanma hükmü kesinleştiğinden, karşı davada boşanma hükmü konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Kadın için verilen tedbir nafakası miktarı ve yoksulluk nafakası verilmemesi açısından: Kadın lehine tedbir nafakası takdirinde bir hukuka aykırılık bulunmadığı, takdir edilen miktarın ise günün ekonomik şartlarına, tarafların ekonomik sosyal durumlarına ve hakkaniyete uygun olduğu anlaşıldığından davalı-davacı kadın vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmiştir....